> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Sahabe Hayatından Tablolar  > Sa d İbn Ubade
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sa d İbn Ubade  (Okunma Sayısı 731 defa)
04 Ağustos 2011, 17:37:02
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 04 Ağustos 2011, 17:37:02 »



SA'D İBN UBADE

 

Ensar'ın  sancağının taşıyıcısı

Sa'd İbn Muaz zikredilsin de onunla birlikte Sa'd İbn Ubâde zik-redılmesın, bu  olamaz...

Onlar Medine halkının liderleriydi...

Sa'd İbn Muâz, Evs'in,

Sa'd İbn Ubade ise Hazrec'in lideriydi.

Her kişi de erkenden müslüman olmuşlar, Akabe biatına katılmış­lar, itaatkâr, inançlı ve ihlâslı birer asker olarak Resûlüllah'la (s.a.v.j birlikte yaşamışlardı...

Belki Sa'd İbn Ubâde, bütün Ensar arasında, Kureyş'in Mekke'de müslümanlara reva gördüğü işkenceden payını alan tek kişiydi!...

Kureyş'in Mekke'de oturanlara işkence etmesi tabii idi...

Fakat Medine'den bir adamın, sadece bir adam değil, büyük bit liderin böyle bir işkenceye maruz  kalması, hastı.

Bunun sebebi şöyledir: Akabe biati gizlice yapılıp Ensar yolculu­ğa hazır hale geldikten sonra Kureyş, Ensar'ın biatini ve Resûlüllah'la, Es.a.v.) onunla ve onun arkasından şirk ve karanlığın güçlerine karşı durdukları  Medine'ye hicret konusunda anlaştıklarını öğrendi...

Kureyş deliye döndü ve yolda gitmekte olan kafileyi kovalamaya başladı. Nihayet kafiledekilerden Sa'd İbn Ubâde'ye yetişti. Müşrik­ler onu yakaladılar. Ellerini hayvanının yularıyla boynuna bağlayıp Mekke'ye götürdüler. Orada, onu dövmek ve istedikleri işkenceyi yapmak için etrafında toplandılar...

Kureyş'ten sığınma hakkı isteyip sığınanları uzun zaman koruyan,

yaptıkları ticarete karışmayan ve onlardan birisi Medine'ye gittiğinde sadece   İbnu   Ubâde'ye ağırlayan, Medine'nin en  ileri  gelen zatlarından birisi  olan  Sa'd  İbn Ubâde'ye böyle mi davramlacaktı?.

Onun ellerini bağlayıp dövenler kendisini ve kavmi arasındaki yerini bilmiyorlardı...

Fakat, eğer bilselerdi, acaba onu serbest bırakırlar mıydı?. Onlar müslüman olan Mekke ileri gelenlerine de işkence etme­mişler miydi?.

O günlerde Kureyş delirmişti. Cahiliyye döneminin bütün imti­yazlarının, hakkın balyozları altında ezilmeye hazırlandığını görüp kin ve intikamlarını kusmaktan başka bir çare tanımıyorlardı...

Müşrikler  anlattığımız gibi   sopa ve zulümle Sa'd İbn Ubâde'-nin başına üşüşmüşlerdi...

Hikâyenin  geri kalanını  bırakalım da Sa'd anlatsın:

«— ...Vallahi artık ellerine düşmüştüm. Çünkü Kureyş'li bir grup

tepeme  dikilmişti.  Aralarında  temiz yüzlü, beyaz ve uzun boylu  bir

adam vardı.

Kendi kendime: Eğer bunlardan birinde hayır varsa bunda vardır, dedim...

O adam yanıma gelince elini kaldırıp bana bir tokat patlattı...

Yine kendi kendime; tamam vallahi, bundan başka hiçbirinde ha­yır yok, dedim!.

Aralarında çekiştirirlerken, onlardan birisi beni evine götürdü ve şöyle dedi: 'Vah sana! Daha önce, Kureyş'ten himaye ettiğin birisi yok mu?'.

Ben de: 'Var, Cübeyr İbn Mut'îm'in gönderdiği tacirieri himaye edi­yordum ve onları memleketimde onlara zulmetmek isteyen kimseler­den koruyordum. El-Harîs İbn Harb İbn Ümeyye'yi de ben himaye edi­yordum' dedim.

O adam: 'O iki kişinin adını bir daha söyle ve onlara yaptığın hi­mayeyi anlat, dedi.' Anlattım.

Adam o iki zatın yanına gidip onlara: 'Kendilerinin adlarını söyle­yen ve aralarındaki himayeden bahseden Hazredi birisinin Mekke'de dövülmekte olduğunu  söyledi...'

O iki zat ona adımı sordular. O da Sa'd İbn Ubâde, dedi. Onlar: 'Vallahi, doğru dediler ve gelip onların elinden kurtardılar.' Sa'd, daha işin başlangıcında karşılaştığı bu zulümden sonra Mek­ke'den ayrıldı. Böylece Kureyş'in savunmasız, iyiliğe, hakka ve barışa davet eden bir topluluğa karşı ne kadar acımasız olduğunu da öğren­miş oldu...

Bu zulüm onun azmini biledi ve kendini Resûlüllah'a (s.a.v.) asha-ba ve İslâm'a yardıma adamaya karar verdi:..

Resûlüllah (s.a.v.) Medine'ye hicret eder. Ondan önce ashabı hic-ret eder...

Sa'd mallarını muhacirlerin hizmetine verdi..

Sa'd doğuştan ve irsi olarak cömertti...

O, cahiîiyyedeki cömertliğinin ünü bütün ünlerden yaygın o Ubâde, îbn Duleym ve İbn Harîse'ydi...

Sa'd'ın İslâm'daki cömertliği onun güçlü ve sağlam imanının delil lerinden birisiydi...

Raviler onun bu cömertliği hakkında şöyle demişlerdir:

- Sa'd'ın tabağı Peygamberin (s.a.v.) bütün odalarında dqyordu...»

Yine şöyle demişlerdir:

«— Ensar'dan bazıları bîr, iki veya üç muhacirle evlerine giderlerdi.

Sa'd İbn Ubâde ise sekiz kişiyle giderdi!..» İşte  bunun için, Sa'd  Rabbinden daima  iyiliğini ve rızkını artır masını isterdi...

O şöyle derdi:

«— Allah'ım az bana lâyık değildir ve ben de ona lâyık deği

İşte bu yüzden o, Resûlüllah'ın (s.a.v.) kendisine yaptığı şu duaya lâyıktı:

«— Allah'ım! Salâvatını ve rahmetini Sa'd İbn Ubâde'nin ailesi üzerine kıl...»

Sa'd İslâm'ın hizmetine sadece servetini değil, gücünü ve maha-retini de vermişti.

O çok iyi ok atardı. Resûlüllah'la (s.a.v.) birlikte çıktıkları savaş­larda onun tam bir fedaisiydi...

İbn Abbas  (r.a.) şöyle der:

«— Resûlüllah'ın (s.a.v.)  bütün savaşlarında  iki  sancağı vardı.

Muhacirlerin sancağı  Ali İbn  Ebî Talib'teydi...

cağı da, Sa'd İbn libâde'deydi

Katılığın bu güçlü şahsın karakteri olduğu görülür.

O, Hakk'ta katıydı...

Kendisi için hakk gördüğü şeyde sebat etmede katıydı...

Yapılması gereken bir şeyin açıkça ilân edilmesine inandığında dalkavukluğu, yapmaya karar verdiğinde de kimseye hoş görünmeyi bilmezdi...

İşte bu katılık veya aşırılık, Ensar'ın büyük liderini lehine olanlar­dan ziyâde, aleyhine olan davranışlara sevketmiştir...

Mekke'nin fethi günü Resûlüllah (s.a.v,) onu, müslüman ordusun­dan bir birliğe  komutan yapmıştı...

O, mukaddes beldenin kapılarını görür görmez şöyle haykırdı: «— Bugün kahramanlık günüdür... Bugün haram helâl  kılınır...»

Ömer  İbnu'l-Hattab  onun  sözlerini  duyunca hemen Resûlüllah'a (s.a.v.) koştu ve şöyle dedi: «— Ya Resûlellah!.

Sa'd İbn Ubâde'nin söylediğini dinle...

Kureyş içinde onun bir taşkınlık yapmasından emin değiliz...»

Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.) Hz. Ali'ye, ona yetişip elinden sancağı almasını ve onun yerine komutan olmasını emretti...

Sa'd, Mekke'nin, muzaffer İslâm ordusuna teslim olup boyun eğ­diğini görünce mü'minlerin ve birgün kendisinin üzerine yağdırdığı bütün  işkence çeşitlerini  hatırladı.

Bütün günâhları, 'Lâ ilahe illallah' demek olan zayıf kimselere kar­şı Mekke halkının açtığı savaşları hatırlayınca katılığı onu, Kureyş'in başına gelen sevinmeye ve büyük fetih gününde onları tehdide sevketmişti...

Bu katılık veya başka bir deyişle Sa'd'ın karakterinin bir parça­sını meydana getiren bu aşırılık onu Saklfe [1] günündeki bilinen ye­rinde durdurmuştur...

Peygamber'in (s.a.v,) vefatından hemen sonra, Resûlüllah'ın (s.a.v.) halifesinin Ensar'dan olmasını söyleyerek Benî Said'e Sakife'sinde En-sar'dan bir grup onun etrafında toplandı...

Resûlüllah'm (s.a.v.) halifesi olmak ona sahip olanlar için dünya­da ve ahirette bir şerefti...

Bu bakımdan Ensar'dan olan bu grup, onu elde etmek istemişti...

Fakat, Resûlüllah (s.a.v.) hastalığı esnasında Hz. Ebû Bekir'in arka­sında namaz kılmıştı. Sahabe Resûlüllah'ın [s.a.v.) başka olaylarla da teyîd etmiş olduğu Ebû Bekir'i imam yapma olayından, halîfenin «ma­ğaradayken ikinin ikincisi» olan Ebû Bekir olduğunu anlamıştı...

Diyoruz kî: Oniar, Ebû Bekir'in halifeliğe başkasından daha lâyık olduğunu anlamışlardı.

Böylece Ömer Îbnu'l-Hattab [r.a.) bu görüşteydi ve onu savundu. Yine Sa'd İbn Ubâde (r.a.) başka bir görüşteydi ve onu savundu. İşte bu görüş Resûlüllah'ın (s.a.v.) ashabından bir çoğunu red ve inkâr maka­mında olan bu tavrı takınmaya sevketmişti.

Ancak Sa'd îbn Ubâde bu tutumuyla samimi bir şekilde kara ve ahlâkını yansıtıyordu...

O  anlattığımız gibi  kanaatinde sebat etmede çok katı, açık ol­mada çok inatçıydı...

Huneyn savaşından az önce Resûlüllah'ın [s.a.v.) huzurundaki tu­tumu onun bu huyuna delâlet etmektedir...

Müslümanlar bu savaşı muzaffer olarak bitirdiklerinde, Resûlüllah (s.a.v.) savaş ganimetlerini müslümanlara taksim etmeye başladı. O gün, kalpleri İslâm'a ısındırılmak istenenlere özel bir ilgi gösterdi. Çün­kü onlar kısa süre önce İslâm'a girmiş olan eşraftı. Resûlüllah (s.a.v.) gösterdiği bu ilgiyle, savaşa katılanlardan ihtiyaç sahibi olanlara ver­diği gibi onların da kalplerini  kazanmayı  düşünmüştü.

Ama sağlam müslümanlan müslümanlıklanna havale edip onlara bu savaşta elde edilen ganimetlerden hiçbir şey vermemişti.

Resûlüllah'ın (s.a.v.) verdiği hediye  sadece hediye  herkesin çok arzu ettiği bir şerefti,..

Savaş ganimetleri müslümanların geçimlerinin ona dayandığı önemli bir geliri teşkil ediyordu...

Böyle olunca,1 Ensar devamlı şunu soruyordu: Resûlüllah (s.a.v.) haraç ve ganimet paylarını onlara niçin vermemişti?.

Ensar'ın şairi Hassan İbn Sabit şu şiiri söylemiştir: «Resûl'e git ve onu insanlar sayıldığı zaman, mü'minler için gü­venilenlerin en hayırlısı de.

Uzakta olduğu halde, bir kavmin önüne geçirilip, niye Süleym ter­cih ediliyor? Onlar barındırdılar ve yardım ettiler. Savaş ateşi tu­tuşmuşken hidâyet dinine yardım ettikleri için Allah onları Ensar diye adlandırdı...

Onlar Allah yolunda koştular, felâket ve musibetlere göğüs ger­diler. Yüz çevirmediler ve bıkıp usanmadılar». Hz. Peygamberin (s.a.v.) ve Ensar'ın şairi olan Hassan bu beyit­lerde Ensar'ın çektiği sıkın...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sa d İbn Ubade
« Posted on: 25 Nisan 2024, 08:39:23 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sa d İbn Ubade rüya tabiri,Sa d İbn Ubade mekke canlı, Sa d İbn Ubade kabe canlı yayın, Sa d İbn Ubade Üç boyutlu kuran oku Sa d İbn Ubade kuran ı kerim, Sa d İbn Ubade peygamber kıssaları,Sa d İbn Ubade ilitam ders soruları, Sa d İbn Ubadeönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes