> Forum > ๑۩۞۩๑ Fotoğraf & Resim Paylaşım Dunyası ๑۩۞۩๑ > Resimler > Resimli Konular > Senin 'ben'inden benim 'ben'ime yer kalmadı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Senin 'ben'inden benim 'ben'ime yer kalmadı  (Okunma Sayısı 406 defa)
12 Ekim 2010, 14:56:18
Eflaki
Gökte oturan melek
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.997


« : 12 Ekim 2010, 14:56:18 »




Başkaları için yaşarız…

Onlar için dinleriz…

Diğerleri için çabalar dururuz…

Kendimiz için ne yaparız?



En çok yapmaktan hoşlandığınız faaliyetleri gözden geçirir misiniz lütfen?

Kaçımızın yaptıkları, sadece kendisi için seçilmiş?

Olaylara karşı koyduğumuz tavırlar, canımızı sıkan vakalar karşısındaki yorumlarımız… her şey ama her şey sanki bizim dışımızda programlanmış…



Aslında her insan son kertede, kendisi için biçilmiş hayat elbisesini giyiyor.



Çocukken anne/babaları başlıyor, evlatlarının rotasını çizmeye:

“Benim oğlum büyüyünce doktor olacak!”

Oğlu doktor olamazsa? Ya da neden doktor olsun ki? Başka bir meslek yok mu?



Ailelerin yardım için söyledikleri her söz, aslında “kendi ihtiyaçları”ndan yola çıkıyor. Her anne ve baba, kendi ihtiyaçlarını, çocuğunun ihtiyaçları zannediyor.

Evet, “zan” ediyor… Çünkü bu durum gerçekten bir “zan”…



İnsanoğlu dünyaya geldiği an, anne ve babasıyla birlikte yaşıyor. İhtiyaçlarını, ailesi karşılıyor. Bu ihtiyaç karşılama durumu zamanla biraz daha olgunlaşıyor (!)…

… ve çocuğun ihtiyaçlarını aileleri belirlemeye başlıyor.

Yaşıtlarından daha zeki bir çocuk olması gerektiğine ailesi karar veriyor mesela…

Oyunlarda başarılı olması gerektiğine de…

Okula başladığında, sınıfın birincisi olması gerekir… Çünkü anne-babasına yakışan çocuk, tam da böyle bir çocuktur… Herkesten önce okumayı söken…

Yarışmalara katılmalıdır… Katılmak ne kelime! Kazanmalıdır da… Şiir… Resim… Müzik… Proje… Hiç fark etmez… Çevreye hava atmaya yarayacak bir materyal olsun yeter…

Zar zor uğraşıp durduğu yazılıdan “dört” almış! Önemli değil… Önemli olan sınıfta kimlerin “beş” aldığı… birileri daha yüksek not almışsa vay haline…! Diğerleri daha düşük notlar almışsa harika! İyi bir öpücüğü hak etti (!) çünkü…

Üniversite sınavını, en iyi yerlere girerek aşmalıdır mutlaka… iyi bir meslek, iyi bir hayat demektir hatta… bu ülkede iyi üniversiteler kazananlar itibar görüyor zaten… akademik eğitim almamış ama yaşam ve eğitim kalitesi çok yüksek insanlar kimin umurunda…?



Terapide çok temel bir ilke vardır. Bir şey söyleyeceğimiz zaman çok iyi düşünmeliyiz…

Çok iyi düşünmeliyiz ve bir karar vermeliyiz:

“Bu söyleyeceğim cümleyi, kimin ihtiyacını karşılamak için söylüyorum?”



Aslında birçok cümleyi herkes, kendi ihtiyaçlarını gidermek için söyler.

Zamanında okuyamadığı için çok pişman olan ve okumamanın acısını çeken ebeveyn, neden okusun diye çocuğuna baskı yapar? Çünkü canı yanmıştır… Çocuğunun da aynı şekilde canının yanmasını istemiyordur.

Ama burada gözden kaçan önemli bir nokta var… O da şu… Canımızın yanması, bizim hayatımızla ilgilidir. Bizim zorluğumuzdur… Bizim çaresizliğimizdir… Bizim yaramızdır… Ve okumuş olmak bizim ihtiyacımızdır… Çocuğumuzun değil!

Şimdi biz kendi ihtiyacımızı karşılamak için, çocuğumuzun okumasını istiyorsak eğer, o zaman evladımıza baskı yapmış oluruz. Baskı, her zaman geri teper. Bize pişmanlıklar yaşatır.



Kendi ihtiyaçlarımızla çocuğumuzun ihtiyaçlarını birbirinden ayıramazsak, onların yaşamlarının her alanına kendimizi sokmuş oluruz. Kendimizi araya sıkıştırarak, istemediği yerden zorlamalar yaparak onlara yardım etmemiz mümkün değildir…

“Sağlıklı yapı nedir?” diye merak edenler için hemen belirteyim…

Sağlıklı olan davranış, beklemektir bence… Beklemek çocuğumuzu tanımak için fırsat verir bize…

Gücünün yettiği yerde yürüsün… Düştüğünde tutup kaldırırız…

Aklının yettiği kadar öğrensin… Gerektiğinde anlaması için devreye gireriz…

Kendisini iyi hissedecek kadar çabalasın… Yetersiz hissettiğinde destekleriz…

Canı biraz yanacak kadar hata yapsın… “Üzülme, hadi gel buradan başlayalım…” deriz…



Aksi halde onun hayatı, bizim ulaşamadığımız hayatımızın günah keçisi olur… Onu, “gerçekleştiremediğimiz biz” yapmaya çalışırız…

Bizim “ben”imiz, onun “ben”inin yerine geçmeye başlar…

Böyle bir değişim ona isyan ettirir;

Yeter…! Senin “ben”inden, benim “ben”ime yer kalmadı…!


Mehtap Kayaoğlu
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Senin 'ben'inden benim 'ben'ime yer kalmadı
« Posted on: 23 Nisan 2024, 17:43:35 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Senin 'ben'inden benim 'ben'ime yer kalmadı rüya tabiri,Senin 'ben'inden benim 'ben'ime yer kalmadı mekke canlı, Senin 'ben'inden benim 'ben'ime yer kalmadı kabe canlı yayın, Senin 'ben'inden benim 'ben'ime yer kalmadı Üç boyutlu kuran oku Senin 'ben'inden benim 'ben'ime yer kalmadı kuran ı kerim, Senin 'ben'inden benim 'ben'ime yer kalmadı peygamber kıssaları,Senin 'ben'inden benim 'ben'ime yer kalmadı ilitam ders soruları, Senin 'ben'inden benim 'ben'ime yer kalmadıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes