Konu Başlığı: İhtiyaca Yeten Rızık Ve Kanaat Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 11 Aralık 2011, 00:31:27 43- İhtiyaca Yeten Rızık Ve Kanaat 977- Abdullah İbn Amr İbnu'1-Âs (r.a)'tan rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır: “Müslüman olup da kendisine yetecek kadar rızık verilen ve Allah'ın kendisine verdiğiyle kanaat getirdiği kimse doğrusu kurtuluşa ermiştir.” [121] Açıklama: Burada inanç, ekonomi ve ahlâk'ın birbiriyle yakından ilgili ve yekdiğerini etkileyen unsurlar olduğu görülmektedir. Gönül tokluğu, duygu ve uygulama olarak kendi kendine yetmek, kimsenin hakkına tecâvüz etmemek, inanç ve hukuk çizgisi dışına çıkmamak, maddi beklentilerin esiri olmamak demektir. Yani bir anlamda gönül tokluğu, sömürgeciliğe asla geçit vermemektir. Diğer taraftan gönül tokluğu insanı, vakitlerini olgunluklar kemâlât ve güzellikler peşinde harcamaya sevkeder. Devamlı olan bu üstünlükler, yok olmaya mahkum maddî zenginliklerden elbette insan İçin daha faydalı ve gereklidir. İlim ve nefsin kemâli yönünde gösterilen gayretler, gerçek zenginliğe kavuşma çabasıdır. Çünkü mal, kısa sürede zeval bulur, yok olur ama ilim bitmek-tükenmek bilmeyen bir hazinedir. Dünyanın ekonomik değerlerini paylaşma savaşının akıl almaz boyutlara ulaştığı günümüzde, sabah-akşam ekonomi düşünmekten yorgun düşmüş ülks ve dünya insanına, biraz olsun insan onuruna yaraşır biçimde gözü gönlü tok davranmanın asıl zenginlik, üstün fazilet ve gerçek mutluluk olduğunu bir şekilde anlatmak gerek. Kurum ve kuruluşlardaki milli felâket haline gelmiş maddî yolsuzlukların, çıkar kavgalarının en insancı! çâresi de insanımızı gönül tokluğu demlen duygu zenginliğine sahip kılmaktır. Sefil çıkarcılığın asla kimseye mutluluk getirmediği görüle görüle hâlâ bir marifetmiş gibi teşvik edilmesi, toplumların kendi elleriyle kendi acı sonlarını, maddi felâketlerim hazırlamaları demektir. Binâenaleyh bu anlamsız gidişe ahlâkî bir yon ve disiplin kazandırmadıkça hiç bir ekonomik tedbir paketinin faydası olmayacaktır. Bize öyle gelmektedir ki bizim bu gün ekonomi bilgisinden çok ekonomiye yönelik ahlâkî ilkelere sahip çıkmaya ihtiyacımız bulunmaktadır. Zira gerçek zenginlik, ekonomik değil, ahlakî zenginliktir. [122] 978- Ebu Hureyre (r.a)'tan rivayet edilmiştir: “Resulullah (s.a.v.) ailesi hakkında: “Allahümme'c'al rızka Al-i Muhammed’in kûten Allah’ım! Muhammed'in ev halkının rızkını, geçinecek kadar ver” şeklinde dua ederdi. [123] Açıklama: O büyük Peygamber'in hayatı, bunca imkânlara rağmen sok sâde idi. Döşeği, içi hurma lifi ile dojü bir sahtiyandı. Peygamber'in bu çok sâde hayatını dile getiren hadisler bir hayli fazladır. Dünya yüzündeki bitmeztükenmez savaşların, sefaletlerin, huzursuzlukların başlıca sebeplerinden biri; her toplumda veya bazı toplumlarda, çok İüks ve israflar içinde yaşıyan sınırlı zümrelerin mevcudu yanında, öbür tarafta her türlü insani ve medeni imkanlardan mahrum aç, çıplak ve sefil bir hayatla mücâdele eden milyonların mevcudiyetidir. Bu büyük insani dertlerin yegâne çaresi ise, İslam'ın öğrettiği ue Hz. Muhammed (s.a.v.)'in tatbik ederek örnek olduğu ilâhî emirlere ve tavsiyelere göre yürüyüp yaşamaktır. [124] [121] Tirmizî, Zühd 35,2348; İbn Mâce, Zühd 9,4138; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 2/168. [122] B.k.z: Prof. Dr. İ. Lütfü Çakan, Hadisler Gerçekler, s. 412-413. [123] Buhârî, Rikâk 17; Tirmizî, Zühd 38, 2361; İbn Mâce, Zühd 9, 4139; Ahmed b.Hanbel, Müsned, 2/232, 446, 481. [124] B.k.z: M. Sofuoğlu, Müslim Tercemesi, 3/244. |