> Forum > ๑۩۞۩๑ Fotoğraf & Resim Paylaşım Dunyası ๑۩۞۩๑ > Resimler > Resimli Konular > Gurbete alışamamış kalpler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Gurbete alışamamış kalpler  (Okunma Sayısı 475 defa)
03 Ocak 2011, 15:46:18
Eflaki
Gökte oturan melek
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.997


« : 03 Ocak 2011, 15:46:18 »



Gurbete alışamamış kalpler



Ey aşk kulesinin zirvesinde yer yapan Dostum!

Bu düşman topraklarda, bu yabancı göklerin altında bir garip yolunu gözlüyor…

Şu an yokluk çölünün en uzak noktasında, yokluğun sessiz çölünde, hiçlik havasının zirvesinde geziniyorum… şaşkınım! Bilemiyorum, ne zaman kiyamet koptu? Ay, güneş, yıldızlar, gökler, dağlar, insanlar, denizler, renkler, sesler, tatlar, eşyalar… her şey ne zaman gitti? Nereye gittiler? Ve neden yalnız kaldım?

Artık hiç bir şey yok… Onca şeyden sonra geriye sadece ben kaldım. Acı bir bekleyiş içinde…

Başkası yok mu? Belki de, ama o başkası da benim galiba… Ve Sen, ey kendi gamlı akrabasını seven yüce Rabbim! Şu gecelerin siyah perdelerinin ardından, artık ebediyet sabahına çıkar beni…

Yine damarlarımda kanım kaynadı, ruhumda isyan dalgaları kabardı… Yavaşca yerimden kalktım. Gece uykusuna dalmadan, mehtabın mis kokulu merdivenlerinden aşağı indim… Zulmetin çadırlarını yırtacak bir şey aradım, ama olmadı! Yüce Allah’ın Arşından, yeryüzü karanlığına gömülmüş, yalnızlık evine atılmıştım…

Ey Dostum! Göklerinin damından bizleri gözet, yeryüzünü gör. Her gece bir önceki gecelerden daha korkunç, daha yanık… Gurbete alışamamış kalpler her gece, gecenin bir köşesinde senin ayrılığından için için yanmaktalar. Ağlayan matemli mumlar gibi canından can dökmedeler…

Bana bu ateşi hediye eden Dost! Senin yardımınla, zulmetin siyah çadırlarını aşk ateşinde hep yaktım; kışın buzlarını ve karlarını ateşinle erittim. Rüzgarın acımasız kırbaçlarını, bahar sabahının merhametli esintilerini yumuşatan Senin ateşindir.

Hani o ilk günde bana verdiğin ateş var ya! Şimdi beni karanlıkların esaretinden kurtardı. Artık senin ateşinin aydınlığında görmeye başladım. Diğer insanların da benim gibi gözleri var, bakıyorlar. Ama onların gözü yattıkları yeri veya otladıkları yeşillikleri görüyor. Sanki onların gözünde bütün dünya bir otlaktır, ahiret alemi sadece bir rüya…

Ey Dostum, karanlıklarda dönen bu bitkin ve tozlu dünyaya bak… Bak yeryüzüne attığın bu akraban ne ateşler yakmış! Geceleri yeryüzüne bak, bana bak; soğuk ve siyah kışlarda beni gör. Nasıl da nura gark olmuş ve ateşten ısınmış bir halde yaşıyorum. Bana gizlice verdiğin o emanet bak neler yapıyor…

Her gün, her gece, her an; “Kimim, kim idim?”, sormuyorum. Artık her an sensizliğin yokluk kapısında oturuyorum. Tek tesellim, yokluktaki avare ruhları aramak. Onlarla seni doyasıya koklamakla geçiyor zamanım. Böylece yalnızlık dünyam renklenmekte, renk cümbüşü hâlini almakta… Gelip seyredersin diye… Senden başka kim gelip seyreder ki, yalnızlığımın siyah gecelerini?!

Gecelerin bağrında doğan Güneşim benim… Sen değil misin sürekli matem ateşini alan? Biliyorum bir gün matemli bulutlar gelecek ve bana ağlayacaklar. Mezarıma rahmetinin gözyaşlarını dökecekler… Rüzgarlar her sabah ve akşam, denizlerin kalbinden rahmet ayetlerini ve bağışlanma şarkılarını acıyla okuyacaklar… Meltem, her daim yüce Arşının dergahından bana meleklerinin merhametli ve yumuşak şarkılarını getirecek…

Karmaşık ve faydasız insanların riyakarca mezarıma oturup, ihlassız Fatiha okuması ruhumu incitecek… Üç günden sonra, biliyorum o da bitecek… Sadece ve sadece her gün, her gece ve her zaman benden hiç ayrılmayan O, hep gelecek. Yumuşak ve merhametli elini toprağımın üzerine koyacak, rahmet parmaklarıyla mezarımın üstünü okşayacak… Bir vakitten sonra göklerinin miraç yolculuğuna beni de çıkaracak, O tek yakınım benim…

Yine düşüncelerim rengarenk kuş yağmurları gibi başıma döküldüler. İçimde ne dalgalı, ne ilginç bir sel akıyor. Düşünüyorum! Ama bu gecenin sessizliğinde asla sesi dinmeyen dertlerimle…

Aşıkların dertli ve ateşli feryatlarının iniltilerini bin dört yüz yıl öteden duyuyorum… Onlar da bu göklerin altında avare olmuşlardı… Bu dar dünyanın kapısından çıkabilecekleri bir yol aradılar, kalpleri hüzün dolu bir vaziyette. O uzun gecelerde sabahlara kadar uyumadılar, uzun gündüzlerde gaflete dalmadılar. Üzerlerine Mustafa’nın yolu üzere hırka giymenin adabı yazılmıştı. Baştan ayağa Dert ve Aşk ateşiyle yandılar. Onlar insan kokusu veren güllerdi. Hayatın mezarı olan bu dünyada, mis kokulu güzel güllerdiler…

Bunlar nasıl insanlardı… Letafeti hayale bile sığmayan ruhları, aklın kuru kalıbına dökülüyordu. Ruhları hesapsız seviyordu. Hesap ehli olanlar ve çıkar düşünen, adama benzeyen fakat adam olmayanlardan çok başkaydı onlar… Dünyaları ayrıydı. İnsanlığın kurtuluşu icin gönderilen Peygamber’in talebeleriydiler… Firdevs bahçesinin gülleri…

Ve şimdi…

Ne demek düşer…

Aşksız iman, hafıza deposuna hapsedilen bilgiler gibidir. Donuk ve ölü bir ilimdir. Ruha karışmaz. Bu yüzden ruhsuz alimler yetiştirir. Ruhu öldürür, kalbi delirtir, hayatı manasız bir kelime hâline dönüştürür… İnsan manasız bir lafız oluverir. Bütün varlığı sakal, tesbih, seccade, akik yüzüğü ve tam taharet olur…

İmansız aşk, kaş aldırmak, makyaj yapmak ve süslenmektir artık…

Ama aşktan sonraki iman…

O nerede?


Cafer Yalnızyaşar

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Gurbete alışamamış kalpler
« Posted on: 30 Nisan 2024, 08:11:37 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Gurbete alışamamış kalpler rüya tabiri,Gurbete alışamamış kalpler mekke canlı, Gurbete alışamamış kalpler kabe canlı yayın, Gurbete alışamamış kalpler Üç boyutlu kuran oku Gurbete alışamamış kalpler kuran ı kerim, Gurbete alışamamış kalpler peygamber kıssaları,Gurbete alışamamış kalpler ilitam ders soruları, Gurbete alışamamış kalplerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes