๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Sahih-i Müslim Muhtasarı => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 24 Aralık 2011, 22:20:54



Konu Başlığı: İmanda Vesvese
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 24 Aralık 2011, 22:20:54
58- İmanda Vesvese Ve Vesveseyi Kendinde Hisseden Kimsenin Ne Diyeceği Meselesi


104- Ebu Hureyre (r.a)'tan rivayet edilmiştir:

Peygamber (s.a.v.)'in sahabilerinden bazı kimseler, gelip ona:

“İçlerimizden öyle şeyler geçiyor ki, herhangi birimiz onları söylemeyi bile büyük bir (suç) sayıyor” diye sordular. Peygamber (s.a.v.):

“Gerçekten (içinizde) böyle bir şey hissettiniz mi?” diye sordu. Sahabiler:

“Evet” diye cevap verdiler. Peygamber (s.a.v.):

“İşte bu, imanın apaçık halidir” buyurdu.[197]

Açıklama:

Şeytanın vesevese vermek için öncelikli olarak imanlı kalpleri seçtiğinde şüphe yoktur. Dolayısıyla şeytanın bir kimseye vesvese vermeye çalışması o kimsenin iman sahibi olduğu­nun bir alameti olduğu gibi, şeytanın verdiği vesveseleri gidermeye çalışmak da bir iman işidir. Mümin kimse şeytandan gelen vesveselerden Allah'a sığınmalı ve endişeye kapılmadan o vesveseyi ilmi delillerle ve çeşitli dualar okumak suretiyle gidermelidir.

105- Abdullah İbn Mes'ud (r.a)'tan rivayet edilmiştir:

Peygamber (s.a.v.)'e, (kişinin içerisine doğan) vesveseden (dolayı sorumlu olu­nup olunmayacağı) soruldu. O da:

“O, imanın ta kendisidir” buyurdu. [198]

Açıklama:

“O, imanın ta kendisidir” sözüyle kastedilen; gönlünüzden geçen vesveseleri, hatta onları anmayı büyük bir günah yada suç saymanız imanın ta kendisidir. Çünkü bunlara inanmak şöyle dursun, onları büyük suç sayarak korkmak ve söylemekten bile çekinmek, kamil İmandandır. Böyle bir iman, asla şüphe götürmez demektir.

Yalnız buradan, “Vesvese, imanın ta kendisidir” zahiri anlamı çıkarılmamalıdır. Çünkü vesvese, şeytandan ve onun hilesindendir. Dolayısıyla vesvese, asla iman olmaz. İman, onu çirkin bir şey olduğunu anlayarak ondan nefret etmektir.

106- Ebu Hureyre (r.a)'tan rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle bu­yurmaktadır:

“İnsanlar birbirlerine soru sormakta devam edecekler. Hatta “Mahlukatı Allah yarattı, o halde Allah'ı kim yarattı” bile denilecek. İşte kim bu tür bir şeye rastlar­sa hemen:

“Allah'a iman ettim” desin” buyurdu. [199]

Açıklama:

Bu hadis; kalbe gelen batıl fikirlere ilgi göstermeyip onlardan yüz çevirmenin ve onlar­dan kurtulmak için Allah'a sığınmanın gereğini ifade etmektedir.

107- Ebu Hureyre (r.a)'tan rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle bu­yurmaktadır:

“Şeytan sizden birine gelip: Filanca ve filanca şeyi kim yarattı?” der. Hatta (en sonunda) o kimseye:

“Rabbini kim yarattı?” deyinceye kadar vesvese vermeye devam eder.

“İşte o kimse, bu dereceye vardığında hemen Allah'a sığınsın ve böyle bir düşünceden vazgeçsin.” [200]

Açıklama:

Bu hadis, akla gelen bu tür batıl fikirlerden yüz çevirmek ve bunları gidermesi için Al­lah'a yalvarmaktır.

Akla gelen şey, iki çeşittir:

1- Zihinde etki sağlamayan ve bir şüphenin celbetmediği şeydir. Bu şekilde akla gelen şey, sadece bırakivermekle yok olup gider. Bu, vesvese denilen şeydir. Bunlar bir delile ve asla dayanmadıkları için, bir asıl ve delil getirmeye gerek kalmadan yok olup gider.

2- Bir şüphenin meydana getirdiği kararlı düşünceler ve fikirlerdir. Bunlar, ancak deliller yok edilirler.

108- Ebu Hureyre (r.a)'tan rivayet edilmiştir: “Resulullah (s.a.v.) bana bir defasında:

“Ey Ebu Hureyre! insanlar sana soru sormakta devam edecekler. Hatta “İşte her şeyi yaratan Allah! Öyleyse Allah'ı kim yarattı?” diyecekler.

Ebu Hureyre sözüne devamla der ki: Bir defasında mescidde iken yanıma bedevilerden bazı kimseler çıkageldi. Bunlar:

“Ey Ebu Hureyre! 'İşte (her şeyi yaratan) Allah! Öyleyse Allah'ı kim ya­rattı?” dediler.

Açıklama:

Hadisin ravisi der ki: Bunun üzerine Ebu Hureyre avucuyla çakıl taşlan alıp onlara attı. Sonra da yanında bulunan kimselere:

“Kalkın! Kalkın! Dostum Resulullah doğru söylemiş” dedi.[201]

Açıklama:

Burada “Allah'ı kim yarattı?” şeklinde bir sözle karşılaşıldığında, böyle bir şeyden Allah'a sığınmak ve bu tür bir vesveseyi derhal terk etmek emrolunmaktadır.

Fakat karşıdaki insana cevap verilemsi gerekiyorsa Allah'ın varlığını ispat etmeden önce ona Allah'ı tanıtmak gerekmektedir.

Allah'ın varlığını ispat etme noktasında, kelamcılar; Hudus delilini, İmkan delilini, Gaye ve Nizam delilini, Umumun kabulü delilini ve İlm-i evvel delilini kullanmışlardır. [202]


[size=12 pt][197] Ebu Dâvud, Edeb 108-109, 5111; Nesâî, Amelu'I-Yevm vel-Leyl 664; İbn Hibba, Sahîh, 148.

[198] Ebu Avâne, Müsned, 1/79; Tahâvî, Müşkil, 2/251; İbn Hîbban, Sahih, 149; Taberânî, Dua 1269.

[199] Buharı, Bed'u'l -Halk 11; Ebu Dâvud, Sünnet 18, 4721.

[200] Buharı, Bed'u'l-Halk 11; Ebu Dâvud, Sünnet 18, 4721.

[201] Ahmed b. Hanbel, Müsned, 2/282, 317, 387; İbn Hibbân, Sahîh, 6722.

[202] Bu konuda daha geniş bilgi için Prof. Dr. S. Toprak. Prof. Dr. Ş. Gölcük, Kelam, Tekin Kitapevi, Konya 1991, s. 141-152.[/size]
[/b]


Konu Başlığı: Ynt: İmanda Vesvese
Gönderen: Sümeyye üzerinde 07 Ocak 2013, 16:04:27
s.a.. ; çok güzel bir konu , aklimizdan çok sorular ya da vesveseler geçebiliyor..Sevgili Peygamberimiz s.a.v gayet güzel şekilde sahabelerine anlatmiş ve bizler de inşaallah vesveselere taviz vermeyenlerden oluruz inşaallah.