๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Safahat => Konuyu başlatan: Ekvan üzerinde 20 Aralık 2009, 00:01:50



Konu Başlığı: Şark
Gönderen: Ekvan üzerinde 20 Aralık 2009, 00:01:50
Şark



Musallat, hiç göz açtırmaz da Garb´ın kanlı kâbûsu,

Asırlar var ki, İslâm´ın muattal, beyni, bâzûsu.

"Ne gördün, Şark´ı çok gezdin?" diyorlar: Gördüğüm; Yer yer,

Harâb iller; serilmiş hânümanlar; başsız ümmetler;

Yıkılmış köprüler; çökmüş kanallar; yolcusuz yollar;

Buruşmuş çehreler; tersiz alınlar; işlemez kollar;

Bükülmüş beller; incelmiş boyunlar; kaynamaz kanlar;

Düşünmez başlar; aldırmaz yürekler; paslı vicdanlar;

Tegallübler, esâretler; tehakkümler, mezelletler;

Riyâlar; türlü iğrenç ibtilâlar, türlü illetler;

Örümcek bağlamış, tütmez ocaklar; yanmış ormanlar;

Ekinsiz tarlalar; ot basmış evler; küflü harmanlar;

Cemâ´atsiz imamlar; kirli yüzler; secdesiz baçlar;

"Gazâ" nâmıyle dindaş öldüren bîçâre dindaşlar;

Ipıssız âşiyanlar; kimsesiz köyler; çökük damlar;

Emek mahrûmu günler; fikr-i ferdâ bilmez akşamlar!..



Geçerken, ağladım geçtim; dururken, ağladım durdum;

Duyan yok, ses veren yok, bin perişan yurda başvurdum.

Mezarlar, âhiretler, yükselen karşında dûrâdûr;

Ne topraktan güler bir yüz, ne göklerden güler bir nûr!

Derinlerde gelir feryâdı yüz binlerce âlâmın;

Ufuklar bir kızıl çenber, bükük boynunda İslâm´ın!

Göğüsleyip hırlayıp durmakta, zincirler daralmakta;

Bunalmış kalmış üç yüz elli milyon cansa gırtlakta!

***

İlâhî! Gördüğüm âlemi insâniyyetin mehdi?

Bütün umrânı târîhin bu çöllerden mi yükseldi?

Şu zâirsiz bucaklar mıydı vahdâniyyetin yurdu?

Bu kumlardan mı, Allâh´ım, nebîler fışkırıp durdu?

Henüz tek berk-ı îman çakmadan cevvinde dünyânın,

Bu göklerden mi, yâ Rab, coştu, sağnak sağnak edyânın?

Serendib´ler şu sâhiller mi? Cûdi´ler bu dağlar mı?

Bu iklîmin mi İbrâhîm´e yol gösterdi ecrâmı?

Harem´ler, Beyt-i Makdis´ler bu topraktan mı yoğruldu?

Bu vâdiler mi dem tuttukça bîhûş etti Dâvûd´u?

Hirâ´lar, Tûr-i Sînâ´lar bu âfâkın mı şehkârı?

Bu taşlardan mı, yer yer, taştı Rûhullâh´ın esrarı?

***

Cihanın Garb?ı vahşet-zar iken, Şark?ında Karnak?lar,

Herem?ler, Sedd-i Çin?ler, Tak-iKisra?lar, Havernak?lar,

İrem?ler, Sur-i Babil?ler sema-pema değil miydi?

O maziler, İlahi, bir yıkık rüya mıdır şimdi?

Ne yapsın, na-ümid olsun mu Şark?ın intibahından,

Perişan ruhumuz, haib dönerken bar-gahından?

Bu haybetten usandık biz, bu hüsran artık elversin!

İlahi! Nerde bir nefhan ki, donmuş hisler ürpersin,

Serilmiş sineler, kabusu artık silkip üstünden,

?Hayat elbette hakkımdır!? desin, ?dünya? değil! Derken?