> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Sahabe-i Kiram > Hz.Hüseyin´in İntikamını İsteyen Kişi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hz.Hüseyin´in İntikamını İsteyen Kişi  (Okunma Sayısı 2498 defa)
21 Şubat 2010, 15:38:37
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 21 Şubat 2010, 15:38:37 »



Hz.Hüseyin´in İntikamını Almak İsteyen Kişi

Kerbelâ İntikamını Almak Dâvasi İle Ortaya Çıkan İkinci Adam : Muhtar b. Ebl Ubeyd.üs SakafI :
Muhtar´ın, Küfe´de Ayaklanmağa Niyetlenmesi ve Döğülüp Zindana Atılması : .
Muhtar´ın Zindandan Çıkarılması
Muhtar´ın, Hâni b. Ebi Hayye İle Görüşmesi :
Muhtar´ın, Abdullah b. Kâmil´le Birlikte Küfe´ye Dönüşü:
Muhtar´ın, İbnül Irk ve Seleme b. Mersed´Ie Görüşmeleri :
Muhıtar´in Küfe´deki Temas ve Faaliyetleri :
Muhtar´ın, Ehl.i Beyt Tarafdarlarını Kendisinin Yanında Toplanmağa Davet ve Teşvik Etmesi :
Muhtar´ın Tekrar Zindana Atılması :
Muhtar´n Zindandaki Yemini :
Muhtar´ın, Eifâa b. Şeddad´la diğer Ehl.i Beyt Tarafdarlanna Yazısı :
Muhtar´ın, Abdullah b. Ömer´e Yazısı :
Muhtar´ın, Kefalet ve Yeminle Zindandan Çıkarılması :
Muhtar´a, Zindanda. Bey´at Eden Kişiler ve Ehl-i Beyt Taraftarlarının, Onun Başında, Toplanmağa Başlamaları
Abdullah b. Muti´nin Küfe´ye Gelip İşe Başlaması:
Küfe Emniyet Âmirinin, Muhtar Hakkındaki Görüşü ve Teklifi:
Muhıtâr´ın, Vali Köşküne Davet Edilmesi:
Muhtar Hakkında Kendi Adamları Tarafından Gizlice Tahkikat Yapılması:
İbrahim b. Eşter´le İş Birliği Sağlamak İçin Yapılar Görüşme ve Konuşmalar:
İbrahim b. Eşter´e Yazılan Yazı Hakkında Şa´bînin Tahkikatı:
Ehl-i Beyt Taraftarlarının Ayaklanmaları ve Hükümet Kuvvetleriyle Çarpışmaları:
Abdullah b. Muti´in Köşkte Kuşatılması ve Gizlice Kaçması :
Abdullah b. Muti «Allah, sizî hayırla mükâfatlandırsın!» dedikten sonra köşkten ayrılıp Rumîler geçidine doğru gitti. Ebû Mûsâ-el Eş´Arî´nin evine girdi. Orada saklandı.
Muhtar´ın, Küfe´de Duruma Hâkim Olup İdareyi Ele Alması :
Abdullah b. Muti´in, Küfe´den Kaçmasına Yardım Edilmesi :
Küfe Beytüimal´ındaki Paraların Mücahidler Arasında Bölüştürülmesi :
Muhtar´ın, Küfelilere Adaletle ve Küfe Eşrafına İyi Muamele etmesi :
Îçten Ve Dıştan Teşkilatlanma, Küfe Hükümetinin Kuruluşu :
İbn-i Ziyad´m Kuvvetlerile Yapılan İlk Çarpışma :
Verka´ b. Âzib´in Askerleri Toplayıp Oradan Geri Dönmesi
İbrahim b. Eşter´in, İbn-i Ziyad´la Çarpışmağa Gönderilmesi :
Küfe Eşrafının, Muhtar Aleyhinde Ayaklanmaları :
İbrahim b. Eşter´in, Küfe´ye Dönüp Ayaklanmayı Bastırması :
Kerbelâ İntikamının Alınmasına Başlanması :
Kerbelâ Katillerinin Yakalanıp Öldürülmelerine Devam Edilmesi:
Amr b, Haccac ve Arkadaşlarının Susuzluktan Ölmeleri :
Şebes b. Rib´î ile Sair Küfe Eşrafının Mus´ab b. Zübeyr´e Sığınmaları :
Şimr b. Zilcevşen´in Öldürülmesi :
Ömer b. Sa´d b. Ebî Vakkas´m Öldürülmesi:
Hakîm b. Tufeyl´in Öldürülmesi :
Mürre b, Münkız´ın Kaçıp Canını Kurtarması :
Zeyd b. Rukad´m Öldürülmesi :
Kendileri Ele Geçirilemiyerek Evleri Yıktırılanlar:
Amr b. Subeyh´ın Öldürülmesi:
Ebû Zür´a Oğullarının Öldürülmesi:
Muhammed b. Eş´as´ın Arattırılması ve Köşkünün Yıktırılması :
Muhammed b. Eş´as Hakkında Bilgiler:
Kays b. Eş´as´ın Öldürülmesi:
Esma b. Hârice´nin Korkusundan Zerve´de Oturması:
İbrahim b. Eşter´ih, lbn.i Ziyad´la Çarpışmak Üzre Tekrar Yola Çıkarılması:
Umeyr b. Hubab ve Arkadaşının İbrahim b. Esterle Görüşmeleri:
İbrahim b. Eşter´in, Ordusunu Savaş Nızamma Koyup ilerletmesi:
Abdullah b. Züheyr´in, Tecessüs îçin Vazifelendirilmesi ve Ades´Ie Konuşması:
İbrahim b. Eşter´in, Kumandanlara Hitabı:
İbn-i Ziyad´ın, Ordusunu Savaş Nizamına Koyması:
Çarpışmanın Başlangıcında, İbrahim b. Eşter´in Sol Kol Birliğinin Bozulması ve Abdullah b. Verka´m Onlan Başkumandan Çevresinde Toplaması:
İbrahim b. Eşter´in, Ordusuna Son Seslenişi ve Düşmana Hücuma Geçişi :
İbrahim b. Eşter´in, îbn-i Ziyad´ı ve Ordusunu Önüne Katıp Bozguna Uğratması´:
Umeyr b. Hubab´m, İş İşten Geçtikten Sonfra, İbn-i Eşter´in Yanma Gelmek İstemesi:
İbn-i Ziyad ve Husayn b. Nümeyr´in Öldürülmesi:
Şerik b. Cedîr-üt Tağlibî´nin Kahramianca Savaşması ve Şehid Olması:
ibn-i Ziyad´Ia Arkadaşlarının Başlarının Kesilmesi ve tbn.i Ziyad´ın Cesedinin Yakılması:
İbri-i Ziyad´m Burnundan Girip Ağzından Çıkan Yılan :
İbn.i Ziyad´ın Başı, Medine´de :
Muhtar´iri, Muhammed b. Hanefiyye´ye yazısı:
Muhammet! b. Hanefiyye´nin, Allah´a Hamd-ü Senası :
Muhtar´m Sevinci ve İbrahim b, Eşter´i Karşılamağa Çıkması :
Kerbelâ Cin ayetine Katılan İhtiyarın Başına Gelenler:

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

KERBELA'NIN İNTİKAMINI ALMAK İSTEYEN KİŞİ


Kerbelâ İntikamını Almak Dâvasi İle Ortaya Çıkan İkinci Adam : Muhtar b. Ebl Ubeyd.üs Sakafı :


Şamlılarla çarpıştıktan sonra ricat eden Tevbeciler ve Fedaîler Birliğinden Küfeli olanların Küfe´ye döndükleri sırada, Muhtar b. Ebî Ubeyd-üs Sakafî, Küfe zindanında mahbus bulunuyordu. [1]

Muhtar, Peygamberimizi.-ı zamanında Müslüman olmuştu. Kendisinin Sahâbe´den olup olmadığı belli değildir.

Muhtar, Sakîf kabilesinin büyüklerindendi. Rey ve görüş sahibi, hatip, cesur ve çok zeki idi. Dindarlığı azdı. [2]

Abdullah b. Ömer´in rivayetine göre: Peygamberimiz. Sakîf´ten bir Kezzab (Yalancı) bir de, çok adam öldürücü kişi çıkacağını haber vermigti.

Yalancı olanı, Muhtar b. Ebî Ubeyd, çok adam öldürücü olanı da, Hac-cac b. Yusuf du. [3]

Muhtar, kendisine, Allah tarafından vahiy ve ilham geldiğini, gaybı bildiğini iddia edecek kadar ileri gitmişti. [4]

Müslim b. Akil; Hz. Hüseyin tarafından Küfe´ye gönderildiği zaman, Küfe´de, Muhtar´ın evine inmiş, Ubeydullâh b. Ziyad gelip Küfe´de işe başlayıncaya kadar onun evinde kalmıştı. [5]

Haccac b. Yûsuf; Abdullah b. Zübeyr´in cesedini, astırdığı hurma ağacından İndirtip Yahudi kabirlerinin içine attırdıktan sonra Abdullah b. Zübeyr´in annesi Esma bint-İ Ebi Bekr´i, adam gönderip yanma getirtmek istedi. Esma, Haccac´m yanma gelmekten imtina etti.

Haccac -Ya benim yanıma gelirsin, yahut da, seni saç örgülerinden yakalayarak sürükleyip, getirecek olan kişileri gönderirim sana!» diyerek tekrar haber saldı.

Esmft, yine onun yarana gelmekten imtina etti ve Vallahi, beni, saç örgülerimden yakalayarak sürükleyecek olan kişileri bana göndermedikçe, senin mekanına dönmedi, uğramadı. [6]

Bunun üzerine Haccac, kalkıp Esinâ´nın yanından ayrıldı ve bir daha da onun ayak kaplarını aldıktan sonra acele Esmâ´nm yanına vardı ve «Allah düşmanına yaptığımı nasıl1 buldun?» dedi.

Esma «Gördüm ki; sen, onun üzerine yürüdün, dünyasını yıktın. O da, senin üzerine yürüdü, âhiretini yıktı!

Bana haber verildiğine göre: sen, ona (Ey İki Kuşaklı Kadının Oğlu!) di. yormuşsun.

Vallahi, ben, gerçekten İki Kuşakl: Kadm´ım!

ilen (Hicret gecelerinde) o iki kuşaktan blrisile Resûluüâh Aleyhisselâm´ın yiyeceğini, Ebû Bekir´in yiyeceğini, hayvanların erişemeyecekleri yere kaldı-np asıyordum.

Diğ&rine gelince, o da her kadının muhtaç olduğu ve ´kendisinden müstağni kalamayacağı fistanı ve entarisidir.

Fakat, sen şunu iyi bil ki: Resülullâh Aleyhisselâm, bize: Sakif kabilesi içinde çok yalancı bir kişi ile çok adam öldürücü bir kişinin çıkacağını haber vermıştir.

Çok yalancı olan kikinin (Muhtar b. Ebî Ubeyd-Easekafî) nin çıktığını gördük. Çok adam öldürücüye gelince, sanırım ki o da, yensin!» dedi. Bunun üzerine Haccac -Benim deri ayak kaplarımı bana gösterin!" dedi ve yanına gelmiyeceğim!- dedi.

Haccac´ın ele geçirip öldürdüğü İnsanların sayısı yüz yirmi bine dolmuştu. [7]

Muhtar´ın, Küfe´de Ayaklanmağa Niyetlenmesi ve Döğülüp Zindana Atılması :

Küfe Eşrafından ve Ehl-i Beyt Tarafdarlanndan Hâni b. Urve´nin, tbn-i Ziyad tarafından döğülüp haps edildiği ve Müslim b. Akîl´in, İbn-i Ziyad´ı köşkünde kuşattıktan sonra Küfeliler tarafından yapa yalnız ve yardımsız bırakıldığı ve duruma îbn-i Ziyad´ın hâkim olduğu sırada [8] Muhtar, kendi köyü olan Hutarniye (Lekıf) köyüne gitmiş bulunuyordu.

Muhtar, köyünden çıkıp akşamdan sonra Küfe´ye gelmiş, Fil kapısına kadar ilerlemişti.

îbn-i Ziyad; Amr b. Hureys´e, Sancak açmasını, Mescidde oturup bütün halkı Sancağın altında toplanmağa davet etmesini emr etmişti.

Muhtar; Fiî kapısında dikilip dururken, îbn-î Ziyad´m adamlarından Hâni b. Ebî Hayyet-ül Vâdiî, ona rastladı ve «Sen, burada ne için duruyorsun? Ne halkın yanındasın, ne de, evindesin?» diye sordu.

Muhtar «Sabaha çıkınca, sizin işlediğiniz çok büyük hatanızı, suçunuzu ele ahp ortalığı sarsmayı düşünüyorum!» dedi.

Hâni b. Ebî Hayye «Vallahi, sanıyorum ki: sen, kendini öldüreceksin!» dedikten sonra Amr b. Hureys´in yanma varıp Muhtar´la aralarında geçen konuşmayı ona haber verdi.

Amr b. Hureys, yanında bulunan Abdurrahman b. Ebî Umeyr´e «Kalk, amucanın oğlunun yanına var. Ona haber ver ki: o, adamının nerede bulunduğunu bilmiyor!

Sakın, kendi kendine bîr yol ve i§ tutmağa kalkmasın!» dedi, Abdurrahman, Muhtar´a gitmek üzre ayağa kalktı.

Zaide b. Kudâme, Amr b. Hureys´e «O, emân verdiğin takdirde, sana gelir.» dedi.

Amr b. Hureys «Ona, benim tarafımdan emân verilmiştir. Onun, vali îbn-i Ziyad´a karşı bir hareketi varsa, lehinde en güzel şekilde gehâdet mevkiinde bulunacağım ve kendisini en güzel şekilde kayıracağım!» dedi.

Zaide b. Kudame «Öyle olunca, inşâallâh hayırdan başka bir şey olmaz!»dedi.

Abdurrahman, Zaide ile birlikte Muhtar´ın yanma vardılar. Ona, îbn-i Ebî Hayye´nin ve Amr b. Hureys´in söylediklerini anlattılar. Kendi kendine bir iş tutmağa kalkışmaması için and verdiler ,

Bunun üzerine, Muhtar, îbn-i Hureys´in yanına vardı. Selâm verdi. Sabaha kadar onun Sancağı altında oturdu.

´Fakat, halk, .Muhtar´ın işini ve yaptığını anı...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hz.Hüseyin´in İntikamını İsteyen Kişi
« Posted on: 20 Nisan 2024, 13:04:16 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hz.Hüseyin´in İntikamını İsteyen Kişi rüya tabiri,Hz.Hüseyin´in İntikamını İsteyen Kişi mekke canlı, Hz.Hüseyin´in İntikamını İsteyen Kişi kabe canlı yayın, Hz.Hüseyin´in İntikamını İsteyen Kişi Üç boyutlu kuran oku Hz.Hüseyin´in İntikamını İsteyen Kişi kuran ı kerim, Hz.Hüseyin´in İntikamını İsteyen Kişi peygamber kıssaları,Hz.Hüseyin´in İntikamını İsteyen Kişi ilitam ders soruları, Hz.Hüseyin´in İntikamını İsteyen Kişiönlisans arapça,
Logged
21 Şubat 2010, 15:45:43
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« Yanıtla #1 : 21 Şubat 2010, 15:45:43 »

Abdullah b. Muti´in Köşkte Kuşatılması ve Gizlice Kaçması :

Muhtar´ın kuvvetleri; Abdullah b. Muti´in bozulan, kaçan kuvvetlerini takip ederek Künase´ye, çarşılara, mescidlere girdiler.

Abdullah b. Muti´i de köşkte üç gün muhasara ettiler.

Abdullah b. Muti´, köşkte bulunanların karınlarını üç gün yalnız un ile doyurdu.

Muhtar gelip köşkün çarşı tarafına kondu.

Köşk; İbrahim b. Ester, Yezid b. Enes, Ahmer b. Şumeyt kuvvetleri tarafından kuşatıldı.

Köşkü; İbrahim b. Ester, meseidle köşk-kapısı tarafından,

Yezid b, Eııesj Huzeyfe oğulları ve Rumîler sokağı tarafından,

Ahmer b. Şumeyt te Umâre ve Ebû Musa´nın evleri tarafından kuşattı.

Köşkün muhasarası, Abdullah b. Muti´i ve adamlarını sıkmağa başladı.

Abdullah b. Muti, durumu, yanındaki Küfe Eşrafı ile konuştu.

Şebes b. Rib´î, ona «Allah, Emire iyilikler versin!

Sen. kendini ve yanındakileri düşün.

Vallahi, onlar, ne senden, ne de yamndakilerden vaz geçerler!» dedi.

Abdullah b. Muti «Haydi, görüşlerinizi, düşüncelerinizi bana söyleyiniz?» dedi.

Şebes b. Rib´î «Benim görüşüm: çıkıp şu adamdan, ke.ıdin ve bizim için emân alman, kendini ve yanında bulunanları helak etmemendir!» dedi.

Abdullah b. Muti´«Vallahi, ben, ondan eman almayı hoş bulmuyorum.

Mü´minler Emîri Abdullah b. Zübeyr´in bütün Hicaz´da ve Basra toprağında işleri düzgündür» dedi.

Şebes «Öyle ise, sen, Küfe´de, kimsenin bilemeyeceği, bulamayacağı, iti-mad edilir bir dostunun yanına git. Bulunduğun yer bilinmesin. Sonra da, oradan çık, git, adamına kavuş!» dedi.

Abdullah b. Muti"; Esma b. Hârice, Abdurrahman b. Muhannef, Abdur-rahman b, Saîd b. Kays ve sair Küfe Eşrafına «Şebes b. RibTnin bana işaret ettiği bu görüş hakkında siz ne düşünüyorsunuz?» diye sordu.

«Onun sana işaret ettiği görüşten başka bizim bir görüşümüz yok!» dediler.

Abdullah b. Muti´ «Öyle İse, acele etmeyiniz. Hele, akşam olsun.bakalım» dedi.

Hassan b. Fâid b. Bükeyr der ki «Üçüncü gün, akşam olunca, Abdullah b Muti bizi çağırdı.

Allah´ı, kendisine lâyık olduğu vasıflarla zikr etti. Peygamber Aleyhisse-lâma Sala t-ü selâm getirdi. Sonra, şöyle konuştu:

(İmdi, bütün bunları, sîzin rezillerinizi, sefihlerinizin, hor, hakir ve soysuz olanlarınızın yaptığım biliyorum.

Bir veya iki kişiden başka sizin bütün Eşrafınızın, faziletli kişilerinizin

dinleyip itaat ve nasihat, ettiklerini de biliyorum.

Ben, bunu adamıma (Abdullah b. Zübeyr´e) arz edeceğim. Sizin itaatinizi ve Onun düşmanına karşı savaşınızı bildireceğim.

Nihayet, Allanın emri, yerine geldi.

Görüşlerinizi bana işaret ettiniz ve bildirdiniz. Şimdi, köşkten ayrılıp gitmeyi uygun gördüm!» dedi.

Şebes b. Rib´î «Allah, Seni hayırlı Emîrin mükâfatile mükâfatlandırsın! Sen, bizim mallarımıza el sürmedin. Eşrafımıza ikramlarda bulundun. Hakkımızda adamına öğüt verdin. Basma gelen, geldi. Vallahi, biz, Senden izin almadıkça, hiç bir zaman ayrılmayız!» dedi.

Abdullah b. Muti «Allah, sizî hayırla mükâfatlandırsın!» dedikten sonra köşkten ayrılıp Rumîler geçidine doğru gitti. Ebû Mûsâ-el Eş´Arî´nin evine girdi. Orada saklandı.[42]

Muhtar´ın, Küfe´de Duruma Hâkim Olup İdareyi Ele Alması :

Abdullh b. Muti´in adamları köşkün kapısını açıp «Ey îbn-ül Ester! Biz, emniyette miyiz? Hepimize emân veriliyor mu?» diye sordular.

İbn-i Ester «Sizler emniyettesinizdir!» dedi.

Köşkün içindekiler dışarı çıkıp Muhtar´a bey´at ettiler.

Muhtar, köşke girdi. Geceyi orada geçirdi.

Halkın Eşrafı mesçidde ve köşkün kapısında sabahladılar.

Muhtar, mescide gelip minbere çıktı. Allah´a hamd ü sena ettikten sonra şu konuşmayı yaptı:

«Hamd olsun O Allah´a ki dostuna yardım, düşmanına hüsran va´d etmiş ve zamaııın, dünyanın sonuna kadar da va´d´ini, hükmünü yerine getirmeyi gerekli kılmıştır.

Allah´a karşı yalan uyduran herkes, muhakkak hüsrana uğramıştır. Tâhâ: 61)

Ey insanlar! Hakka arka çeviren, karşı koyan, hakkı yalan sayan, haktan yüz çeviren bizden uzak ve kahr olsun!

Ey insanlar! Giriniz ep doğru bir bey´atla bey´at ediniz.

Semayı yuvarlak bir tavan, yeri de yürünmeğe elverişli geniş yollarla bir döşek gibi yapan Allah´a and olsun ki: siz, Ali b. Ebî Talib ve Ali Hânedan na bey´attan sonra böyle bir hidayet bey´atı yapmadınız!» diyerek minberden indi ve köşke girdi.

Halkın Eşrafı da, Muhtar´ın huzuruna girdiler.

Muhtar, elini onlara uzattı. Muhtar´a bey´ata başladılar.

Muhtar «Allah´ın Kitabına, Allah´ın Peygamberinin Sünnetine sarılmak, Ehl-i Beyt´in kanlarını aramak, intikamlarını almak, haramları helallaştırıcı-Iarla çarpışmak, zaiflerden zalimlerin zulmünü kaldırmak üzre bana bey´at ediniz!

Biz, bizimle çarpışanlarla çarpışır, bizimle sulh olanlarla sulh oluruz!» diyor, herkes «Evet!» diyerek ona bey´at ediyordu.

Muhtar, halka ve Eşrafa karşı iyi davranılmasını adamlarına tavsiye etti.[43]

Abdullah b. Muti´in, Küfe´den Kaçmasına Yardım Edilmesi :

Abdullah b. Kâmil. Muhtar´a «Vali Abdullah b. Muti´in, Ebû Musa-el Es. arî´nin evinde saklı bulunduğunu öğrendim» dedi.

Muhtar, ona bir şey söylemedi.

Abdullah b. Kâmil, sözünü üç kerre tekrarladı. Yine cevap vermedi. Dördüncü ihbarını da, cevapsız bıraktı.

İbn-i Kâmil, bundan, Muhtar´ın onu yakalamağa muvafakat etmediğini anladı.

Abdullah b. Muti, önceleri Muhtar´ın dostu idi.

Akşam olunca, Muhtar, Abdullah b. Muti´e yüz bin dirhem gönderdi ve «Bununla, yol hazırlığım gör ve hemen çık, git. Çünki, senin bulunduğun yer, bilindi.

Sanıyorum ki: Küfe´den çıkıp gitmene elinde paranın bulunmaması engel oluyor» dedi.[44]

Küfe Beytüimal´ındaki Paraların Mücahidler Arasında Bölüştürülmesi :

Muhtar, Küfe Beytülmal´ında dokuz milyon dirhem bulmuştu. Kendisile birlikte çarpışmaya katılan ve Abdullah b. Muti´i köşkte kuşatan üç bin sekiz yüz kişiden her birine beş yüzer dirhem verdi.

Köşkün kuşatılmasından sonra gelen altı bin kişiye de ikişer yüz dirhem verdi. [45]

Muhtar´ın, Küfelilere Adaletle ve Küfe Eşrafına İyi Muamele etmesi :

Muhtar, halkı iyi karşıladı. Onlara adalet gösterdi. Güzel davrandı. Küfe Eşrafına da, yakınlık gösterdi. Onlarla oturup kalkmağa, görüşüp konuşmağa başladı. [46]

Îçten Ve Dıştan Teşkilatlanma, Küfe Hükümetinin Kuruluşu :

Muhtar; Abdullah b. Kâmİl´i, Küfe Emniyet Amirliğine, Ureyne´nin âzad-lısı Keysan Ebû Amre´yi Muhafız Gücü Kumandanlığına tayin etti.

Muhtar, ilk önce, İbrahim b. Eşter´in kardeşi Abdullah b. Hâris´i, Sancak bağlayıp Ermeniyye üzerine gönderdi.

Muhammed b. Uırieyr-til .Utarid´i Azerbeycan´a gönderdi.

Abdurrahman b. Saîd b. Kays´i, Musul´a; îshak b. Mes´ud´u, Medain´e ve Çuha topraklarına; Kudâme b. Ebî İsa´yı Bühkuba, zül´âlâ´ya; Muhammed b. Kâ´b b. Karaza´yı Bühkub Zül´evsat´a; Habib b. Munkız-üs Sevrî´yi Bühkub Zül´esfel´e; Sa´d b. Huzeyfe´yi bin Süvari ile Hulvan´a gönderdi.

Her ay, süvarilere bin dirhem harcamasını, Kürtlerle çarpışmasını ve yollarda oturmalarını emr etti.

Toplayacakları Zekât ve Haraç hayvanlarını, palan, yular ve sairelerilu birlikte Hulvan´a. Sa´d b. Huzeyfe´ye taşımaları için de, dağ bölgelerindeki Zekât ve Haraç Memurlarına yazarak emr etti.

Muhtar, Küfe´de duruma hâkim olup yerleştikten ve etrafa valilerini gönderdikten sonra, sabah ve akşam halk için Adalet Meclisi (Mahkemesi) kur du. Dâvalara bakmağa başladı.

«İşlerimin çokluğu, beni, halk arasında hüküm vermekten alıkoyuyor!» diyerek halk arasında adalet işlerine bakmak üzre Kadı Şurayh İçin meclis kureju.

Kadı Şurayh. korkusundan, hastalığını ileri sürerek bu vazifeyi üzerine almaktan kaçındı.

Kadı Şürayh´ın, Hz. Osman tarafdarı olduğunu, Hucr b. Adiy aleyhine şâhidlik ettiğini, Hâni b. Urve´nin, kabilesine eriştirmesini istediği şeyi eriştirmediğini söylüyorlardı.

Hz. Ali de. onu kadılıktan azl etmişti.

Muhtar, onun aleyhinde söylenilenleri işitip halkın onu yerdiklerini, ken-

dişinin de. hastalığım İleri sürerek kadılıktan kaçındığını gprünce, onun yerine Abdullah b. Utbe b. Mes´ud´u tayin etti.

Abdullah b. Utbe, hastalanınca, onun yerine Abdullah b. Malik-üt Tâî´yi getirdi. [47]

İbn-i Ziyad´ın Kuvvetlerile Yapılan İlk Çarpışma :

Ubeyeduliâh b. Ziyad; büyük bir ordu ile Musul üzerine yürüyünce, Muh-tar´m Musul Anııl´i Abdurrahman b. Saîd b. Kays, Muhtar´a: «İbn-i Ziyad´ın, süvari ve piyade kuvvetlerile Musul toprağına girdiğini haber aldım. Ben, Tekrit´e kadar çekildim.

Bu husustaki re´yin. emrin ne ise, bana gelsin! Vesselâmü aleyk!» diye yazdı.

Muhtar, Musul Âmili Abdurrahman b. Saîd´in yazısına yazdığı karşılıkta şöyle dedi:

«İmdi, yazın bana erişti. Zikr ettiğin her şeyi anladım. Tekrit´e kadar çekildiğine isabet ve iyi etmişsin.

İnşaallâlı, enirim sana gelecektir. Emrim gelinceye kadar, bulunduğun yerden ayrılma. Vesselâmü aleyk!»

Bunun üzerine, Muhtar, Yezid b. Enes´i çağırdı.

«Ey Yezid b. Enes! Kilen, bümiyen gibi değildir. Hak ta, bâtıl gibi değildir.

Ben, senin hakkında yalanlanamayacak bir takım haberler alıyorum- Biz Mü´minlerin iyilikleri, kötülüklerini bastırır.

Senin üstün vasıflı atların vardır.

Musul´a git. Musul´un aşağılarına kadar i...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

21 Şubat 2010, 15:49:15
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« Yanıtla #2 : 21 Şubat 2010, 15:49:15 »

Şimr b. Zilcevşen´in Öldürülmesi :

Muhtar; Şimr b. Zilcevşen´in Bedestümisan´da Amir b. Sa´saa oğullarından bazı kimselerle birlikte oturduğunu, uğradıkları hezimete Basra´daki hl-i Beyt Ta raf d arlarının sevinip güleceklerinden çekinerek Basra´ya girmek istemediklerini haber alınca, Zırbî´yi yüz atlı ile onu yakalamak üzre gönderdi.

Zırbî ve arkadaşları, hızla gittiler. İçlerinden on atlı, diğerlerinden ileri geçtiler ve Şimr´e yetiştiler. [64]

Müslim b. Abdullah der ki «Muhtar; Küfe´de bizi bozup hezimete uğrattığı zaman da, Küfe´den atlarımıza atlayarak ayrıldığımız zaman da, ben, Şimr b. Zilcevşen´in yanında idim,

Muhtar´ın uşağı Zırbî, peşimizden gelip bize kavuştu.

Şimr, bize: (Atlarınızı tepip benden uzaklasınız. Her halde şu uşak, bana bir şey yapmak istiyor!) dedi.

Hayvanlarımızı tepip ilerleyince, Zırbî, Şimr´e doğru yöneldi. Arkadaşlarından uzaklaşıp Şimr´e yaklaştığı zaman, Şimr, birden, onun üzerine saldırdı ve onu arkasından vurdu, [65]

Şimr, Zırbî´yi öldürünce, öteki arkadaşları bozulup genlerindeki arkadaşlarının yanlarına döndüler ve hep birlikte Şimr ve arkadaşlarını aramağa, başladılarsa da, onlara erişemediler.

Şimr ve arkadaşları, Basra yakınında Sadima (Satidema) diye anılan yere eriştiler. [66]

Sadima´daki Kelkitaniye köyünün yanında nehir kıyısında bir yere kondular.

Şimr, Kelkitaniye köyüne bir adam göndererek cesaretli ve becerikli bir adam tuttu.

Şimr, tutulan adama: (Bu yazımı, acele Mus´ab b. Zübeyr´e götürüp vereceksin!) dedi.

Yazının üzerinde: (Emir Mus´ab b. Zübeyr´e, Şimr b. Zilcevşen´den!) diye yazılı İdi.

Postacı adam, yoluna devam ederek bir köye vardı.

Muhtar; o sıralarda, Basrahların tutum ve davranışlarını gözetmek ve kendisine bilgi vermek üzre, adamlarından Ebû Amre´yi o köye göndermiş bulunuyordu.

Şimr´in postacısı, o köyde başka bir postacı arkadaşile rastlaştı. Şimr´le rastlattığından ona şikâyettendi.

Bunların, ayakta konuştukları sırada Ebû Amre´nin adamlarından Abdur-rahman b. Ubeyd, üzerlerine çıka geldi.

Postacının elinde, üzeri (Mus´ab´a-Şİmr´den!) diye yazılı yazıyı görünce Şimr´in nerede bulunduğunu postacıdan sordu. Postacı da, kendilerile Şimr arasındaki uzaklığın, üç fersahdan fazla olmadığını haber verdi.

Muhtar´ın adamları, hemen ona doğru yollandılar. Vallahi, ben, o gece, Şimr´in yanında bulunuyordum.

Kendisine: (Sen, bizi, bu yerden kaldırıp başka b> yere götürsen olmaz mı? Biz, burada korkuyoruz!) dedik.

Şimr: (Bu yalancıların hepsinden ayrılmalı mı, ne yapmalı? Vallahi, ben, buradan üç gün ayrılmayacağım!

Allah, sizin kalblerinizi korku doldurmuş!) dedi. Bulunduğumuz yer, ayıların çokça bulunduğu bir yerdi.

Vallahi, uyurla uyanık arası bir halde iken atların ayak, nal seslerini işittim. Kendi kendime: (Her halde bu, ayı sesidir!) dedim.

Sonra, ötekinden daha açık ve şiddetli olarak, işittim. Uyanıp gözlerimi oluşturdum.

Kendi kendime: (Hayır! Vallahi, bu, ayı sesi değildir!) dedim.

Ben Ş´mr ve arkadaşlarını kaldırmak için gittiğim zaman, atlılar, Tekbir getirerek tepecikten üzerimize im´verdiİer ve çadırlarımızı kuşattılar.

Biz, atlarımızı bırakıp yaya olarak kaçıştık.

Şimr ise, üzerindeki Yemen işi hırkasını soyunmuştu. Kendisi, abraştı, vücudu alacalı idi.

Vücudunun alacasını, hırkasının üzerinden bile görüyor gibi idim.

Şimr, onlara karşı mızrağıyla çarpışmak İçin elbisesini giyinmek, silahlarını kuşanmakta acele ediyordu. Onu, kendi haline bırakıp, biz kaçtık.»

Abdurrahman b. Ubeyd de gördüklerini şöyle anlatır:

«Vallahi, ben, postacının yanında Şimr´in yazısını gören kişiyim.

Ebû Amre´ye gid.p: (Şimr´i, ben, öldürdüm!) dedim.

ikna: (Sen, o gece, onun söylediklerinden bir şeyler işittin mi?) diye sordu.

(Evet! Şimr, üzerimize yürüyüp mızrağiyle bir müddet bizi mızraklama-ğa çalıştı. Sonra, mızrağını bıraktı. Çadırına girdi. Kılıcını alıp Recez okuyarak üzerimize yürüdü!) dedim.»

Şimr´in adamlarından Müslim b, Abdullah da; Şimr´in, bir müddet kendisini korumağa çalıştığını, sonra da:

«AUâhü ekber! ´Allah, habîs´i, murdarı Öldürdü!» denildiğini işittiğini bildirir.[67]

Öldürdükten sonra Şimr´in cesedi köpeklere atıldı. [68]

Ahmer b. Salît, Şimr´in başını Muhtar´a getirdi. O da, Medine´de. Mu-hamnıed b. lianefiye´ye gönderdi. [69]

Ebû İshak der ki «Şimr b. Zilcevşen, bir gün, bizimle birlikte sabah namazını kılmış, sabaha kadar oturmuş, sonra, kalkıp namaz kılmış ve:

(Ey Allah´ım! Şüphe yük ki Sen, Şerifsin. Şerefi seversin. Sen. bilirsin ki ben de Şerifim!

Öyle ise. beni yarlığa!) diyerek düa etmişti.

Kendi kendime: (Allah, seni nasıl yarhğar ki, sen, Resûiullâh Aleyhisse-lâmın kızının Oğlunun üzerine yürüdün! Onun şehid edilmesine yardım ettin!) dedim.»[70]

Ömer b. Sa´d b. Ebî Vakkas´ın Öldürülmesi:

Muhtar; önceleri, kendisine ısındırmak için, herkese karşı çok iyi davranmaktan, herkesle görüşüp konuşmaktan, oturup kalkmaktan geri dur amıştı.

Hz. Hüseyin´i, Ev halkını ve Eshabını Kerbelâ´da şehid etmek gibi en iğrenç ve şerefsiz bir vazifeyi üzerine almış bulunan Ömer b. Sa´tTle de görüşüp konuşmakta idi.

Ömer b. Sa´d; hayatını garanti etmek için, Muhtar´ın en çok sevdiği, saydığı kişilere baş vurmayı ihmal etmedi.Abdullah b. Ca´de b. Hübeyre, Hz. Ali´ye yakınlığı dolayısile, Muhtar katında, Allah´ın yarattıklarının en şereflisi idi.

Ömer b. Sa´d, Abdullah b. Ca´de´nin yanına gidip kendi durumu hakkında onunla konuştu: «Ben, şu adamdan (Muhtar´dan) hiç emin değilim!

Sen, benim İçin, ondan, bir emân alıver!» diye rica etti.

Abdullah b. Ca´de de Muhtar´dan bir emânnâme aldı.

Alman emânnâme´de şöyle deniliyordu:

Bîsmîllâhirrahmânîrrahîm

Bu; Muhtar b. Ebî Ubeyd´den, Ömer b. Sa´d b. Ebî Vakkas´a -emân´dır:

Sen; kendin, malın, ailen, ev halkın ve oğlun hakkında Allah´ın, emânile emm´yettesindir.

Emirlerimi dinlediğin, itaat ettiğin, evinden, ailenin yanından ve şehri.ı-den ayrılmadığın müddetçe, senden daha önce sadır olan hareketten dolayı sorumlu tutulmayacaksın.

Allah´ın askerleri olan Küfe Emniyet memurlarından, Muhammed Hanedanı Tarafdarlarından ve başkalarından, Ömer b. Sa´d´e rastlayacak olanlar, ona dokunmayacak, ancak, hayr ve iyi muamele edecektir.

Şâhid:

Sâib b. Mâlik, Ahmer b. Şumeyt, Abdullah b. Şeddad, Abdullah b. Kâmil.»

Muhtar; vermiş olduğu bu emân hükmüne, Ömer z. Sa´d, bir hâdise çıkarmadıkça, riâyet edeceğine, Allah´ı şahid tutarak söz vermişti.

Ebû Cafer Muhammed b. Ali «Muhtar´ın, Ömer b. Sa´d´e verdiği Emân-daki (bir hâdise çıkarmadıkça) sözünden Muhtar, halaya girip abdest bozmayı kasd ve murad ediyordu.» derdi. [71]

Muhtar, Mekke´de Abdullah b. Zübeyr´e bir mektup göndermiş, mektubu götüren adama «Mekke´ye gidnce, mektubumu İbn-i Zübeyr´e ver.

Mehdi Muhammed b. Hanefiyye´nin de yanma var. Ona, selâmımı söyle. (Ebû İshak Muhtar: ben, Seni de, Senin Ehl-i Beyt´ini de severim!) diyor de!» dedi.

Elçi, gidip Muhtar´in bu sözlerini söyleyince, Muhammed b. Hanefiyye «Sen, yalan söylüyorsun! Ebu Ishak ta, yalan söylüyor!

O, beni seviyor, Ehl-i Beyt´imi seviyor idiyse, Hüseyin´i şehid eden Ömer b. Sa´d´i. Minderine alıp birlikte nasıl otururdu?» dedi.

Elçi, Muhtar´ın yanına dönüp bunu ona haber verdi. [72]Yezid b. Şerahil-ül Ensârî de, Muhammed b. Hanefiyye´nin yanma varmış, selâm vermiş, oturmuştu

Muhtar´ın ayaklanması, halkı davet ettiği şeyler ve Ehl-i Beyt´in dökülen kanlarının aranması ve intikamlarının ahnmasi bahsi konuşulunca, Muhammed b. Hanefiyye «Muhtar´m, bize Tarafdar olanların
Kendisi. Hüseyin´in katillerile de kürsüler üzerinde birlikte oturup konuşuyormuş!» dedi.

Yezid b. Şerahil, Küfe´ye gelince, Muhtar´m yanma vardı. Selâm verdi.

Muhtar, ona «Mehdi ile buluştun mu?» diye sordu.

Yezid b. Şerahil «Evet!» dedi.

Muhtar «O, sana ne söyledi ve neler konuştunuz?» diye sordu.

Yezid b. Şerahil, ona, Muhammed b. Hanefiyye´nin bütün söylediklerini haber verdi. [73]Muhtar, bir gün, arkadaşlarüe otururken «Ben, yarın büyük ayaklı, çukur gözlü, dik kaşlı, öldürülmesine, Mü´minlerin ve Mukarreb Meleklerin sevineceği bir adamı öldüreceğim!» dedi.

Heysem b. Esved-ün Nahaî, Muhtar´m yanında idi. Onun, bu sözünü işitince, Ömer b. Sa´d b. Ebî Vakkas´i Öldürmek istediğini anladı. Evine dönünce, oğlu Üryan´] çağırdı. Ona «Geceleyin Ömer b. Sa´d´le buluş. Ona, Muhtar´iri şöyle şöyle söylediğini haber ver ve kendisine: tedbirini al, başının çaresine bak! Onun maksadı, senden başkası değildir! de!» dedi.

Üryan, Ömer b. Sa´d´e gittu Tenhâda kendisile bir şey konuşacağını söyledi. Sonra, durumu ona haber verdi.

Ömer b. Sa´d «Allah, babanı hayırlı bir kardeş mükâfatile mükâfatlandırsın.

O (Muhtar), bana, bunu nasıl yapmak isteyebilir ki, bana ahd-ü misak vermiştir?» dedi.

Üryan, bu haberi getirince, Ömer, geceleyin çıkıp akrabasına gitt´.

Ömer b. Sa´d, bir âzadlisına da Muhtar´m, kendisi hakkındaki emânı ve sonra da, yapmak istediği şeyi haber verdi.

Azadhsı «Senin evini ve ev halkını terk edip şuraya kadar gelmen, en büyük hâdisedir ve suçtur. Hemen evine dön. Adama, aleyhinde bir yol ve ipucu bulmağa imkân verme!» dedi.

Bunun üzerine, Ömer b. Sa´d «Bari, evime döneyim!» dedi ve döndü. Revha´yı geçti. Sabahleyin evne geldi. [74]
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

21 Şubat 2010, 15:54:04
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« Yanıtla #3 : 21 Şubat 2010, 15:54:04 »

Kendileri Ele Geçirilemiyerek Evleri Yıktırılanlar:

Muhtar. Sinan b. Enes´i arattırdı.

Sinan «Hüseyin´i, ben Öldürdüm!» diyerek övünürdü. Korkusundan, Basra´ya kaçmıştı.

MuMa inan´ın evini yıktırdı.

Muhtar, Abdullah b. Ukbet-ül Ganevî´yi arattırdı. O da, korkarak Cezi re´ye kaçmıştı.

Muhtar, onun da. evini yıktırdı.

Abdullah b. Ukbe «Ben, onlardan bir. çocuk, Esed oğullarından da, bir adam Öldürdüm!» derdi.

Abdullah b. Urvet-ül Has´amî, arandı.

Bu da «Ben, onlara tehlikeli on iki ok attım!» derdi.

Abdullah b. Urve, ele geçirilemedi. Kaçıp Mus´ab b. Zübeyr´e katılmıştı.

Muhtar, bunun da, evini yıktırdı. [84]

Amr b. Subeyh´ın Öldürülmesi:

Suda´ oğullarından Amr b. Subeyh, arandı.

Kendisi «Ben, onlardan bazısını mızrakladım. Bazısını yaraladım. Fakat, hiç birini öldürmedim!» derdi.

Bir gece. Amr b. Subeyh´a gidildi. Kendisi, evin damında oturuyordu.

Kendisine gözcüler gönderildiğini bilmiyordu. Kılıcı da başucunda asılı duruyordu.

Onu, ansızın yakaladılar ve kılıcını da, başucundan aldılar. Amr b. Subeyh «-Allah, senin gibi kılıcın belâsını versin!

Seni ne diye bana yaklaştırmadılar da, benden uzaklaştırdılar?» diyerek yırtındı, durdu.

Amr b. Subeyh, Muhtar´a götürüldü. Muhtar, onu, köşkte, yanında haps etti.

Sabah olunca, Amr b. Subeyh´ın adamlarına izin verildi. «Dileyen, yanına girsin!» denildi.

Halk, içeri girdiler. Amr b. Subeyh, bağlı olarak onların yanına getirilince «Vallahi, ey kâfirler, fâcirler topluluğu! Eğer, kılıcım elimde olaydı, siz, beni getiremeyeceğinizi, beni, sizden başkalarının öldürebileceğini öğrenirdiniz!

Anladım ki: siz, Allah´ın yarattıklarının kötülerisiniz.

Ben, elimde bir kılıç bulunmasını ve içinizde onunla bir müddet size kılıç vurmayı ne kadar arzu ederdim!» dedi. Sonra, elini kaldırıp yanında bulunan Abdullah b. Kâmil´in gözüne çarptı.

Abdullah b. Kâmil, güldü. Onun elini tutup bağladı. Sonra da «Senin, Mu-hammed Hanedanını yaraladığını ve mızrakladığını söylüyorlar. Biz de, sana bu suçun için uğradık!» dedi.

Muhtar «Bana bir mızrak getiriniz!» dedi. Getirildi. «Onu, ölünceye kadar mızraklayınız!» dedi.

Amr b. Subeyh´ın vücuduna, ölünceye kadar, mızrak sapladılar. [85]

Ebû Zür´a Oğullarının Öldürülmesi:

Muhtar´ın adamları, Ebû Zür´a oğullarının evine uğradılar. Damın üzerinden ok attılar. Nihayet, evin içerisine girdiler.

Hebyat b. Osman, b. Ebî Zür´a, Abdurrahman b. Osman, b. Ebî Zür´a, Öldürüldü.

Abdulmalik b. Ebî Zür´a. ise, başından yaralanmış olarak kaçtı. Muhtar´ın yanına girdi. O da, karısı Ummü Sabit bint-i Semüre b. Cündüb´e emr etti. Abdulmalik´in başının yarığını tedavi ettirdi. Sonra. Abdulmalik´i çağırdı.

Abdulmalik «Benim suçum yok!» dedi. [86]

Muhammed b. Eş´as´ın Arattırılması ve Köşkünün Yıktırılması :

Muhammed b. Eş´as b. Kays, Kadisiye yanında Eş´as köyünde idi.

Muhtar; Havşeb´i, yüz kişilik bir birlikle onu yakalamağa gönderdi. «Ona git! Av arayıcı, yahut gizli.bir yerde av gözleyici, yahut sağına, soluna korka korka bakımcı, yahut gizlenici, saklama olarak onu yakalayıp öldürmeğe nasıl muvaffak olursan ol, başım bana getir!» dedi.

Halbuki, o, daha önce, Mus´ab´ın yanma gitmiş bulunuyordu. Havşeb, gitti. Muhammed b. Eş´as´ın köşkünü kuşattı.

Havşeb ve arkadaşları, bir müddet köşkün üzerinde beklediler. Sonra içeri girdiler. Muhammed b. Eş´as´ı bulamadılar. Dönüp Muhtar´m yanına geldiler.

Muhtar, adam gönderip Muhammed b. Eş´as´ın köşkünü yıktırdı. Hucr b. Adiyy´in, Ziyad b. Sümeyye tarafından yıktırılmış olan evini, onun ker-piçlerile yaptırdı. [87]

Muhammed b. Eş´as; Mus´ab b. Zübeyr tarafından Muhtar üzerine gönderilen orduda vazife almış, yapılan çarpışmada kendisi ve maiyyeti Öldürülmüştür. [88]

Muhammed b. Eş´as Hakkında Bilgiler:

Muhammed b. Eş´as´ın babası Eş´as, Yemenli olup Peygamberimizin vefatında irtidad etmişti. Yakalanıp zincir vurularak Medine´ye getirilince, Hz. Ebu Bekir´e «Ey Resûîullâh´ın Halifesi! Beni öldürme, sağ bırak ve kız kardeşim de ,bana nikâhla! diye yalvarmış, Hz. Ebû Bekir de, onu af etmiş ve kız kardeşi Ümmü Ferve´yi de, ona nikahlamıştı.

Muhammed b. Eş´as, işte bu evlenme neticesinde doğmuştu.Muhammed b. Eş´as, Hz. Hasan´ın da, kaim biraderi di. [89]

Kays b. Eş´as´ın Öldürülmesi:

Kays b. Eş´as, Basra´da iken, ev halkını görmek üzre, Abdullah b. Kâ-mil´İn himayesi altında Küfe´ye girmişti.

Abdullah b. Kâmil, Muhtar´ın yanına varıp «Ey Emîr! Kays b. Eş´as, himaye edilmesini benden istedi. Ben de, onu, himayem altına aldım. Ona verdiğim himayemi muteber ve geçerli say!» dedi.

Muhtar, bir müddet sustu. Sonra «Yüzüğüne bîr bakayım!» dedi. Onu alıp parmağına taktı. Yüzük, bir müddet Muhtar´ın parmağında durdu. .Sonra, Ebû Amre´yi çağırdı. Yüzüğü, ona verdi ve «Abdullah b. KâmÜ´in hanı-mına. git. Ona: Bu yüzük, kocanın alâmetidir.´Beni, Kays b. Eş´as´ın, yanına koyacaksın. Onu, Muhtardan kurtaracak bazı işler hakkında kendisile gö rüşme yapmak istiyorum! de!» dedi.

Kadın, Ebû Amre´yi, onun yanma soktu.

Ebû Amre, kılıcını sıyırıp Kays b. Eş´as´ın boynunu vurdu. Başını alıp Muhtar´a götürdü. Onun önüne attı.

Muhtar «Hüseyin´in kadifesini alan, yağmalayan bu ha?» dedi.

Hz. Hüseyin şehid edildiği zaman, Ona âid kadifeyi (yorganı) ganimet olarak Kays b. Eş´as almış, bundan dolayı kendisine (Kays" kadife!) adı takılmıştı.

Abdullah b. Kâmil, Muhtar´a «İnnâ lillâhi ve İnna ileyhi raciûn! Sen, benim himaye.ni altında bulunan, konuğum ve dostum olan bir kişiyi öldürdün!?» dedi.

Muhtar «Allah aşkına sus! Sen, Peygamberinin Kızının´Oğlunu öldürenleri himayeyi helallaştırmak mı istiyorsun?!» dedi.[90]

Esma b. Hârice´nin Korkusundan Zerve´de Oturması:

Küfelilerin yaşlılarından ve Seyyidlerinden Esma´ b. Hârice, Muhtar´-dan korkarak, Esed oğullarının Zerve diye anılan su başlarına ev halkı ve bazı âzadhlarile birlikte gidip orada oturdu. [91]

İbrahim b. Eşter´ih, lbni Ziyad´la Çarpışmak Üzre Tekrar Yola Çıkarılması:

İbrahim b. Ester; Sebi1 ve Künâse ayaklanmalarını bastırdıktan ve Kü-fe´de iki güa dinlendikten sonra, îbn-i Ziyad ve Şamlılarla çarpışmak üzre, Hicretin altmış altıncı yılı Zilhicce ayının çıkmasına sekiz gün kala Cumartesi günü Küfe´den yola çıktı.

Muhtar; savaşlarda bulunmuş, tecrübeli, belli başlı adamlarını, süvarileri ve görüş sahiplerini de onun yanma kattı.

Kays b. Tahfet´ün Nehdî´yi, Medineli kabilelerin,

Abdullah b. Hayyet-ül´Esedî´yi Mezhıc ve Esed kabilelerinin,

Esved b. Cerad-ül Kindi´yi Kinde ve Rebîa kabilelerinin başına geçirdi. Onları, Abdurrahman Deyr´i yanındaki köprüye kadar uğurladı. Döneceği si-rada, îbrahim b. Eşter´e:

«Benden, üç şey işit ve hatırında tut:

Açık veya gizli işlerinde Allâh´dan kork!Gideceğin yere gitmekte acele et. Düşmanına kavuşur kavuşmaz, saldırmak için hazırlan!Düşmanına, gece kavuşursan, saldırmayı sabaha bırakmamak ve onların hazırlık yapmalarına imkân vermemek, elinden gelirse, imkân ve fırsat erme!

Eğer, düşmanına, gündüz kavuşursan, onları, geceye bırakma! Sana tavsiye ettiğim bu şeyleri ezberledin değil mi?» dedi., îbrahim b. Ester «Evet!» dedi. Muhtar «Allah, sana yoldaş olsun!» dedi ve döndü. EbüVSaykal der ki «îbrahim b. Ester´le birlikte gittik.

Ubeydullâh b. Ziyad ve yanındaki Şamlılar, Irak topraklarına girmeden onlara kavuşmak ve darbe..indirmek maksadile hızla yol´aldık. Irak toprağının en son noktasını geçip birden Musul toprağına ayak bastık. Onlara bîr an Önce kavuşmak için, hızla İlerledik. Musul´a beş fersahlık uzaklıkta bulunan Barbisa köyüne eriştik.

İbrahim b. Ester, orada Vehbi!, Nâha´ kabilesi halkından, çok cesaretli, becerikli bir adam olan Tufeyl b. Lakît´ı, öncü olarak ileri sürdü.

îbn-i Ziyad, bize yaklaştığı sırada Humeyd b. Hureys´i de, Tufeyl H. La-kît´ın arkasından yolladı.

İbrahim b Ester; çok geçmeden, bütün süvarilerini ve piyadelerini savaş nizamına koyarak onları ayirmaksızın birlikte hareket ettirip Bnrbisn köyüne, kondu.

O sıralarda bütün Kays´lar, Cezire´de oturuyorlar, Mervan´a ve Mervan Hanedanına muhalif bulunuyorlardı. [92]

Umeyr b. Hubab ve Arkadaşının İbrahim b. Esterle Görüşmeleri:

Hz. Hüseyin´in Kays´iı katillerinden Umeyr b. Hubab ile Fırat b. Salim, İbtt-i ZiyacTın ordusunda yer almışlardı.

Fırat, arkadaşı Umeyr´e «Sen, Mervan oğularının idarelerinin kötülükle rini, bizim kavmimiz olan Kays´a karşı kötülük düşündüklerini bilirsin.

İşler, yoluna girecek olursa, Abdulmelik, Kays´Ların kökünü kazıyacak-tır. Bizler, onlardanız.

İbrahim b. Eşter´in yanma varalım, hali, durumu nedir bir bakalım» dedi. Gece karanlığı basınca, atlarına bindiler.

İbrahim b. Eşter´in karargâhile kendi karargâhları arasında dört fersah uzaklık vardı.

Bunlar, Şamlıların gözcülerine rastladılar. Gözcüler «Sizler, kimlersiniz?» diye sordular.

Umeyr´le Fırat «Biz, Emîr Husayn b. Nümeyr´İn casuslarıyız!» dediler ve İbrahim b. Eşter´in karargâhına vardılar.

Ateşler yakılmış, İbrahim b. Ester, adamlarını savaş nizamına sokmakla uğraşıyordu.

İbrahim b. Eşter´in üzerinde Herat işi sarı gömlek vardı. Kılıcı boynunda asılı idi.

...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

21 Şubat 2010, 15:55:16
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« Yanıtla #4 : 21 Şubat 2010, 15:55:16 »

[1] Taberi-Tarih c. 7, 6. 80

[2] Zehebî-ÂIâmünnübelâ c. 3, s. 233

[3] Tirmizî-Sünen c, 4, s. 480

[4] Zehebi-S. Âlim C. 3, s. 353

[5] Dineven-KItabül´ahbar s. 231, 233

[6] Müslim-Sahih c. 7 s. 191.

[7] Ttrmizl-Sünen c. 4, s. 499.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 259-260.

[8] Taberi-Tarih c. 6, a. 206-210.

[9] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 260-262.

[10] Taberi-Tarih c. 7, s. 58-59

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 262-263.

[11] Taberi-Tarih c.,7, s. 63

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 263.

[12] tbn-i Sa´d-Tabakat c. 5, s. 264

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 263-264.

[13] lbn-i Abbas´m, Peygamberimizden rivayet ettiği bir Hadis´e göre. yüce Allah, Peygamberimize «Yahya b. Zekeriyya´nın kanına karşı yetmiş bin kişi Öldürmüştüm.

Senin kızının oğlu için ise yetmiş bin ve yetmiş bin kişi öldüreceğimi- diye vahy etmişti. (Hâkim-Müstedrek c. 3, s. 178)

[14] Taberi-Tan´h c 7, s. 50-60

[15] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 264-265.

[16] Taberi-Tarih s. 7, s. 63-64

[17] Taberi Tarih c. 7, s. 53

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 265-266.

[18] Taberi-Tarih c. 7, s. 64-65

[19] Taberi-Tarih c. 7, s. 53

[20] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 267-268.

[21] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 268-269.

[22] Taberi-Tarih c. 7, s. 65.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 269-270.

[23] Taberi-Tarih c. 7, s. 81.

[24] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 270-271.

[25] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 271.

[26] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 271-272.

[27] Taberi-Tarlh c. 7, s. 93.94

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 272-273.

[28] Taberi-Tarih c. 7, s. 95

[29] tbn-i Sa´d-Tabakat c, 5, s 98-99

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 273-274.

[30] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 274-275.

[31] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 275-276.

[32] Taberi-Tarih c. 7, s. 96-97

[33] îbn-i Sa´d-Tabakat c. 5, s, 99

[34] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 276-280.

[35] Taberî-Tarih c. 7, s. 97-96

[36] Dineveri-KitabüTahba-r s. 269

[37] Taberi-Tarih c, 7, s. 98-99

[38] Dineveri-Kitabül´ahbar s. 289

[39] Taberi-Tarih c. 7, s. 99-100

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 280-285.

[40] Dine veri-Ki tabül´ahbar s. 290

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 285-286.

[41] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 286-300.

[42] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 300-302.

[43] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 302-303.

[44] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 303.

[45] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 303.

[46] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 304.

[47] Taberi TarJh c. 7, s. 100-110

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 304-305.

[48] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 305-309.

[49] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 309-310.

[50] Taberi-Tarih c. 7, s, 113-116

[51] Dineveri-Kitabürahbar s. 293

[52] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 310.

[53] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 310-314.

[54] Taberi-Tarih c. 7, s. 116-,120

[55] Taberi-Tarih c. 7, s. 123-124

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 314-318.

[56] Taberi-Tarih c. 7, s. 120-121

[57] Taberi-Tarih c. 7, s. 124

[58] Dineveri-Kitabül´ahbar s. 304

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 318-319.

[59] Taberi-Tarih c. 7, s. 124-126

[60] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 319-321.

[61] Dineveri-Kitabül´ahbar s. 301, 304, 303

[62] Taberi-Tarih c. 6, s. 234

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 322.

[63] Taberi-Tarih c. 7, s. 146

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 322.

[64] Dineveri-Kitabül´ahbar s. 301-302

[65] Taberi-Tarih c. 7, s. 121

[66] Dlneveri-KitabüPahbar s. 302

[67] Taberi-Tarih c. 7, s ,121-122

[68] îbn-i Esîr-El-kâmii c. 4, s. 117

[69] Dineveri-Kitabül´ahbar s. 305

[70] Zehabı-Tarihtıl´i si ı\nı c. 3. s. ıö-i9

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 322-325.

[71] Taberi-Tarih c, 7, s, 126-12? 326

[72] îbn-i Abd´i Rabbih-Ikdülferid c. 2, s. 230

[73] Taberi-Tanh c. .7, s. 127

[74] Taberi-Tarih c. 7, s. 127

[75] Ibn-i Abd-i Rabbih-Ikdülferid c. 2, s. 230

[76] Taberi-Tarih c. 7, s. 127

[77] İbn-i Abd-i Rabbih-Tkdülfericl c. 2, s. 230

[78] Taberi-Tarih c. 7, s. 127-128

[79] Zehebi-Tarihul´islam c. 3, s. 54

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 325-330.

[80] Adiy b. Hatim, Hâtem-üt Tâi´nin oğlu idi. Medine´ye gelip Müslüman olmuş, Peygamberimiz, onu Zekât memuru tayin etmişti. (İbn-i Sa´d.Tabakat c. 1, s. 322) Kendisi, Stffm´da Hz. Ali tarafında* bulunmuştu. (Zshebi-El´iber c. 1, s. 41)

[81] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 330-332.

[82] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 332.

[83] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 332-333.

[84] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 333.

[85] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 333-334.

[86] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 334.

[87] Taberi-Tarih c. 7, s. 128-130

[88] Taberi-Tarih c. 7, s. 151

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 334-335.

[89] İbn-i Sa´d-Tabakat c. 6, s. 22-23, c 5, s, 10-

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 335.

[90] Dineveri-KHabül´ahbar s. 302

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 335-336.

[91] Dineveri-Kltabüi´ahbar s. 303

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 336.

[92] Taberi-Tarih c. 7, s. 130. 14-f ilâ

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 336-337.

[93] Küfe´de Acem oğullarından yerleşmiş bîr çok cemaatlar vardı. Muaviye b. Ebi Süfyan, onlara tahsisat bağlamıştı. Kendilerine El´Hamra´ denirdi. Küfe´de onlardan yirmi bin kişi vardı. (Dineveri-Kitabül´ahbar s. 288, 293)

[94] Dineveri-Kitabül´ahbar s. 294.286

[95] Taberi-Tarih c. 7, s. 142

[96] Dineveri-Kitabül´ahbar s. 285

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 338-340.



[97] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 340-341.

[98] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 341-342.

[99] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 342-343.

[100] Taberi-Tarih c. 7, s. 142-143

M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 343.

[101] Dine veri-Ki tabu]´ahbar s. 285

[102] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 343-344.

[103] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 344.

[104] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 344-345.

[105] Umeyr b. Hubab, Kays kabilesine -Ey Merc-i Râhıt (Dımaşk nahiyesi) intikamı!- diyerek bağırınca, onların ileri gelenlerinin başları önlerine düştü, bozuldular. (Dineveri-Kitabül´ahbar s. 295)

[106] M. Asım Köksal, İslam Tarihi Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, Akçağ Yayınları: 345.

[107] Taberi-Tarih c...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes