> Forum > ๑۩۞۩๑ Fotoğraf & Resim Paylaşım Dunyası ๑۩۞۩๑ > Resimler > Resimli Konular > Umutlarını kuyuya attığın demde
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Umutlarını kuyuya attığın demde  (Okunma Sayısı 991 defa)
09 Temmuz 2010, 12:33:55
Eflaki
Gökte oturan melek
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.997


« : 09 Temmuz 2010, 12:33:55 »





Geç kaldığın yerde bir Yûsuf sözlü bekler seni


Umutlarını kuyuya attığın demde…

Umutlarını kuyuya attığın demde bin Yûsuf tesellisidir o Gülsîma…


O gül yüzlünün yüzünden kovulduğu andan sonra, hiç kimse ona bakmadı, hiç kimse onunla konuşmadı. Mekke’ye doğru yürüyen koca ordunun içinde, Ebu Süfyan ve oğlu yapayalnızdı. Geç kalmıştı… Geç kalmaya dair lügatlerde, meydanlarda, köşelerde, şiirlerde ne kadar acı söz söylenmiş ya da yazılmışsa, hepsi birden amansız arı vızıltıları gibi doluştu kulaklarına. Kaçırılmış şeylerin hepsi, ama hepsi, bir gülücük belki, bir güzel kucaklaşma, bir tatlı bakış, kardeşçe bir dokunuş omuzlarına indi.
Geç kalmışlıkların cümle pişmanlıkları alev alev cehennem olup yakasına yapıştı. Dudakları kurudu. Sesi iç çekişlerine söz olamadı utancından. Geç kalmışların, gafillerin, haksız yere unutanların, kadir kıymet bilmeyenlerin yanı başında, eşsiz bir kadirşinaslıkla suskunca bekleyen o “Ah!” sesi bile, korkup geri çekildi dudaklarından. “Ah ki, ah çekemediğime ah!” Çöllerin bile birbirine eklenerek anlatamayacağı, dağların omuz omuza verseler de güç yetiremeyeceği uğursuz bir uzaklığın beri ucunda kalakalmıştı Görmek istediğine görünmemek için saklandı önce. Saklanmak zorundaydı. Çünkü dostluğuna geciktiğine göstereceği yüzü bir “düşman” yüzüydü. Kimliğini taşıyan yüzü “sevilmeyesi” bir yüzdü, bakışını besleyen gözü “bakılmayası” bir gözdü, umutlarını besteleyen sözü “güvenilmeyesi” bir sözdü. Saklanması o yüzdendi, o gözdendi, o sözdendi. Huzuruna vardı. Yüzünü mahçup gölgelerden çıkarıp usulca onun gözlerine bıraktı. Gül yüzünün coğrafyasında başını sokabilecek daracık bir kuytuya da razıydı ama….

Gülleri güldüren o yüz çevrildi yüzünden. Yüz bulamadı. “Kardeşim!” deyip de sarılması ne büyük cennetti ona. Cennete alınmadı. Eskiden olduğu gibi aynı memeden aynı ılık sütü içer gibi mesafesiz bir yakınlıktı umduğu. “Süt kardeşi”nin dudağındaki tek bir kıpırtı dağ gibi pişmanlıkları yıkabilirdi. Kirpiklerinin ucundan yol bulacak tek bir müşfik bakış, yüreğinin bütün yangınlarına su olabilirdi. “Benden yüzünü çevirince, yüzünü çevirdiği tarafa geçtim. Yine yüzüme bakmadı, öbür tarafa çevirdi yüzünü. Utandım. Yakın uzak her şey beni sıkmaya başladı. Ne yapacağımı bilmiyordum. Ona çok sıkıntı vermiş, çok kırmıştım. O benden yüz çevirince, dostları da yüz çevirdi.” Gülücüklerimizin hepsini borçlu olduğumuz o yüz, o sabah, Ebu Süfyan bin Hâris’e dönmedi. O gül yüzlünün yüzünden dostluk görmeyi en çok istediği, en çok hak ettiği kişiydi. Amca oğluydu. Süt kardeşiydi. Çocukluk arkadaşıydı. Ne yazık ki O’nun müjdeli çağrısını ilk reddedenler arasında oldu. Bu çağrıyı O’nu dostlarını aç ve susuz bırakarak susturmak isteyen zorbaların yanında yer aldı amcasının oğlu. Daha da ileri gidip O’nu aşağılayan şiirler yazdı. O gül yüzlünün yüzünden kovulduğu andan sonra, hiç kimse ona bakmadı, hiç kimse onunla konuşmadı. Mekke’ye doğru yürüyen koca ordunun içinde, Ebu Süfyan ve oğlu yapayalnızdı. Ebubekir’e [ra] koştu önce.. Sonra Ömer’e [ra]… Cevapları aynı oldu: “Allah’ın elçisinin yüz çevirdiği kişiye ben dost olamam…” Olmadı.

Amcası Abbas’a [ra] yalvardı. “Sana yakınlık gösterirsem, onu üzmekten ve kırmaktan korkarım…” cevabı umutlarının kanatlarını kırdı. Ali’ye [ra] gitti en sonunda. Sızlandı. Sızlandı. Ali’den [ra] de çare yoktu. Utancı kaldı sadece yanında. Neden sonra, Ali [ra] yaklaştı. Çareyi fısıldadı. Çöllerin hepsini kurutan, dağları yerinden oynatan bir umuttu dudağından dökülen: “O’na arkasından yaklaş ve Yusuf’a [as] kendisini kuyuya atan kardeşlerinin en sonunda pişmanlıkla söylediğini söyle….” Geç kalan adam, yüzünden yüzünü sakınan Gül Yüzlü’ye yaklaştı. Fısıldadı. Bir ayetti nefesine sımsıcak dolanan, sesine terü taze umutlar saran: “Vallahi, Allah seni bize üstün kıldı; biz sana yaptıklarımızla hatta ettik, suçluyuz.” [Yusuf, 91] Gül yüzlü ilk defa çevirdi yüzünü süt kardeşine. Geç kalan adam ilk defa sevindi. Ama utancı daha ağırdı. Yüzü yerdeydi. Yûsuf’un [as] kardeşlerine söylediği söz yeniden ete kemiğe büründü Muhammed [asm] diye göründü, utançla kanayan kardeş yüzüne serin bir gül tesellisi olup dokundu: “Bugüne kadar yaptıklarınızdan kınanmayacaksınız. Allah sizi bağışlasın. O merhametlilerin en merhametlisidir.” [Yusuf, 92] Geç kaldığın yerde bin Yûsuf tecellisidir; umutlarını kuyuya attığın demde bin Yûsuf tesellisidir o Gülsîma…


Senai Demirci

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Umutlarını kuyuya attığın demde
« Posted on: 19 Nisan 2024, 12:58:32 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Umutlarını kuyuya attığın demde rüya tabiri,Umutlarını kuyuya attığın demde mekke canlı, Umutlarını kuyuya attığın demde kabe canlı yayın, Umutlarını kuyuya attığın demde Üç boyutlu kuran oku Umutlarını kuyuya attığın demde kuran ı kerim, Umutlarını kuyuya attığın demde peygamber kıssaları,Umutlarını kuyuya attığın demde ilitam ders soruları, Umutlarını kuyuya attığın demdeönlisans arapça,
Logged
12 Şubat 2011, 22:38:54
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« Yanıtla #1 : 12 Şubat 2011, 22:38:54 »

Neden sonra, Ali [ra] yaklaştı. Çareyi fısıldadı. Çöllerin hepsini kurutan, dağları yerinden oynatan bir umuttu dudağından dökülen: “O’na arkasından yaklaş ve Yusuf’a [as] kendisini kuyuya atan kardeşlerinin en sonunda pişmanlıkla söylediğini söyle….” Geç kalan adam, yüzünden yüzünü sakınan Gül Yüzlü’ye yaklaştı. Fısıldadı. Bir ayetti nefesine sımsıcak dolanan, sesine terü taze umutlar saran: “Vallahi, ALLAH seni bize üstün kıldı; biz sana yaptıklarımızla hatta ettik, suçluyuz.” [Yusuf, 91] Gül yüzlü ilk defa çevirdi yüzünü süt kardeşine. Geç kalan adam ilk defa sevindi. Ama utancı daha ağırdı. Yüzü yerdeydi. Yûsuf’un [as] kardeşlerine söylediği söz yeniden ete kemiğe büründü Muhammed [asm] diye göründü, utançla kanayan kardeş yüzüne serin bir gül tesellisi olup dokundu: “Bugüne kadar yaptıklarınızdan kınanmayacaksınız. ALLAH sizi bağışlasın. O merhametlilerin en merhametlisidir.” [Yusuf, 92] Geç kaldığın yerde bin Yûsuf tecellisidir; umutlarını kuyuya attığın demde bin Yûsuf tesellisidir o Gülsîma…

      Rabbim o tecelliden mahrum etmesin..Gülsimana canlarımız kurban olsun..Ey Güzeller Güzeli..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

13 Şubat 2011, 21:00:36
ihya

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 40


« Yanıtla #2 : 13 Şubat 2011, 21:00:36 »

ALLLAH c.c. razıolsun sizlerden...........
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
13 Şubat 2011, 21:14:16
Sueda

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 243


Site
« Yanıtla #3 : 13 Şubat 2011, 21:14:16 »

Uzaktan sevmek nedir?

Gidin Hz.Vahşi (r.a)'e sorun!

Görmeden sevmekten baska birşey bu!

Görmek fakat yaklaşamamak!

Bakmak ama konuşamamak!

Sadece uzaktan seyretmek ve ağlamak!

Ağladığını, sevdiğini söyleyememek!

Zor olan budur!

Görmek ama dokunmamak!....

.......Belki sen Hz. Vahşi kadar acı çekmedin: "Gözüme görünme" demişti ya ona sevdiği.....

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Lütfen Namazlarımızı Kılalım Namazlarınızı Sanal & Real Yaşam için Terketmeyiniz !!!
13 Şubat 2011, 21:38:09
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« Yanıtla #4 : 13 Şubat 2011, 21:38:09 »


  El çek tabip yaremden..Ne olur el çek..Benim bu yareme..Yar kendi gelsin..

   

   
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes