๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Sahih-i Müslim Muhtasarı => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 05 Aralık 2011, 10:58:02



Konu Başlığı: İfrâd Haccı ile Umreyi Birlikte Yapma
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 05 Aralık 2011, 10:58:02
27- İfrâd Haccı ile Umreyi Birlikte Yapma


1135- Abdullah İbn Ömer (r.a)'tan rivayet edilmiştir

“Biz, Resulullah (s.a.v.)'le birlikte sadece hacca telbiye getirdi/niyet etti.” [320]

1136- Enes b. Mâlik (r.a)'tan rivayet edilmiştir:

“Ben, Peygamber (s.a.v.)'i, hac ile umrenin her ikisi için telbiye getirirken işittim.

Hadisin ravisi Bekr der ki:

“Bunu, Abdullah İbn Ömer'e anlattım. O da:

“Resulullah (s.a.v.) sadece hac için telbiye getirdi” dedi.

Derken Enes'e rastlayıp Abdullah İbn Ömer'in bu konuyla ilgili  sözünü ona anlattım. Enes:

“Siz bizi galiba çocuk sayıyorsunuz? Ben, Resulullah (s.a.v.)'i:

“Umre ve hac için “Lebbeyk” buyururken işittim” dedi. [321]

Açıklama:

Hz, Peygamber (s.a.v.)'in haccı hususunda sahih olan, ihramının başında ifrad hacca niyet ettiği, sonra umreyi hacca kattığı ve böylece kıran haccı yapmış olduğudur. Abdullah İbn Ömer hadisi, Hz. Peygamber (s.a.v.)'in ihramının başıyla ve Enes hadisi de Hz. Peygam­ber (s.a.v.)'in yaptığı haccın ortaları ile sonlarıyle alakalıdır. Enes, Hz. Peygamber (s.a.v.)'i, ilk ihrama girerken işitmemiş gibi.

Hz. Peygamber (s.a.v.)'in, temettü haccı yaptığını söyleyen sahabiler ise; Hz. Peygamber (s.a.v.)'i, umre için ihrama girerken görmüş oiup hafif sesle hac için niyet edişi yüzünden duyama­mış olmalıdırlar. Yada “Hz. Peygamber (s.a.v.) temettü haccı yaptı” sözüyle, haccı kıran kast edil­miştir. Çünkü Arapların eskiden “Kıran” kelimesi yerine “Temettü” kelimesini kullandıkları bilinmek­tedir. Ayrıca Hz. Peygamber (s.a.v.)'in Veda haccında kıran haccı yaptığını ifade eden hadisler, aksini ifade eden hadislere nispetle tercihe şayandır.


[320] Ahmed b. Hanbel, Müsned, 2/97.

[321] Buhârî, Taksiru's-Salât 5, Hac 24, Meğâzî 61; Ebu Dâvud, Menâsik 24, 1795; Tirmizî, Hac 11, 821; Nesâî, Menâsik 49; İbn Mâce, Menâsik 38, 2968, 2969; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 2/41, 53, 79, 99, 3/99.