๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Sahih-i Müslim Muhtasarı => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 27 Kasım 2011, 21:41:54



Konu Başlığı: Kuru Hurma Kar­şılığında Yaş Hurma Satmanın Haram Olması
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 27 Kasım 2011, 21:41:54
14- Ariyeler Müstesna Olmak Üzere Kuru Hurma Kar­şılığında Yaş Hurma Satmanın Haram Olması


1402- Zeyd b. Sabit (r.a)'tan rivayet edilmiştir:

“Resulullah (s.a.v.), bu yasaklamasından sonra ariyyenin taze veya kuru hurma karşılığında satılmasına ruhsat verdi, bundan başkasına izin verme­di.” [653]

1403- Zeyd b. Sabit (r.a)'tan rivayet edilmiştir:

“Resulullah (s.a.v.), ariyye sahibine, ariyyenin, göz kararıyla kuru hurma karşılığında satmaya izin verdi.” [654]

Ariye:

Satışı haram kılınanların dışında kalan meyve demektir. Buna göre ariye; mey­ve ağacı veya parası olmayan ihtiyaç sahibi bir kimsenin, çoluk, çocuğuna taze meyve tattır­mak kastıyla elindeki kuru meyveyi verip göz kararıyla ağaçtaki taze meyveden o miktarda meyve satın almasına denir.

Ariye satışı, elinde kuru meyve olduğu halde, parasızlık yüzünden yeni çıkan yaş mey­veyi yiyemeyenlerin başvurusu üzerine tanınan bir ruhsattır.

Esas itibariyle, kuru meyve vererek yaş meyve satın almak şeklindeki müzabene satışı yasaklanmıştır. Bu durum, kuru meyvesi olanlara! da turfanda meyve yetiştirenlere bazı zorluklar getirmekteydi. Resulullah (s.a.v.) kayıtlı olarak bu değiş-tokuşa izin vermiştir. Yalnız ariye suretiyle yapılacak alım-satım, 5 vesk yani 1 deve yükü miktannı geçmemelidir.

Hanefilerden, ariyenin caiz olacağı miktar konusunda bir görüş nakledilmiş değildir. Bu, Hanefilerin ariyeyi, bir satış değil hibe telakki etmelerinden dolayı olsa gerektir. Çünkü hibenin bir ölçüyle sınırlandırılması şartı yoktur.

1404- Sehl b. Ebi Hasme (r.a)'tan rivayet edilmiştir:

“Resulullah (s.a.v.), taze hurmayı kuru hurma karşılığında satmayı yasaklayıp:

“Bu ribadır, bu nıüzâbenedir” buyurdu.

Yalnız ariyyenin ve bir-iki ağaç hurmanın yemişini satmaya izin verdi. Onu, bir ev halkı, kuru hurmayla tahmin ederek alıp taze taze yerlerdi. [655]

1405- Ebu Hureyre (r.a)'tan rivayet edilmiştir:

“Resulullah (s.a.v.), beş veskten daha az yada beş vesklik ariyyelerin göz kararıyla satışına izin verdi.” [656]

Vesk:

Deve, katır ve merkebin yükü demektir. Bir vesk, 60 sadır. Bir sa ise, 1040 dir­hem olup örfi dirhem esas alındığında, 3,334 kg'dır. Buna göre 60 X 3,334 = 200 kg. et­mektedir.

1406- Abdullah İbn Ömer (r.a)'tan rivayet edilmiştir:

“Resulullah (s.a.v.), muzâbeneyle yoluyla yapılan satışı yasakladı. Müzâbene; taze hurmayı kuru hurma karşılığında ölçekle satmak ve taze üzümü kuru üzüm karşılığında ölçekle satmaktır.” [657]

1407- Abdullah İbn Ömer (r.a)'tan rivayet edilmiştir:

“Resulullah (s.a.v.), muzâbenefyle yoluyla yapılan satışı yasakladı.

Müzâbene; hurmanın yemişini kuru hurma karşılığında ölçekle satmak ve kuru üzümü de taze üzüm karşılığında ölçekle satmaktır. Bir de, göz kararıyla yapılan her meyve satışını yasakladı.” [658]

Muzâbene:

Olgunlaşmamış yada yeni meyvenin daha ağacında iken satın alınmasına denir.

Bu konuda gelen hadisler; meyveyi, olgunlaşmadan satmanın yasak olduğunu göster­mektedir. Olgunlaşmaktan kasıt; san renkli meyvelerin sararması, kırmızı olanların kızarması, hububat ve sebzelerin ise faydalanır hale gelmesidir.

İmamı A'zam'a göre; ağaçta meyve göründükten sonra olgunlaşmaktan satmak caizdir. Ağaç üzerindeki meyveler, şu şartlara göre satılabilir:

a- Meyvenin olgunlaşacağı ortaya çıkmalıdır. Soğuk vurması, dolu vurması gibi afetler atlatılmış, normal şartlarda ağaçtaki meyvelerin olgunlaşacağı kanaati hasıl olmuşsa artık meyve hasat edilmeden, miktan tahmin yoluyla tespit edilerek satılabilir.

b- Satış muamelesi, faize giren şartlarla olmamalıdır. Yani yaş hurma karşılığında kuru hurma değiştirmek gibi.

Bu çeşit bir alım-satımda aldatma ve aldanma durumları, açık ve nettir. Resulullah (s.a.v.)'de, kişinin, alım-satımda aldatan yada aldanan kişi olmaması için bu tür bir alışverişi yasaklamıştır.

Kişi de, alım gücünün oluşabilmesi, temel hakkı olan adaletin uygulanmasıyla daha ra­hat bir alışveriş yapabilme imkanına sahip olacaktır. Burada kişi, koruma altına alınmaktadır. Böylece aldatılmaktan kurtulmuş olacaktır. Çünkü İslam dini, kişilerin; hem dünyalanni ve hem de ahiretlerini ilgilendirmektedir. müslüman bir kişi, bu tür bir halde insanı aldattığı takdirde, dünyada bunun hesabını vermediğinde ahirette mutlaka bunun hesabının verece­ğini bilmektedir. Bu şuur ve bilinçle hareket eden kişi, hem dünyasını ve hem de ahiretini koruyabilmek için iyi dürüst davranmak zorundadır.



[654] Tirmizî, Biiyu' 63 (1302); Nesâî, Büyü 34; İbn Mâce, Ticarat 55 (2269)

[655] Buhârî, Büyü 83, Müsakat 17; Ebu Dâvud, Büyü 19 (3363); Tirmizî, Buyu' 64 (1303); âî, Büyü 34)

Nesai, Büyü 34

[656] Buhârî, Büyü 83, Müsakat 17; Ebu Dâvud, Büyü 20 (3364); Tirmizî, Büyü1 64 (1301); Nesâî, Büyü 34; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 2/237

[657] Buhârî, Büyûr 75, 82; Ebu Dâvud, Büyü 18 (3361); Tirmizî, Büyü 63 (1300); Nesâî, Büyü 39; İbn Mâcc, Ticarat 54 (2265); Ahmed b. Hanbel, Müsned, 2/5, 7, 16, 63, 64, 123

[658] Buhâri, Büyü 91.