> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Sahabe-i Kiram > Abdullah İbn-i Selâm
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Abdullah İbn-i Selâm  (Okunma Sayısı 1660 defa)
25 Şubat 2010, 22:04:52
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 25 Şubat 2010, 22:04:52 »



Abdullah İbn-i Selâm (r.a.) 

«Cennet´lik bir adama bakmak kimin hoşuna giderse, Abdullah İbn-i Selâm´a baksın».

El-Husayn ibn-İ Selâm, Yesrîb´deki yahudi alimlerinden birisiydi. Millet ve dînleri değişik olmasına rağrhen Medîne halkı ona saygı gösterirdi.

O, halk arasında takva, doğruluk ve dürüstlüğüyle tanınırdı.

Ei-Husayn sakin ve rahat bir hayat yaşayan, fakat o nisbette fay­dalı ve önemli şeyler de yapan birisiydi.

O, zamanını üç şeyde geçirirdi:

Havra´da vaaz ve ibâdette...

Bahçesinde hurma ağaçlarını budama ve aşılamada...

Tevrat´ı incelemede...

Tevrat´ı her okuyuşunda; Mekke´de önceki peygamberlerin pey­gamberliklerini tamamlayan ve onlara son veren bir peygamberin çı­kacağını müjdeleyen haberleri uzun uzun düşünürdü.

Bu beklenen peygamberin niteliklerini ve alâmetlerini araştırır, bundan sevinç duyardı. Çünkü o, peygamber olarak gönderildiği mem­leketini terkedecek ve Yesrîb´i kendine hicret yurdu ve ikâmet yeri edinecekti.

Bu haberleri ne zaman okusa veya hatırından geçirse Allah´tan, bu beklenen peygamberin ortaya çıkışını görmek, onunla karşılaşmak saadetine erinceye ve ona ilk inananlardan oluncaya kadar kendisine uzun ömürler vermesini dilerdi.

Azîz ve Celîl olan Allah, el-Husayn ibn-i Selâm´ın duasını kabul etmiş, ecelini, hidayet ve rahmet Peygamber´i gönderilinceye kadar geciktirmişti...

Peygamber´ie görüşüp sohbet etmek ona indirilen hakka iman etmek el-Husayn´a nasip olmuştu.

Bize İslâm´a giriş hikâyesini anlatması için sözü El-Husayn´a bı­rakalım. Çünkü bunu en iyi anlatacak olan kendisidir:

El-Husayn İbn-i Selâm anlatmaktadır:

« Rasûlüllah´ın (s.a.v.) ortaya çıktığını duyunca; onun ismini, soyunu, niteliklerini, zamanını ve yerini araştırmaya, onlarla bizim ki­taplarımızda yazılı olanları karşılaştırmaya başladım. En sonunda onun Peygamber olduğuna ve davetinin doğru olduğuna kesin kanaat getir­dim. Bunu yahudilerden gizledim ve Medine´ye gitmek üzere Mek­ke´den çıktığım güne kadar Rasûiüliah (s.a.v.) hakkında konuşmadım.

O, Yesrib´e gelip Küba´da konakladığı zaman bize bir adam geldi e onun geldiğini haber vermek üzere halkın içinde haykırmaya baş­ladı. O anda ben hurma ağaçlarımla uğraşıyordum. Halam, Hafîde bint´ul-Harîs de ağaçların altında oturuyordu. Haberi duyar duymaz:

«Allahu ekber... Allahu ekber...» diye bağırdım. Tekbir getir­diğimi duyunca halam bana şöyle dedi:

« Kahrolasıca... Eğer sen İmran oğlu Musa´nın geldiğini duy-saydm, bundan daha fazla birşey yapamazdın...»

« Hala! O, İmran oğlu Musa´nın kardeşidir. Onun dîni üzeredir. Ona gönderilen, buna da gönderilmiştir».

Halam sustu ve sonra şöyle dedi:

« Kendinden öncekileri tasdik edici ve Rabbinin peygamber­lerini tamamlayıcı olarak gönderildiğini söylediğiniz Peygamber bu rnu?»

« Evet».

« Öyleyse iyi...»

Hemen Rasûlüllah´ın (s.a.v.) yanına gittim. Halkın onun kapısında toplandığını gördüm. Zorla aralarına girip ona yaklaştım. Ondan işit­tiğim ilk söz şu oldu:

« Ey insanlar! Selâmı yayınız... Yemek yediriniz. Geceleyin in­sanlar uyurken namaz kılınız ki, Cennet´e selâmetle giresiniz».

Artık onun hakkında olumlu bir kanaate sahip olmaya ve ondan hoşlanmaya başlamıştım. Onun yüzünün yalancı, bir yüz olmadığına da inanmıştım. Yanına varıp Allah´tan başka tanrı olmadığına, Muham-medin Allah´ın elçisi olduğuna şehâdet getirdim. Bana döndü:

«Senin adın ne?» dedi.

«El-Husayn ibn-i Selâm» dedim.

« Hayır. Abdullah ibn-i Selâm» dedi.

« Evet. Abdullah ibn-i Selâm. Seni hak ile gönderene yemin olsun ki, bugünden sonra, başka bir ismimin olmasını istemem».

Rasûiüllah´ın (s.a.v.) yanından ayrılıp evime geldim. Karımı, ço­cuklarımı ve akrabamı İslâm´a davet ettim. Hepsi müslüman oldular. Yaşlı olduğu halde halam, Halide de onlarla birlikte müslüman oldu...» Onlara :

« Müslüman olduğumuzu, size bildirinceye kadar yahudilerden gizleyin», dedim.

« Tamam dediler. Rasûlüllah´a (s.a.v.) gidip :

«Ya Rasûiüliah! Yahudiler iftiracı ve batılla uğraşan bir mil­lettir. Yahudilerin ileri gelenlerini evine davet etmeni ve beni oda­larından birinde saklamanı, sonra onlar müslüman olduğumu öğren­meden önce onların yanındaki itibarımı sormanı ve daha sonra da on­ları İslâm´a davet etmeni İrca ediyorum. Çünkü onlar müslüman ol­duğumu öğrenirlerse, beni kusurlu bulurlar ve bana yapmadıkları´if­tira kalmaz...»

Rasûlüllah (s.a.v.) beni odalarından birine aldı. Yahudi ileri ge­lenlerini de evine davet etti. Onları İslâm´a davet etmeye, imanı sev­dirmeye, kendi kitaplarından bildikleri durumunu onlara hatırlatmaya başladı...

Onlar da batıl (asılsız) şeylerle ona karşılık vermeye ve hak ko­nusunda onunla münakaşa etmeye başladılar. Ben de dinliyordum. Ra­sûlüllah (s.a.v.) onların iman etmelerinden ümidini kesince şöyle sor­du :

« El-Husayn ibn-i Selâm´ın aranızdaki itibarı nasıldır?»

«O efendi, çok efendi bir kimsedir. Alimdir, çok alimdir».

Eğer o müslüman olursa ne dersiniz? Siz de müslüman olur

musunuz?»

_ Allah korusun. O asla müslüman olmaz.. Allah onu müslü­man olmaktan korusun». Ben de odadan çıkıp yanlarına vardım:

- Ey yahudîler! Allah´tan korkun. Muhammed´in size getirdiğini kabul edin. Siz onun Allah´ın elçisi olduğunu biliyorsunuz ve onun kitabınız Tevrat´ta adıyla ve sıfatıyla yazılı olduğunu görüyorsunuz...

Ben onun Allah´ın elçisi olduğuna şehadet ediyorum»
« gen sana demedim mi? Yahudiler iftiracı ve batıl şeylerle uğraşan bir millettir. Onlar hain ve yalancı kimselerdir».

Abdullah ibn-i Selâm, pınardan ayrılmak istemeyen susuz kimse gibi İslâm´a ve Kur´ân´a sarıldı. Dili, Kur´ân´ın âyetlerini okur dururdu...

Peygamber´i gölgesinden daha iyi takib ederdi. Kendini Cennet için çalışmaya adadı. Çünkü Rasûlüllah (s.a.v.) onu Sahabe-i Kiram arasında yayılacak bir şekilde cennetle müjdelemişti...

Bu müjdenin bir hikâyesi vardır: Kays ibn-i Ubade ve başkala­rı rivayet etmektedir. Hikâyeyi nakleden şöyle, der;

«Medine´de Rasûlüllah´ın (s.a.v.) mescidindeki ilim halkala­rından birinde oturuyordum. Halkada cana yakın bir ihtiyar vardı. İn­sanlara tatlı ve etkili bir konuşma yapmaktaydı. Ayağa kalktığında cemaat şöyle dedi:

« Cennetlik bir adama bakmak kimin hoşuna giderse şuna bak-

Ben :

«Şu dediğiniz kim? dedim.


« Vallahi, bunun peşinden gideceğim», dedim ve peşine düş­tüm.

Yoluna devam ediyordu, nerdeyse Medine´den çıkmak üzereydi, nihayet evine girdi. Evine girmek için izin istedim, girmeme izin verdi ve şöyle sordu:

« İsteğin nedir, kardeşimin oğlu?»

« Mescidden çıktığında insanların senin hakkında şöyle dedik­lerini duydum: Kim cennetlik bir adama bakmaktan hoşlanıyorsa, şuna baksın. Seninle ilgili bu haberi incelemek ve insanların senin cennet­lik olduğunu nasıl anladığını öğrenmek için peşine düştüm». Bana şöyle dedi:

«Cennetlik olanı Allah daha iyi bilir yavrum!»

« Evet. Ama onların söylediklerinin bir sebebi olması gerek».

« Sana bunun sebebini söyliyeyim».

« Haydi... Allah sana mükâfatını versin». .

« Ra´sûlüllah (s.a.v.) zamanında bir gece uyurken rüyamda bi­risi bana geldi:

- Kalk, dedi. Kalktım. Elimden tuttu. Bir de baktım ki sol taraf­ta bir yol var. O yoldan yürümek istedim. Bana:

-Bırak onu. Bu, senin yolun değildir.. Sağ tarafımda da açık bir yol olduğunu gördüm. Bana :

- İşte o yolda yürü... dedi. O yoldan yürüdüm. Sonunda yemye­şil, çok güzel, ağaçları gür bir bahçeye geldim. Bahçenin ortasında kökü yerde, ucu gökyüzünde olan demir bir direk, tepesinde altından bir halka vardı. Bana:

- Onun tepesine çık, dedi.

- Çıkamam, dedim.

Bir hizmetçi gelip beni direğin tepesine çıkardı. Ellerimle halkayı tuttum. Sabaha kadar ona tutunarak kaldım. Ertesi gün Rasûlüliah´a (s.a.v.) gelip rüyamı anlattım. Bana şöyle dedi:

Sol tarafında gördüğün yol, cehennemliklerden amel defteri sol tarafından verilecek olanların yoludur.

Sağ tarafında gördüğün yol cennetliklerden amel defteri sağ ta­rafından verilecek olanların yoludur...Yeşillik ve" güzelliğine tutulduğun bahçe i´se İslâm´dır. Bahçenin ortasındaki direk, dinin direğidir...

Halka ise, ei-Urvetu´l-Vuska (en sağlam kulpjdır. Sen ölünceye kadar daima ona tutunacaksın».[1]

[1] Abdullah İbn Selâm hakkındq geniş bilgi İçin aşağıdaki eserlere bakınız.

1- El-İsabe (es-seade baskısı), IV/80-81

2- Usdu´l-ğabe, llf/176-177

3- EI-İstîab (Haydarabad baskısı), I/383-384

4- EI-Cerhu ve´t-ta´dîl, cilt: II, kısım II, H/62-63

5- Tecrîdu esmai´s-sahabe, I/338-339

6- Sıfetu´s-safve, 1/301-303

7- Tarihu Halife İbn Hayyat, s. 8

8- EI-İber, 1/15-32

9- Şezeratu´z-zeheb, t/53

10 - Ez-Zehebî, Tarihu´l-felâm, ii/230-231

11- İbn Âsakir, Tarihu Dimeşk, VII/443-448

12-Tezkiratu´l-huffaz, I/22-23

13- İbn Hişam, es-Siretu´n-nebeviyye, fihristlere bakınız.

14- EI-Bidaye ve´n-nihaye, 111/211-212

15 - Hayatu´s-sahabe, dördüncü ciltteki fihristlere bakmız.

Dr. Abdurrahman Re'fet el-Bâşâ, Sahabe Hayatından Tablolar, Uysal Kitabevi: 1/331-336

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Abdullah İbn-i Selâm
« Posted on: 28 Nisan 2024, 15:53:42 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Abdullah İbn-i Selâm rüya tabiri,Abdullah İbn-i Selâm mekke canlı, Abdullah İbn-i Selâm kabe canlı yayın, Abdullah İbn-i Selâm Üç boyutlu kuran oku Abdullah İbn-i Selâm kuran ı kerim, Abdullah İbn-i Selâm peygamber kıssaları,Abdullah İbn-i Selâm ilitam ders soruları, Abdullah İbn-i Selâm önlisans arapça,
Logged
03 Aralık 2018, 00:36:30
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.663


Site
« Yanıtla #1 : 03 Aralık 2018, 00:36:30 »

Esselamu aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

03 Aralık 2018, 02:15:31
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.959


« Yanıtla #2 : 03 Aralık 2018, 02:15:31 »

Aleyküm Selam.  Rabbim ilmimizi artırsın inşaAllah
Paylaşım için Allah razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

03 Aralık 2018, 18:07:13
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #3 : 03 Aralık 2018, 18:07:13 »

Esselamu aleyküm. Rabbım bizleri peygamber efendimizin yolunda giden bu sahabelerin yolunda giden cennet ehli olan kullardan olalım insallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

04 Aralık 2018, 01:44:40
Zeynep Zehra
Dost Üye
*****
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 243


« Yanıtla #4 : 04 Aralık 2018, 01:44:40 »

Rabbim böyle güzel kulları örnek alabilmeyi nasip etsin.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes