Konu Başlığı: Süleyman Nazif´e Gönderen: Ekvan üzerinde 20 Aralık 2009, 00:22:27 Süleyman Nazif´e "Rûhum benim oldukça bu îmanla berâber Üç yüz sene, dörtyüz sene, beş yüz sene bekler." Malta-Süleyman Nazif Beş yüz sene bekler mi? Nasıl bekliyeceksin? Rûhun da asırlarca bu hüsrânı mı çeksin? Karşımda duran dehşeti - gûyâ - edip îmâ, "Hüsran"deyiverdim, hani, birdenbire, amma, Mahşer gibi âfâkımı sarmış zulümâtın, Teşrîhine kâmûsu yetişmez kelimâtın! Kaç yüz senedir bekliyoruz, doğmadı ferdâ; Artık yetişir çektiğimiz leyle-i yeldâ. Bir nefha-i rahmet de mi esmez? diye, sînem, Yandıkça, semâdan boşanıp durdu cehennem! Lâkin, bu alev selleri artık dinecektir; Artık bize nâr inmeyecek, nûr inecektir. Ey, tek karagün dostu, bu hicran-zede yurdun! Sen milletin âlâmını dünyâya duyurdun, En korkulu günlerde o müdhiş kaleminle... Takdîs ederiz nâmını... Lâkin, beni dinle: Azmin, emelin heykel-i zî-ıûhu iken, dün, Bilmem ki, bugün, ye´se nasıl oldu da, düştün? Çoktan beridir bekledi... Bekler... diye, millet, A´sâra mı sürsün bu sefâlet, bu mezellet? İslâm ilinin sâde esâret mi nasibî? Sen, yoksa, unuttun mu o mâzî yi mehîbi? Etrâfa bakıp sarsılacak yerde ümîdin, Vicdânını, îmânını bir dinlemeliydin. Garb´ın ebedî gayzı ederken seni me´yûs, "İslâm´a göz açtırmayacak, dersen, o kâbûs" Mâdâm ki Hakk´ın bize va´dettiği haktır, Şark´ın ezelî fecri yakındır, doğacaktır. Hiç bunca şehîdin yatarak gövdesi yerde, Deryâ gibi kan sîne-i hilkatte tüter de, Yakmaz mı bu tûfan, bu duman, gitgide Arş´ı? Hissiz mi kalır lücce-i rahmet buna karşı? İsyan bize râci´se de, bir böyle temâşâ, Sığmaz sanırım, adl-i İlâhîsine, hâşâ! İslâm´ı, evet tefrikalar kastı, kavurdu: Kardeş, bilerek bilmeyerek kardeşi vurdu. Can gitti, vatan gitti, bıçak dîne dayandı; Lâkin, o zaman silkinerek birden uyandı. Bir gör ki: Bugün can da onun, kan da onundur; Dünyâ da onun, din de onun, şan da onundur. Bin parça olan vahdeti bağlarken uhuvvet, Görsen, ezelî râbıta bir buldu ki kuvvet: Saldırsa da kırk Ehl-i Salîb ordusu, ko1 kol, Dört yüz bu kadar milyon esîr olmaz, emîn ol. |