๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Sahih-i Müslim Muhtasarı => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 10 Kasım 2011, 14:48:33



Konu Başlığı: Hz. Osman (r.a.)’ın Fazileti
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 10 Kasım 2011, 14:48:33
3- Hz. Osman (r.a.)’ın Fazileti



2184- Hz. Aişe (r.anhâ)'dan rivayet edilmiştir:

“Resulullah (s.a.v.) benim evimde iki uyluğunu veya iki baldırını açmış olarak yaslanmıştı. Derken Ebû Bekr içeri girmek için izin istedi. Resulullah (s.a.v.) o halde iken ona izin verdi. Onunla bir müddet konuştu. Sonra Ömer izin istedi. Yine aynı vaziyette ona da izin verdi. Onunla da bir müddet konuştu. Sonra Osman izin istedi. Resulullah (s.a.v.) hemen oturdu. Elbisesini düzeltti.

“Hadisin râvisi Muhammed:

“Bu bir günde oldu demiyorum” dedi.

Osman içeri girdi. Onunla da bir müddet konuştu. Osman dışarı çıktığı zaman, Âişe, Resulullah (s.a.v.)'e: 

“Ey Allah'ın resulü! Ebû Bekr içeri girdi. Ona güleryüz göstermedin ve aldı­rış etmedin. Sonra Ömer içeri girdi. Ona da güleryüz göstermedin ve aldırış etme­din. Sonra Osman içeri girdi. Hemen oturdun ve elbiseni düzelttin!” dedi. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.):

“Kendisinden melekler utanan bir kimseden ben niye utanmayayım mı?” buyurdu. [555]

Açıklama:  

Resulullah (s.a.v.)'in nesebi ile Hz. Osman'ın nesebi, Abdumenaf ta birleşir. Hz. Osman, Resulullah (s.a.v.)'in kızı Rukiyye ve onun ölümünden sonra da diğer kızı Ümmü Külsüm'le evlenmesinden dolayı “Zu'n-Nureyn” iki nur sahibi lakabıyla şöhret bulmuştur.

Hz. Osman, cömertlİğiyİe ve fedakarlıklarıyla tanınan bir kimseydi. Servetini İslam uğ­runda cömertçe harcıyan bahtiyar kimselerdendi.

Hicretin 35. yılının zilhicce ayının 18. günü ikindiden sonra öldürülmüştür.

2185- Ebu Musa el-Eş'arî (r.a)'tan rivayet edilmiştir:

“Resulullah (s.a.v.) bir defasında Medine'nin bahçelerinden birinde dayanmış olduğu halde yanındaki bir değneği su ile çamur arasına dikmeye çalışırken aniden bir adam kapıyı çaldı. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.):

“Kapıyı aç! Onu cennetle müjdele!' buyurdu. Bir de baktım ki, o gelen kimse, Ebû Bekr idi. Ben ona kapıyı açtım ve onu cennetle müjdeledim. Sonra başka bir kimse daha kapının açılmasını istedi”. Resulullah (s.a.v.) yine:

“Kapıyı aç! Onu cennetle müjdele!” buyurdu. Ben kapıya doğru gittim. Bir de baktım ki, o gelen kimse, Ömer idi. Ona da kapıyı açtım ve onu cennetle deledim. Sonra başka bir kimse daha kapıyı çaldı. Bu defa Peygamber (s.a.v.) oturdu ve:

“Kapıyı aç! Başına gelecek musibetlere karşı onu cennetle müjdele!” buyurdu. Kapıya gittim. Bir de baktım ki, o gelen kimse, Osman b. Affan idi. Ona da kapıyı açtım ve onu cennetle müjdeledim. Peygamber (s.a.v.)'in dediğini ona söyledim. Osman:

“Allah’ın! Bu musibetlere karşı bana sabır ihsan eyle! yada kendisinden yar­dım istenilecek ancak Allah'tır” [556] dedi. [557]



[555] Buhârî, Edebü'l-Müfred, 603; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 6/62.

[556] Yusuf: 12/18.

[557] Buhâri, Fezâilu's-Sahabe 6, 7, Edeb 119, Ahbaru'1-Ahad 3; Tirmizî, Menakib 19, 10; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 4/393, 406.