> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > Risalei Halidiyye > Adâb-ı Zahire
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Adâb-ı Zahire  (Okunma Sayısı 1299 defa)
12 Ocak 2010, 18:37:43
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 12 Ocak 2010, 18:37:43 »



Adâb-ı Zahire
Allah Celle ve A´lâ´yı zikretmenin yirmi âdâbı vardır ki, bunlardan şu yedisine âdâb-ı zàhire adı verilmiştir:

1.
Abdestli olmak.

2. Yalnız bir yerde Kıble´ye karşı oturmak.

3. Sağ inciğin üzerine oturup, ayak uçlarını sol taraftan çıkartmak.

4. İstiğfar etmek.

5. Bir Fâtiha, üç İhlâs okuyup, sevabını Nakşıbendiyye silsilesinin ruhlarına hediye etmek.

6. Ervâh-ı silsileden istimdâd etmek.

7. Gözleri yummaktır.

1.Zikir Esnasında Abdestli Olmak

Zîrâ, tâat ve ibadette, nefis ve şeytanın vereceği kötü hatıraları def´e çalışmak iktizâ edecektir. Mü´minin ise şeytan ile cihadda en birinci silâhı abdestli olmaktır. Zikrullah efdal-i ibâdât olduğundan, yâni nafile ibadetlerin en faziletlisi bilindiğinden, nefis ve şeytanın tasallut edeceği pek âşikâr bir şeydir.

Abdestin ibadetlerden başka, korkulan an ve mahallerde dahi çok büyük faydaları vardır. Ashàb-ı kiramdan bir zât, evine bir haham uğradığı zaman, hemen ev halkına abdest almalarını emretmiş. Tabii, bu sırada kapıyı da biraz geç açmış. Sebebi sorulunca:

"--Cenâb-ı Hakk´ın Mûsâ AS´a, ´Korktuğun zaman abdest al ve ehline de abdest aldır; o zaman benim ahd ü emânımda olursun!´ buyurması sebebiyle, ben de sizin devlet tarafından gönderildiğinizi görünce, içime korku geldi ve derhal abdest alarak Cenâb-ı Hakk´ın himayesine iltica ettim. Senden emin olarak namaz kıldık, sonra kapıyı açtık." demiştir.

Bundan anlaşılıyor ki, eski ümmetlere de abdestli olmak tavsiye edilmiştir.

Abdest, mü´minin gerek şeytan üzerinde ve gerek sâir korkulacak yerlerde mânevî silâhıdır. Onun için dâimâ abdestli olmak lâzımdır. Hattâ tàlib-i Hak olan kişiye üç şeyi lâzım görmüşlerdir. Bunları terke müsaade yoktur:

a. Dâimâ abdestli olmak,

b.
Nisbeti muhafaza etmek,

c.
Lokmada ihtiyat etmektir. Hem helâl lokma yemek, hem de fazla tokluk olmamasına dikkat gerektir.

İbrâhim Hakkı Hazretleri´nin dediği gibi, "Az ye, az iç, az uyu; ten mezbelesinden vaz geç!" mısraı ne kadar yerinde bir sözdür.

Abdestin âdâb-ı zàhiresi ve ve bâtınesi vardır. Âdâb-ı zàhiresinden bazıları:

1)
Evvelâ helâda avret yerlerini güzelce yıkayıp, taharet bezleri ile güzelce kurulamak ve yaşlık bitinceye kadar beklemek.

2)
Abdest suyunu israf etmemek, üstüne başına sıçratmamak ve yıkamayı üçten fazla yapmamak.

3)
Kıbleye karşı sümkürmemek.

4) Kıbleye karşı oturarak abdest almak.

5)
Abdest alırken huzura dikkat edip konuşmamak.

6)
Abdestin arkasından iki rekât şükür namazı kılmak.

Abdestin âdâb-ı bâtınesinin mühimleri üçtür:


1
) Biri, abdest alırken huzur-u kalbdir. "Esnâ-yı vudûda huzur-u kalb bulunursa, namazda da huzur bulunur. Yoksa, namazda sehv olur." demişlerdir.

2)
İkincisi, abdest alan kimse tâzim ile alıp, bununla Rabbül-àlemîn´in huzurunu murad etmektir.

3)
Üçüncüsü de, bütün günahlardan tevbe etmektir.

Böyle alınan abdestler, iç ve dış temizliği için pek lâzımdır ve mûcib-i terakkîdir.

2. Hàlî Bir Yerde Kıbleye Karşı Oturmak

Şol sebebdendir ki, farz ibadetlerden gayrisinin efdal olanı gizli olanıdır. Esâsen Tarîkat-ı Nakşıbendiyye´de her halde gizli olmak efdaldir ve bu tarikatın adına Tarîk-ı Hafiyye derler. Zàhirleri halk ile, bâtınları, yâni içleri de Hak ile muamelededir. Tac ve hırka giymezler, ulemâ kisvesindedirler. Kendilerinin ehl-i tarîk oldukları ve meşâyıhtan bulundukları belli değildir. Hàrika ve keramet göstermeyi kat´iyyen arzu etmezler. Ahvâl ve amellerini dâimâ halktan saklarlar. Bu da ancak uzlet ve kimsesiz yerlerde mümkündür.

Uzletin de ibadet olduğu Efendimiz SAS Hazretleri´nin:




(Elkanâatü râhatün vel-uzletü ibâdetün) hadisleriyle bildirilmiştir ki, "Kanâat ehl-i tevhide rahat; ve halktan uzlet de ibadettir." demektir.

Hazret-i Ali KV, Rasûl-ü Ekrem SAS Hazretleri´nden, en kolay ve ind-i ilâhîde en yakın yola ve akreb tâate delâlet buyurmalarını rica ve istirhamda bulunduklarında:




(Yâ aliy, aleyke bimüdâvemeti zikrillâhi fil-halevât) "Yâ Ali, halvetlerde zikrullaha devam eyle!" buyurmuşlardır.

Zîrâ uzlet, halvet ve vahdetin en güzeli, insanların bilemeyeceği ve bulamayacağı bir yerin olması lâzımdır ve bundan kimsenin haberi olmaması gerektir. Yoksa insanların bildikleri yerlerde şöhrete vesîle olacak halvetler, uzletler, vahdetler ibadet değil, herbiri bir kabahat ve bir afet olur.



(Eş-şühretü àfetün) [Şöhret afettir.]

Bu halvet yerinin karanlıkça olması da güzel olur. Cemiyyet-i ihvân halvete mânî değildir. Onların bulunduğu yer, mekân-ı hafî demektir.

İstikbâl-i kıble; kıbleye yönelmek de bir ibadettir ve bununla da memuruz.

3. Aks-i Teverrük Tarzında Oturmak


Yâni, kadınların tahiyyatta oturduklarının aksine, sağ inciğin üzerine oturup, ayaklarını sol taraftan çıkarmaktır. Bu oturuşta ashàb-ı güzîn (Rıdvânullàhi aleyhim ecmaîn) hazarâtına müşâbehet ve hem de sûret-i meskenet vardır. Sahabe-i güzîne müşâbehetle olan ibadetin memduh ve muteber olacağı şüpheden ârîdir.

Feteşebbehû in lem tekûnû mislehüm,
İnnet-teşebbühe bil-kirâmi felâhun.

Beytin mânâsı: "Ashàb-ı kirâmı ve evliyâ-yı izâm hazarâtı gibi olamadı iseniz de, taklid etmeli, kendinizi onlara benzetmelisiniz. Zîrâ böyle büyükleri taklid mûcib-i necât ve felâhtır."



(Men teşebbehe bikavmin fehüve minhüm) "Her kim kendini hangi kavme benzetirse, o onlardandır." Onlar iyiler ise, ne âlâ... Eğer kötü kimselere benzetir ve onların yolundan giderse maazallah kötü bir âkıbete sürüklenir.

4. İstiğfar Etmek


İstiğfar, Cenâb-ı Hak´tan mağfiret talebidir ve üç mertebesi vardır. A´lâsı 25, ortası 15, ednâsı 5 keredir. Mağfiret talebi, günahlardan tevbe ve rücûa ve üzerinde haklar varsa onları ödemeye ve hasımlarıyla, hak sahipleriyle helâlleşmeye ve onları razı etmeğe bağlıdır. Yoksa, kalben fısk ve fücûra rağbetle beraber, hakları ödemedikçe ve onları razı etmedikçe, lisânen istiğfar bile bir fayda vermez ve kat´iyyen makbul olmaz. Zîrâ tevbe, bütün ibadetlerin kökü ve esasıdır. Esas olmadıkça, bina vücut bulmaz.

Tevbenin farz-ı ayın olduğu ayât-ı beyyinât ile sabittir. Ezcümle:



(Tûbû ilallàhi cemîan eyyühel-mü´minûne lealleküm tüflihûn.) [Ey mü´minler! Hep birden Allah´a tevbe ediniz ki, kurtuluşa eresiniz.] (Nur: 31)



(Yâ eyyühellezîne âmenû tûbû ilallàhi tevbeten nasûhâ, asâ rabbüküm en yükeffira anküm seyyiâtiküm ve yüdhıleküm cennâtin tecrî min tahtihel-enhâr) [Ey iman edenler! samîmî bir tevbe ile Allah´a dönün! Umulur ki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter ve sizi içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyar.] (Tahrim:



(Ve zerû zàhirel-ismi ve bâtınehû) [Günahın açığını da, gizlisini de bırakın!] (En´am: 120) âyât-ı kerîmeleri tevbenin farzıyyetine sarih delildir. Beşerden hiçbir ferd bundan müstağni olamaz. Hattâ Rasûl-ü Ekrem Efendimiz bile günde 75 kere takarrüb ve ta´lim cihetiyle istiğfar ederlerdi.

"Meàsîden tevbe ise, rücû ve hakları yerlerine vermeğe ve hasımları razı etmeğe mütevakkıftır." diye izah buyurmuşlardır.

Meàsî, bir farzın terki ile hasıl olmuş değilse ve kulların mezâlim ve haklarına taallûk etmezse, veya içki içmek, çalgı çalmak, nâmahreme bakmak, abdestsiz Mushàf-ı Şerif´i ele almak ve bid´atlere itikad etmek gibi olursa; onlardan tevbe etmek nedâmet, pişmanlık, istiğfar, tahassür ve özür dilemekle olur. Velâkin ferâizden bir farzın edâsı lâzımdır. Eğer ma´sıyetler kullara zulme taalluk ederse, onun tevbesi zulmettiğine veya onun evlâtlarına veya mirasçılarına haklarını vermesi ve helâllaşması ile olur. Vârisi mâlûm olmazsa, iş müşkül olmakla beraber hak sahibi nâmına fukarâ-i müslimîne tasadduk eder.

Hazret-i Ali KV, "Sıddîk-ı Ekber RA´dan işittim ki, Rasûl-ü Ekrem SAS Hazretleri şöyle buyurdu:



(Mâ min abdin eznebe zenben fekàme fetevaddaa ve sallâ, vestağferallàhe min zenbihî illâ kâne hakkan alellàhi en yağfira lehû; liennehû yekûlü azze ve celle fî kitâbihî: Ve men ya´mel sûen ev yazlim nefsehû sümme yestağfirillàhe yecidillàhe gafûran rahîmâ.)" demiştir.

Mânâsı: "Hiçbir kul yoktur ki, bir günah işlediğinde hemen kalkar, abdest alır, namaz kılar, o günahından dolayı Allah´tan mağfiret dilerse, Allah-u Teàlâ onu mutlaka affeder. Çünkü Allah-u Teàlâ Kur´an-ı Kerim´inde, ´Kim bir kötülük işler, yahut kendine zulmeder de sonra Allah´tan mağfiret dilerse, Cenâb-ı Hakk´ı çok affedici ve çok merhametli bulur.´ (Nisâ: 110) buyurmuşt...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Adâb-ı Zahire
« Posted on: 23 Nisan 2024, 09:33:10 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Adâb-ı Zahire rüya tabiri,Adâb-ı Zahire mekke canlı, Adâb-ı Zahire kabe canlı yayın, Adâb-ı Zahire Üç boyutlu kuran oku Adâb-ı Zahire kuran ı kerim, Adâb-ı Zahire peygamber kıssaları,Adâb-ı Zahire ilitam ders soruları, Adâb-ı Zahireönlisans arapça,
Logged
03 Mart 2019, 15:20:49
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 03 Mart 2019, 15:20:49 »

Esselamu aleykum. Her aninda allahı anan zikir eden ve zikirin adabına uyup rahmete erişen kullardan olalim inşallah. Rabbim razı olsun paylasimdan kardeşim. .
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

04 Mart 2019, 15:25:09
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.663


Site
« Yanıtla #2 : 04 Mart 2019, 15:25:09 »

Ve aleykümüsselam Rabbim bizlerin ilmini ve ibadetini artırsın Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

04 Mart 2019, 19:50:54
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.957


« Yanıtla #3 : 04 Mart 2019, 19:50:54 »

Aleyküm selam Adab ı Zahire nin birçok  metodu vardır bunları uygularsak kazançlı çıkarız inşaAllah
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes