Konu Başlığı: Boy Abdestinin, Meninin Gelmesinden Dolayı Olması Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 23 Aralık 2011, 00:28:05 19- Boy Abdestinin, Meninin Gelmesinden Dolayı Olması 260- Ebu Saîd cl-Hudrî (r.a)'tan rivayet edilmiştir: “Pazartesi günü Resulullah (s.a.v.)'le birlikte Küba'ya (gitmek üzere yola) çıktım. Salim oğullarının bulunduğu yer)e vardığımızda Resulullah (s.a.v.) İtbân'ın kapısının önünde durup ona seslendi. Itbân, peştemalini sürükleyerek dışarı çıktı. Resulullah (s.a.v.): “Adama acele ettirdik” buyurdu. Itbân: “Ey Allah'ın resulü! Ne dersin? Bir adam, hammayla cinsel ilişki halindeyken acele ettiririlip de meni/sperm gelmezse o adama ne lazım gelir?” diye sordu. Resulullah (s.a.v.); “Su/boy abdesti, ancak suyun/meninin gelmesinden dolayı gerekir” buyurdu. [396] Açıklama: Burada “Boy abdesti”, kinayeli olarak, “Su” şeklinde belirtilmiştir. Boy abdestinin gereği olarak ta, "meni'(nin gelmesi gösterilmiştir. Bu hükmün, Ubey b. Ka'b'tan “Muhacir ve Ensar'dan bir takım gençler, suyun (=boy abdestinim), sudan (-meniden) dolayı gerekip gerekmediği hususunu (aralarında) tartışalıbilir. Bu kural, Resulullah (s.a.v.)'in, İslam'ın başlangıcında verdiği bir ruhsat idi. Daha sonra Resulullah (s.a.v.), erkeğin sünnet yerinin, kadının sünnet yerine girmesinden dolayı) yıkanmayı emretmiştir” [397] şeklinde İslam'ın başlangıcında geçerli olduğu ve daha sonra bu hükmün kaldırıldığı belirtilmiştir. “İlişki de bulunursa, her ikisine de boy abdesti almak vacip olur” [398] hadisiyle nesh olunduğu da belirtilmiştir. Dört mezhebin icma ettiği görüşe göre de; guslün gerekmesi için, meni gelmese bile, erkeklik organının uç kısmının kadının organına girmesi gerekmektedir. 261- Übeyy b. Ka'b (r.a)'tan rivayet edilmiştir: “Resulullah (s.a.v.), hanımiyla cinsel ilişkide bulunup da meni/sperm indirmeyen erkek hakkında: “Cinsel organını yıkar ve (namaz abdesti gibi) abdest alır” buyurdu.[399] Söz konusu ilk uygulama kaldırıldığı halde bunu bilmeyen yada duymayan bazı sahabiler, eski uygulamaya devam etmişler, sonra işin gerçek yönü kendilerine bildirildiğinde bu görüşlerinden dönmüşlerdir. [396] Buhâri, Vudû' 34; Ahmed b.-Hanbel, Müsned, 3/7, 36, 47; £bıs Ya'iâ, Müsned, 1236; İbn Huzeyme, Sahih, 2, 233. [397] Ebu Dâvud, Taharet 84, 214, 215; Tirmizî, Taharet 81, 110; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 5/116. [398] Buharı, Gusul 28; Müslim, Hayz 87, 348; Ebu Dâvud, Taharet 84, 216; Nesaî, Taharet 129; İbn Mâce, Taharet 111, 610; Muvatta', Taharet 71. [399] Buhârî, Gusul 29; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 5/113-114; İbn Hibbân, Sahih, 1169. |