๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Sabredenler ve Şükredenler => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 18 Temmuz 2010, 17:13:03



Konu Başlığı: Sabrın Fazileti Hakkında Sahabenin ve Tabiinin Sözleri
Gönderen: Zehibe üzerinde 18 Temmuz 2010, 17:13:03
بســـم الله الرحمن الرحيم
 
 
 Sabrın Fazileti Hakkında Sahabenin ve Tabiinin Sözleri
 
 
İmam Ahmed Vekil'den o da Malik b. Miğvel'den, o da Ebu Sefer'den naklen rivayet etti. Ebu Sefer dedi ki:

Ebu Bekir, (r.a.) hastalandı. Ziyarete gelenler ona:

"Sana doktor çağıralım mı? dediler.

O da: "beni doktor gördü" dedi.

Onlar da: "Peki ne söyledi?" dediler.

O da: "dilediğini yap" dedi" dedi.

İmam Ahmed dedi ki, bize Ebu Muaviye nakletti, bize A'meş, o da Mücahid'den naklen rivayet etti, Mücahid dedi ki:

Ömer b. Hattab (r.a.):

"Biz yaşamamızın en hayırlısını sabırla bulduk" demiştir.

Yine Hz. Ömer (r.a.):

"Sabırla en üstün yaşama eriştik. Eğer sabrın bir adam olduğu farzedilirse, en iyi adam olurdu" demiştir.

Ali b. Ebu Talib (r.a.):

"Dikkat edin imana nisbetle sabır bedene nisbetle baş gibidir, baş kesilince ceset ölür." Sonra sesini yükseltip:

"Dikkat edin, sabrın olmayanın imanı yoktur. Sabır tökezlemiyen bir binektir" demişti.

Hasan-ı Basri:

"Sabır hayır hazinelerinden bir hazine olup Allah Teala onu kendi katında iyi olan kuluna verir" demiştir.

Ömer b. Abdülaziz:

"Allah Teala, bir kuluna, bir nimet verip, onu ondan alıp onun yerine sabrı verirse mutlaka almış olduğu o nimetten daha hayırlısını verir" demiştir.

Meymun b. Mihran:

"Bir insan, büyük veya küçük bütün iyilikleri, ancak sabrı sayesinde elde eder" demiştir.

Süleyman b. Kasım:

"her amelin sevabı ancak sabırla bilinir" demiştir.

Nitekim Allah Teala:

"Ancak sabredenlere mükafatları hesabsız ödenecektir" (Zümer/10) buyurmuştur.

Ariflerden birinin cebinde bir kağıt parçası vardı, her zaman ona bakardı. Onda:

"Rabbinin hükmüne sabret. Çünkü sen bizim nezaretimizdesin" (Tur/48 )ayet-i kerimesi yazılıydı.

Ömer b. Hattab (r.a.):

"Sabır ile şükür iki deve farzedilse, hangisine binsem aldırmazdım" demişti.

Muhammed b. Şübrüme:

başına bir bela geldiğinde: "yaz bulutuna benzer, hemen açılır" derdi.

Süfyan b. Uyeyne:

"Onlardan da sabrettikleri için, emrimizle doğru yolu gösterecek önderler yetiştirdik" (Secde/24) ayet-i kerimesini şöyle tefsir etmiştir:

yani: "onlar her işin başı olan sabra sarıldıkları için biz de onları önderler kıldık."

Ahnef b. Kaysa;

"Hilm (yumuşaklık nedir? diye sorulmuş o da:

"hoş görülmeyen bir şeye sabretmektir." demişti."

Vehb dedi ki:

"Hikmet isimli eserde şunlar yazılıdır:

"Beyinsizliğin sonu yorulmaktır.

Hilmin sonu rahatlıktır.

Sabrın sonu zaferdir."

Urve b. Zübeyr yanında çok yakışıklı ve en güzel yüzlü olan oğlu Muhammed olduğu halde Velid b. Abdülmelik'in yanına girmişti. Çok güzel giyinmişlerdi. Velid:

"İşte Kureyş gençleri böyle olurlar" dedi ve onlara nazarı değdi.

Bunun üzerine oğlu Muhammed bir gece hiç uyumadı ve çıkıp hayvanların ahırına düştü ve hayvanlar onu öldürünceye kadar ayaklarıyla tepelediler. Daha sonra da bu sefer babası Urve'nin ayağında "yenirce" denilen bir yara çıktı.

Velid ona doktorlar gönderdi. Doktorlar muayeneden sonra Urve'ye:

"eğer ayağını kestirmezsen tüm bedenine sirayet eder ve ölürsün" dediler.

Bunun üzerine o da ayağının kesilmesine razı oldu. Doktorlar alet ile bacağını kesmeye başlayıp kemiğine dayandıklarında onun başı yastığa düştü ve bir saat baygın kaldıktan sonra ayıldı Yüzünden terler boşanıyordu, o ise tehlil ve tekbir getiriyordu. Kesilen bacağını eline alıp sağa sola çevirdikten sonra:

"Beni sana taşıtan Allah'a yemin ederim ki, seninle hiçbir harama, hiçbir günaha Allah'ın razı olmadığı hiçbir yere gitmedim" dedi.

Sonra bu bacağın yıkanıp, kokulanıp, kefenlenip, müslüman kabristanına götürülüp defnedilmesini söyledi. Bilahere Urve, Medine-i Münevvere'ye gelince ona dostları taziye, geçmiş olsun demeye geldiler. O ise:

"Bu yolculuğumuz biraz yordu bizi" deyip başka bir şey söylemedi. Sonra da:

"Medine-i Münevvere'de kalamam, çünkü ben burada musibete, gülenlerin ve nimete hased edenlerin arasında bulunmaktayım" deyip, Akik denilen yerdeki çiftliğine gitti. Hep orada oturdu.

Çiftliğe dönünce ona İsa b. Talha:

"Seni ayıplayan piçtir!, lütfen bana şu sana gelen musibetin yerini bir göster" dedi. O da, dizine kadar açıp gösterdi, bunun üzerine İsa ona:

"Vallahi biz seni güreşçi olasın diye büyütmedik. Allah Teala, aklın, dilin, gözün, ellerin ve iki ayağından biri gibi vücudunun çoğunu sana bırakmış, daha ne istiyorsun" dedi. Bunun üzerine Urve ona:

"Ey İsa, senin taziyen gibi hiç kimse beni taziye etmedi" dedi.

Doktorlar onun ayağını kesmek istediklerinde ona:

"Acıyı duymaman için sana bir şey içirelim" demişlerdi. O da:

"Allah Teala, O'nun emrine karşı geliyor muyum, sabrımı görmek için beni imtihan ediyor" demiş ve onları reddetmişti. Abdest alırken o ayağını meshederdi.

Katade dedi ki:

Bir adam Lokman aleyhisselam'a:

"Hangi şey daha hayırlıdır?" diye sordu.

O da: "peşine eza takılmayan sabırdır" dedi.

O adam: "İnsanların en hayırlısı hangisidir?" dedi.

O da: "Kendisine verilene razı olan kimsedir" dedi.

O adam: "İnsanların en alimi kimdir?" dedi.

O da: "İnsanların ilmini kendi ilmine katan kimsedir" dedi.

"Mal hazinesi mi, yoksa ilim hazinesi mi daha hayırlıdır?" denildi.

O da: "Sübhanallah! Alim mü'minin yanında bir hayır istenirse bulunur, yanında hayır bulunmazsa nefsini kötülüklerden men ve muhafaza eder, mü'mine nefsini menetmesi yeter" dedi.

Hassan b. Ebu cebele:

"Derdini yayan kimse sabretmemiş olur" dedi.

İbn-i Ebi'd Dünya bunu merfu hadis olarak rivayet etmiştir. Doğru ise manası: "derdini insanlara şikayet eden sabretmemiş olur, Allah'a şikayet ederse sabrına zarar vermez" demek olur.

Yine Hassan b. Cebele:

"Güzel bir sabırdır" (Sabrun Cemil) ayet-i kerimesini şöyle tefsir etmiştir:

"Kendisinde şikayet bulunmayan sabırdır." Bunu İbn-i Ebi'd Dünya merfu hadis olarak rivayet etmiştir.

Mücahid:

"Güzel bir sabırdır" ayeti hakkında: "Kendisinde sızlanma olmayan sabırdır" demiştir.

Katade:

"Kederinden gözlerine ak düştü gamını yutuyordu" ayet-i için:

"üzüntüsünü yutuyor ve hayırdan başka bir şey söylemiyordu" demiştir.

Yahya b. Muhtar Hasan-ı Basri'den rivayet ettiğine göre:

Hasan-ı Basri, ayet-i kerimedeki, "kezim" kelimesi, "çok sabreden" manasınadır, demiştir.

Katade, ise; "kezim" kelimesi, "üzüntüsünü gizleyen" manasınadır, demişti.

Hasan-ı Basri:

"Allah katında iki yudumdan daha sevimli bir şey yoktur.

Birincisi; acıklı ve üzücü bir musibetin gamını ve kederini yutup onu güzel bir şekilde savmaktır.

İkincisi; öfkeyi yutup onu hilim ve yumuşaklıkla savmaktır." demiştir.

Said b. Cübeyr:

"Sabır, kulun başına gelen musibetin Allah'dan olduğunu itiraf etmesi ve onun sevabını yalnız Allah' dan ummasıdır. Bir kimse şiddete sabrederken bazan sızlanır ama ondan sabırdan başka bir şey görülmez." demiştir.

"Kulun başına gelen musibetin Allah'dan olduğunu itiraf etmesi" ifadesi sanki:

"Biz Allah'a aitiz" ayeti kerimesini tefsirdir. Şöyle ki:

Kul kendisinin Allah'ın mülkü olduğunu, onda malikin istediği gibi tasarruf edeceğini itiraf etmesidir.

"Ve onun sevabını yalnız Allah'dan ummasıdır." ifadesi de sanki:

"Biz ancak Allah'a dönücüleriz" ayet-i kerimesini tefsirdir. Şöyle ki:

Allah'ın vadetmiş olduğu mükafatı hak etmiş olur. "O halde başına gelen bu musibetin ecrini kaybetmek musibetlerin en büyüğü ve en şiddetlisidir." demiştir.

İbn-i Ebi's-Semmak: taziyede bulunduğu bir adama:

"Sabra sarıl, ecrini yalnız Allah'dan umanlar sabredip sızlanmaktan Allah'a sığınırlar" demiştir.

Ömer b. Abdülaziz dedi k:

"Mukadderat'a razı olmak kıymetli bir makamdır. Fakat Allah Teala, sabrı güzel bir sığınak kılmıştır."

Ömer b. Abdülaziz'in oğlu, Abdülmelik ölünce, onun cenaze namazını kıldıktan sonra:

"Allah sana rahmet etsin sen benim desteğimdin ve benim yardımcımdın" dedi. insanlar ağlıyordu ama onun gözünden bir damla yaş düşmüyordu.

Mıtraf b. Abdullah'ın oğlu ölünce onu taziyeye gelenleri güler yüzle karşıladıktan sonra:

"Musibet karşısında sarsılmaktan Allah'dan haya ederim." demişti.

Ömer b. Dinar dedi ki:

"Ubeyd b. Umeyr:

"sızlanmak, gözünden yaş dökmesi, kalbin mahzun olması değildir."

Fakat asıl sızlanmak: "kötü söz söylemek ve fena zanda bulunmaktır." demiştir."

İbn-i  Ebi'd Dünya'nın anlattığına göre:

Hasan b. Azdülaziz el-Harvezi şöyle demiştir:

"Benim çok sevdiğim bir oğlum öldü. Anasına, "Allah'dan kork ve sevabını yalnız Allah'dan umarak sabret" dedim. O da, "Böyle büyük bir musibetin sevabını sızlanmakla kaybedecek kadar düşüncesiz değilim" dedi".

Yine İbn-i Ebi'd Dünya'nın naklettiğine göre:

Kureyş'ten yaşlı biri şöyle demiştir. Basra kadısı ve emiri olan Ubeydullah'ın babası Hasan b. Hüseyn ölünce, taziyeye gelenler topluca sohbet ettikleri evde aralarında:

"Bir insanın sızlandığı veya sabrettiği nasıl bilinir?" diye tartıştılar ve sonunda:

"başına musibet gelen bir kimse musibet gelmeden önce yapmış olduğu herhangi bir şeyi bırakırsa sızlanmış olur" diye ittifak ettiler.

Halid b. Ebi Osman el-Kureşi dedi ki:

"Ölen oğlum için taziyeye gelen Sait b. Cübeyr beni başım örtülü tavaf ederken gördü. Başımdan örtüyü alıp, "miskinlik sızlanmaktandır" dedi."

Fakihlerden birçoklarının:

"musibete uğrayan bir kimsenin bilinmesi için başını bir örtü ile örtmesinde bir beis yoktur. Çünkü taziye etmek sünnettir. Baş örtülmesinde, bilinip taziye edilmesi için kolaylık vardır" demeleri düşündürücüdür.

Fakihlerin bu kavillerini İbn-i Teymiye kabul etmemiştir. Şüphe yok ki Selefi Salihinden hiçbiri böyle bir şey yapmamıştır, böyle bir şey sahabe ve tabiinin hiçbirinden nakledilmemiştir. Bütün eserler bu kavli açık olarak reddetmektedir.

İshak b. Raheveyh:

"Başına musibet gelen bir kimsenin, her zaman giydiği bir şeyi terketmesi sızlanmaktandır" demiştir.

Netice olarak:

Selefi Salihin başlarına musibet gelince, musibetten önceki kıyafetlerinde herhangi bir şey değiştirmedikleri gibi yaptıkları işleri de bırakmazlardı. Çünkü musibetten önceki herhangi bir şeyi bırakmak sabra zıddır.

Allah Teala her şeyi daha iyi bilir
 


Konu Başlığı: Ynt: Sabrın Fazileti Hakkında Sahabenin ve Tabiinin Sözleri
Gönderen: Ruhane üzerinde 09 Aralık 2016, 16:56:31
Ancak sabredenlere mükafatları hesabsız ödenecektir. Rabbim iayana dusmekten korusun bizleri ..


Konu Başlığı: Ynt: Sabrın Fazileti Hakkında Sahabenin ve Tabiinin Sözleri
Gönderen: Ceren üzerinde 09 Aralık 2016, 17:46:39
Esselamu aleykum.Rabbimin bizi tabi tuttugu tum sınavları isyan etmeden atlatan ve sabir gosterip ehli iman olan ve tevekkul ile birlikte sabrin faziletine eren kullardan olalim inşallah....