๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Sahih-i Müslim Muhtasarı => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 19 Ekim 2011, 23:29:06



Konu Başlığı: Hicret Hadisi
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 19 Ekim 2011, 23:29:06
18- Hicret Hadisi


2705- Berâ' İbn Âzib (r.a)'tan rivayet edilmiştir:

“Ebu Bekr es-Sıddîk, babama geldi. Babam evde idi. Ondan bir semer satın al­dı ve babama:

Oğlunu benimle gönder de şunu evime kadar beraber taşıyalım” dedi. Babam da:

“Haydi götür” dedi. Ben de onu yüklendim. Babam da parasını alarak onunla birlikte çıktı. Bu arada babam, Ebu Bekr'e:

“Ey Ebu Bekr, Resulullah (s.a.v.)'le birlikte Mekke'den Medine'ye hicret esna­sında geceleyin yürüdüğünüzde ne yaptığınızı bana anlatsana!” dedi. Bunun üzeri­ne Ebu Bekr şöyle dedi:

“Evet, biz bütün gece yürüdük, sonra öğle ortasında sokaklar boşalıp ortalıkta kimse dolaşmadığı zamana kadar yürümeyi sürdürdük, nihayet üzerine henüz güneş gelmemiş uzun bir gölgesi olan kayaya vardık ve orada konakladık. Kayanın yanma vardım. Peygamber (s.a.v.)'in gölgesinde uyuyacağı yeri elimle düzenledim ve üzeri­ne bir kürk serip:

“Ey Allah'ın Resulü! Sen uyu, ben etrafa göz kulak olurum!” dedim. O da uyu­du. Etrafa göz kulak olmak için dışarı çıktım. Bir de baktım ki, bir koyun çobanı koyunlarıyla birlikte kayaya doğru geliyor. O da bizim gibi kayanın gölgesinden yararlanmak istiyordu. Hemen karşısına çıkıp:

“Ey delikanlı! Sen kimin çobanısın?” dedim. O da:

“Mekke şehir halkından bir adamın çobanıyım!” dedi. Ben:

“Koyunlarında süt var mı?” dedim. Çoban:

“Evet, var” dedi. Ona:

“Bana sut sağar mısın?” dedim. O da:

“Evet, sağarım!” deyip bir koyun tuttu. Ona:

“Koyunun memesini; kıldan, topraktan ve kirden iyice temizle!” dedim.

Çoban yanındaki çanağa bir miktar süt sağdı. Yanımda su içmesi ve abdest al­ması için Peygamber (s.a.v.)'e verdiğim bir su tulumu vardı. Peygamber (s.a.v.)'in ya­nma geldim. Onu uykusundan uyandırmak istemedim. Kendi kendine uyanmasını bekledim. Derken kendisinin uyandığını gördüm. Bu sırada sütün üzerine biraz su döktüm. Ona:

“Ey Allah'ın Resulü! Şu sütü iç!” dedim. Resulullah (s.a.v.)'de onu içti. Ben de onun bu sütü içmesinde n memnun kaldım. Sonra Resulullah (s.a.v.), bana:

“Hareket etme vakti gelmedi mi?” diye sordu. Ben de:

“Evet, geldi” dedim.

Güneş kaydıktan sonra yola çıktık. Biz, sert bir toprak üzerinde iken Sürâka b.

Malik peşimizden geldi. Ben:

“Ey Allah'ın Resulü! Yakalandık!” dedim. Resulullah (s.a.v.), bana:

“Üzülme, Allah bizimledir” [1332] buyurdu. Sonra Süraka'ya beddua etti. Bunun üzerine Süreka'nın atı tökezleyip karnına kadar yere battı. Zannederim Şüreka şöyle demişti:

“Sizin bana beddua ettiğinizi anladım. Siz benim için, Allah'a dua edin, peşinizdeki sizi arayanlan geri çevirmem için Allah sîze yardım etti” dedi. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.) ona dua etti, o da düştüğü zor durumdan kurtuldu. Hemen geri döndü ve karşılaştığı herkim var ise ona:

“Ben, sizin namınıza yeteri kadar baktım, hiç kimse görmedim” diyerek geri çevirdi. Böylece bize verdiği sözünü yerine getirdi. [1333]


[1332] Tevbe: 9/40.

[1333] Buhârî, Mcnâkıb 25.