๑۩۞۩๑ Fotoğraf & Resim Paylaşım Dunyası ๑۩۞۩๑ => Resimli Konular => Konuyu başlatan: Hadice üzerinde 09 Aralık 2010, 09:15:50



Konu Başlığı: Hüzün ülkesinde ve gönül ülkemden
Gönderen: Hadice üzerinde 09 Aralık 2010, 09:15:50
(http://www.hanimlar.com/show_image.php?filename=images/icerik/2822.jpg&width=100&height=100)

HÜZÜN ÜLKESİNDEN VE GÖNÜL ÜLKEMDEN


Adımlarım küçük ve yaralı…

Yalın ayaklarımla Hanzala misali sahillerdeyim,

Ve ellerim boşlukta, Mavi Marmara’yı arıyor.

Gözlerim gözlerinizi.

Kulaklarım, özgürlük nidası ile haykırışınızı…

Bir haber! Bir haber gönderinde beyaz güvercinlerle

Gönüller sefa bulsun.

Bir haber gönderinde Gazze’li çocuklar gülsün.

Şimdi her şeyin adı Umut!

Ve her şeyin adı Bekleyiş!

Örgülü saçlarımı kokluyorum

Peygamber okşadı o güzel saçlarımı,

Kokladıkça sabrediyorum…

Kokladıkça geleceğinize dair umudum artıyor.

Sırılsıklam gözlerimle düşlerimi düşünüyorum.

Hakların temeline bomba düşmüşken,

Yenilgi ilmek ilmek düğümlenmişken,

Nazarınız vuku bulsun gönüllerimizde…

İhtiyacımız var! Bir yudum sevginize, bir yudum “üzülmeyin” bakışlarınıza

Merhem olun bütün boşluklarımıza, sorularımıza cevap

 

Bir gün Hanzala çizgisi ile

Saçlarım tel örgülerde kalacak diye öyle korkuyorum ki,

Alın o Peygamber kokulu, deniz dalgalı, sırma siyah saçlarımı da

Götürün ümmetim dediği can kardeşlerime

Denizlere açılan Ümmeti Muhammed’e!

Düğün bayram ediliyordu! Adı Filistin

Yükü özgürlük! Yolu açık!

Yalnız değilsiniz! Diyordunuz..

Şimdi bütün alınlar secdede iken

Rahmanın nuru doğarken,

Kalbim sıkıştı, efsunlu rüyalarım silindi!

Ah aydınlık! Hep hayallerde misin?

Çığlıklar yükseliyor vakt-i seherde!

O sesler, o sesler siz misiniz?

Doğru mu duyuyorum?

Allah-u Ekber nidaları yükseliyor arşa

Rahman diyorsunuz!

Sekineti kuşanmış bedenlerinizle

Bu ne heybet ki, Hamza edası ile atılıyorsunuz düşmana…

Şimdi sizi de mi bombaladılar?

Sizi de mi yağmaladılar?

Sizi de mi vurdular, incittiler…

Söylemeyin, söylemeyin dökülmesin o mübarek dudaklarınızdan,

Başınızı sallayın… Şehit var mı?

Ahh.. Nurlar doğuyor o izzetli alınlarınızdan…

Gemide Hazreti Ebubekir, Ömer, Osman ve Ali’de var!

En önde Peygamber, nuruyla gözler kamaşıyor da göremiyorlar!

Tek tek ellerinden tutup yürüdü semaya…

Hazreti Hamza Uhut günü elinden düşürmediği kılıcıyla,

Kükrüyor “Korkaklıkta ar, ilerlemekte şeref var”

Sizler şerefli insanlarsınız, ilerleyin!

Gemiyi sardı, kuşattı Rahmanın rahmeti!

Şimdi isimleriniz okunuyor semada

Kanat çırpıyor melekler…

Arzı kapladı bu mesrur…

O da ne? Burukluk var yüzlerde..

Tanıyan tanımayan herkes ağlıyor..

Kalbi 10 yaşında minik, ürkek, narin ve nazlı halime…

Sizde mutlu olun Ey Şehit Anaları!!..

Sancak sizin elinizde, görüyorum.. ak sancak sizde!

Nede güzel dalgalanıyor gökyüzüne ne de güzel yakışıyor…

Allah’ın nuruna bürününce, ne de güzel kokuyor…

Cenneti müjdele Ya Rahman!

 

Şimdi İnşirah ferahlığı kapladı gönülleri…

Tebessüm ettim uzun zaman sonra yanaklarım nede zorlandı.

Bir lahzaydı… Geldi geçti…

Haberinizi meleklerden aldım, elleriniz kelepçeli!

Kasvetli şehirlerinde “Allah” deyin!

Bir yudum su istiyorsunuz!

Yasin suresi okuyorsunuz!

Hazreti Hatice zemzem taşıyor…

Yolunuzdan davanızdan, dönmeyin!

Üzülmeyin, gevşemeyin n’olur? Vazgeçmeyin bu dava bu yollar sizin!

İnanıyorsanız en üstün sizsiniz.

Gelin…

Bekliyoruz!

Sandalımdan yüzüme vuran dalgalarla sırılsıklamım…

Üşüyorum…

Yok, tutunacak bir dalım…

Ne anam var ne babam, ne arkadaşım ne yoldaşım…

Ne ninem ne dedem…

Şimdi çaresiz takvimlerden geleceğinize dair gün sayıyorum…

Yarıldı da göğsüm geçmiyor zaman, geçmiyor…

Paramparça oldu hayallerim, hayalleriniz...

Ne de güzel karşılayacaktık sizi ve siz bizi…

Hicranla tutuşuyor aydınlıklar.

Ahım efkârım kendime.

Nakış nakış işlenmiş şu kâinatta, bulamadım bir yer.

Sığınamadım bir karınca misali kayaya.

Kuramadım bir yuva, uyuyamadım sıcak döşekte.

“Güzel kızım yemek hazır! Hadi gel!” Diyenim olmadı.

Bilmiyorum anne sıcaklığını ve baba hikayeleri ile uyumayı…

Gemilerde bir ümit, bir Yaren…

Bir sıcak çay, sohbet aradım…

Çatı altında güven içersinde uyumayı aradım..

Ne çok hayaller kurar oldum, ne çok özler oldum sizi.. Var olanı…

Öksüz, yetim, mazlum sıfatı ile dualarımı Rahmana arz ettim.

Tin suresi bereketinizle gelin…

Gelemeseniz de seslenin bizlere olur mu?

Sesiniz bir Çağlayan bir Taksim olsun

Fatih’te duyulsun “..ve celle senaük “

Şimdi yaralı adımlarımla elimde şemsiyem, bombalardan korunmak istiyorum.

Öyle bir başıma, öyle yalnızım…

Halen bir umutla gemileri bekliyorum.

Eyy! Rahman ve Rahim olan Allah’ım

Bir gün gelsin! Bir gün gelsin ki; din kardeşlerim ile

Mescid-i Aksa’da omuz omuza özgürce namaz kılalım.

Fatihalar duyulsun dört bir yanda

Amin sedaları yükselsin semaya…

Ve Hanzala..!

Ve Hanzala o gün yüzünü bütün dünyaya, bütün insanlığa dönsün…

Allah-u Ekber, Hasbinallahu veni’mel vekil ve ni'mel Mevla ve ni’mel masir.

El Fatiha

Amin..


 

Hatice Tüfekçi