> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Çeşitli Konularda Eserler > Sabredenler ve Şükredenler > Şükreden Zenginlerin Üstün Olduklarını
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Şükreden Zenginlerin Üstün Olduklarını  (Okunma Sayısı 1149 defa)
16 Temmuz 2010, 19:12:18
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 16 Temmuz 2010, 19:12:18 »




بســـم الله الرحمن الرحيم
 
  
Şükreden Zenginlerin Üstün Olduklarını İleri Sürenlerin Kitaptan, Hadis-i Şerifden ve Eserlerden Delilleri

 
Şükreden zenginlerin üstün olduğunu iddia edenler dediler ki:
 
"Ey sabreden fakirlerin üstün olduğunu iddia edenler, bizim üzerimize delillerin süvarilerini ve piyadelerini sürdünüz. Biz biliyoruz ki, sizin yanınızda bu delillerden daha çok delil bulunmaktadır. Fakat siz delilleri çok uzatmayıp çok kısaltmayıp orta bir yol tuttunuz.

Bu delillerin şükreden zenginlerin değil de, sabreden fakirlerin üstün olduğuna hükmeden deliller olduğunu zannettiniz.

Bizi vermiş olduğunuz mahkemeye, biz de sizi vereceğiz. Sermayenizi arzettiğiniz zata biz de sermayemizi arz edeceğiz. Hiç bir zaman yanlış tartmayan şeriat ve akıl terazisinde bizim ve sizin delillerinizi tartacağız.

Buna göre sabreden fakirlerle şükreden zenginlerden hangisinin üstün olduğu ortaya çıkmış olacaktır.

Fakat aranızdan;

- Sabreden ve samimi olan fakirlere benzemeye çalışan, onların elbisesini giyen, aslında da dünyaya en çok düşkün olan, fakirlikten ve sabırdan çok uzak bulunan, ama fakirliğini açıklayıp, dünyaya karşı hırsını gizleyen,

- Rabbinden gafil olan nefsine ve hevasına uyan, ahiret işlerinde kusur eden, fakir kıyafetinde görünmeyi sanat edinen sahtekarları ve isteyerek değil de fakirliğin zoruyla sabretmeye mecbur olan fakirleri,

- ALLAH'ı ve ahireti sevdiği için değil de başka çaresi bulunmadığı için zühd ve takva sahibi görünen fakiri,

- Fakirliğinden razı olmayıp sözüyle ve haliyle Rabbine şikayette bulunan fakirleri,

- Verilirse razı olup verilmediği takdirde kızan fakiri,

- Dünya için içi yanıp tutuşan fakiri,

- Dünyada insanların en fakiri olduğu halde dünyayı en çok seven fakiri,

- Dünya onu bıraktığı halde dünyayı bırakmayan fakiri, aranızdan çıkarınız.

Biz de, aramızdan,

- Devamlı malını çoğaltmaya çalışanı,

- Kimseye bir kuruş vermiyeni,

- Malına sımsıkı sarılıp ondan yalnız kendisi istifade edeni,

- Malı arttıkça sevinip eksilince üzüleni,

- Mal sevgisi kalbini kaplamış olanı,

- Dünyayı elde etmek için kalbi yanıp tutuşanı,

- Kendisinden malını hayır yolunda harcaması istenildiğinde malından pek az verip de geri kalanda kaya gibi direteni,

- Kendi nefsine başkasını tercih etmeye davet edildiğinde kaçan sahtekar zenginleri çıkaralım.

Gerçekten sabreden fakirlerle gerçekten şükreden zenginler imanlarıyla ve halleriyle ALLAH'a ve ahirete doğru yarış yaptıkları gibi, ALLAH'a yakın olmak için amelleriyle ve mallarıyla da yarış yaparlar.

Bunların kalpleri ALLAH için çarpmaktadır. Düşünceleri ALLAH'a ulaşmak için yarışmaktadır. Zenginler fakirlere bakarlar, onların iyi amelde kendilerini geçtiklerini görünce onlara yetişmek için gayret gösterirler. Fakirler zenginlere bakarlar, onların ALLAH yolunda mallarını harcadıklarını görünce onlara erişmek için iyi amel işlemeye, sabretmeye, zühd ve takva sahibi olmaya gayret ederler.

İşte sabreden fakirler ile şükreden zenginlerden hangisinin üstün ve derecesinin yüksek olduğu meselesinde ihtilaf edilenler bu kardeşlerimizdir.

Sahtekar fakirlerle, sahtekar zenginlere gelince;

Bunlardan her biri azabda, diğerinin altında ve ondan daha aşağıda olduğunu görür. Yardım ancak ALLAH Teala'dan istenilir.

ALLAH Teala, Kitab-ı keriminde iyi amelleri medhetmiş ve sahihlerini övmüştür. Zekat ve hayır yollarında infak, malla ALLAH yolunda cihad etmek, mücahidleri teçhiz etmek, muhtaçlara yardım etmek, köleleri azad etmek, açlık zamanında yemek yedirmek gibi, iyi ameller ancak zenginlikle yapılır.

Fakirin sabrı nerede, ölmek üzere bulunan fakire yardım edip, onu kurtaran ve onu sevindiren zengin nerede.

Fakirin sabrı nerede, malıyla ALLAH dinine yardım ederek kelime-i tevhidi yükselten ve düşmanları kahreden zenginin faydası nerede.

Ebu Zer (r.a.)'in fakirlik üzerine sabrı nerede, ALLAH uğrunda azab edilenleri alıp azad eden ve İslam dinine yardım için malını harcayan Ebu Bekir Sıddık'ın şükrü nerede.

Nitekim Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):

"Ebu Bekir (r.a.)'in malının bana fayda verdiği gibi hiçbir kimsenin malı bana fayda vermemiştir" buyurmuştur. (İbn-i Mace, Müsned-i Ahmed)

Ehli Suffe'nin sabrı nerede, malının büyük bir kısmını hayır yolunda harcayan Osman b. Affan (r.a.)'ın şükrü nerede.

Hatta Osman (r. a.) Tebük savaşında askere yardım ettiğinde, Resulullah  (sallallahu aleyhi ve sellem):

"Bu günden sonra ne yapsa Osman'a zarar vermez" buyurduktan sonra:

"Ey Osman! ALLAH senin gizli ve aşikar yapmış olduklarını affetmiştir." buyurdu. (Tirmizi, Müsned-i Ahmed)

Kur'an-ı Kerime baktığımız vakit hayır yolunda mallarını harcayanların övülmesinin sabreden fakirlerin övülmesinden kat kat fazla olduğunu görürüz. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem), fakirlik halinden zenginlik haline nakledilmiştir.

Cenab-ı Hak, Resülünü daima daha hayırlı ve daha üstün olan şeye naklederdi:

"Muhakkak ahiret, senin için dünyadan daha hayırlıdır." (Duha/4) ayetinin tefsirinde:

"Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'ın her sonraki hali önceki halinden daha hayırlıdır", denilmiştir.

Bundan dolayı bu ayet-i kerimeyi "ileride Rabbin sana öyle ihsanda bulunacak ki, sende razı olacaksın" ayeti takib etmiştir.

Bu ayet-i kerimedeki "ihsan", Cenab-ı Hak'kın Resulüne hem dünyada vermiş olduğu ihsanı hem de ahiretde vereceği ihsanı içine almaktadır.

Şükür ile birlikte zenginlik ziyade bir lütuf ve rahmettir.

Nitekim Cenab-ı Hak:

"ALLAH rahmetini dilediğine tahsis eder. ALLAH büyük ihsan sahibidir" buyurmuştur.
 
 
Şükreden zenginlerin üstün olduğunu iddia edenler dediler ki:
 
 "Şükreden zenginler sabreden fakirlere sadaka vermek ve ihsanda bulunmak suretiyle onları destekledikleri için onların taat ve ibadet etmelerine sebeb ve yardımcı olmaktadırlar.

Bundan dolayı zenginler hayır yolunda mallarını sarf etmek ve ALLAH'a taat ve ibadet etmekle kazandıkları ecirlerine ziyade olarak fakirlerin ecirlerinden büyük bir ecir de kendilerine verilir.

Nitekim "Sahih-İbn-i Huzeyme"de Selman-ı Farisi (r a.)'den rivayet edildiğine göre; Selman demiştir ki;

"Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Ramazan ayını zikrederek;

"Her kim bir oruçluya ramazan ayında iftar yemeği yedirirse, günahları affedilir, cehennemden azad edilir, kendisine oruçlunun sevabı kadar sevap verilir. Oruçlunun ecrinden de bir şey eksilmez" buyurmuştur.

Şükreden zengin, hem kendi orucunun ecrini, hemde iftar yemeği yedirdiği fakirin ecri kadar ecir almıştır. Şükreden zenginin sadakasının üstünlüğü olmasaydı diğer amelleri ile övünemezdi.

Nitekim Ömer b. Hattab (r.a.) demiştir ki;

"İyi ameller övündükleri vakit sadaka "Ben sizin en üstününüzüm" demiştir."

Sadaka kul ile ateş arasında bir perdedir. İhlaslı ve gizli olarak sadaka veren kimse, kıyamet gününde arşın gölgesinde gölgelenecektir.

Ukbe b. Amir'den rivayet edildiğine göre, Ukbe demiştir ki;

"Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem);

"Sadaka ALLAH rızası için tasadduk edenlerin kabirlerinin hararetini söndürür. Kıyamet gününde mü'min sadakasının gölgesinde gölgelenecektir" buyurmuştur. (Taberani.)

Yine Ukbe demiştir ki:

"Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):

"(Kıyamet gününde) her kişi, insanlar arasında hüküm verilinceye kadar sadakasının gölgesinde (olacaktır)" buyurmuştur."

Ebu'l-Hayr her gün bir çörek veya bir soğan olsun sadaka verirdi.  

Muaz'dan rivayet edildiğine göre, Muaz demiştir ki:

"Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem);

"Sadaka, suyun ateşi söndürdüğü gibi günahları söndürür." buyurmuştur. (Tirmizi, İbn-i Mace, Müsned-i, Ahmed).

Beyhaki'de rivayet edildiğine göre, Enes (r.a.) demiştir ki;

"Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem);

"Sadaka vermeye koşun, çünkü bela, sadakanın üstünden atlayamaz" buyurmuştur.

Buhari ile Müslim'in Ebu Hüreyre (r.a.)'den rivayet ettiklerine göre, Ebu Hüreyre (r.a.) demiştir ki:

"Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem);

"Her kim helal kazancından hurma tanesi değerinde bir şey tasadduk ederse (zaten) ALLAH helaldan başkasını da kabul buyurmaz. ALLAH bu helal sadakayı yeminiyle alarak da dağ kadar büyük oluncaya kadar sizden birinizin tayını yahut sütten kesilen deve yavrusunu büyüttüğü gibi büyütür" buyurmuştur.

Beyhaki'nin rivayetinde;

"Hatta (sadaka olarak verilen) bir hurma veya bir lokma Uhud dağından daha büyük olur" ziyadesi vardır.

Muhammed b. el-Münkedir demiştir ki;

"Aç bir müslümanı doyurmak, af ve mağfireti gerektiren iyi amellerdendir."

ALLAH Teala susuzluktan yanmış bir köpeği sulayan kimseyi af ve mağfiret ederse, müslümanlardan susayanları sulayanı, aç olanları doyuranı çıplak olanları giydireni nasıl af ve mağfiret etmez.

Nitekim Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):

"Cehennemden korunun, yarım hurma ile olsa da. Onu da bulamayan (hiç olmazsa güzel) bir sözle cehennemden korunsun" buyurmuştur. (Buhari, Müslim, Tirmizi.)

Sadaka vermeye gücü yetmeyenin güzel sözü sadakaya bedel kılınmıştır. Fakat zenginin bilfiil vermiş olduğu sadaka fakirin güzel sözünün sadaka kılınmasından aşağıdaki zikredilen şu vasıflarla üstün kı...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Şükreden Zenginlerin Üstün Olduklarını
« Posted on: 19 Mart 2024, 11:47:27 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Şükreden Zenginlerin Üstün Olduklarını rüya tabiri,Şükreden Zenginlerin Üstün Olduklarını mekke canlı, Şükreden Zenginlerin Üstün Olduklarını kabe canlı yayın, Şükreden Zenginlerin Üstün Olduklarını Üç boyutlu kuran oku Şükreden Zenginlerin Üstün Olduklarını kuran ı kerim, Şükreden Zenginlerin Üstün Olduklarını peygamber kıssaları,Şükreden Zenginlerin Üstün Olduklarını ilitam ders soruları, Şükreden Zenginlerin Üstün Olduklarını önlisans arapça,
Logged
16 Temmuz 2010, 19:14:35
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« Yanıtla #1 : 16 Temmuz 2010, 19:14:35 »

Süleyman aleyhisselam, küçük kadının çocuğun büyük kadına ait olduğunu itiraf etmesine rağmen açık karine, (çocuğu ikiye bölmesi için bıçak istediğinde hakiki annenin çocuğunun kesilmesine razı olmayacağı karinesi) ile çocuğun küçük kadının olduğuna hükmetmiş ve bu açık karine ile büyük kadının itirafının batıl olduğunu bilmiştir.

Ebu Abdurrahman demiştir ki:

Bu hadisden iki hüküm çıkarılır:

Birincisi: hakimin doğruyu meydana çıkarmak için yapmayacağı bir şeyi "yapacağım" diye söylemesinin caiz olmasına ruhsat verilmesi,

İkincisi de: aleyhine hükmedilen davalının doğruyu itiraf etmesiyle beraber hakim, karine ile hakikatin davalının itiraf ettiği gibi olmadığını anlarsa, hakimin, davalının lehine hükmetmesinin caiz olması.

Ashab-ı Kiram da gerek Allah Resulünün hayatında ve gerekse Allah Resulünden sonra karinelerle amel etmişlerdir.

Hatib b. Ebu Beltea, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'ın Mekke'yi fethetmek için hazırlık yaptığına dair Mekke'lilere bir mektup yazıp Sare isminde bir kadınla göndermişti.

Hatib'in bu mektubu Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'a vahy ile bildirilmişti. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem), Ali, Zübeyr ve Mikdad'a gidin falanca bahçede bu mektubu taşıyan kadını bulacaksınız, onu alıp yanıma getirin diye emretti.

Hah bahçesinde kadını yakaladıklarında Hz. Ali ona: "Hiç yolu yok! ya sen mektubu çıkaracaksın, veyahut da üstünü başını arayıp biz onu bulmak zorunda kalacağız" dedi. Bunun üzerine kadın çaresizce mektubu çıkarıp verdi."

Ömer (r.a.), gebe kalan kocasız bir kadına zina haddini tatbik etmişti.

Yine Ömer (r.a,), ağzında şarap kokusu bulunan sarhoşa had vurmuştu.

Cenab-ı Hak, Kuran-ı Kerimde beyan buyurduğu üzere Yusuf'un gömleğinin arkadan yırtılmış olması karinesiyle şahid Yusuf'un suçsuz olduğuna hükmetmişti.

Beni Nadir'in reisi olan Huyey b. Athab, Hukayk oğullarının hazinesini Hayber'de gizli bir yere defn etmişti. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Hayberi fethettiğinde İbn-i Ebi'l-Hukayk'a, Huyey b. Ahtab'ın hazinesinin nerede olduğunu sormuş, o da hazinenin sarf edilip tükendiğini iddia etmişti.

Fakat Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) zamanın az olması, malın çok olması karineleriyle hazinenin tükenmediğini tahmin edip, İbn-i Hukayk'ı sıkıştırmış o da, hazinenin yerini söylemişti.

Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bir kimsenin katil olduğunu daha güçlü gören karineler bulunduğu vakit, öldürülenin velileri için bizim insanımızın katili odur diye yemin edip kendi adamlarının yerine o kimseyi kısas ettirmelerine cevaz vermiştir.

Bir kimse karısının zina ettiğini iddia edip, lianda karısının aleyhine şahadette bulunup karısı lian okumayı kabul etmezse kocasının doğru söylediğine dair açık karine bulunduğu için kadın recim olunur.

Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'ın getirmiş olduğu şeriat, düşünenler için karinelerle doludur. Açık karinelerle hükmetmek, şeriatın kendisindendir. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'ın getirmiş olduğu, şeriat, kötü hakimler ile zalim idarecilerin aleyhine hüccet olduğu gibi hak ile hükmeden hakimler ile adaletle muamele eden idarecilerin de lehine hüccettir.

Yardım ancak Allah Teala'dan istenilir.

Netice olarak sabreden fakirler, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'a şükreden zenginlerden sırf öyle oldukları için daha yakın değildirler. Çünkü;

Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'a insanların en yakını onun sünnetini çok iyi bilip sünnetine uyan her kim ise odur.

Tevfik Allah'dandır.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes