๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Safahat => Konuyu başlatan: Ekvan üzerinde 28 Aralık 2009, 00:10:14



Konu Başlığı: Acem Şahı
Gönderen: Ekvan üzerinde 28 Aralık 2009, 00:10:14
Acem Şahı





Bu merdi ki mülk-i seraser zemin

Neyerzed ki huni çeked ber zemin

Sa?di


Gürz-i girân-ı zulmünü ey kanlı nâsiye;

Eyvân-ı zer-cidâına as ziynetin diye!

Al kanlı bir kefenle donat hayme-gâhını,

Canlarla yak meçâil-i mâtem- penâhını!

Makberlerin hufeyre-i muzlim-dehanları,

Dendân-ı gayz u kahra şebîh üstühanları

Yâd eylesin mezâlimini tâ ebed senin,

Ey cephesi, kitâbesi bin kanlı medfenin!

Ey bir hayâle tuhfe kılan bin hakîkati,

Ey âhenîn eliyle kazıp kabr-i milleti,

Nûr-i hayât ufuklarını herc ü merc eden

Meyyitlerin izâmı gibi târumâr eden!

Ey hâdimi serâçe-i mâtem feşanların!

Rah,r-ı akûr-i zulmüne pâmâl olanların

(*) Bu manzûmeyi Midhat Cema1 ile beraber yazmıştık. Bu birinci parça onun, aşağıda gelecek ikinci parça benimdir.



Gül-gonce-i mezân mıdır tâc-ı devletin?

Tutmuşsa da avâlim-i efkân şöhretin,

Zannetme ki hükûmetinin efseriyledir.

Sa´dî´lerin mezâr-ı çemen-ber-seriyledir...

Sa´dî´lerin mezârı, evet, bir avuç türâb...

Tahtınsa bir cihan ki senin âsüman-meâb!

Lâkin o kabre bence fedâ taht ü efserin...

Makber-güzîn olup da sükût eyliyenlerin

Feryâd-ı vâpesînine değmez bu velvelen...

Mudhik gelir nigâh-ı temâ,râma hâilen!

Bin mülkü, milleti yok eden pençe-i felek,

Bir şahsı şüphesiz ebedî kılmamak gerek.

Mâzî ki işte makbereler mâverâsıdır,

Milletlerin haziyre-i zair-cüdâsıdır

Atfeylesen nigâhını ka´r-ı zalâmına;

Milletlere gözün ilişir na´ş nâmına!

Dârâ´ların o nâsiye-i târumârını,

Ecdâdının izâmını, çökmüş mezârını

Pîş-i nigâh-ı ibretine al da bir düşün...

Çoktur bu rütbe dağdağa bir kabza hâk için!

İklîmler alan o muazzam Napolyon´un

Bir hufredir kazandığı şey. İşte bak onun

En son serîri makbere-i mâtemîsidir,

Akreplerin nedîmi, yılanlar enisidir!

Yer kalmamış sarây-ı muallâna bak utan:

Mâtem-sarâylarla dolu sâha-i vatan!

Emr-i cihan-mutâı bu dünyâyı râm eden

Eslâfının -bugün düşünürsek -değil iken

Toprak dolan dehenleri feryâda muktedir,

Hâlâ senin bu velvele-i nahvetin nedir?





Riyâset be-dest-i kesânî hatâst

Ki ez destiŞan-i desthâ ber Hudâst

Sa´dî
Bu müdhiş velvelen İrân´ı dâim inletir sanma.

"Muzaffersin!" diyen sesler bütün hâindir, aldanma.

Zafer yâb olduğun kimdir? Düşün bir kerre, millet mi?

Adâlet isteyen bir kavmi vurmak gâlibiyyet mi?

Nasîbin yok mudur bir parça olsun âdemiyyetten?

Nasıl aldırmıyorsun yükselen feryâda milletten?

Emîn ol bunca mazlûmun yüreklerden kopan âhı,

Tependen indirir elbette bir gün lâ´netu´llâhı!

Sığınmış olduğun şevket-sarây-ı zulmü pek muhkem

Hayâl etmektesin... Lâkin ne bârûlar, ne müstahkem

Penâh-ı bî-amanlar, heybet-i Kahhâr-ı Mutlak´la,

Kökünden devrilip bir anda yeksân oldu toprakla!

O, bir çok memleket vîrân edip yaptırdığın eyvan

Harâb olmaz mı? Kabristâna dönmüşken bütün İran?

Evet, İrân?ı kabristâna döndürdün, helâk ettin;

Kefen yaptın girîbân-ı ümîdi çâk çâk ettin!

"Bütün dünyâ için bir damla kan çoktur" diyorlar, sen,

Şu ma´sûm ümmetin seller akıttın hûn-i pâkinden!

Yüzünden perde-i temkîni artık kaldırıp attın:

Ne mâhiyyet, nasıl fıtrattasın, dünyâya anlattın!

Livâü´1-hamd-i hürriyyet iken İslâm için gâyet,

Nedir pâmâl-i istibdâdın olmak öyle bir râyet?

Kazak celbeyleyip tâ Rusya´dân sâdâtı çiğnettin;

Yezîd´in rûhu şâd olsun... Emînim çünkü şâd ettin!

Şehâmet gösterip binlerce Beytullâh´ı bastırdın;

Şecâat arz edib birçok ricâlullâhı astırdın!

Ne Allah´tan hayâ ettin, ne Peygamber´den âr ettin:

Devirdin kâ´be-i ulyâ-yı dîni, hâk-sâr ettin!

Hamâset perverân-ı kavmi tuttun bir bir öldürdün,

Umûmen Şark´ı ağlattın, umûmen Garb´ı güldürdün..

Hayır, hiçbir gülen yok, sızlıyor Garb´ın da vicdânı,

Görüp ecsâd-ı mazlûmîne meşher hâk-i İrân´ı!

O Sâ´dî´ler, o Hâfız´lar, o Firdevsî, o Râzî´ler,

Gazâlî?ler, o Kutbüddin, o Sa?düddin, o Kâdîler.

Yetiştirmiş; o Örfi´nin, o birçok şems-i irfanın

Ziyâsindan tenevvür eylemiş iklîmi dünyânın,

Bugün makhûr-i nâdânîsidir bir fırka haydûdun!

Nedir pinhân olan esrârı bilmem, bunda Ma´bûd´un.

Hayır, Ma´bûd´a ircâında yoktur bunların ma´nâ:

Yataklık eylemez cânîye -hâşâ- bir zaman Mevlâ.

Şehâmet perverâ, Şâhâ! Zaman, bî-dâdı kaldırmaz;

Hatâ etmektesin şâyed diyorsan "Kimse aldırmaz."

Bu istibdâda artık bir nihâyet ver ki: İstikbâl

Karanlık derler amma işte pek meydanda: İzmihlâl!


Konu Başlığı: Ynt: Acem Şahı
Gönderen: Sefil üzerinde 15 Haziran 2010, 23:59:39
kardeşim allahrazı olsun