> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Sahabe-i Kiram > Ebu Hüreyre
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ebu Hüreyre  (Okunma Sayısı 980 defa)
20 Şubat 2010, 12:29:39
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 20 Şubat 2010, 12:29:39 »



Ebu Hüreyre (r.a.) En Çok Hadîs-i Şerîf Rivâyet Eden Sahâbî

Ebû Hüreyre Hicretin 7. senesinde Müslüman oldu. Gençliğinde fakîrlik ve sıkıntı içinde yaşamıştır. Müslüman olduğunda 30 yaşını geçmişti. Yemen’deki Devs kabîlesinin ileri gelenlerinden ve meşhûr şâir olan Tufeyl bin Amr vâsıtasıyla Müslüman oldu.

Tufeyl bin Amr, Peygamber efendimizin duâsı ve emri üzerine kabîlesini İslâma da’vet edince, ilk kabûl eden Ebû Hüreyre oldu. Bundan sonra Tufeyl bin Amr, îmân edenlerle birlikte Yemen’den ayrıldı. Yetmiş kişiden fazla Müslüman, bir kâfile hâlinde Medîne’ye geldiler.

Ey yolculuk gecesi!

Ebû Hüreyre bir an önce Peygamberimizi görmek, O’na kavuşmak aşkıyla yanıyordu. Yolculuğun uzun sürmesinden sıkılıyor, sabırsızlanıyor;

- Ey yolculuk gecesi! Bıktım yolun uzunluğundan ve sıkıntısından. Fakat bu yolculuktur kurtaran beni, küfür inkâr yurdundan, ma’nâsında şiirler söylüyordu.

Kâfile, Medîne’ye geldiği sırada, Peygamber efendimiz Hayber’in fethine gitmişti. Ebû Hüreyre bu gelişini şöyle anlatmıştır:

“Resûlullah efendimiz Hayber’de bulunduğu sırada, Medîne’ye muhâcir olarak geldim. Sabah namazını Resûlullahın vekil bıraktığı Siba’ bin Urfuta’nın arkasında kıldım. Birinci rek’atta Meryem sûresini, ikinci rek’atta Mutaffifîn sûresini okudu. Namazdan sonra Siba’ bin Urfuta’nın yanına vardık. Bize bir miktar yiyecek ikrâm etti.”

Bundan sonra Medîne’ye gelen bu kâfile, doğruca Hayber’e hareket etti. Oraya vardıklarında Peygamberimiz Natat kalesini fethetmiş, Kâtibe kalesini de kuşatmıştı. Resûl-i ekremin yanına vardıklarında Ebû Hüreyre’ye bakıp:

- Sen kimlerdensin? buyurdu.

- Devs kabîlesindenim!

- Devs içinde kimi gördümse, onda hayır gördüm.

Bundan sonra Ebû Hüreyre, Resûlullah efendimize bî’at etti. Eliyle müsâfeha ederek, bağlılığını bildirdi.

Ebû Hüreyre, yolda gelirken kölesini kaybetmişti. Resûlullahın huzûrunda otururken kölesi çıkageldi. Resûlullah efendimiz buyurdu ki:

- İşte kölen geldi!

Bunun üzerine Ebû Hüreyre dedi ki:

- Şâhid olun ki, o, hürdür. Ben onu Allah rızâsı için azâd ettim.

Fakîr bir kimseydim

Hayber’in fethinden sonra Peygamber efendimiz, Ebû Hüreyre’ye Hayber’de alınan ganîmetlerden hisse verdi. Sonra Medîne’ye döndüler. Bundan sonra Ebû Hüreyre Yemen’e dönmeyip Medîne’de kaldı. Gece gündüz Resûlullah efendimizin yanından hiç ayrılmadı. Peygamberimizin vefâtına kadar dört sene böyle devam etti. Yemen’den gelen annesi de yanında kalmakta idi. Ebû Hüreyre şöyle demiştir:

- Benim çok hadîs rivâyet etmemin sebebi şudur: Ben fakîr bir kimseydim. Belli bir işim yoktu. Her zaman Resûlullah efendimize hizmet ediyordum. Muhâcirler çarşıda, pazarda alış-verişle; ensâr da kendi malları, mülkleriyle uğraşırken, ben Resûlullah efendimizin yanında bulundum. Dolayısıyla diğerlerinden daha çok şey duydum.

Kedicik babası

Ebû Hüreyre bir gün kaftanının içinde küçük bir kedi taşıyordu. Resûlullah efendimiz onu gördü. Buyurdu ki:

- Nedir bu?

- Kedicik.

Bunun üzerine Resûlullah efendimiz ona;

- Yâ Ebâ Hüreyre, [ya’nî, Ey kedicik babası] buyurdu.

Ebû Hüreyre bundan sonra bu isimle meşhûr olup, esas ismi unutuldu.

Örtünü uzat!

Peygamberimizin yanında devamlı bulunduğu için, pek çok hadîs-i şerîf işitmiş ve rivâyet etmiştir.

Bir gün Peygamberimize demişti ki:

- Yâ Resûlallah! Senden işittiklerimi hafızamda fazla tutamıyorum.

Bunun üzerine Peygamberimiz, “Örtünü uzat!” buyurdu. O da ridâsını uzattı. Resûlullah efendimiz, ona duâ etti. İki mübârek eliyle üç defa bir şeyler saçar gibi yaptı ve, “Örtünü göğsüne sür!” buyurdu.

O da sürdü. Böylece Allahü teâlâ ona öyle bir hafıza ihsân etti ki, işittiği hiçbir şeyi unutmadı. Ömrü de uzun oldu. Çok hadîs-i şerîf rivâyet etti.

Ebû Hüreyre, bilmediği ve öğrenmek istediği her şeyi, bizzat Peygamberimizden sorup öğrenmiştir.

Ebû Hüreyre, dört sene gibi bir zaman içerisinde, gece-gündüz Resûlullahın huzûrundan ayrılmamış, bütün işini, gücünü bırakmış, hep Peygamberimizin buyurduklarını dinleyip, ezberlemiştir. Hattâ günlerce aç kaldığı hâlde, dîni öğrenme gayretiyle buna katlanmıştır. Bu husûsta kendisi şöyle anlatmıştır:

“Bir gün açlığa dayanamıyarak evimden çıkıp mescide gittim. Günlerce bir şey yememiştim. Oraya varınca, bir grup Eshâbın da orada olduğunu gördüm. Yanlarına varınca dediler ki:

- Bu saatte niçin geldin Yâ Ebâ Hüreyre?

- Açlık beni buraya getirdi.

- Biz de açlığa dayanamıyarak buraya geldik.

Bunun üzerine hep birlikte Resûlullahın huzûruna gittik. Huzûruna varınca, buyurdu ki:

- Bu saatte buraya gelmenizin sebebi nedir?

- Açlık yâ Resûlallah!

Niçin onu da yemedin?

Peygamber efendimiz bir tabak hurma getirdi. Hepimize ikişer tane hurma verdi. Ben birini yedim, birini sakladım. Resûlullah bana buyurdu ki:

- Niçin onu da yemedin?

- Birini anneme ayırdım.

- Onu da ye, sana annen için iki tane daha vereceğiz.

Sonra annem için iki tane daha verdiler.”

Hz. Ebû Hüreyre şöyle anlatır: “Bir gün Resûlullah efendimize bir kâse süt hediye getirildi. Ben o gün çok açtım. Resûlullah efendimiz bana buyurdu ki:

- Git Eshâb-ı Soffayı çağır!

Sen de iç!

Çağırmaya gittim. Giderken, “Bu sütün hepsi bana ancak yeter” diye hatırımdan geçti. Eshâb-ı Soffayı çağırdım, yüz kişi kadar vardı. Resûlullah efendimizin emri üzerine, o süt kâsesini alıp her birine ayrı ayrı verdim. Hepsi doyasıya içti. Resûlullahın mu’cizesi olarak süt hiç eksilmiyordu. Sonra Resûlullah efendimiz buyurdu:

- Ben ve sen kaldık, sen de iç!

Ben de biraz içtim. Tekrar, “İç!” buyurdular. Tekrar içtim. İçtikçe, “İç” buyurdular. O kadar içtim ve doydum ki, artık hiç içecek hâlim kalmadı. Sonra da kâseyi alıp, Resûlullah efendimiz de içti.”

Hz. Ebû Hüreyre, Müslüman olduktan sonra, annesinin de Müslüman olmasını çok istiyor, bunun için çok uğraşıyordu. Fakat bir türlü muvaffak olamıyordu. Bu husûsta şöyle anlatmıştır:

“Bir gün Peygamberimizin huzûruna gidip dedim ki:

- Yâ Resûlallah! Annemi İslâma da’vet ediyorum, bir türlü kabûl etmiyor. Bugün de Müslüman olmasını söyledim. Bana hoş olmayan sözlerle karşılık verdi, kabûl etmedi. Hidâyete kavuşması için duâ buyurunuz.

Bunun üzerine Resûlullah efendimiz, “Allahım Ebû Hüreyre’nin annesine hidâyet ver!" diye duâ buyurdu. Duâyı alınca sevinerek eve gittim. Eve varınca annem, “Yâ Ebâ Hüreyre, ben Müslüman oldum” dedi ve Kelime-i şehâdeti söyledi. Ben sevincimden yerimde duramıyordum. Tekrar Resûlullahın huzûruna koştum, sevincimden ağlayarak annemin Müslüman olduğunu müjdeledim. Dedim ki:

- Yâ Resûlallah! Annemi ve beni mü’minlerin sevmesi için, bizim de müminleri sevmemiz için duâ ediniz.

Resûlullah efendimiz, “Allahım, şu kulunu ve annesini mü’min kullarına, mü’minleri de onlara sevdir” buyurarak duâ etti. Artık beni bilen ve gören her mü’min sevdi.”

Âhıret azığı

Hz. Ebû Hüreyre, Peygamberimizden bizzat öğrendiği din bilgilerinin ve işittiği hadîs-i şerîflerin, İslâm dünyasına yayılması husûsunda çok büyük hizmet yapmıştır. Her Cum’a günü namazdan önce hadîs-i şerîf dersleri verirdi. Hadîs-i şerîf öğrenmek için gelenler onun etrafında toplanırlardı. Onun ders meclisi pek geniş olup, birçok kimse ondan ilim öğrenip, ilimde yükselmiş ve hizmet etmiştir.

İbâdetlerde çok ihtiyatlı hareket ederdi. Hep abdestli bulunur ve “Resûlullah, Abdestli olan vücut a’zâsına Cehhennem ateşi dokunmaz, buyurdu” derdi.

Hz. Ebû Hüreyre, ölümü yaklaştığında ağlamıştı. Sebebi sorulunca demişti ki:

- Âhıret azığının azlığından ve yolculuğun zorluğundan.

Şakya Eshahi şöyle rivâyet etmiştir: “Bir defasında Medîne’ye Ebû Hüreyre’yi ziyâret için gelmiştim. Ebû Hüreyre, Resûlullahın kıyâmet gününe dâir bir hadîs-i şerîfini rivâyet ederken, birdenbire feryât edip, kendinden geçti. Bir müddet sonra kendine gelince, neden böyle yaptığını sordum. Dedi ki:

- Kıyâmet günü için Resûlullah efendimiz buyurdu ki:

"Kıyâmet günü, Allahü teâlânın insanları hesâba çekeceği gündür. Kur’ân-ı kerîme, O’nun emirlerine uyanlar makbûl olup, uymayanlar cezâlandırılacaktır. Kur’ân-ı kerîmi bilip okuyan, öğrenip öğretenlerden amel etmeyenlerin vay hâline!.."

Bana nasib eyle

Kur’ân-ı kerîmde insanlara emirler vardır. Fakîri himâye etmek, sadaka vermek, akrabayı ziyâret etmek... Bunların hepsini yerine getirmek gerekir. İşte bunun için kıyâmet gününden korkarım.”

Ömrünün son günlerinde, 678 yılında hastalandı. Hastalığını duyanların ziyârete gelmesiyle büyük bir kalabalık toplandı. Bu hastalığı sırasında, “Allahım sana kavuşmayı seviyorum. Bunu bana nasîb eyle” demiştir.

Ebû Hüreyre şöyle anlatır:

Biri Resûlullah efendimize gelerek dedi ki:

- Ey Allahın Resûlü, kime iyilik edeyim?

Peygamber efendimiz buyurdu ki:

- Annene.

- Sonra kime?

- Annene.

- Sonra kime?

- Annene.

Adam tekrar, “Sonra kime?” diye sordu. Peygamber efendimiz bu sefer, “Babana” buyurdu.

Biri, Ebû Hüreyre’ye dedi ki:

- İlim öğrenmek isterim, fakat sonra kaybederim diye korkuyorum.Bunun üzerine Ebû Hüreyre şöyle cevap verdi:

- Asıl ilmi kaybetmek, bu düşünce ile onu öğrenmemektir.

Dostlarımı sevdin mi?

Ebû Hüreyre buyurdu ki:
<...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ebu Hüreyre
« Posted on: 29 Nisan 2024, 09:22:10 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ebu Hüreyre rüya tabiri,Ebu Hüreyre mekke canlı, Ebu Hüreyre kabe canlı yayın, Ebu Hüreyre Üç boyutlu kuran oku Ebu Hüreyre kuran ı kerim, Ebu Hüreyre peygamber kıssaları,Ebu Hüreyre ilitam ders soruları, Ebu Hüreyre önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes