Konu Başlığı: Kalbin İtminanını Artırma Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 24 Aralık 2011, 20:29:26 67- Delillerin Birbirini Desteklemesi Suretiyle Kalbin İtminanını Artırma 121- Ebu Hureyre (r.a)'tan rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır: “İbrahim (a.s): “Ey Rabbim! Ölüyü nasıl dirilttiğini bana göster,” demişti. Rabbî, ona: “Yoksa inanmadın mı?” dedi. İbrahim: “Asla! İnandım, fakat kalbimin mutmain olması için görmek istedim” [221] dediğinde eğer onun bu sözünü bir şüphe olarak algılarsanız bu konuda biz İbrahim'den daha fazla şüpheye layıkız. Allah, Lût (a.s)'a da rahmet eylesin! O, kavminin eziyetlerine karşı: “Keşke benim size karşı bir kuvvetim olsaydı yada sağlam bir kaleye sığınabîlseydim” [222] derken zaten sağlam bir kaleye Allah'a sığınmıştı. Eğer ben de Yusuf (a.s)'ın kaldığı kadar uzun süre hapiste kalsaydım, hapisten çıkarılacağım haberini getiren haberciye gasb edilen hakkın geri verilmesine yönelik hükmün sonucunu beklemeden icabet ed(ip hemen çıkıverirdim.” [223] Açıklama: Peygamber (s.a.v.) burada üç olaya işaret etmektedir: 1- İbrahim (a.s)'ın, ölülerin nasıl diriltileceğine dair Örneğin kendisine gösterilmesi isteğiyle ilgilidir. Konuyla ilgili Bakara: 2/260 ayeti inince, bazı sahabiler: İbrahim (a.s) ölülerin diriltilmesi hususunda şüpheye düşmüş, fakat Peygamberimiz (s.a.v.) böyle bir şüpheye düşmedi' deyince, Resulullah (s.a.v.) üstün tevazu ve İbrahim (a.s)'ı kendi nefsine tercih ederek: “Eğer onun bu sözünü bir şüphe olarak algılarsanız bu konuda biz) ibrahim'den daha fazla şüpheye layıkız” buyurmak suretiyle Hz. İbrahim (a.s)'da şüphenin sözkonusu olmadığını ifade etmiştir. Buradaki “Şüphe”den maksat; kalbe geçici olarak gelen vesvesedir. Şüphenin terim anlamı olan “Tereddüt” durumu, kesinlikle İbrahim (a.s)'da meydana gelmemiştir. Çünkü kalbinde iman kökleşmiş olan bir insanda böyle bir tereddüdün bulunması düşünülemez. Peygamberlik mertebesine erişmiş bir kimsede böyle bir şeyin olması mümkün değildir. Hz. İbrahim (a.s) Ölülerin diriltilip diriltilmeyeceğim sormamış, sadece diriltmenin mahiyetini ve şeklini öğrenmek istemiştir. 2- Lut (a.s)'ın misafirlerini kendi kavminin kötü emellerinden korumak için Allah'a sığınması olayıdır. Lut kavmi, genç delikanlılarla cinsel ilişkide bulunma kötülüğünü alışkanlık haline getirdikleri için Allah bu kavmi helak etmeyi dileyince Cebrail, Mikail ve İsrafil'i yakışıklı delikanlılar suretinde Lut (a.s)'a misafir olarak göndermiştir. Olayın detayı, Hud: 11/77-83'de geçmektedir. Lut (a.s) “Sağlam bir kale” ifadesiyle, Allah'ı kastetmiştir. Bu sözü, sırf misafirlerinin gönüllerini hoş etmek için söylemiştir. 3- Yusuf (a.s)'ın meşhur kıssasının bir bölümüdür. Yusuf: 12/50, 52'de geçtiğine göre; Yusuf (a.s)'ın suçsuzluğu kabul edilip bu kadar uzun süren haksız mahkumiyet karşısında hemen hapisten çıkmamış, suçunun tahkikat yapılmasını istemişti. Peygamber (s.a.v.), burada, Hz. Yusuf (a.s)'ın sabrını ve örnek davranışını anlatmaya çalışmaktadır. Yoksa böyle bir davranış karşısında ondan geri kalacağını anlatmak istememektedir. Resulullah (s.a.v.) bu hadiste bu üç peygamberi övmüş ve takdir etmiştir. Aynı zamanda tevazu da göstermiştir. Çünkü bilindiği gibi Resulullah (s.a.v.) her bakımdan diğer peygamberlerden üstündür. Çünkü onun imanı, Allah'a tevekkülü ve sabn, bütün peygamberlerin -kinden daha üstündür. O, tüm yaratıkların en şereflisidir... Allah bizi onun şefaatına kavuştursun ve izinde yürümeye muvaffak eylesin. [221] Bakara: 2/260. [222] Hûd: 11/80. [223] Buhârî, Tefsiru Sure-i Bakara 46, Tefsiru Sure-i Yusuf 5; İbn Mâce, Fiten 23, 4026; İbn Hibbân, Sahih, 6208. Konu Başlığı: Ynt: Kalbin İtminanını Artırma Gönderen: Sümeyye üzerinde 03 Aralık 2012, 15:26:27 s.a.. ; amin amin amin ecmain inşaallah..Rabbim c.c kalplerimizi mutmain eylesin , küçük bir inanmama hissi bile yerleşmesin inşaallah..
|