๑۩۞۩๑ Fotoğraf & Resim Paylaşım Dunyası ๑۩۞۩๑ => Resimli Konular => Konuyu başlatan: Eflaki üzerinde 21 Eylül 2010, 10:14:26



Konu Başlığı: Her an bir sırattır‏
Gönderen: Eflaki üzerinde 21 Eylül 2010, 10:14:26
Her an bir sırattır‏...

(http://img03.blogcu.com/images/s/i/m/simuzer60/595334728317c53c3edf01c38a7048f9_1284798411.jpg)

Ötelerde değil, yanı basımda ve şimdi ...

İçinde yaşadığım, bulunduğum 'an'da adımlıyorum ya KöPRüyü.

Ya da seni düşüyorum geçiyorum.

Dünyanın,

Sırat KöPRüsünün Görünen kısmına verilen diğer bir isim olduğunu kavrıyorum O bir.

Varlık alemi, nasıl da bir var bir yok arası titreşiyor, hayret!

Resmen titriyor.

Sanki, bir-bir flaşlar patlıyor olması Sonsuz bir Karanlıkta.

Her şey,

Varlık sahnesinde çocuk göstermeye, bir da başladığı

Yokluğun üç sınırına da varıveriyor.

Atom boşluk, Hücre boşluk, dünya boşluk, UZAY boşluk ...

Zerreden küreye her şey boşlukta asılı durmakta,

Ve yokluğun O üç sınırına kadar geliveriyor.

Öyleyse, 'yokluğun üç sınırıdır dünya "diyorum,

'Adımladığımız sırattır.

Önce, Felsefe gözüyle bakıyorum.

O sıratın Altındaki boşluğu ve yanı başındaki yokluğu gözlüyorum.

En küçüğünden tr büyüğüne,

Her şeyin nasıl olup da yokluğa yuvarlanıvermediğine hayret ediyorum.

Müthiş bir hızla adımlıyorlar sıratlarını ya da düşmüyorlar! 1

Neden sonra, yumuşak ve Sonsuz bir iple Varlık âleminde asılı olduklarını Fark ediyorum.

Acizliklerine rağmen, ne kadar da haşmetli duruyorlar öyle.

'O gördüğün Vahdet ipidir "diyor bir SES,' Sanat dağılmaktan kurtarıyor.

Kulak veriyorum, uzaklardan ya da yanı başımdan geliyor:

'Uzatılan rahmet ipine nedir bağlanmıyorsun?' Diyor,

'Din gününün Sahibi olan âlemlerin Rabbine.'2

Önce uzak görüyor, ciddiye almıyorum.

Oysa Yaratıcıyla aramdaki bağı kopardığım onu bir da,

Sırattan düşüyorum ve kaybediyorum.

Bir Koca deveyi yardan uçuran bir tutam OT misali.

Mânen dağılıyorum.

Dıştan bakınca var gibiyim, ama gerçekte yok oluyorum.

İşte O bir Cehennem hayatı da başlayıveriyor.

Sonra, yokluğun sınırından her şeyi hatırlıyorum döndürülen; Vahdet ipini.

Din gününün Sahibi olan âlemlerin Rabbini.

Kendimi DE dahil ediyorum, o müthiş tevhidin, her şeyin içine.

Kurumuş olan aklım, yeşermeye başlıyor vahyin ışığında.

Koca Koca âlemleri içine Alan bir Kalbe sahip olduğumu Fark ediyorum.

En önemlisi de, sevildiğimi.

İsteyerek, "iyyake na'büdü ve iyyake nestain'3 diyorum.

Nurlanıveriyor sıratım.

Onde Resul-i Ekrem ve ardından milyonlar geçiyor ya KöPRüden.

Bir bir olacak.

'İhdinas'sırat el-müstakîm. Sıratallezine tr amte aleyhim'4 diyerek.

Derken, felsefenin Ayak seslerini duyuyorum Cehennem tarafından.

Düşüyorlar Maalesef, düşüyorlar ...

'Gayril mağdubi aleyhim veleddallin.'5 Diyorum, hamd ederek.

Düşmemek için, Rabbime 'Fatiha' ile arz ediyorum Halimi.

Açmak ve aşmak için ya KöPRüyü ..

Sırat! Ötelerde değil, yanı basımda ve şimdi.

Vahdet ipine sımsıkı sarıldığım 'bir' da geçiyorum onu.

Ahirete aktarabildiğim bir 'da ...

Değilse ...


Aykut Tanrıkulu

Dipnotlar:

[1]. Dünya, Kendi etrafını roket hızında dolanıyor (saatte 1800 km).

Güneşin etrafını, top mermisinin 70 bir süratle dolanıyor (saatte 107,000 km) Katı.

Galaktik döngüsünü ise, saatte Tam 1.000.000 km'lik çılgınca bir süratle Kat Ediyor.

Bir bir .. olmak

Ama dağılmadan ..

[2]. Fatiha Suresi: 2 - 3 - 4

[3]. 'Yalnız Sana (cc) Kulluk Eder ve sadece Sen'den () isteriz CC.

Fatiha Suresi: 5

[4]. 'Bizi doğru Yola, kendilerine Nimet verdiklerinin yoluna ilet.

Fatiha Suresi: 6

[5]. 'Gazaba uğrayanların ve sapkınların yoluna değil.

Fatiha Suresi: 7