๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Sabredenler ve Şükredenler => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 18 Temmuz 2010, 16:57:27



Konu Başlığı: Şükür Allahın Kulu Üzerinde Bir Hakkıdır
Gönderen: Zehibe üzerinde 18 Temmuz 2010, 16:57:27

بســـم الله الرحمن الرحيم
 
 
Şükür Allah'ın Kulu Üzerinde Bir Hakkıdır
 
 
Allah Tebareke ve Teala'nın kulu üzerinde iki çeşit hakkı vardır, kul hiçbir zaman bunlardan ayrılmaz.

1 - Birincisi, Allah'ın emirleriyle yasaklarıdır ki, bunlar tamamiyle Allah'ın kulu üzerindeki haklarıdır.

2 - İkincisi, Allah'ın kuluna vermiş olduğu nimetlerinin şükrüdür.

Allah Teala, nimetlerine şükredilmesini ve emirlerinin yerine getirilmesini kulundan ister.

Kula vacip olan, üzerinde Allah'ın nimetlerinin devamlı bulunduğunu, o nimetlerin şükürden aciz olduğunu, Allah'ın affına ve mağfiretine muhtaç olduğunu, Allah kendisine yardım etmediği takdirde helak olacağını bilmesidir.

Kul Allah'ın dininde ne kadar alim olursa, üzerinde vacip olanı daha mükemmel görür. Kusurunun daha büyük olduğunu anlar.

"Din", yalnız açık haramları terk etmekten ibaret olmayıp, haramları terk etmekle birlikte, Allah katında sevimli olan emirlerin hepsinin yapılmasından ibarettir.

Alimlerden bir çokları Allah indinde sevimli olan emirlerden ancak bütün insanların ortak oldukları emirleri yaparlar. Mesela, cihad etme, iyilikleri emretme, kötülükleri yasaklama, Allah için, Resulü için ve Allah'ın kulları için nasihat etmek, Allah'a ve Allah'ın dinine, kitabına ve Resulüne yardım etmek, işte bunlar vacipdirler. Bunları yapmaları şöyle dursun, bunları yapmamayı isteme hatırlarından bile geçmez.

Allah katında insanların din bakımından en zayıfı en buğuzlusu -her ne kadar dünyayı terkedip kendisini ibadete verse bile- bu vacipleri terkedenlerdir. Alimler içerisinde Allah'ın yasakları çiğnendiğinde Allah için yüzleri kızarıp ta gazaba gelenler, Allah'ın dinine yardım etme yolunda mallarını harcayanlar, pek azdır.

Ebu Ömer ve başkaları zikretmiştir ki:

"Allah Teala, meleklerden bir meleğe bir şehri yere batırmasını emretmiş. Melek de:

"Ya Rabbi! onlar arasında zahid ve abid olan falan kimse vardır" demiş. Allah Teala:

"Evvela onunla başla ve onun sesini bana işittir. Çünkü hiçbir zaman, onun, bana isyan edilirken yüzü buruşmadı." buyurmuştur.