5 yıldır evli bir beyim. İki güzel çocuğum var.
 
Eşimden yana çok dertliyim. Nişanlılık dahil eşimin ağzından bir kez olsun ismimi duymadım. Onun yerine kimse olmadığı zaman "Bi tanem!" gibi laf olsun diye söylenmiş bir söz var. Arkadaş ve aile ortamında ise bana söyleyeceği şeyleri ortaya söylüyor. Bu da beni çok rahatsız ediyor. Bütün bunları sevgisizliğine yordum. İnsan sevildiğini anlamaz mı? Bu rahatsızlığımı biliyor ama yine de bir şey değişmedi. Ne yapacağımı bilemiyorum. Boşanmayı bile düşünüyorum. Sonra "Çocuklara bu kötülüğü yapmaya hakkım yok" diyorum. Lütfen bir yol gösterin. (Rumuz: Ferhat)

Sizin gibi, hanımından şikâyetçi olan bir adam, derdini açıp bir çare bulmak için Halife Hz. Ömer'e gider, kapısında beklemeye başlar.
Derken içeriden bir gürültü duyulur. Hanımı Halife'ye bağırıp çağırıyor fakat Hz. Ömer ağzını açıp da karısına tek kelime söylemiyor. Bu hali duyan kapıdaki adam boynunu büker, "Bütün şiddetine ve sertliğine rağmen, üstelik de Halife olmasına rağmen Ömer'in hali böyle olursa benim halim nice olur?" deyip kapıdan ayrılırken

Hz. Ömer dışarı çıkar.
Adamın arkasından, "Hayr'ola! Bir derdin mi vardı?" diye seslenir.
Adam da, "Ey Mü'minlerin Emiri! Eşimin kötü huylarını ve bana olan saygısızlığını size şikâyet etmek üzere gelmiştim. Hanımınızın size söylediklerini duyunca geri döndüm. Kendi kendime dedim ki: Halife hanımıyla bu halde olunca, benim derdime nasıl çare bulacak?"
Hz. Ömer: "Kardeşim" der, "Eşimin benim üzerimde hakları var. O benim evimde her şeyimdir ve çocuklarımın annesidir. Gönlümün harama meyletmesine engel olan da odur. Bu sebeple onunla barışık olmak durumundayım" deyince adam, "Ey Mü'minlerin Emiri! Benim eşim de aynen öyle" der.
Hz. Ömer, "Haydi kardeşim! Eşinle hoş geçinmeye bak. Hayat dediğin göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor."
Evet, dünkü gün geçti, yarın ne olacak hiçbirimiz bilmiyoruz. Gün, bugün. Bugünü nasıl sorunsuz geçirebiliriz? Asıl mesele bu olsa gerek...
Eşinizi olduğu gibi kabullenin, kanaat edin. İstediğiniz gibi olmasını beklemeyin. Nasılsa öyle...

Bu konuda bir Peygamber tavsiyesini hatırlayalım:
"Kadınlara iyi davranmanızı tavsiye ediyorum; vasiyetimi tutunuz. Zira kadın kısmı kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Kaburga kemiğinin en eğri yeri üst tarafıdır. Eğri kemiği doğrultmaya kalkarsan kırarsın. Kendi hâline bırakırsan, yine eğri kalır. Öyleyse kadınlar hakkındaki tavsiyemi tutunuz.
Hep seni hoşnut edecek şekilde davranamaz. Eğer ondan faydalanmak istersen, bu haliyle de faydalanabilirsin. Şayet doğrultayım dersen kırarsın. Kadının kırılması da boşanmasıdır."

Mehmed Paksu

      Ve Aleykum Selam ve Rahmetullah..

     Fani dünyanın geçici hevesleri, ahiretin ebedi sadetinden mahrumiyete sebep olmasın,inşaallah..