> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Akaid Eserleri > Kelam İlmi > Kader üzerine
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kader üzerine  (Okunma Sayısı 1999 defa)
09 Ekim 2010, 11:00:34
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 09 Ekim 2010, 11:00:34 »



KADER ÜZERİNE


Ibnu's-Sîd el-BATALYEVSÎ

 

SUNUŞ:

 

İbnu's-Sîd el-Batalyevsî diye şöhret bulan Ebû Muhammed Ab­dullah b. Muhammed, (444/1502) tarihinde Endülüs'ün Batalyevs (Ba-dajoz) şehrinde doğmuş ve aynı yerde yetişmiştir. Birâhare Belensi-ye (Valansiya) şehrine yerleşen İbnu's-Sîd Arab dili ve edebiyatında bir otorite kabul edilmiş ve bu konuda eserler vermiştir. Usûl-i dîn ve Hadîs üzerinde de eser veren müellif güzel anlayışı ve cazip üslubuy­la da kendini beğendir mistir. Îbnu's-Sîd (521h./1127 m.) yılında aynı yer­de vefat etmiştir.

Aşağıda tercümesini sunduğumuz kısım İbnu's-Sîd'in «el-İnsâf» ad­lı risalesinden alınmıştır [1] Müellif, bu risalesinde, hepsi de nassların özelliğinden ve tefsir edilme şeklinden doğan 8 kadar ihtilâf sebebim ele alarak açıklar. Müslümanlar arasında görüş ayrılıklarının çıkma­sına vesile olan bu âmillerden biri de «îfrâd ve Terkîb» metodlarıdır. Müellifimize göre <-<îfrâd», bir mevzu' ile ilgili nasslanh sadece bir kıs­mını ele alıp onlardan neticeye varmaktır. «Terkîb» ise bir mevzu' ile il­gili bulunan bütün nassları, imkân nisbetinde, toplayıp tümünü dikkate almak ve bir terkîb ve te'lîf sonunda neticeye varmaktır. Şüphe yok ki terkib metodu ifrad metoduna tercih edilir. Umumiyetle yanlış hüküm­lere sevkeden ifrad metodunun kullanılması, her halde, delillerin hep­sine vâkıf olamamak veya peşin hükümle işe başlamak gibi bazı se­beplerden doğmuştur.

İbnu's-Sîd el-Batalyevsî, risalenin bu bölümünde (s. 66-91) ifrad ve terkib metodları hakkında misallere dayanarak izahat verdikten son­ra Önemli bir misal olması bakımından KADER bahsini ele alır. Ter­cümesini sunacağımız bu kısımda (s. 82-91) kısa bir girişten sonra ka­der mevzuunad ifrad metodunu kullanan ve aşırı uçları teşkil eden CEBRİYYE ile KADERÎYYE nin görüşlerini serdeder. Müteakiben ter­kib metoduyla mu'tedil ve isabetli yolu bulan üçüncü gurupa, yani EHL-1 SÜNNET e geçer.

Müellifin, delillerini kısaca naklettiği mu'tedil gurupun görüşlerini güzel hulâsa ettiğini söylemeliyiz. Bilhassa kader gibi çok ehemmiyet­li ve tehlikeli bir mevzuda insanlar arasında sürdürülen münakaşa­ların, aslında bir «münazara» zihniyetiyle yapıldığını ve kaderi kabul etsin etmesin bütün müslümanların, ibadet hayatlarında pek âlâ mu'­tedil bir psikoloji içinde bulunduklarını teşhis etmesi şâyân-ı takdir­dir. Çünkü ister Cebriyyeden, ister Kaderiyyeden olsun elbet Ehl-i sünnet dâhil müslümanlar, bütün samimi mü'minler Allah'a el açar, kendilerini günah işlemekten korumasını ondan niyaz ederler : «Alla-hım, beni günah işlemekten koru!..» İyi düşünüldüğü takdirde böyle bir ifade, hem kulun kendi iradesiyle fiil işleyebildiğim (günah), hem de Allah taâlâmn murad ettiği takdirde ona müdâhale ettiğini (gü­nahtan koruma) itiraf etmektedir. Böyle bir duayı bile yapmaktan çekinen bir müslüman (!) varsa, onunla, kaderden önce konuşulup hal­ledilmesi gereken başka meselelerimiz vardır.

Metinde geçen âyet ve hadislerin yerleri imkân nisbetinde göste­rilmiştir. Başlıklar tarafımızdan ilâve edilmiştir. [2]

1. Kader Ve Ehemmiyeti :
 

İfrad ve terkib bahsinin ilgi çekici hususiyetlerinden biri de ba-zan birbirine zıt iki ayrı görüşün ortaya çıkmasına sebep teşkil et­mesidir. Fakat bu görüşlerin her ikisi de yanlıştır; hak, ikisine nis-betle mu'tedil sayılan üçüncü bir görüştedir. Bu üçüncü görüş ifrat ve tefrit uçlarından hiç birine yakın değildir. Müslümanlar arasın­da itikad sahasında ortaya çıkan görüş ayrılıklarını ve bunların meyl-dana getirdiği farkları inceliyecek olursanız çoğunun bu nitelikte ol­duğunu görürsünüz. Halbuki Rasûlutlah (s.a.) bu mevzuda bizi uyar-mıştır: «Allah'ın dini aşırı giden ile çok geri kalanın tutumları ara­sındadır» [3] Bu ifade, üzerinde durduğumuz mesele hakkında açık

bir beyan ve sakındırma mahiyetindedir. Yine Peygamber efendimiz : «İslerin en hayırlısı rnu'tedîl olanlarıdır» ([4]buyurmuşlardır.

Birisi  Hasan-i  Basrî'ye  (v.  110/728)  şöyle demiş:

- Bana mu'tedil bir din öğret, öyle ki ne büsbütün gerilerde kal­sın, ne de fırlayıp ilerilere gitsin!

- Güzel söylemişsin? «İşlerin en hayırlısı mu'tedil olanlarıdır». Öyle bir mevzua girmiş bulunuyoruz ki şayet derinleştirilmesine

girişecek olursak söz pek uzayacaktır. Bu sebeple örnek teşkil ede­cek kadar bir izahatla yetineceğiz. [5]

 

2. Cebriyye:
 

Bazı müslümanlar, kaza ve kader meselesini merak etmişler ve bu mevzuda inanılması gereken hakikat ne ise onu öğrenmek iatemiş-lerdir. Bunun için Kur'ân-ı kerimi ve hadîs-i şerifleri tedkik etmişler ve ilk bakışta icbar ve İkrah (kulların İrade ve hürriyetten yoksun olduğunu) İfade eden delilleı- bulmuşlardır:

«Eğer Allah dileseydi onların hepsini hidayet üzere toplardı. O halde sakın câhillerden olma!» [6]

«Allah onların kalblerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözlerinin üzerinde de perde vardır» [7].

«Hayır, Allah, küfürlerinden   dolayı  onların   kalblerini  mühürle­miştir» [8]

Cebriyye, bunlara benzer daha birçok âyetten başka şu maalde bazı hadisler de bulmuşlardır:

«Ebedî saadete eren (mü'min), annesinin karnında mü'min diye yazılan kimsedir; bedbaht da annesinin karnında bedbaht diye yazı­lan kimsedir» [9]

Cebriyye bu nevi âyet ve hadislerden istidlal ederek bir görüş ortaya koymuş ve bu görüşün esasını şu şekilde İfade etmiştir: Kul fiillerinde mecburdur, onun kendine has hiç bir gücü ve iradesi yok­tur. Cebrîyye kader mevzuunda başka türlü inanan kimsenin küfre düştüğünü de söylemiştir. [10]

 

3. Kaderiyye :
 


Diğer bir gurup âlim de aynt şeyi merak etmiş, fakat Cebriyye mezhebinin görüşünü bir akîde olarak beğenmemiş, bu sebeple-biz­zat kendileri Kur'ân ve hadisi tedkik etmeye başlamıştır. Bunlar da diğer bir kısım âyet ve hadis bulmuşlardır ki bunların zahiri, kulun kendisine has bir iradeye sahip olduğunu, kendi işini kendisi gör­düğünü ve binâenaleyh istediğini yapabileceğini ifade ediyormuş. Meselâ şu âyetler:

«O, kullarının küfrüne râzî olmaz.» [11]

«Semüd'a gelince, biz onlara da doğru yolu gösterdik, fakat on­lar sapıklığı doğru yola tercih ettiler» [12]

«Biz insana yolu gösterdik, ister, şükredlci olsun, ister nan­kör» [13]

Peygamber efendimiz de şöyle buyurmuştur:

«Her çocuk tabiî fıtrat üzerinde doğar. Nihayet anne ve babası onu yahûdî, hıristiyan veya ateşperest yapar» [14]

«Allah taâlâ buyurur ki : Ben kullarımın hepsini kötülükten arın­mış olarak yarattım. Fakat şeytanlar biTâhare onları dinlerinden sap­tırmıştır» [15]

Kaderiyye diyebileceğimiz bu ikinci gurup ta bu nevi âyet ve hadislerden ikinci bir görüş ortaya çıkarmıştır. Birinci gurupun gö­rüşüne muhalif olan bu mezhebin temeli şu : Kul muhayyerdir, kendi işi kendisine bırakılmıştır, istediğini yapar, hatta Rabblnin murad et­mediği şeye bile muktedirdir.

Allah, böyle câhillerin ileriye sürdüğü şeylerden yüce, pek yü­cedir!

Görüşlerini hulâsa ettiğimiz bu iki fırkadan, yani Kaderiyye ve Cebriyyeden her biri kendi mezhebine uymayan âyet ve hadislere yönelmiş ve onları uzak ihtimallerle de olsa te'vile çalışmıştır. Bu­nun yanında görüşlerini çürüten hadisleri de, sahîh bile olsalar, im­kân buldukları nisbette reddetmek istemişlerdir; tıpkı güneşi bal­çıkla sıvamaya yeltenen ve yıkılmak üzere bulunan bir uçurumun ke­narında bina kurmaya çalışan gibi. [16]

 

4. Ehli Sünnet:
 
Üçüncü bir gurup âlim söz konusu edilen her iki fırkanın da gö­rüşlerini İncelemiş, fakat hiç birini bir akîde olarak benimsememiş ve her iki mezhebin de hatalı olduğunu tesbit etmiştir. Çünkü Ceb-rlyyenin İleriye sürdüğü birinci görüş Allah taâlânın, yaratıklarma zulmettiği neticesini doğurmaktadır. Kaderiyyenin savunduğu ikinci görüş ise, yüce Yaratıcı'nın, iradesini yaratıkları arasında yürüteme-mesfr gibi bir acz ifade etmektedir. Halbuki gerek zulüm, gerek acz, bu İki sıfatın hiç biri onun sânına lâyık değildir. O ki zâtını «hâkim­lerin hâkimi» ve «gücü yetenlerin en üstünü» diye vasiflandırmış-tir. Sânı yüce Allah yine kendini şöyle tavsif etmiştir:

«... Bir yap­rak düşmez ki onun bilmesin. Arzın karanlıklarında bir tek tane, yaş, kuru hiç bir şey yoktur ki apaçık bir kitapta bulunmasın» [17]

Ehl-i sünnet âlimleri, birinci fırkanın delilleriyle amel etmek ile ikinci fırkanın delilleriyle amel etmek arasında bir fark bulunmadı­ğını söylemişler ve hak mezhebin, her İki tarafın delillerini birleşti­ren, fakat hatalarından salim bulunan mu'tedil bir görüşte buluna­bileceğini kabul etmişlerdir. Ehl-i sünnet, Kur'ân ve hadisi, Cebriyye ve Kadenyyeye nisbetle daha sağlam bir metodla (terkib metoduyla) tedkik etmişler ve bu sayede her iki görüşü te'lif eden, bununla be­raber hatalarını da ortaya koyan âyet ve hadisler bulmuşlardır:

«Eğer sana sebat vermemiş olsaydık, andolsun kî, sen az da ol­sa onlara meylediverecektin» [18]

«Kadın  ona (Yûsuf'a)  niyyeti  kurmuştu,  eğer  Rabbinin  burhanı­nı görmemiş olsaydı Yûsuf da ona kendini kaptırmış gitmişti» [19]

«Allah dilemeyince siz dileyemezsiniz»  [...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kader üzerine
« Posted on: 23 Nisan 2024, 23:05:21 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kader üzerine rüya tabiri,Kader üzerine mekke canlı, Kader üzerine kabe canlı yayın, Kader üzerine Üç boyutlu kuran oku Kader üzerine kuran ı kerim, Kader üzerine peygamber kıssaları,Kader üzerine ilitam ders soruları, Kader üzerineönlisans arapça,
Logged
20 Ağustos 2019, 13:54:00
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.663


Site
« Yanıtla #1 : 20 Ağustos 2019, 13:54:00 »

Esselamu aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

20 Ağustos 2019, 17:04:14
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #2 : 20 Ağustos 2019, 17:04:14 »

Esselamu aleykum. Allahin uzerimize yazmış olduğu kadere şükür eden tevekkul içinde karşılayan kullardan olalim inşallah. ..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

26 Ağustos 2019, 07:06:04
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.957


« Yanıtla #3 : 26 Ağustos 2019, 07:06:04 »

Aleyküm selâm. Rabbim ömrümüzü de ölümümüzü hayırlı olanlardan eylesin inşaAllah
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

26 Ağustos 2019, 11:04:52
Züleyha

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 1.439


« Yanıtla #4 : 26 Ağustos 2019, 11:04:52 »

Allah razı olsun hocam insallah selam ve dua ile
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes