> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Çeşitli Konularda Eserler > Sabredenler ve Şükredenler >  Şükrün Faziletli
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Şükrün Faziletli  (Okunma Sayısı 1797 defa)
18 Temmuz 2010, 17:05:12
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 18 Temmuz 2010, 17:05:12 »



بســـم الله الرحمن الرحيم

 
2. Şükrün Faziletli ve Üstün Olduğunu İddia Edenlerin Delilleri

 
 
Şükrün daha üstün olduğunu iddia edenler, sabrın daha üstün olduğunu iddia edenlere şöyle demişlerdir:

"Siz, haddinizi aşdınız. Aşağı derecede bulunan sabır makamını, kendisinden üstün derecede bulunan şükür makamının üzerine geçirdiniz. Böyle yapmakla vesileyi gaye ve maksad üzerine ve başkasından dolayı yapılması istenilen şeyi, bizzat yapılması istenilen şey üzerine ve kamil olan bir ameli daha mükemmel olan bir amel üzerine ve faziletli olan bir şeyi daha faziletli olan bir şey üzerine takdim etmiş oldunuz.

Bundan dolayı şükrün tam hakkını vermediniz. Halbuki Allah Teala, mahlukatından talebettiği şükr'ü kendi zikrine yakın kılarak bunların her ikisini de mahlukatından istemiştir. Sabır, bunlara giden bir yoldur ve bunların hizmetçisi ve yardımcısıdır.

Nitekim Allah Teala:

"Siz beni zikredin ki, ben de sizi anayım. Bana şükredin, nankörlük etmeyin" (Bakara/152) buyurmuştur.

Yine Allah Teala Hazretleri şükrü, imana yakın kılıp, insanlar şükreder ve iman ederlerse, onlara azap etmek için bir garazı bulunmadığını haber vererek:

"Eğer siz şükreder, iman ederseniz, Allah size ne diye azap etsin. Yani siz yarat dışınızdaki gaye ve maksadı bilerek şükreder ve iman ederseniz, bunları yaptıktan sonra Allah size ne diye azap etsin" (Nisa/147) buyurmuştur.

Yine Cenab-ı Hak, kulları arasından şükredenlere, lutûf ve ihsanını tahsis etmiş olduğunu haber vererek:

"Bazılarını bazılarıyla imtihan ettik ki, (Kureyş'in ileri gelenleri), "bunlar mı, Allah'ın aramızdan lutfûna layık gördüğü kimseler?" dediler. Allah şükredenleri daha iyi bilen değil midir?" (En'am/53) buyurmuştur.

Allah Teala Hazretleri, insanları, şükredenler ve nankörler (küfredenler) olmak üzere iki kısma ayırmış ve en çok buğuz ettiği varlıkların kafirler olduğunu ve en çok sevdiği varlıkların da şükredenler olduğunu haber vermiştir. Allah Teala, insan hakkında:

"Biz ona yolu gösterdik. İster şükreden (mü'min) olsun, ister nankör (kafir) olsun" (İnsân/3) buyurmuştur.

Yine Allah Teala, Süleyman aleyhisselam'dan haber vererek:

"Süleyman, bu Rabbimin fazlındandır. Beni imtihan için ki, bakalım şükür mü edeceğim, yoksa küfran-ı nimet mi? Kim şükrederse ancak kendi nefsi için şükreder. Kim de nankörlük ederse, bilsin ki, Rabbım onun şükrüne muhtaç değildir. Kerimdir" (Neml/40).

Diğer bir ayette de:

"Ve Rabbinizin şöyle söylediğini bir düşünün, And olsun eğer siz şükrederseniz elbette size (nimetimi) artırırım. Fakat nankörlük ederseniz, muhakkak ki, benim azabım çok şiddetlidir." (İbrahim/7).

Başka bir ayette de:

"Eğer küfrederseniz, bilmiş olun ki, Allah sizden müstağnidir. Size muhtaç değildir. Ama kulları için küfre razı olmaz. Eğer şükrederseniz, sizin hesabınıza ona razı olur." (Zümer/7) buyurmuştur.

Kur'an-ı Kerimin bir çok yerinde, şükrün karşısında zıddı olan küfür zikredilmiştir.

Nitekim Allah Teala Hazretleri:

"Muhammed, peygamberden başka bir şey değildir. Ondan önce bir çok peygamberler gelmiş geçmiştir. O ölür veya öldürülürse, siz hem geriye mi döneceksiniz? (yani tekrar kafir mi olacaksınız?) her kim ardına dönerse, iyi bilsin ki, Allah'a asla bir zarar getirecek değildir. Allah, şükredenleri mükafatlandıracaktır. (Al-i İmran/144) buyurmuştur.

Şükredenler iman nimeti üzerine sebat edip geriye dönmemiştirler, yani kafir olmamışlardır. Cenab-ı Hak nimetin artmasını şükre bağlamıştır. Şükrün nihayeti olmadığı gibi Allah'ın nimetinin de nihayeti yoktur.

Allah Teala, zengin kılmayı, duayı kabul etmeyi, rızık vermeyi, mağfiret etmeyi ve tevbeyi kabul etmeyi dilemesine bağladığı halde şükrün mükafatını kesin olarak vereceğini vaad etmiştir.

Zengin kılmada;

"Allah dilerse, sizi yakında fazlından zengin kılar" (Tevbe/28).

Duayı kabul etmede;

"O da dilerse bertaraf edilmesine yalvardığınız belayı kaldırır" (En'am/41)

Rızık vermede;

"Allah dilediğine hesapsız rızık verir" (Bakara/ 212).

Mağfiret etmede;

"Doğrusu Allah, kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz, ama ondan aşağısını, dilediği kimseler için, bağışlar" (Nisa/48).

Tevbeyi kabul etmede;

"Allah dilediğine tevbe nasip eder" (Tevbe/15).

Şükrün mükafatını vermede;

"Şükredenlere ise muhakkak mükafat vereceğiz"

ve başka ayette de:

"Allah şükredenleri mükafatlandıracaktır." (Al-i İmran/144-145). buyurmuştur.

Allah'ın düşmanı İblis, makamların en büyüğü ve en yücesi olan şükür makamının kadrini ve kıymetini bilince insanları onun yolundan men etme hususunda var kuvvetiyle çalışacağını haber vererek:

"Sonra onlara, önlerinden arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Sen de çoğunu şükredici bulamayacaksın" (Araf/17) demiştir.

Allah Teala, kullarından şükredenlerin az bulunduğunu beyanla:

"Kullarım içinde şükreden azdır" (Se'be/13) buyurmuştur.

İmam Ahmed'in rivayetine göre;

Ömer b. Hattab (r.a.): bir kimsenin:

"Allah'ım beni azlardan kıl" dediğini işitmiş,

O da: "Bu azlar kimlerdir?" diye sormuş.

O da: "Ey mü'minlerin emiri Allah Teala'nın:

"Zaten Nuh'un beraberinde bulunan az bir kimseden başkası da iman etmemişti" (Hud/40),

Yine diğer bir ayette de:

"Kullarım içinde şükredeni azdır" (Se'be/13),

Yine başka bir ayette de:

"Yalnız iman edip salih amel işleyenler müstesna. Ama onlar da pek azdır" (Sad/24) buyurduğunu duymadın mı?" diye cevap vermiş.

Bunun üzerine Ömer (r.a.): "Doğru söyledin" demişti.

Allah Teala, yeryüzündeki bütün insanlara, iki defa, gönderdiği peygamberini şükretmesi dolayısıyla överek:

"Ey Nuh ile beraber gemiye yüklediğimiz kimselerin soyundan gelenler Şüphesiz Nuh, çok şükreden bir kul idi" (İsra/3) buyurmuştur.

Bu ayet-i kerimede Nuh (a.s.)'un zikredilerek tahsis edilmesinde ve insanlara onun zürriyeti olmalarıyla hitap edilmesinde, ona uyulacağına işaret vardır. Çünkü Allah Teala, mahlukatını tufanda suya gark ettikten sonra onun zürriyetinden başka nesil bırakmamıştır.

Nitekim Cenab-ı Hak:

"Nuh'un zürriyyetini, baki kalanların ta kendileri yaptık" (Saffat/77) buyurmuş ve zürriyetine, şükürde babalarına benzemelerini emretmiştir. Çünkü Nuh (a.s.) çok şükreder bir kul idi.

Allah Teala, kendisine şükredenin ancak ibadet ettiğini ve şükretmeyenin ibadet ehlinden olmadığını haber vererek,

"Eğer yalnız Allah'a tapıyorsanız O'na şükredin" (Bakara/ 172) buyurmuştur.

Allah Teala Musa Aleeyhisselam'a, kendisine verilen peygamberliği, risaleti ve kelâmı, şükretmekle almasını emrederek,

"ya Musa! Ben seni risaletimle ve kelâmımla insanların üzerine seçkin kıldım. Şimdi sana şu verdiğimi al da şükredenlerden ol!" (Araf/144) buyurmuştur.

Akıl baliğ olan insana Allah Teala'nın ilk vasiyeti, Kendisi'ne, anne ve babasına şükretmesi olduğunu tavsiye ederek:

"Biz, insana, ana babasını (gözetmesini) tavsiye ettik. Anası onu çile üstüne çile ile taşıdı (doğum sancıları ve doğum acısı çekti). Sütten kesilmesi de iki sene (müddetli) dir. Ve insana dedik ki, Bana ve anana babana şükret, dönüşün ancak banadır." (Lokman/14) buyurmuştur.

Yine Cenab-ı Hak rızasının kendisine şükretmekde olduğunu haber vererek:

"Eğer şükrederseniz sizin hesabinize ona razı olur" (Zümer/7) buyurmuştur.

Yine Allah Teala Hazretleri nimetlerini şükreden İbrahim Halilullah'ı methederek:

"Muhakkak İbrahim, Allah'a itaat eden ve hakka yönelen (başlıbaşına) bir ümmetti (önderdi). O hiçbir zaman müşriklerden olmamışdı. Allah'ın nimetlerine şükredici idi. (Allah) onu seçmiş ve doğru yola hidayet buyurmuştu" (Nahl/ 120-121) buyurdu.

Yani, Allah Teala, İbrahim Halilullah'ın kendisine hayırda uyulan önder olduğunu, Allah'a devamlı taat ve ibadette bulunduğunu, yalnız O'na yönelip başkalarından yüz çevirdiğini haber vermiş, sonra bu sıfatlarla muttasıf olmasını Allah'ın nimetlerine şükredici olmasıyla bitirerek şükrü, Halilullah'ın gayesi ve maksadı kılmıştır.

Allah Teala Hazretleri, kullarını yaratmaktaki gayesinin de şükretmeleri olduğunu haber vererek:

"Allah, sizi analarınızın karnından öyle bir halde çıkardı ki hiçbir şey bilmiyordunuz. Size kulaklar, gözler ve kalpler verdi ki, şükredesiniz" (Nahl/78)

diğer bir ayette de:

"And-olsun ki, Bedir savaşında siz düşkün bir durumda iken, Allah sizi muzaffer kıldı. O halde Allah'dan korunun ki, şükredesiniz" (Al-i İmran/123) buyurmuştur.

Ayet-i kerimedeki, "şükredesiniz" kavli kerimi, onları muzaffer kılmasının ve onlara takvayı emretmesinin illeti olabilir. Allah Teala'nın mahlukatını yaratmaktaki ve onlara emretmekteki hikmeti şükretmeleridir.

Nitekim, Allah Teala Hazretleri: emrinin ve peygamber göndermesinin gaye ve hikmetini açıklayarak:

"Nitekim size içinizden bir peygamber gönderdik. O, size ayetlerimizi okuyor, sizi şirkten temizliyor, size kitabı ve hikmeti öğretiyor ve size bilmediğiniz şeyleri öğretiyor. O halde siz, beni zikredin ki ben de sizi anayım. Bana şükredin nankörlük etmeyin" (Bakara/151-152) buyurmuştur.

Şükür bizzat murad edilirken sabır başkasından dolayı murad edilmektedir. Sabır, şükre götürdüğü için övülür. O halde sabır, şükrün hizmetçisidir.

Buhari ile Müslim'de sabit olduğuna göre, Allah Resulü (namaz kıldığı vakit) ayakları patlıyacak derecede ayakta dururdu. Kendisine:

"Sen niye böyle yapıyorsun? Halbuki ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Şükrün Faziletli
« Posted on: 28 Mart 2024, 11:29:36 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Şükrün Faziletli rüya tabiri, Şükrün Faziletli mekke canlı, Şükrün Faziletli kabe canlı yayın, Şükrün Faziletli Üç boyutlu kuran oku Şükrün Faziletli kuran ı kerim, Şükrün Faziletli peygamber kıssaları, Şükrün Faziletli ilitam ders soruları, Şükrün Faziletli önlisans arapça,
Logged
31 Ocak 2012, 18:34:48
laçin

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 18


« Yanıtla #1 : 31 Ocak 2012, 18:34:48 »

Allah razı olsun bilgiler için çok şükür her halimize
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Yolumuz olsada tüm bayır..
Vardır bundada bir hayır..
23 Mayıs 2013, 15:33:20
Kayin

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 380


« Yanıtla #2 : 23 Mayıs 2013, 15:33:20 »

Şükür nimeti ise mal mevki, makam, çocuk, zevce ve benzeri nimetlerden daha büyüktür. rabbim her daim şükür ehli olanlardan olmayı nasip eylesin...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes