๑۩۞۩๑ Fotoğraf & Resim Paylaşım Dunyası ๑۩۞۩๑ => Resimli Konular => Konuyu başlatan: Eflaki üzerinde 02 Kasım 2010, 07:44:39



Konu Başlığı: Ümide Giden Yol
Gönderen: Eflaki üzerinde 02 Kasım 2010, 07:44:39
(http://acarkalemler.files.wordpress.com/2010/09/fbetul.jpg?w=320&h=235)

Derdi lutfedene,

   Sevgiyi yeşertene,

   Ümidi bahşedene,

   sonsuz şükürlerle;


İnsanlara teşekkür etmeyen,  Allah’a da şükretmez.* O yüzden şükürle başladım yazıya. Son zamanlarda kaybettiğimiz değerlerden biri  -hiç şüphesiz- şükür! Aklı, ilmi, sevgiyi, bize lutfedene şükretmeyi bilmiyoruz. “Niye böyle oldu?” diye çok düşündüm son günlerde. Nedenleri doğru yerlere sormaya çalışarak ve sorgulayarak  cevabı aramaya çalıştım.

Hiçbir şeyin aslı gibi algılanmadığı modern(!)  dünyada insan üstüne saldıran hayata karşı bir tepki göstermek zorunda kaldı. Çoğu insan bu tepkiyi -manevi değerler ile maddi değerler arasında  keskin bir yol ayrımına girdiğinde- manevi değerleri diğerinin uğrunda  feda ederek gösterdi. Bu da “yüksek değerlerin sesini duymamak” gibi bir değer duygusu sağırlığına yol açtı” ** Oysa insanı diğer bütün canlılardan ayıran bu manevi değerlerdi. Onların kaybedildiği bir çağda ne gelişme ne özgürlük ne de hak ve adaletten bahsedilebilirdi. İnsanlık her gün biraz daha kötüye giden; demokrasiye, insan haklarına her gün darbelerin indiği günlere geldi. Şairin dediği gibi; kadının üstün olduğu ama mutlu olmadığı; hükümdarın hükümdarlığı için halka yalvardığı ama yine de sayısız zulümler işlediği günlere geldik. Bunu bize öğreten olmadı. Yeşil sarıklı ulu hocalar da bize bunu soylemedi. Ve belki kimi zaman onlar bile manevi değerleri feda etmekten geri duramadılar.

Kimi zaman maddi değerler uğruna kimi zaman tembellik yüzünden manevi değerlerin “değersizce” ve hiç olmadığı kadar insafsızca harcandığı zamanlarda tembel, kolaya kaçan, zorluklarla mücadele edemeyen -etmek istemeyen- nesiller yetişti. Oysaki “değer hayattaki kolaylık karşısında devamlı bir savaştan yana olur”du.*** Bunu bize öğreten olmadı.

Hepimizin bildiği bir şarkı vardır -popüler kültür sağolsun-. “Atalım bütün acıyı kalpten!” Gerisi aklıma gelmiyor. Burası çok dikkatimi çekti. Zira bence çok acıklı. Ne kadar basit bir yaşam tarzını aşılıyor. İslam felsefesinden ne kadar uzak! Hoş, söyleyenin de İslamî yaşam tarzından ve İslam terbiyesinden ne kadar uzak olduğu aşikar ya, neyse.

Hayır, atmayalım bütün acıyı kalpten. Acıyı kalpten atmamız değil, onu hissetmemiz gerekir. Atmayalım acıyı kalpten! Bırakalım orda kalsın. Kalbimizi, ruhumuzu, aklımızı rahatsız etsin. Bizi düşünmeye sevk etsin. Belki bu şekilde kurtuluruz tembellikten ve belki bu şekilde kurtarırız kaybettiğimiz manevi değerleri… Atmayalım acıyı kalpten, zorluklarla mücadele etmeyi bilelim. Zira insan zor zamanlarda gelişir; yeter ki değerlerden taviz vermesin!