๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Sahih-i Müslim Muhtasarı => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 20 Kasım 2011, 20:14:16



Konu Başlığı: Gazilere Fazladan Ganimetler Vermek
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 20 Kasım 2011, 20:14:16
14- Gazilere Fazladan Ganimetler Vermek Ve müslüman Esirleri Düşman Esirleri Karşışığında Kurtar­mak


1597- Seleme İbnu'1-Ekva' (r.a)'tan rivayet edilmiştir:

“Fezâre kabilesiyle savaştık. Başımızda, Ebû Bekr vardı. Resulullah (s.a.v.), onu, bizim üzerimize komutan tayin etmişti. Su ile aramızda bir saat kadar mesafe kalınca, Ebû Bekr, bize emrederek sabaha karşı mola verdik. Sonra süvarileri bas­kın için ayırdı. Bunlar hücum ederek suyun başına vardılar. Suyun başında öldü­ren öldürdü ve esir alan da esir aldı. Bu arada ben, içlerinde kadınlar ve çocuklar bulunan bir insan topluluğunu gördüm. Bunların benden önce dağa varacakların­dan endîşe ederek onlarla dağın arasına bir ok attım. Oku görünce durdular. Daha sonra onları önüme katarak sürüp getirdim. İçlerinde Fezâre oğullan kabilesinden bir kadın da bulunuyordu. Üzerinde deriden bir kürk vardı. Beraberinde Arapların en güzellerinden oîan bir kızı vardı. Ben bunları sürerek Ebû Bekr'e getirdim. Ebû Bekr, o kadının bu kızını bana ganimet olarak verdi. Daha sonra Medine'ye geldik. Ama kızın elbisesini bile açmadım. Derken bana Resulullah (s.a.v.) çarşıda rastlayıp:

“Ey Seleme! Bu kadını bana hibe et!” buyurdu. Ben de:

“Ey Allah'ın resulü! Vallahi, o kızın güzelliği çok hoşuma gitti. Fakat onun elbi­sesini daha açmadım” dedim. Sonra ertesi gün çarşıda Resulullah (s.a.v.), bana tek­rar rastladı ve bana:

“Ey Seleme! Senin gibi bir erkek evladı olduğu için babanın mükafatı­nı Allah versin. Bu kadını bana hibe et!” buyurdu. Ben de:

“Ey Allah'ın resulü! O, senindir! Vallahi, onun elbisesini daha henüz açmadım!” dedim. Daha sonra Resulullah (s.a.v.), onu, Mekkelilere gönderdi. Böy­lece Mekke'de esir edilen bazı müsiümanlara karşılık onu Mekkelİİere fidye olarak vererek bir grup müslümanı bu sayede kurtardı. [952]


[952] Ebu Dâvud, Cihad 124, 2697; İbn Mâce, Cihad 32, 2846; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 4/46, 47, 51.