Konu Başlığı: Helal lokmanın duası Gönderen: Sümeyye üzerinde 10 Aralık 2010, 18:44:37 Helal Lokmanın Duası (http://umutrehberi.files.wordpress.com/2010/03/helallokma.jpg?w=341&h=331) Bir haber bekleyenler, Her şeyden önce insan, yediği yemeğine bir baksın! [Abese, 24] Âdemoğlu, midesinden/karnından daha şerli/fena bir kap doldurmamıştır. [Tirmizî, Zühd: 47] Ey gönül! Sen, çeşit çeşit, renk renk olan perdelerden çık, sıyrıl, aklını başına al da; perdeler seni gerçek dosttan ayırmasın. Gözüne perde kesilen lokmadan çok yeme, yoksa, gidecek yere gidemezsin, evini kaybedersin. Yaşamanı o lokmaya bağlı sanırsın, ama aslında çok yediğin lokma, can gözüne kıl, baş gözüne perde kesilir. Şu dünya çayırlığında pek fazla bayılıp gezme! “Neden gezmeyecekmişim?” de deme! Bu fazla dolaşmalar da can gözüne perdedir. [Hz. Pir Mevlana] İçimizdeki tükenmek nedir bilmeyen istekler bizi kendine köle ettiğinden beri, belimiz günah yüküyle iki kat oldu. Senin aşkın varken gönlümüze dünya sevgisi doldu. Bizim bu sahte efendilerimiz gözümüze ve gönlümüze sahip oldukları için önümüzü, sonumuzu göremez olduk. Bu halimiz nereye varacak? Bu çıkmazdan bizi kim kurtaracak? Hat ve musiki ile yakinen ilgilenmiş II. Mahmud’un kerimesi, Osmanlı hanedanında Divan tertip etmiş yegane hanım şair olan Adile Sultan’ın asırları aşıp gelen mübarek sesi, yüreğimize su serpiyor: Merhaba ey Fahr-i Âlem merhaba Merhaba ve ey Şah-ı Âzam merhaba Zâtı pâkin eylemiş Rabbü’l Ulâ Bâis-i icâd-ı eşya mutlaka Es-selat u vesselam ey mahrem-i zât-ı Hüda Es-selat u vesselam ey ehl-i beyt-i mücteba [ NEV-NİYÂZ ve DEDESİ ] Sorarlarsa niçin mestsin; Muhammed’in (sav) aşkındandır.. Erken başlamışsın demlenmeye? Şu evliya nutk-u şerifleri yok mu, bizi bizden aldı… Canım erenler yolu… Hakikatten bir can verip ta haşre dek bâki bin can bulmuşlar. Öyle hem mest olup can vermişler, insana canını vermesi, can bildikleri(ana-baba,..) feda etmesinden daha kolay iken o güzelim sahabeler “Anam babam sana feda olsun” diye sevmişler değil mi? O erler ki Uhud günü “–Anam-babam Sana fedâ olsun yâ Rasûlâllah! Başını kaldırma! Belki müşrik oklarından biri isâbet eder. Benim göğsüm Sen’in göğsüne siper olsun. Sana dokunacak olan, bana dokunsun!” makamındaydılar [Buhârî, Meğâzî, 18] Bir de Habibi Kibriya Efendimiz’in “Anam babam feda olsun” diye sevdiği vardır? Bak ondan haberimiz yok tu? Hem öylesi olur mu ki? Hz. Sa’d bin Ebî Vakkas, Cennetle müjdelenen on Sahabîden biridir. Allah Resûlü zamanında bütün gazâlara katıldı. Uhud Harbinde Fahr-i Kâinata vücudunu siper etti ve müşriklere öylesine ok attı ki, Allah Resûlünün, hiçbir fâniye nasib olmayan şu hitabına mazhar oldu: “Anam babam, sana fedâ olsun yâ Sa’d, durma at!” [Müslim, Fezâilü's-Sahabe, 5] Bu büyük iltifâta şâhid olan Hazret-i Ali (kv) gıpta içinde şöyle demiştir: “Ben, Peygamber Efendimiz’in Sa’d hâricinde hiç kimseye; «Babam ve anam sana fedâ olsun!» dediğini işitmedim.” [Tirmizî, Edeb 61] Hz. Sa’d uzunca bir ömür yaşamış hatta ahrete son geçen muhacirlerden olduğu rivayet edilir. Kufe valiliği de yapan Hazretin bir de isteği olmuş Habibi Kibriya hazretlerinden: - Yâ Resûlallah, duâ buyur da, Allahü teâlâ, benim her duâmı kabûl etsin. - Duânızın kabûl olması için helâl lokma yiyiniz! Çok kimse vardır ki, yedikleri ve giydikleri harâmdır. Sonra ellerini kaldırıp duâ ederler. Böyle duâ nasıl kabûl olunur? [Müslim, Zekat 64] Yediğimiz içtiğimiz şeyler aynen tohum gibidir. Düşüncelerimiz de ondan meydana gelir. Ağzımıza aldığımız helâl lokmadan Allah’a hizmet ve öteki âleme gitme arzusu doğar. Haram lokmadan ise kin, hased, gaflet, bilgisizlik, hile ve cahillik doğar.[Hz. Pir Mevlana] Ahir ömründe ömrünün iki gözü görmez olmuş. Kime dua ederse, duası tutuyormuş. Hastalar geldiği zaman, okuduğu zaman hasta iyi oluyor. Birisi dua istediği zaman, dua ediyor, istediği oluyor. Tanınmış, mübarek insan. Duası müstecâb, makbul, ne dua etse oluyor. Mücerreb, tecrübe edilmiş yâni, bu böyle.Birisi demiş ki: “-Yâ kendine dua etsene!.. Allah gözünün görme kabiliyetini aldı, görüyordun, görmez oldun. Dua edip de, gözünün açılmasını, görmesini Allah’tan istesene…” Demiş ki mübarek: “-Ben Allah’ın takdirini, gözümün nurundan daha çok severim!” Allah-u ekber!.. Söze bak: “Ben Cenâb-ı Hakk’ın takdirini, gözümün nurundan daha fazla severim!” demiş, “O öyle takdir eylemiş.” Şu dünya gurbetinde, yuvasından ayrı düşmüş garip kuşlardan farkımız yok. Kendine giden yolu bulmamızı isteyerek bizi bu çölün ortasına bırakan sahibimizle irtibatımızı sağlayan tek iletişim vasıtası dualarımızdır. Böyle iken duası hiç reddedilmeyen Hazretin buyurduğu kelama bak: “Ben Allah’ın takdirini gözümün nurundan daha çok severim” İlahi bizlere de bu güzel sahabinin gönül ikliminden hisseler ikram eyle de bizleri senin takdir ve hükmüne razı olanlardan eyle! Senin belalarına sabretme gücü ver. Senin nimetlerine şükretmek nasib eyle! Senden, nimetlerinin tamamını, vereceğin afiyetin devamını ve senin aşkında sebatımızı isteriz.Amin. Alıntı |