๑۩۞۩๑ Fotoğraf & Resim Paylaşım Dunyası ๑۩۞۩๑ => Resimli Konular => Konuyu başlatan: Eflaki üzerinde 02 Ekim 2010, 14:42:08



Konu Başlığı: Namazda Huşûnun Kaybolmasına Yol Açan Sebepler
Gönderen: Eflaki üzerinde 02 Ekim 2010, 14:42:08
Namazda Huşûnun Kaybolmasına Yol Açan Sebepler

(http://minikkelebek.files.wordpress.com/2009/08/aydinlik-icin-dua.jpg?w=275&h=334)

Kur’ân, Yüce Allah’ın zalim, fasık, münafık, azgın, kâfir vb kişilere hidayet vermeyeceğini anlatır. Bunun yanında günah diye çevrilebilecek birtakım suç, yanlış, sapkınlık ve azgınlıklara da değinir ve onları olumsuz davranışlar olarak niteler. Bunlar; Allah’a karşı işlenen can sıkıcı cürümler, suçlar, büyük günah, küçük günah, ceza gerektirecek işler, kişiyi sevaptan geri bırakan, hayırdan alıkoyan işlerdir. Günah, isyan, vebal ile kuşatılmış kalbi namazda huşu ile donatmak zordur. Yüce Allah’ın hudûdu çiğnendikçe, emirleri ihmal, tavsiyeleri kulak ardı edildikçe kalp kuşatılır ve gittikçe huşûu azalır. Günahlar çoğaldıkça Yüce Allah’a gerçek manada yönelmek, teslim olmak zorlaşır ve azalır. Bunun çaresi günahları azaltmak ve tövbe istiğfarı çoğaltmaktır. Tövbe istiğfar günahlardan dönüş ve onların bağışlanması için bir yol açılmasına sebep olur. Hayat bir bütündür. Temiz, duyarlı, bilinçli hayat huşûa erişmek için her türlü kolaylığı hazırlar.

Gösteriş, görsünler diye iş yapmak, çalım satmak namaz ile beraber kullanılınca daha hayret verici bir eyleme işaret eder. Gaflet içinde kılınmış bir namazın sahipleri riyakârlık yaparlar. “Münafıklar Allah’ı aldatırlar, hâlbuki onları aldatan O’dur. Namaza kalktıklarında tembel tembel kalkarlar. İnsanlara gösteriş yaparlar, ama Allah’ı zikretmezler, çok az miktardaki hariç” (4/Nisa.142) Yüce Allah’a yönelmeye isteksizlik, Yüce Allah’a karşı görevimizi yapmak, onu hatırlamak, O’na verilen sözü yenilemek maksadına matuf olan namaza gönülsüz kalkmayı ifade eder. Gösteriş sadece münafıkların değil, kâfirlerin de karakterleridir. (4/Nisa.38) Yüce Allah’a inanmayan ve ahiret gününe inanmayan, malını sırf insanlar görsünler diye harcayıp sonra da minnet ve eziyetle insanların başına kakan kimseler Kur’ân’ın sakındırdığı tiplerdir. (2/Bakara.264)

Bir azgınlık eseri olarak Yüce Allah’ın Yolunu kesmek için, insanlara gösteriş yapa yapa yurtlarından çıkan kâfirlerin bu girişimi de Kur’an’da riyanın nerelerde gösterilebileceğine dair bir misal oluşturmaktadır. (8/Enfal 47)  Riya daha çok gösteriş ve görüntü ile ilgili olan bir hal olmasına karşın, Kâfirde de, Müslümanda da kısmen bulunabilen bir davranış bozukluğudur. Temeli ya maslahattır ya da kimi erdemlere sahip olduğu havasında olup insanları buna inandırmaktır. Şan, şöhret, makam, el üstünde tutulmak da öteden beri insanların çok değer verdikleri üstün vasıflar gibi algılanmıştır. Namazda gösterişi mülahaza etmek onun özüne dokunur, kimyasını bozar. “Gösteriş yapanı Allah gösterir.” (Buhari, 84/er-Rekaik 36/er-riyau ve’s-süm’atü, (HN:6234) Müslümanların içine düşebilecekleri riyakârlığı, çeşitlerini, sebeplerini ve çözüm yollarını İmam Gazali İhya’da açıklamıştır.

Sesli cihazları açık tutmak, kapı, saat, telefon zillerinin etkisinde namaza durmak; konuşan, tartışan, kavga eden kişilerin veya uyuyan adamın yanında namaza durmak da öyledir. Namaz kılınan yer rasgele seçilemez. Namaz kılınmaya uygun bir yer aranması çok önemlidir. İnsan uyurken, yemek yerken, misafir ağırlarken, toplantı yaparken, ders verirken veya alırken en uygun yeri ve zamanı ayarlamaya özen gösterir, mekânın sıcaklık veya soğukluğunu ayarlar. Çok sıcak veya fazla soğuk yerde bu tür işler sıkıntı verir. Namaz da bunun gibidir. Uygun zeminde, mutedil hava şartlarında kılınır. Zemin ve hava şartları önemsemeyenin mantığı şudur: “Zaten namaz 3–4 dakikadır, katlanırım, kurtulurum.” Hâlbuki namaz katlanılması gereken bir edimler zinciri değil, eda ettikçe insanın içine sevinç, mutluluk, serinlik veren bir ameldir. Onun böyle dar bir zaman veya mekâna sığdırmaya çalışmak huşûa zarar verir ve namazın etkisini kırar.

Akıl ve zihin bir meseleye dalmışken, bir sorunu incelerken kendini toparlamadan namaza durmak huşûa mani olur. Hûşu ve hudûu kaybetmenin sebeplerinden biri de zihni çok meşgul iken namaza durmaktır. Önce kendi ihtiyacını görüp zihnini sakinleştirdikten sonra namaza durmak daha elverişli olacaktır. Yoksa kişi namaza duracak ama aklında meşgul edecek düşünceler olacak, o düşünceler yüzünden zihnini toparlayamayacak ve kendini namaza, kıraat ve duaya veremeyecektir. “Bin an önce bitse de işime gitsem” diyecektir. O zaman da namazın tadı tuzu kaçmış olacaktır. Namazı korumanın yollarında biri de budur. Kişi zamanı dikkate alır, ona göre hazırlık yapar, abdest alır, namazın diğer şartlarını yerine getirir, huşuu ve hudûu bulmaya gayret eder, namazın hakkını vermeye çalışır. Böylece namazı münafıkların, gösteriş peşinde olan mürâüilerin ve müşriklerin namazından (4/Nisa 142, 8/Enfal35, 107/Mâûn 4-7)   ayrılmış olur. Ancak o zaman şekil ve form ile değil, her yönüyle namazını muhkem biçimde ikame etmiş olur. Hassan İbn. Kesir der ki: Namazda huşû ancak kalbini onun için boşaltan, sadece onunla meşgul olup diğer işleri bırakan ve onu diğer her şeye tercih eden kişiler için söz konusudur. O zaman namaz onun için bir huzur ve göz nuru konumuna yükselir.


Konu Başlığı: Ynt: Namazda Huşûnun Kaybolmasına Yol Açan Sebepler
Gönderen: Hadice üzerinde 02 Ekim 2010, 14:53:58
Allah razı olsun kardeşim.... Rabbim huşu ile kılabilmeyi nasip etsin...

Alıntı
namaz katlanılması gereken bir edimler zinciri değil, eda ettikçe insanın içine sevinç, mutluluk, serinlik veren bir ameldir.
    Elhamdülillah  böyle amel edebilmeyi nasip et Allah'ım...