> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Edebiyat Eserleri > Safahat > Ahiret Yolu
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ahiret Yolu  (Okunma Sayısı 1154 defa)
28 Aralık 2009, 00:08:37
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 28 Aralık 2009, 00:08:37 »



Ahiret Yolu





Sokakta sâde bir "âmîn!" sadâsıdır gidiyor:

Mahalle halkı birikmiş, imam duâ ediyor.

Basık bir ev; kapının iç yanında bir tâbût,

Başında çınlayan âvâzı dinliyor, mebhût;

Denildi: "Fâtiha!´; âmîni kestiler bu sefer,

Göğüsler inledi, derken, açık duran eller,

Hazîn alınları bir kerre okşayıp indi;

Deminki zemzemeler bir zaman için dindi.

Duyuldu sonra imâmın nidâ-yı mağmûmu,

Diyordu:

- Söyleyin Allâh için şu merhûmu,

Nasıl bilirsiniz ey müslümanlar?

- İyi biliriz!

-Yarın huzûr-i İlâhîde toplanıp hepiniz,

Bu yolda hüsn-i şehâdet edersiniz ya?

- Evet!

- İmâm efendi, helâllık da iste, merhamet et...

- Helâl edin hadi öyleyse şimdi hakkınızı.

- Helâl edin hadi bekletmeyin adamcağızı!



Cemâatin yüreğinden kopup "helâl olsun!"

Nidâ-yı saffeti, birden cenâze, ah-ı derûn,

Misâli uğradı evden; fezâda yükseldi

İçerde başladı bir cûş-i nevhadır şimdi;

Baş örtüsüyle kadınlargözüktü pencereden:

-Bıraktın öyle mi, en sonra kardeşim, bizi sen!

-Yıkıldı dostlar evim, barkım... Ah gitti kocam!..

-Dayım melek gibi insandı; ben nasıl yanmam!

-Tamam otuz senedir komşuyuz da bir kerre,

Kızıp da "ey!" demiş insan değildi, hemşîre!

-Zavallı Remziye! Boynun büküldü evlâdım...

-Babam ne oldu?

-Baban... Öldü.

-Etme Ayşe Hanım,

Bu söylenir mi ya? Hicrân olur zavallı kıza...

Ayol, şu öksüzü bir parçacık avutsanıza...

Açın da cumbayı etrâfa baksın ağlamasın...



Göründü cumbada baktım ki tombalak, sanşın,

Sevimli bir küçücek kız... Beiinde ancak var.

Donuk yanakları üstünde parlayan yaşlar,

Zavallının eriyen ruh-i bî-günâhı idi.

Benim o mersiye yâdımda ağlıyor ebedî.



Sefine pâre ki sırtında mevc-i bî-hissin,

Yüzer... Önünde ademden nişâne bir engin,

Çeker durur onu sâhil-cüdâ açıklarına;

Bakar mı bir taşın üstünde durmuş ağlıyana?

Cenâze dûş-i cemâatte çalkalandıkça,

O tahta pâreye benzerdi, düşmüş emvâca.

Nasıl duyar ki uzaklarda inleyen kadını?

Nasıl görür ki yetîmin huruş eden yaşını?

Bu hây ü hûy-i kıyâmet-nümûn içinde söner,

Samîm-i hilkati sûzân eden enîn-i beşer.



Değilmiş öyle geniş nâlenin hudûdu meğer:

Sokak bitip dönülürken kesildi mâtemler.

O tahta pâre-i câmid, o iğbirâr-ı samût,

Güzer-gehindeki eşbâhı bir mehîb sükût

İçinde haşr ederek dalgalarla seyrediyor;

Zemîne bakmıyor artık semâ deyip gidiyor.



Bu mahmilin neye sık sık değişsin efrâdı?

Suâli fikre büyük bir hakîkat anlattı:

Evet bekâ ezecek cism-i zâr-ı fânîyi,

Vücûd çekmiyecek ömr-i câvidânîyi,

Bu bâr-ı müdhişin altında titreyip dizler,

Dayanmıyor üç adımdan ziyâde dûş-i beşer!

Ağır ağırgidiyorken cenâze kâfilesi,

Nihâyet oldu musallâ birinci merhalesi.

Çıkınca üstüne son minberin hatîb-i memât,

Açıldı dîde-i im´âna perde perde hayât.



Senin en son serîrindir şu bî pervâ uzanmış taş;

Ki nermin hâb-gâhından çıkar, bir gün vurursun baş!

Elinden yok halâs imkânı, mâdâme´l-hayât uğraş...

O, mutlak sedd-i râhındır, aşılmaz.. Muktedirsen aş!´



Musallâ: Müncemid bir mevcidir eşk-i yetîmânın;

Musallâ: Ahıdır, berceste, mâtem-zâr-ı dünyânın;

Musallâ: Minber-i teblîğidir dünyâda, ukbânın;

Musallâ-: Ders-i ibrettir durur pîşinde, irfânın.



Bu minberden iner nâsûta en müdhiş hakîkatler,

Bu yerden yükselir lâhûta en hâlis kanâ´atler.

Civârından geçer zulmette bî pâyan hayâletler:

Kefen-ber-dûş geçmişler, kalan üryan sefâletler!



Babam, kardeşlerim, evlâdım, annem... Belki bunlardan

Muazzez bildiğim kıymetli birçok yâr-ı can el´ân

Bu taştan atfeder zanneylerim dünyâya son im´ân...

Benim rûhum bu heykelden duyar hâmûş bin efgân!



Serîr-i saltanatlar devrilir, alt üst olur dünyâ;

Müşeyyed bürc ü bârülar düşer bir bir, bu taş hâlâ,

Zamânın dest-i tahrîbiyle, durmuş, eyler istihzâ;

Bütün mevcûda hâkim bir adem timsâlidir gûyâ.



Namaz kılındı; duâ bitti. Kârban, yoluna

Düzüldü taht-ı memâtın girip birer koluna.

Yarım sâat henüz olmuştu. Yolcular durdu;

Demek ki; komşusu dünyânın âhiret yurdu.

Cenâze indi omuzdan yavaş yavaş, sonra,

Sokuldu servilerin ortasında bir çukura,

Atıldı üstüne üç beş kürek kemikli çamur

Kabardı toprağın altında bir an, bir ur!

Evet, çıban, ki yatan duymuyorsa dehşetini,

Dönün de arkadakinden sorun fecâ´atini·

Sükûn içinde uyurken şu bir yığın toprak

İlel´ebed o küçük rûh çırpınıp duracak!...

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ahiret Yolu
« Posted on: 26 Nisan 2024, 02:55:16 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ahiret Yolu rüya tabiri,Ahiret Yolu mekke canlı, Ahiret Yolu kabe canlı yayın, Ahiret Yolu Üç boyutlu kuran oku Ahiret Yolu kuran ı kerim, Ahiret Yolu peygamber kıssaları,Ahiret Yolu ilitam ders soruları, Ahiret Yoluönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes