özledim ... Bu, ayrılığın kanıtı ...
Upuzun özlemler, derin ayrılıkların mahsûlü.
Ayrı olmasaydık özlemezdim.
Derviş ayrı olamaz ki, şeyhinden; âşık sevdiğinden, kul Rabb'inden..
Ayrı olmasaydık özlemezdim, özledim!..
İçimin şenlikleri dindi.
Göçmen kuşlar sürüler hâlinde uçuyorlardı göğümde,
hepsi bir bir yere indi.
Bakakaldım boşluğa...
Kaç zaman oldu yüzünü görmeyeli, sesini duymayalı?
Hani, içimin sokaklarında gölgen yok,
kalbimin aynasında yüzün?
Nûrundan mahrûm oldu gündüzüm ..
Özledim..
Savursun kokunu rüzgâr içime içime:
Özledim! Vursun dalga dalga özlemin her sâhilime:
Özledim! Ay yüzüne ayna tutsun:
Özledim! Turnalar bir haber iliştirsin kanatlarına sana dair:
Özledim! Eski fotoğraflardan bakışını devşireyim:
Özledim!
Yazık bana,"Bir şeyi gerçekten istersen kâinât sana hizmetçi olur."
diyenler haklıysa eğer, yazık ki, ne yana dönsem sessizlik, ıssızlık..
Özledim! Denize bakan uçurum kenarlarından haykırsam böyle,
yüzüme çarpar öfkeyle sesim ...
Özledim! İçimde hiç bir şarkı, hiç bir şiir olmaksızın sabahtan akşama,
akşamdan sabaha rûhuma ne zaman eğilsem, dipsiz bir kuyu gibi uğulduyor:
Özledim! Bir sıfat, bir tasvir, bir benzetme bulamıyorum hâlime uygun;
ne ırmağın denize duyduğu, ne günebakanın güneşe benimkine benziyor;
ırmak denizden bir parça, günebakan güneşe nâzır..
Ben senin bir parçan mıyım?
Benim yüzüm sana dönük mü?"
Ayşenur Vural
[
Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın