> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Sahabe-i Kiram > Ebû Musa El-Eş ârî
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ebû Musa El-Eş ârî  (Okunma Sayısı 1021 defa)
28 Şubat 2010, 17:48:58
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 28 Şubat 2010, 17:48:58 »



Ebû Musa El-Eş ârî (r.a.)

Ne olursa olsun, ihlâs...

Emirulmü´minin Ömer Ibnu´i-Hattâb kendisini vali olarak Basra´ya gönderdiğinde o, halkı toplayıp şu konuşmayı yapmıştı:

« Mü´minlerîn Emiri Ömer, beni size, Rabbinizin "kitabını, peygamberinizin (s.a.v.) sünnetini öğretmek ve yollarınızı temizlemek üzere gönderdi!...

Halkı bir dehşet ve hayret kapladı. Çünkü onlar idarecinin halkı kültürlü hale getirmesi ve onlara dinlerini öğretmesinin nasıl bir gö­rev olduğunu biliyorlardı. Yalnız, yolları temizleme görevi onlar için yeni bir şeydi, hatta enteresan ve tuhaf birşeydi.

Hasan-ı Basrî´nin, hakkında;

«Basra´ya halk için ondan daha iyi bir yolcu gelmedi» dediği bu vali kimdi acaba?.

İşte o, Ebû Musa ei-Eş´ârî künyeli, Abdullah İbn Kays´ti...

Mekke´de tevhidi anlatan, bilerek Allah´a davet eden ve güzel ahlâkı emreden bir peygamberin (s.a.v.) çıktığını duyar duymaz ora­ya gitmek üzere memleketi Yemen´den ayrıldı.;.

Mekke´de Resûlüllah´ın {s.a.v.) huzuruna oturdu ve ondan hidâ­yet ve kesin imanı aldı...

Kelime-i tevhidi alarak memleketine döndü. Daha sonra, Hayber´in fethi bittikten hemen sonra Resûlüllah´a (s.a.v.) gitti.

Onun gelişiyle, Cafer İbn Ebî Talib´le arkadaşlarının Habeşistan´­dan dönüşleri aynı vakte rastladı ve peygamber (s.a.v.) de onlara ka­tıldı...

Ebû Musa bu gelişinde yalnız gelmemiş, onunla birlikte, kendile­rine İslâm´ı telkin´ ettiği Yemen halkından elli küsur kişi ve onun Ebû Ruhm ve Ebû Burde isimli iki kardeşi de gelmişti...

Peygamber (s.a.v.) bu heyete bir isim verdi...

Hepsini «Eş´ârîler» diye isimlendirdi...

Peygamber (s.a.v.) onları en yufka yürekli insanlar diye niteledi...

Çoğunlukla onları ashabına en büyük misal olarak verir onlardan şöyle söz ederdi:

« Eş´ârîler´in bir savaşta erzakları tükenir veya ellerindeki yi­yecekler azalırsa, onlar mevcut olanları bir torbada toplar sonra onu eşit olarak taksim ederler. Onlar bendendir... Ben de onlardanım!..»

O günden itibaren Ebû Musa, kendilerine Resûlüliah´ın (s.a.v.) ashabı ve öğrencileri olmak, bütün çağ ve zamanlarda dünyaya İslâm´­ın taşıyıcıları olmak nasip olan müslüman ve mü´minler arasındaki devamlı yerini aldı...

Ebû Musa büyük vasıfların garip bir karışımıydı...

O, savaşmaya mecbur kalırsa cesur bir asker ve yürekli mir mü-câhiddi...

O, barışçıydı, iyiydi ve son derece sakindi!...

O, anlayışlıydı, sağlam kararlıydı, zekiydi, kapalı konulan doğru anlamada iyi idi, fetva ve hüküm vermede önde gelenlerdendi. Hatta şöyle denilmişti:

« Bu ümmetin kadıları, (hakimleri) dörttür: Hz. Ömer, Alî, Ebû Musa ve Zeyd İbn Sabit´tir».

Buna rağmen, temiz bir fıtrat sahibiydi ki, Allah rızası konusunda onu kim aldatırsa, onun için aldanırdı!...

Onun sorumluluklarına bağlılığı büyüktü... İnsanlara güveni çoktu...

Eğer hayatındaki bir olaydan bir parola seçmek istesek, mutla­ka şu cümle olurdu:

«Ne olursa olsun, ihlâs...»

Cihâd yerlerinde el-Eş´ârî, şerefli bir atılganlıkla sorumlulukla­rını yüklenirdi. Bundan dolayı Resûlüllah (s.a.v.) onun hakkında: «? Yiğitlerin efendisi Ebû Musa´dır» demiştir.

İşte o bize, bir asker olarak hayatından bir tablo gösteriyor:

«Resûlüliah´la (s.a.v,) birlikte bazı savaşlara gittik. O savaş­larda ayaklarımız parçalandı. Benim ayaklarım prçalandı, tırnaklarım düştü. Hatta ayaklarımızı bez parçalarıyla sarmıştık!...»

O, iyi niyetliliği yüzünden savaş halindeki bir düşmana karşı ha­reket etmezdi...

O, böyle bir yerde işleri tam bir açıklıkla görür ve kesin bir şe­kilde karara bağlardı...

Müslümanlar İran´ı fethederlerken e!-Eş´ârî ordusunu, ona cizye vermek üzere anlaşma isteyen ve onun da bu anlaşmayı kabul ettiği İsfahan´da konaklatmıştı...

Ancak Isfahan halkı bu anlaşmasında samimi değildi... Onlar kal­leşçe bir darbe için fırsat arıyorlardı.

Fakat, Ebû Musa´nın gereken yerlerde kaybolmayan-ihtiyatı bun­ların durumunu ve geceleyin yapmak istediklerini araştırıyorlardı. On­lar darbeye niyetlenince komutan gafil avlanmadı. Bu arada onlara savaş ilân etti. Öğle olmadan büyük bir zafer kazandı.

Müslümanların Acem imparatorluğuna karşı yaptıkları savaşta Ebû Musa el-Eş´ârî´nin büyük bir kahramanlığı ve yüce bir cihâdı vardı.

Özellikle, Hürmüzan´ın ordusuyla içine çekilip orada korkunç bir ordu topladığı Tüster savaşının kahramanı Ebû Musa´ydı.

Emîrulmüminin Hz. Ömer o gün başlarında Ammar İbn Yâsîr, el-Berâ İbn Malik, Enes İbn Mâlik, Meczeetü´l-Bekrî ve Seleme İbn Ra-câ´nın bulunduğu büyük bir sayıdaki müslümam ona takviye olarak göndermişti...

İki ordu karşılaştı...

Ebû Musa´nın komutasındaki müslüman ordusuyla Hürmüzan ko­mutasındaki İran ordusu en şiddetli çarpışmalardan birlndedir.

Acemler muhkem Tüster şehrinin içine çekildiler...

Müslümanlar orayı günlerce kuşattılar, nihayet Ebû Musa kafa­sını çalıştırıp bîr hîle buldu...

O, bir acem ajanıyla birlikte iki yüz yiğidi gönderdi. Ebû Musa onu, bu iş için seçtiği öncü birliğe şehrin kapısını açması için bîr hile yapmaya teşvik etti...

Kapılar açılır açılmaz ve öncü birliğin askelreri kaleye saldırır saldırmaz, Ebû Musa ordusuyla şiddetli bir şekilde düşmanın üzeri­ne atıldı...

Birkaç saat içinde tehlikeli kaleyi ele geçirdi. Acemlerin komu­tanları teslim oldular. Ebû Musa Emirulmüminin´in haklarındaki hük­münü vermesi için onları Medine´ye gönderdi...

Bu becerikli asker, savaş alanından ayrılır ayrılmaz, kuş gibi sa­kin, çok ağlayan ve çok tövbe eden bir insan haline gelirdi!.

Dinleyeni titretip sarsan bir sesle Kur´ân okurdu. Hatta Peygam­ber (s.a.v.) onun hakkında şöyle demişti:

«Ebû Musa´ya Al-I Davud´un mizmarlarından birisi verildi» (güzel ses verildi).

Hz. Ömer (r.a.) onu görünce kendisine Allah´ın kitabından oku­ması için şöyle derdi:

«Bize Rabbimizin aşkını duyur. Ebû Musa».

Böylece o, ancak dinin karşısında duran ve Allah´ın nurunu sön­dürmek isteyen müşrik ordularına karşı durmak için bir savaşa katı­lıyordu.

İki müslüman arasında savaş çıktığında, o savaştan kaçar ve as­la o savaşta rol almazdı.

Onun bu tutumu Hz. Ali´yle Hz. Muâviye arasındaki çekişme ve o gün ateşi müslümanlar arasında tutuşan savaşa açık olarak görü­lüyordu...

Belki söz bu noktada bizi hayatının en meşhur tutumlarından bi­rine götürmektedir. Bu Hz. Ali´yle Hz. Muâviye arasındaki hakemlik konusundaki tutumdur.

Bu davranış, çoğunlukla Ebû Musa´nın aldatılması çok kolay bir derecede aşırı iyi niyetiiliğine delil ve şahit olarak alınmaktadır.

Ancak göreceğimiz gibi, onda da kötüye âlet olma veya hata ola­bileceği halde, bu davranış, bu yüce sahabinin yüceliğini, ruhunun yüceliğini Hakk´a ve insanlara inancının yüceliğini göstermektedir. Hakem meselesinde, Ebû Musa´nın görüşü şöyle özetlenebilir: O, müslümanların birbirlerini öldürdüklerini, her bir grubun bir idareci­yi tuttuğunu, savaşanlar arasındaki durumun çok gerginleştiğini, bü­tün müslümanların sonunu uçurumun kenarına getiren halin düzeltil­mesinin imkânsız hale geldiğini görüyordu.

Diyoruz ki: Onun görüşü, durumun bu derece kötüleştiğiydi. Bü­tün mesele, tutum ve davranışı tamamen değiştirmek ve işe yeniden başlamaktı.

O günkü iç savaş, idarecinin kim olacağı hakkında çekişen iki müslüman grup arasında sürüyordu. İstedikleri halifeliği şura yoluy­la seçmek üzere meselenin tümünün yeniden müslümanlara geçmesi şartıyla Hz. Ali ve Hz. Muâviye geçici bir süre için halifelikten vaz­geçsinler diyordu,

Ebû Musa meseleyi böyle münâkaşa etti ve çözümü bunda buldu. i Hz. Ali´nin halifeliğine hakikî bir biat yapıldığı doğrudur.

Gayr-i meşru bir başkaldırmanın meşru hakkı düşürmede mak­sadına ulaşması gerekmez. Ancak Hz. Ali´yle Hz. Muâviye arasındaki, yani İraklılarla Suriyeliler arasındaki işler Ebû Musa´nın görüşüne göre yeni bir düşünce ve çözüm gerektiren mesafeye ulaşmıştı... Muâviye´nin isyanı artık sadece bir isyan değildi... Suriyelilerin baş­kaldırması artık sadece bir başkaldırma değildi... Bütün ihtilâf sade­ce görüş ve tercihteki ihtilâf değildi...

Aksine bütün bunlar iki taraftan binlerce kişinin öldüğü şiddetli bir iç savaşa dönüşmüştü... İslâm´ı ve müslümanları çok kötü akıbet­ler tehdit etmeye devam ediyordu...

Çekişmenin ve harbin sebeplerini gidermek ve tarafları uzaklaş­tırmak, Ebû Musa´nın zihninde kurtuluş yolundaki başlangıç noktası­nı temsil etmişlerdi...

Hakem olayından önce, Hz. Ali, hakem olarak kendi tarafını, Ab-´ dullah İbn Abbas veya arkadaşlarından birinin temsil etmesi görüşün­deydi...

Fakat ordusu içindeki güçlü büyük bir grup onu Ebû Musa´yı ha­kem yapmaya zorlamıştı...

Onların Ebû Musa´yı tercih etmelerinin sebepleri; Hz. Alî´yle Hz. Muâviye arasındaki çekişme başlamadan önce, onun asla kavgaya ka­tılmaması, her iki tarafı anlaşmaya ve savaşı bırakmaya teşvik edip nihayet onlardan ümidi kesince bir kenara çekilmesiydi...

Ebû Musa´nın dindarlığı, samimiyeti ve doğruluğunda Hz. Ali´nin hiçbir şüphesi yoktu... Fakat öbür tarafın niyetlerini anlıyor ve onla­rın dalevere ve hileye başvurma derecelerini biliyordu. Ebû Musa an­layış ve bilgisine rağmen hüe ve dalevereden hoşlanmıyor, insanla­ra zekâsıyla değil, samimiyetiyle davranmayı seviyordu. Onun için Hz. AN, Ebû Musa´nın diğerleri tarafından aldatılmasından, hakemliğin tek taraflı bir dalevereye dönüşmesinden ve işlerin iyice kötüye git­mesinden çekiniyordu...

İki taraf arasında hakemlik başladı...

Ebû Musa el-Eş´ârî Hz. Ali´...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ebû Musa El-Eş ârî
« Posted on: 19 Mart 2024, 08:28:33 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ebû Musa El-Eş ârî rüya tabiri,Ebû Musa El-Eş ârî mekke canlı, Ebû Musa El-Eş ârî kabe canlı yayın, Ebû Musa El-Eş ârî Üç boyutlu kuran oku Ebû Musa El-Eş ârî kuran ı kerim, Ebû Musa El-Eş ârî peygamber kıssaları,Ebû Musa El-Eş ârî ilitam ders soruları, Ebû Musa El-Eş ârî önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes