Konu Başlığı: Kader Bölümü Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 30 Ekim 2011, 20:51:46 46. KADER BÖLÜMÜ Kader: Kader kelimesi, Kur'an-ı Kerim'de, defalarca zikredilmiştir. “O'nun katında her şey, bir “Mikdâr”a ölçüye göredir” [830] “Her şeyin hazineleri yalnız bizim yanımızdadır. Biz onu ancak belli bir “Kader” ölçü ile indiririz” [831] “Biz, her şeyi bir “Kader”e ölçüye göre yarattık” [832] Bütün bu ayetlerden çıkan sonuç şudur: Kaderden maksat; Allah'ın, bu alem için ortaya koyduğu sağlam düzen, genel kanunlar ve sebepleri müsebbeplere bağlayan ilahi kanunlardır. Kader; hiçbir şekilde tembelliğin sebebi, günah işlemenin vesilesi ve sözü zorla söylettirmenin yolu olmamalı. Bilakis Kader, büyük işlerin ardında büyük gayelerin gerçekleştirilmesi için bir yol kabul edilmesi gerekir. Meydana gelecek şeyleri Allah'ın bilmesi ve bu bilmeye göre o şeylerin meydana gelmesi insan üzerinde hiçbir etkisi yoktur. Çünkü bilmek, etkinin sıfatı değil, bilinmeyen şeyleri açığa çıkarmanın sıfatıdır. Örneğin, bu; kişinin, oğlunun zeki olduğunu, derslerine çalıştığını, bütün konulan kavrayıp ezberlediğini bilmesi ile bunları yapması için çocuğu zorlaması arasındaki fark gibidir. Bunları bilmenin, çocuğun başarısı üzerinde hiçbir etkisi olmadığı açıktır. Şüphesiz Kader, kaderle önlenir. Örneğin, açlık kaderse yemek yemekde kaderdir, susuzluk kaderse su içmekde kaderdir, hastalık kaderse bundan kurtulmak için tedavi ve sağlıklı olmakta kaderdir, tembellik kaderse çalışmak ve gayret etmekte kaderdir. Böylece kader, kaderle giderilir. Dolayısıyle Kader'in, ayakbağı veya baskı aracı olması sözkonusu değildir. Anlatıldığına göre; Ebu Ubeyde İbnu'l-Cerrah, veba hastalığından kaçan Hz. Ömer; “Allah'ın kaderinden mi kaçıyorsun?” diye sormuştu. Hz. Ömer'de: “Evet, Allah'ın kaderinden yine Allah'ın kaderine kaçıyorum” diye cevap vermişti. Açıklama: Yani Hz. Ömer, burada, “Hastalık ve veba kaderinden sağlık ve afiyet kaderine kaçıyorum” cevabını vermişti. Daha sonra Ebu Ubeyde İbnu'l-Cerrah'a, çorak arazi ile verimli arazi arasındaki farkı örnek verip develerinin otlaması için çorak araziden verimli araziye geçmek suretiyle bir kaderden diğer kadere geçtiklerini İfade etti.” [833] Resulullah (s.a.v.) ve ashabı, başarısızlığa boğulanların mazeret gösterdiği yanlış anlamayı kendilerine kanıt yapacak azimsiz zayıf kişilerin karaktersizliği gibi gevşek ve çabasız davranabilirdi. Fakat Resulullah (s.a.v.), gerçeği, açığa çıkarmak için gelmiştir. Gevşemedi, zayıflamadı ve Allah'ın kullarına vaadettiği yardım kanununa sarılarak büyük risaletini gerçekleştirmek için kaderi desteğine aldı. Fakirliğe çalışmayla, bilgisizliğe ilimle, hastalığa ilaç ve tedaviyle, küfür ve isyana cihadla karşı koydu. Keder ve hüzünden, acizlik ve tembellikten Allah'a sığındı. Zaferle sonuçlanan bütün gazveleri, Allah'ın irade ve kaderine göre meydana gelen O'nun yüce iradesinin bir belirtisinden başka bir şey değildir. Resulullah (s.a.v.), kaderin yanlış anlaşılmasından sakındırmış ve yanlış anlayan kimselere karşı konulmasını emretmiştir. [830] Ra'd: 13/8. [831] Hicr: 15/21. [832] Kamer: 54/49. [833] Buhari, Tıb 29; Müslim, Selam 98, 2219; Muvatta, Cami 22. Konu Başlığı: Ynt: Kader Bölümü Gönderen: Ramazan. üzerinde 08 Ekim 2015, 20:20:34 Es Selamün Aleyküm . Bir kez daha farklı anlatım ile konunun uzerinden gectik hadislerle ayetlerle .
ALLAH cc razı olsun . Konu Başlığı: Ynt: Kader Bölümü Gönderen: Ruhane üzerinde 22 Temmuz 2016, 16:59:07 Zaferle sonuçlanan bütün gazveleri, Allah'ın irade ve kaderine göre meydana gelen O'nun yüce iradesinin bir belirtisinden başka bir şey değildir. Kader konusu benim çok ilgimi çeker..Ve paylasimlar ile yeni bilgiler öğrenmeye vesile.oluyorsunuz ..Allah razi olsun .. |