> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Sahabe-i Kiram > Kerbela Faciası-3
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kerbela Faciası-3  (Okunma Sayısı 1509 defa)
21 Şubat 2010, 14:14:58
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 21 Şubat 2010, 14:14:58 »



Kerbela Faciası

3.Bölüm


Hz. Hüseyin´in, Ömer b. Sa´d´Ie Geceleyin Buluşup Görüşmeleri :
Ömer b. Sa´d´ın İhnâ Ziyad´a Durumu Yazîliası:
Şimr´in, îbn_i Ziyad´ı Kışkırtması:
İbn-i Ziyad´m, Hz. Hüseyin Hakkında Ömer b. Sa´d´e Verdiği Son Emir:
İbn.i Ziyad´ın Şimr´e Direktifi:
İbn-i Ziyad´ın Kabul Edilmiyen Emânı:
Şimr´le Ömer b. Sa´d Arasında Geçen Konuşma:
Ölmek Var, Boyun Eğmek Yok.
Bütün Kumandanların ve Halkın Kerbelâ´da Toplanması:
Ömer b. Sa´d´in, Ordusuna Hazır ol! Enirini Vermesi:
Şimr´in Himaye Teklifini, Abbas, Cafetr ve Osman´ın Red Etmeleri:
Küfe Leşkerinin Harekete Geçmesi
Züheyr b. Kayn´ın, Küfelilere Hitabı:
Çarpışmanın Ertesi Sabaha Bıraktırılması:
Hz. Hüseyin´in, Eshabına Hitaben Yaptığı Konuşma ve Onlara Bir Teklifi:
Hz. Hüseyin´in Teklifine Verilen Cevaplar:
Hz. Hüseyin´in, Hz. Zeyneb´i Teselli Etmesi ve Savaş İçin Tedbir Alması ve Hazırlanması:
Kerbelâ´da Son Gecede Bîr Küfeli İle Yapılan Münâkaşa:
Ömer b. Sa´d´in, Ordusunu Harp Nizamına Koyması:
Hz. Hüseyin´in, Eshabını Savaş Nizamına Koyması :
Hz. Hüseyin´in Ölüm Temizliği Yapması:
Hz. Hüseyin´in Allah´a Münâcâtı ve Küfelilere Son Hitabı :
Hz. Ali´nin, Ömer b. Sa´d Hakkındaki Keşif ve Teşhisi :
Züheyr b. Kayn´m, Küfelileri Uyarması :
Hürr. b. Yezid´lıt Nedamet Duyması ve Hz. Hüseyin Tarafına Geçmesi :
Hürr´ün Küfelilere Hitabı:
Küfelilerden Otuz Kişinin Hz. Hüseyin Tarafın» Geçmesi
Ömer b. Sa´d´in, Leşkerini Hücuma Geçirmesi:
Abdullah b. Umeyr île Hanımının Fedakârlık ve Yararlıkları:
Küfe Leşkerinin İlk Hücumlarının Geri Püskürtülmesi:
Abdullah b. Havza´nın Küstahlığı ve Feci Akıbeti:
îbn.i Havza´nın Başına Gelenden, Mesruk´un İbret Alması:
Büreyr b. Hudayr´m, Yezîd b. Mâkıl ile Lânetleşerek Çarpışması ve Şehid Olması
Ali b. Karaza´mn, Hz. Hüseyin´e Karşi Küstahlığı:
Hürr´ün, Yezid b. Süfyan´ı Öldürmesi:
Nâfi b. Hilâl´ın Müzâhım´ı Öldürmesi:
Amr b. Haccac´ın Küfe Leşkerini Kışkırtıp Hep Bîrden Hücuma Kaldırması:
Müslim b. Avsece´nin Vurulup Şehid Düşmesi ve Hz. Hüseyin Hakkındaki Vasİyyeti:
Abdullah b. Umeyr´in Şehid Düşmesi:
Küfelilerin Ortalarına Alıp Şehid Ettikleri Dört Kahraman:
Küfe Süvarilerinin Bozguna Uğramalara:
Hürr´ün Kahramanlığı ve Cesaretliliği:
Hz. Hüseyin´e Vardım İçin Düa Eden ihtiyarlar:
Hz. Hüseyin´le Eshabınm Çadırlarının Ateşe Verilmesi:
Ürnmü Vehb´in Şehid Edilmesi:
Hz. Hüseyin´in Çadırının, İçindekilerle Birlikte Yakılmak istenilmesi :
Namaz Kılmak İçin Yapılan Münâkaşa ve Habîb b. Muzâhir´in Şehid Edilmesi:
Babasının İntikamım Alan Genç.
Hürr´ün Şehİd Düşmesi:
Kerbelâ´da Kılman Son Öğle Namazı:
Saîd b. Abdüllâh-ul Hanefi´nin Şehid Düşmesi
Züheyr b. Kayn´ın Şehid Düşmesi:
Nâfi b. Hilâl´in Yakalanarak Şehfd r.
Hz. Hüseyin´in Önünde Kendilerini Bireir Birer Feda- Eden Kahramanlar :
Dahhâk b. Abdullah´ın Kerbelâ´dan Kaçıp Canını Kurtarması:
Okçu Ebüşşa´sâ´m Şehld Oluşu:
Aliyyül-Ekber´in Şehid Oluşu:
Abdullah b. Müslim´in Alnından ve Göğsünden Okla Vurulup Şelıid Edilmesi i
Ard Arda Şehid Edilen EhU Beyt Gençleri:
Hz. Hüseyin´in Yargun Düşüp Bir Müddet Olduğu Yerde Kalması:
Mâlik b. Nüseyr´in Akıbeti:
Hz. Hüseyin´in Kucağında Okla Vurulan Yavrusu:

Hz. Hüseyin´in, Ömer b. Sa´d´Ie Geceleyin Buluşup Görüşmeleri :

Hz. Hüseyin, Amr b. Karaza b. Kâ´b-ül Ensârî´yi, Ömer b. Sa´d´e göndererek: «Geceleyin, benim karargâhımla kenedisinin karargâhı arasında benimle bir buluşsun!» dedi.

Ömer b. Sa´d, yirmi atlı ile geldi. Hz. Hüseyin de, onun gibi yirmi atlı ile geldi.

Hz. Hüseyin, Ömer b. Sa´d´ ile bir araya geldiği zaman, bir tarafa çekilmelerini ve kendisini Ömer b. Sa´d ile yalnız bırakmalarını Eshabıha emr etti.

Ömer b. Sa´d de adamlarına aynı şekilde emr etti.

İki tarafın askerleri, onların tne seslerini, ne de, sözlerini işitemiyecek kadar yanlarından uzaklaştılar.

Hz. Hüseyin ile Ömer b. Sa´d, konuşmağa başladılar. Gecenin bir kısmı geçinceye kadar konuşmayı uzattılar. Sonra, her biri karargâhlarına ve arkadaşlarının yanlarına döndüler.

Halkın tahmin ve zanlarina dayanarak söylediklerine göre: onlar, aralarında şöyle konuşmuşlardı:

Hz. Hüseyin, Ömer b. Sa´d´e «Her ikimiz karargâhımızı burada bırakalım. Sen, benimle birlikte Yesm b. Muavİye´nin yanma git!» dedi.

Ömer b. Sa´d «İyi bil ki: böyle yaparsam, evim yıkılır!» dedi.

Hz. Hüseyin «Ben, sana ev yaparım!» dedi.

Ömer b. Sa´d «İyi bil ki: Arazi ve akarlarım da, elimden alınır!» dedi.

Hz. Hüseyin «İyi bil ki: Hicaz´daki mallarımdan, ben sana, onlardan daha hayırlısını veririm!» dedi.

Hz. Hüseyin´in bu teklifleri Ömer b. Sa´d´in pek, hoşuna gitmedi.

Herkes, bu hususta birbirlerinden işittiklerine göre iyice bilmeden bir takım şeyler söylemeğe başladılar.

Rivayete göre: Ömer b. Sa´d, Hz. Hüseyin´in bu husus tekliflerini kabul etmeyince, Hz. Hüseyin, Ona «Öyle ise, benim şu teklifimden birini seçip kabul ediniz:

1. Bırakınız, ben, geldiğim yere dönüp gideyim?

2. Elimi, Yezid b. Muaviye´nin eline koyayım. Aramızdaki mesele hakında gereğini o düşünsün ve hükmünü versin!

3. İsterseniz, beni,. Müslüman serhadlarından bir serhadde, onun yakınlarından birisi olarak, gönderiniz de, cihadla uğraşayım. Ne ben, onlara karışayım, ne de, onlar, bana karışsınlar!» dedi.

Hz. Hüseyin, Ömer b. Sa´d ile üç veya dört kerre buluşup konuştular.[1]

Ömer b. Sa´d´ın İhnâ Ziyad´a Durumu Yazîliası:

Ömer b. Sa´d, Hz. Hüseyin ile görüştükten sonra, durumu, îbn-i Ziyad´a bir yazı ile bildirdi ve yazısında söyle dedi:

«îmdi, hiç şüphesiz, Allah, düşmanlık ateşini söndürdü. Sözü, bir araya getirdi. Ümmetin işini düzeltti.

îşte, Hüseyin; gelmiş olduğu yere döneceği, yahut cihad için Müslüman serhadlerinden göndermeyi uygun göreceğiniz bir serhadde Müslümanlardan bir ferd olarak kendi başına cihadla meşgul olacağı, yahut Mü´mfcıler Emîri Yezid´e gidip elini, eline koyarak aralarındaki meseleyi onun hail etmesini istiyeceği hakkında bana söz verdi.

Bunda, sizin için hoşnutluk, ümmet için de, iyilik var!»

îbn-i Ziyad, Ömer b. Sa´d´in yazısını okuyunca «Bu, kavmına şefkatli olaa valiye öğüt verici kişinin yazısıdır.

Evet! Ben de, kabul ettim!» dedi. [2]

Şimr´in, îbn_i Ziyad´ı Kışkırtması:

Şimr b. Zilcevşen, ayağa kalkarak «O, gelip senin yanı başındaki toprağına konmuş, iken, sen, onun dileklerini kabul mü edeceksin?!

Vallahi, o, senin eline, elini koyup bey´at etmeden memleketinden ayrılacak olursa, onlar kuvvet ve kudrette önde gelir, sen de, za´f ve aczde önde gelmiş olursun.

O, bu duruma düştükten sonra, ona imkân ve meydan verme!

O, şimdi za´f ve ümitsizlik içindedir. Kendisi ve Eshabı, senin hükmüne boyun eğmelidir. Boyun eğince de, onu ve Eshabını, cezalandırırsan, cezalandırmağa yetkili sindir. Cezalandırmaz, bağışlarsan, bu da, senin elindedir.

Vallahi, bana gelen habere göre: Hüseyin, Ömer b. Sa´d ile iki taraf karargâhı arasında bütün gece oturup konuşuyormuş!» dedi.

îbn-i Ziyad «Evet! Ben de senin re´yin

İbn-i Ziyad´ın, Hz. Hüseyin Hakkında Ömer b. Sa´d´e Verdiği Son Emir:

İbn-i Ziyad, Ömer b. Sa´d´e yazdığı son yazısında şöyle dedi:

«imdi, ben, seni, Hüseyin´e; ne onunla çarpışmaktan kaçmasın, ne onun işini uzatıp durasm, ne selâmet ve bekasını dileyesin, tne de, benim katımda oturup şefaatçisi ve kayırıcısı olasın diye gönderdim!

Bak! Hüseyin ve Eshabı, hükmüme boyun eğer ve teslim olurlarsa, onu ve Eshabmı acele bana yolla!

Şâyed, kabule yanaşmazlarsa, üzerlerine yürü, onları, öldür! Ölülerinin azalarım kes biç!

Çümki, onlar, bunu hak etmişlerdir.

Hüseyin, öldürülürse, onun göğsünü ve arkasını atlara çiğnet!

Çünki, o, âsidir ve şakidir!

Zamanımda, ölümünden sonra, bana ondan daha zararlı olan bir şey yoktur! Fakat, onu öldüreceğim! diye söz vermişimdir! Onu, yerine getireceğim!

Sen de, onun hakkımdaki emrimizi yerine getirirsen, emri dinleyen ve. ona boyun eğenlerin mükâfatile seni mükâfatlandırırız!

Eğer, bunu yapmaktan kaçınırsan, işimizden, leşkerlerimiz arasından ayrıl. Şimr b. Zilcevşen´Ie leşkerler arasından çekil! Biz, ona (Şimr´e) işimizi buyurmuşuzdur!»[4]

İbn.i Ziyad´ın Şimr´e Direktifi:

İbn-i Ziyad, Şimr b. Zilcevşen´i çağırdı. «Bu yazıyı, Ömer b. Sa´d´e götür. Hükmüme boyun eğmelerini Hüseyin ve Eshabına teklif etsin.

Eğer, bunu yaparlarsa, onları, acele bana göndersin. Emrime boyun eğmekten kaçınırlarsa, onlarla çarpışsın.

Ömer, bu emrimi yerine getirirse, sen, onu, âmir olarak dinle ve emirlerine boyum eğ!

Eğer, o, emrimi yerine getirmekten kaçınırsa, onlarla, sen çarpış. Leş-kerin başı sensin!

Ömer´in de, üzerine sıçrayıp boynunu vur, başını bana gönder!» dedi. [5]

İbn-i Ziyad´ın Kabul Edilmiyen Emânı:

Şimr, ibn-i Ziyad´dan direktifi ve Ömer´e yazılan yazıyı alıp ayağa kalktığı zaman; Hz. Hüseyin´in kardeşleri Abbas, Abdullah, Cafer ve Osman´ın anneleri Ummüîbenîn´in yeğeni Abdullah orada bulunuyordu.

Abdullah, İbn-i Ziyad´a «Allah, valiye iyilikler versin! Kız kardeşimizin oğulları, Hüseyinle ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kerbela Faciası-3
« Posted on: 19 Nisan 2024, 21:03:41 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kerbela Faciası-3 rüya tabiri,Kerbela Faciası-3 mekke canlı, Kerbela Faciası-3 kabe canlı yayın, Kerbela Faciası-3 Üç boyutlu kuran oku Kerbela Faciası-3 kuran ı kerim, Kerbela Faciası-3 peygamber kıssaları,Kerbela Faciası-3 ilitam ders soruları, Kerbela Faciası-3önlisans arapça,
Logged
21 Şubat 2010, 14:24:28
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« Yanıtla #1 : 21 Şubat 2010, 14:24:28 »

Hz. Hüseyin´in Ölüm Temizliği Yapması:

Küfeliler harekete geçmeğe hazırlandıkları sırada, Hz. Hüseyin, kendisi için bir çadır kurulmasını emr etti. Büyük bir çanak içinde misk getirildi. Sonra, çadırın içine girdi. Hamam otuyla temizlik yaptı.

Abdurrahman b. Abd-i Rabbih ile Büreyr b. Hudayr, çadırın kapısı önünde beklediler.

Abdurrahman ile Büreyr, omuz omuza bulunuyorlardı.

Bunlar, Hz. Hüseyin´den sonra, temizlik için çadırın içine koşuştular.

Büreyr, Abdurrahman´a şaka yaptı.

Abdurrahman, ona «Şakayı bırakalım! Vallahi, şu saatte bu şaka, bâtıl ve boş tir şeydir!» dedi.

Büreyr «Vallahi, kavmim bilirler ki: ben, ne gençlikte, ne de, olgunluğumda bâtıl, boş şeyi sevmemişimdir.

Fakat, vallahi, biz kavuşacağımız şeyle müjdelenmişiz, sevinçliyizdir.

Vallahi, bizimle Cennet nimetleri arasında ancak şu kavmin üzerimize kılıçlarile eğilmeleri vardır!

Ben, onların kılıçlarıyla üzerimize eğilivermeierini özlüyorum!» dedi.

Hz. Hüseyin, temizlenip çadırdan çıktıktan sonra bunlar da girip temizlik yaptılar.[30]

Hz. Hüseyin´in Allah´a Münâcâtı ve Küfelilere Son Hitabı :

Hz. Hüseyin, hayvanının üzerine bindi. Bir Mushaf getirtip ömüne yerleştirdi.

Küfeli süvariler, Hz. Hüseyin´e doğru ilerlemeğe başlayınca, Hz. Hüseyin, ellerini göğe doğru kaldırdı ve:

«Ey Allah´ım! Her üzüntüde, sıkıntıda en sağlam güvencim, her darlıkta ümidim Sensin!

Hakkımdaki her işde benim en sağlam güvenç ve dayancım Sensin!

Senin indirdiğin musibetlerden, kalbe za´f verecek, tedbirler azalıp ye-tişmiyecek. dostlar, arkadaşlar bırakıp ayrılacak, düşmanlar sevinecek ne kadar musibet ve kederler varsa, ben, onların hepsinden şikâyetimi yalnız Sana arz eder, Sendea başkasından yüz çevirir, Seni ister ve Sana yönelirim!

Bütün darlıkta, tasalan kaldıracak, açacak Sensin! :

Her nimetin verici ve yönelticisi, her iyiliğin sahibi, her dilek ve isteğin en son varıp dayanacağı Sensin!» diyerek Allah´a düa etti.

Küfe leşkerleri, çadırlara yaklaştıkları zaman, çukurlara doldurulmuş bulunan odun ve kamışlar tutuşturulmuş, alev alev yanmakta idi.

Küfeli süvarilerden biri koşarak geldi. Çadırların arkalarında ateş ocaklarının alevlendiğini görür görmez hiç konuşmadan geri döndü. Avazının çıktığı kadar «Ey Hüseyin! Kıyamet gününden önce, dünyada Cehennem ateşini istemekte acele ettin!» diyerek bağırdı.

Hz. Hüseyin «Kimdir bu adam? Şlmr b. Zilcevşen´e benziyor?» dedi. «Evet! Allah, Sana iyilikler versin! Bu, odur!» dediler.

Hz, Hüseyin «Ey keçi çobanı olan kadın´ın oğlu! Cehennem ateşine yanmağa, sen, daha elverişli ve müstahıksın!» dedi.

Müslim b. Avsece «Ey Resûlullâh´ın oğlu! Sana kurban olayım! Ben. şuna bir ok atmayayım mı? Cebbarların büyüklerinden olan o fâsıka ok atmak fırsatı belki bir daha benim elime geçmez, düşmez!» dedi.

Hz. Hüseyin «Atma! Çünki, onlarla çarpışmayı, önce ben başlatmak islemiyorum!» dedi. ...

Hz. Hüseyin´in yanında Lâhık diye anılan atı bulunmakta ve ona oğlu Ali binmekte İdi.

Küfe leşkerleri yaklaşınca, Hz. Hüseyin, hayvanını istedi. Onun üzerine bindikten sonra en yüksek sesile, herkese duyuracak derecede seslendi:

«Ey insanlar! Sözlerimi dinleyiniz!

Sizin için, üzerime düşen vâz-u nasihat hakkını yerine getirinceye; yanı niza gelişimdeki mazeretimi size bildirinceye kadar bekleyiniz, üzerime yürümekte acele etmeyiniz.

Eğer mazeretimi kabul ve sözlerimi tasdik eder benim hakkımda insaf ve adaletle hüküm verirseniz, bununla Ahiret soâtfetine erersiniz ve benim üzerime yürümeğe de, yol bulmak sizin için mümkin olmaz!

Şâyed, mazeretimi kabul etmiyecelc hakkımda kendiliğinizden insaf ve adaletle hüküm veremiyecekseniz, Hz. Nuh´un, kavmine dediği gibi, ben de size) :

(Siz ve ortaklarınız toplanıp artık ne yapacağınızı kararlaştırmız. 0 suretle ki bu yapacağınız iş size. sonradan hiç bir tasa ve pişmanlık vermiş olmasın.

Yapacağınızı açıkça yapınız, gizlemeyiniz: Sonra da, hükmünüzü ba.ıa icra ediniz! Yûnus: 71) derim.

(Dedem Resûlullâh´ın, kavmına dediği gibi, ben de size) Hiç şüphesiz, benim velîm, benim yardımcım ve sahibim, 0 Kitabı indirmiş olan AIlâhMir ve O. bütün sâlîhlere de velilik ediyordur (Araf: 196) derim.» dedi.

Hz. Hüseyin´in bu sözlerini kız kardeşleri işitince, feryada ve ağlamağa başladılar Kızları da ağlayarak seslerini saldılar.

Hz. Hüseyin «tbn-i Abbas, haklı imiş. O, beni, kadınlarla yola çıkmaktan men etmişti.» dedikten sonra kardeşi Abbas b. Ali ile oğlu Ali´ye «Şimdi, onları susturunuz. And olsun ki: onlar, ağlamalarını çoğaltacaklardır!» dedi.

Abbas´la Ali, onların susmaları için yanlarına gittiler. .

Ağlamaları kesilince. Hz. Hüseyin, Allah´a hamd-ü sena ve Onu lâyık olduğu üzre zikr etti.

Muhammed Aleyhisselâma, Meleklere ve Peygamberlere salâtü selâm getirdi.

Dahhâk b. Abdullâh-ül Mışrakî der ki «Vallahi, ben, Ondan dinlediğim sözler kadar belâğatli sözler, ne Ondan Önce, ne de. Ondan sonra hiç bir konuşmacıdan dinlememişimdir.

Sonra, O, söze şöyle başladı:

İmdi, benim nesebimi bir araştırınız, bakınız ki: ben, kimim? Sonra, vicdanınıza dönünüz de, onun kırgınlığım giderip kendinizden hoşnut etmeyi, düşününüz.

Hele bir düşününüz ki: beni öldürmek, haram ve mahfuz olan kanım dökmek, size helâl olur mu?

Ben, Peygamberiniz Aley his selâmın kızının oğlu değilmiyim?

Ben; Peygamberinizin Vasisi ve Amucasmın oğlu ki O, Allah´a iman ve

Resûlullâhı, Rabb´ından getirdikleri şeylerde tasdik edenlerin ilki idi, Onun oğlu değilmiyim?

Şehidler Seyyidi Hamza, benim babamın Amucası değilmidir? Çift k´anadh şehid Cafer, benim Amucam değilmidir?

Resûlullâh Aleyhisselâmın, banim ve kardeşim hakkındaki (Bunlar, Cennetlik gençlerin iki Seyyididir!) Hadîsi size erişmedi mi?

Vallahi; yalancıya ve yalancının ey halkına Allah´ın gazaplandığını ve bunda ihtilafa düşenleri hüsrana uğrattığını bilelidenberi ben, her hangi bir yalan söz söylemeğe niyet ve tenezzül etmemişimdir.

Eğer, söylediğim Hadîsde beni tasdik ediyorsanız, ki onun hak ve gerçek olduğunda şüphe yoktur, ne âlâ!

Yok, beni yalanlayor, bana inanmıyorsanız, bunu, kendilerinden soruo Öğrene bileceğiniz zatlar vardır aranızda.

Câbir b. Abdullâh-ul Ensârî´ye, yahut Ebû Saîd-ul Hudrî´ye, yahut Sehl b. Sa´d-üs Sâidî´ye, yahut Zeyd b. Erkam´a, yahut Enes b. Mâlik´e sorunu?.!

Onlar, Resûlullâh Aleyhisselâmın, benim ve kardeşim hakkındaki bu Hadîsini, kendisinden işittiklerini size haber vereceklerdir.

Benim hakkımdaki bu Hadîs de mi kanımı dökmekten sizi alıkoymayacak, size engel olmayacaktır?!» dedi.

Şimr-b. Zilcevşen «O, ancak, tek lehçe ile (Kureyş lehcesile) Kur´an ok´i-yarak Allah´a ibadet etmesini bilir! Ne söylediğini de, bilseydi!» diyerek mırıldandı.

Habîb b. Müzahir «Vallahi, ben, Onun yetmiş lehçe ile (yâni her lehcc ile) Kur´an okuyarak Allah´a ibadet ettiğini görüyorum!

Ben, şehâdet ederim ki: sen, Onun söylediklerini anlayamamakta doğru ve mazursun.

Çünki, gerçekleri anlamaman için, Allah, senin kalbini mühürlemiştir!» dedi.

Hz, Hüseyin, onlara hitaplarına devamla:

«Haydi, siz, bu Hadîs´in doğruluğunda şüphe ettiniz.

Benim, Peygamberinizin kızının oğlu olduğumda şüphe edebilir misiniz?

Vallahi, doğu ile batı arasında, sizlerden veya sizin başkalarınızdan. Peygamberin kızının oğlu olarak benden başkası yoktur.

Ben, hassatan, sizin Peygamberinizin kızının oğluyum!

Bana haber veriniz: Ben, sizlerden birisini öldürdüm de, o Ölüden dolayı mı?

Yahut, birinizi vurup yaraladım da, onun kısası için mi?

Yahut, her hangi birinizin malını yok ettim de, ondan dolayı mı beni bırakmayorsunuz?!

Siz, benden ne istiyorsunuz?» dedi.

küfeliler, tutulup kaldılar. Cevap veremediler.

Bunun üzerine, Hz. Hüseyin «Ey Şebes b. Rib´î! Ey Haccar b. Ebcer! Ey Kays b. Eş´as! Ey Yezîd b. Haris! Sizler, bana (Meyvalar, yetişti. Her taraf yeşillendi. Kuyuların suyu çoğaldı.

Senin için askerler, yardımcılar hazırlandı. Hemen gel!) diye yazı yakmadınız mı?) diyerek seslendi.

Onlar (Biz, böyle bir şey yapmadık!) dediler ve inkâr ettiler.

Hz. Hüseyin (Sübhânallâh! Evet, vallahi, sizler, bu işi yaptınız!) dedik ten sonra:

(Ey insanlar! Beni, istemiyorsanız, bırakınız yer yüzünde emin olan yerime gideyim?) dedi.

Kays b. Eş´as «San, Amucanın oğlunun hükmüne boyun eğsen olmaz mı? Onlar, sana ancak arzu ettiğin iyiliği gösterecekler, sana, onlardan hoşa gitmiyecek bir şey erişmîyecektir.» dedi.

Hz. Hüseyin:

«Hayır! Vallahi, ben, onlara ne ellerimi zelil olarak teslim ederim, ne de kölelerin ikrarları gibi ütrarda bulunarak bey´at ederim!

Ey Allah´ın kulları! Ben, sizlere (Hz. Musa´nın dediği gibi) Şüphe yok ki ben, beni taşlamanızdan, benim de, Rabb´ım, sizin de Rabb´mız olan Allah´a sığındım. (Dühan: 20)

«Ben, Hisab Günü´ne inanmayan her kibirli insandan, benim de Rabb´ım, sizin de, Rabb´ınız olan Allah´a sığındım. (Mü´min: 27) diyorum!» dedi. [31]

Ömer b. Sa´d «Eğer, senin işin benim elimde olaydı, tekliflerini kabul ederdim.» dedi.

Hz. Hüseyin «Ey Ömer! İşleyeceğin günahın sana âid olacağını ve bugün, ondan dolayı sorguya çekileceğini hiç düşünmüyor musun?!

Ey Allah´ım! Iraklılar, beni aldattılar, bana hile ettiler. Kardeşime yaptıklarını, bana da, yaptılar. , .

Ey Allah´ım! Onların işlerini...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

21 Şubat 2010, 14:30:21
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« Yanıtla #2 : 21 Şubat 2010, 14:30:21 »

Ümmü Vehb´in Şehid Edilmesi:

Abdullah b. Umeyr´in zevcesi Ümmü Vehb; kocası Abdullah´ın cesedi başına oturmuş, elile hem onun yüzünden tozları siliyor, hem de «Cennet, sana kutlu, Cennet nimetleri sana afiyet olsun!» diyordu.

Şimr b. Zilcevşen, uşağı Rüstem´e «Onun basma bir sırıkla vur!» dedi.

Rüstem, sırıkla vurup basuru parçalayınca, Ümmü Vehb, olduğu yerde can verdi. [56]

Hz. Hüseyin´in Çadırının, İçindekilerle Birlikte Yakılmak istenilmesi :

Şimr b. Zilcevşen, Hz. Hüseyin´in çadırına kadar ilerleyip nıızrağıyla vurdu ve «Bana ateş getiriniz! Şu çadırı, içindeki halk ile birlikte yakacağım!» diyerek bağırdı.

Kadınlar, feryad ederek çadırdan dışarı fırladılar.

Hz. Hüseyin «Ey îbn-i Zilcevşen! Sen, benim çadırımı, Ev halkımla" birlikte yakmak için ateş getirtiyorsun! Allah da, seni, Cehennem de yakar!» diyerek bağırdı.

Humeyd b. Müslim der ki «Şimr b. ZÜcevşan´e : (Sübhânallâh! Bu, senin için iyilik olmaz.

Sen, kendinde iki şeyi birleştirmek, yâni Allah´ın ateş azâbile azab etmek, çocukları ve kadınları öldürmek mi istiyor sun?!

Vallahi, senin bu şekilde Öldürmene, ne iş başındaki adamlar, ne de, vâlin razı olur!) dedim.

Şimr (Sen, kimsin?) diye sordu.

(Ben, kim olduğumu sama bildirecek değilim!) dedim. Beni tanır da, Sultan katında bana bir zarar verir diye korktum.

Şimr´in yanına benden daha sözü dinlenir bir adam, Şebes b. Rib´i geldi.

Ona: (Ben, senin sözünden daha kötü bir söz, şu durağından da, daha kötü bir durak görmedim!

Ayıp ve kusurlu iş, kadınlara mahsustur!) dedi.

Bunun üzerine, Şimr, utanır gibi oldu. Gitmek için döndüğü sırada Zü-heyr b. Kayn ile on kadar arkadaşı hücum ederek Şimr ile arkadaşlarını çadırların yanından dağıttılar ve uzaklaştırdılar. [57]

Namaz Kılmak İçin Yapılan Münâkaşa ve Habîb b. Muzâhir´in Şehid Edilmesi:

Ebû Sümâme Amr b. Abdullâh-üs Sâidî; Küfe leşkerinin kütle halinde Hz. Hüse; in´Ie Eshabına doğru her taraftan ilerleyip geldiklerini görünce, Hz. Hüseyin´e «Ey Ebû Abdullah! Varlığım, Sana feda olsun!

Ben, şuaların, gittikçe Sana yaklaştıklarını görüyorum. Vallahi, ben, İnşâallâh, Senin uğrunda ölmedikçe, Sen, ölmezsin!

Fakat, şu vakti girmiş olan öğle namazım da, kıldıktan sonra Rabb´ıma kavuşmayı isterdim!» dedi.

Hz. Hüseyin, başını kaldırıp semâya baktı ve «Namazı, iyi hatırlattın. Allah, seni, namaz kılıcı zikr edicilerden eylesin!

Evet! bu, vakti başlangıcıdır. Sor onlara bakalım. Namazımızı kılıncay´a kadar bize müsâade ederler mi?» dedi.

Husayn b. Nümeyr «Onların namazı kabul olunmaz!» dedi.

Habîb b. Müzahir «Resûlullâh Aleyhisselâmm Hanedanından olanların namazı kabul olunmayacak ta, senin namazın mı kabul olunacak be hey eşek!» dedi.

Husayn b. Nümeyr, kızarak hücuma kalktı.

Habîb b. Müzahir, onu karşıladı. Atının yüzüne kılıçla çarptı. At, şahlandı. Husayn, atın üzerinden yere düştü.

Adamları yetişip Husayn´ı kurtardılar.

Habib b. Müzahir, onlarla bir müddet şiddetle çarpıştı.

Temîm oğullarından Büdeyl b, Sureym, ansızın Habîb´in başına kılıçla vurdu.

Temîm oğullarından başka birisi de, onu mızraklayıp yere düşürdü.

Husayn b. Nümeyr, gidip Habîb´in başına dikildi. Ona kılıçla vurdu durdu. Temîm!; iı.ıip Habîb´in başını kesti. Husayn «Onu öldürmekte sana ortağım!» dedi. ? Diğer Temîmî «Onu, benden başkası öldürmedi!» dedi.

Husayn «Onun başını bana ver de, atımın boynuna takayım ki halk, görsünler ve onun öldürülmesine katıldığımı bilsinler. Sonra, onu, sen alıp tbn-i, Ziyad´a götür. Ondan dolayı sana verilecek mükâfat bana lâzım değildir!» dedi.

Temîmî, yanaşmadı. Kavmi, araya girip Temîmî´yi ikna ettiler. Temîmî de, Habîb b. Muzâhir´in başını Husayn´a verdi. O da, atının boynuna taktı.

Husayn, Küfe´ye dönünce, başı, Temîmî´ye geri verdi.

Temîmî de, atının boynuna takarak îbn-i Ziyad´m köşküne götürdü.

Habîb b. Müzahir şehid edilince, Hz. Hüseyin, son derecede üzüldü ve sarsıldı.

«Bu hususta kendim için Allâh´dan sevap, Eshabım için de, hıfz-u himaye dilerim.» dedi.[58]

Babasının İntikamım Alan Genç

Habib b. Muzâhir´in, o zaman delikanlılık çağında .bulunan oğlu Kasım; babasının başı köşke götürülürken, görür. Süvariden ayrılmaz. Temîmî,, köşke girdikçe, onunla girer. Köş3cten çıktıkça, onunla çıkar.

Adam, şüphelenerek «Yavrucuğum! Sen, beni ne için takip ediyorsun?» diye sorar.

Kasım «Bir şey için değil!» der.

Adam «Hayır! Yavrucuğum! Bana, doğrusunu haber ver. Sen, beni ne için takip ediyorsun?» der.

Kasım, «Bu yanında bulunan bas, benim babamın başıdır. Onu, bana ver de gömeyim!» der.[59]

Hürr´ün Şehid Düşmesi:

Hürr b. Yezîd ve Züheyr b. ,Kayn, Küfe leşkerile en şiddetli çarpışmalar yapıyorlardı.

Birisi, Küfe leşkerinin ortasuıa dalar, o biri, onu kurtarırdı! Bir müddet, bu şekilde savaştılar.

Küfe piyade birlikleri Hürr´ün üzerine üşüştüler ve en sonunda onu şe-hid ettiler. [60]

Hürr´ü, Ebülveddâk´ân şehid ettiği rivayet edilir. [61]

Kerbelâ´da Kılman Son Öğle Namazı:

Küfe leşkeri, bir ara çarpışmayı durdurdu, öğle namazını kıldılar.

Hz. Hüseyin de öğle namazını, Eshabma Salât-ı havf (korku halinde namaz) olarak kıldırdı.

Saîd b. Abdüllâh-ul Hanefi´nin Şehid Düşmesi

Öğleden sonra, çarpışma bütün şiddetile başladı. Küfe leşkeri, Hz. Hüseyin´in yanına kadar geldi.

Hz. Hüseyin´in Eshabından Saîd b. Abdullâh-ul Hanefî; Hz. Hüseyin´e sağdan, soldan atılan oklara kendisini hedef yapıp Hz. Hüseyin´i korumak için önüne dikildi! Okla vurulup yere düştü! Adam «yavrucuğum! Vali, onun gömülmesine razı olmaz. Ben, onu Öldürdüğüm için, valinin beni iyi bir mükâfatla mükafatlandırmasını istiyorum.» der.

Kasım «Fakat, Allah, sana -bundan dolayı cezanın ancak en kötüsünü verecektir!

Vallahi, sen, senden daha hayırlı olan bir zatı öldürdün!* der ve ağlar, Kasım, babasının katilini unutmaz.

Onu, bir gazada çadırında öğle vakti uyurken, kılıçla vurup öldürür. [62]

Züheyr b. Kayn´ın Şehid Düşmesi:

Züheyr b. Kayn «Ben, Züheyr´im! Ben, Kayn´ın oğluyum! Onları, Hüseyin´in üzerinden def eder, kovarım!» diyerek çarpışmakta idi.

Züheyr b. Kayn, bir ara, elile Hz. Hüseyin´in omuzuna dokundu ve «Yürü! Doğru yol gösterilmiş ve doğru yolu gösterici olarak! Bu gün, Peygamber Dedene, Kardeşin Hasan´a, Baban Aliyy-ül Murtazâ´ya, Çift kanadlı yiğit Amucan Cafer´e, Allah´ın Arslanı Diri şehid Hamza Amucana kavuşacaksın!» dedi.

Kesîr b. Abdullâh-uş Şâbî ile Muhacir b. Evs, ansızın saldırarak Züheyr´i şehid ettiler. [63]

Nâfi b. Hilâl, üzerinde ismi yazılı zehirli okları Küfe leşkerine atmakta îdi.

Bu oklarla onlardan on ikisini öldürdü, o kadarını da yaraladı. En sonunda vurulup iki kolu kırılarak esir edildi.

Onu, Şimr b. Zilcevşen´le adamları yakaladılar. Ömer b. Sa´d´in yanma götürdüler.

Ömer b. Sa´d «Yazık ettin kendine ey Nâfi! Ne yaptın, kendine böyle kıydın?!» dedi.

Nâfi «Rabb´ım, benim ne yapmak istediğimi biliyor!» dedi.

Onun yüzünden akam kanlar, sakalını ıslatmakta idi. Nâfi, o halinde «Vallahi, sizden on ikisini Öldürdüm. Bir o kadarını da, yaraladım. Cihad üzerinde kendimi kınamayorum.

Eğer, benim bir kolum sağlam kalaydı, siz, beni kolay kolay esir edemezdiniz!» dedi.

Şimr, Ömer b. Sa´d´e «Allah, sana iyilikler versin! Öldür şunu!» dedi. Ömer «Onu, sen getirdin. İstersen, sen öldür!» dedi. Şimr, kılıcım sıyırdı.

Nâfi «Vallahi, sen, Müslümanlardan olsaydın, bizim kanlarımıza girmiş olarak Allah´ın huzuruna çıkmak sana güc gelirdi!

Hamd olsun Allah´a ki ölümümüzü, en şerli ve yaramaz kullarının ellerinde takdir ve böylece, bizlere şehidlik nasîb etti!» dedi.

Şimr, Nâfi´in yanıoa geldi ve : «Dağılınız Allah düşmanları! Dağılanız Şîmr´in başından! 0, kılıçla vurur sizi kaçirmaz.

Sizin için bir felâket, bir zehirdir ve çok acıdır o!» diyerek kılıçla vurup Nafi´i şehid etti. [64]

Hz. Hüseyin´in Önünde Kendilerini Bireir Birer Feda- Eden Kahramanlar :

Hz. Hüseyin´in Eshabı, Küfe leşkerinin başlarına yığıldıklarını görüp onlara karşı ne Hz. Hüseyin´i, ne de, kendilerini koruyamayacaklarını anlayınca, Hz. Hüseyin´in önünde ölme yarışma giriştiler.

Gifârîlerden Abdullah b. Azre ile Abdurrahman b. Azre, Hz. Hüseyin´in yanına gelip «Ey Ebû Abdullah! Sana selâm olsun! Biz, düşmanla Senin arana gerilip Seni, düşmanından korumak ve Senin önünde ölmek istiyoruz!» dediler.

Hz. Hüseyin «Hoş geldiniz! Yakınıma geliniz!» dedi. Geldiler ve Hz. Hüseyin´in yanında çarpışmağa giriştiler.

CâbirÜerden, bir anadan doğma ve aynı zamanda Amuca oğulları olan Seyf b. Haris ile Mâlik b. Abd isimlerinde iki genç, Hz. Hüseyin´in yanma geldiler. Ağlayorlardı.

Hz. Hüseyin, onlara «Ey kardeşimin oğulları! Ağlamayınız. Vallahi, biraz sonra, gözlerinizin aydın olacağını, sevineceğinizi umarım!» dedi.

Gençler «Allah, bizi, Sana feda etsin! Hayır! Vallahi, biz, kendimize ağ-lamayoruz. Senin, her taraftan kuşatıldığını ve bizim de, Seni korumağa güc yetiremiyeceğünizi görüyor, Sana ağlayoruz!» dediler.

Hz. Hüseyin «Ey kardeşimin oğulları! Siz, bu yolda bana nasıl iyilik yaptınız ve derd ortaklığı ettinizse, Allah da, sizi ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

21 Şubat 2010, 14:30:50
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« Yanıtla #3 : 21 Şubat 2010, 14:30:50 »

[1] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 121-122.

[2] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 122.

[3] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 122.

[4] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 123.

[5] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 123.

[6] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 123-124.

[7] Taberi-Tarih c. 6, s. 235-237 124

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 124.

[8] Dineveri-Ki abu l´ahbar s. 254

[9] İbn-i Abd-i Rabbih-îkdülferid c. 3, s. 217

[10] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 125.

[11] Dineveri-Kitabül´ahbar s. 254

[12] Zehebi-Âİamünnübelâ c. 3, s. 202

[13] Dîneveri-Kitabül´ahbar s. 254-255

[14] Zehebi-Âlâm. c. 3, s. 202

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 125-126.

[15] Taberi-Tarih c. 8, s. 222

[16] Dineveri-Kitabül´ahbar s. 256

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 126.

[17] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 126-127.

[18] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 127-128..

[19] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 128-129.

[20] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 129-130.

[21] Taberi-Tarih c. 6, s. 237-239

[22] Zehebi-Alâmünnübelâ t. 3, s. 2G2

[23] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 130-131.

[24] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 131-132.

[25] TaJberi-Tarih c. 6, s. 239-240

[26] Dineveri-Kjtabül´ahbar s. 256

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 133-134.

[27] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 134-135.

[28] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 136.

[29] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 136.

[30] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 137.

[31] Taberi-Tarih c. ´e, s. 240-243

[32] Zehebî-Alâmünnübelâ c. 3, s. 203

[33] Zehebİ-Tarihul´islam c. 3, s. 53

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 137-142.

[34] Zehebî-TarihuJ´islam c. 3, s, 53, Ibtı-i Esîr-El kâmil c. i, s. 118

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 142.

[35] Tataerî-Tarih c. 6, s, 243-244

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 142-144.

[36] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 144-146.

[37] Taberi-Tarih c. 6, s. 244-245

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 146-147.

[38] Ibn-i Abd-i Rabbih-Ikdülferîd c. 2, s. 218, Zehebî?Âlâm, c. 3, s. 210

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 147.

[39] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 147.

[40] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 147-149.

[41] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 149.

[42] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 149-150.

[43] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 150.

[44] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 150-152.

[45] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 152.

[46] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 152.

[47] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 152-153.

[48] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 153.

[49] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 152-155.

[50] Taberi - Tarih c. 6, s. 245-249

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 155.

[51] Taberi - Tarih c. 6, s. 255

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 155.

[52] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 155-156.

[53] Taberi - Tarih c. 6, s. 249-250

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 156.

[54] Taberi - Tarih c. 6, s. 222

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 156.

[55] Taberi - Tarih c. 6, s. 222

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 156-157.

[56] Taberi - Tarih c. 6, s. 222

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 157.

[57] Taberi - Tarih c. 6, s. 222

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 157-158.

[58] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 158-159.

[59] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 159-160.

[60] Taberi - Tarih c. 6, s. 250-252

[61] Taberi - Tarih c. 6, s. 250

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 160.

[62] Taberi - Tarih c. 6, s. 252.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 160.

[63] Taberi - Tarih c. 6, s. 252.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 161.

[64] Taberi - Tarih c. 6, s. 252.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 161-162.

[65] Taberi - Tarih c. 6, s. 252.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 162-165.

[66] Taberi - Tarih c. 6, s. 252.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 165-166.

[67] Taberi - Tarih c. 6, s. 252.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 166.

[68] Taberi-Tarih c. 6, s. 25O-256

[69] Mus´ab-üzzübeyri-Neseb-i -Kureyş s. 57

[70] Taberi-Tarfrüi ç. 6, s. 256

[71] Mus´ab-üzzübeyrî-Neseb-i Kureyş s. 57

[72] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 166-167.

[73] Taberi-Tarih c. 8, s. 2S6

[74] Taberi-Tarih c. 7, s. 129

[75] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 168.

[76] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 168-169.

[77] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 169-170.

[78] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 170.

[79] Taberi-Tarih c. 6, s. 256-257

[80] Zehebi-S Âlâmünnübelâ c. 3, s. 203

[81] Taberi-Tarüı c. 6, s. 257

[82] Taberi-Tarüı c. 6, s. 220, Zehebî-Alâm c. 3, s. 208

[83] Yakubî-Tarih c. 2, s. 245

[84] Taberi-Tarih c. 6, s. 220

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 170-171.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes