Gurb[iy]et
Labirentin içinde dönüp duruyor insan…
Özbenliği tarumar,keşmekeş,hercümerc,kimliksiz…
Yeryüzü ruhsuz cesed yığılı…
Haktan bihaber  yaşayarak soluk alan bu cesed yığınına  şahit olmak ise, Ruhun ızdırabı..
Nezih Ruhlar milyonlarca cesed içinde olduğu halde,yalnızdırlar...
Adeta sürgün hayatı yaşarlar..Onlar bambaşka diyara aittirler zira...
Aynı dili konuşamaz,aynı yere bakamaz,aynı uğraşlarla mutlu olamazlar...
Duyamazlar birbirlerini işitemezler.. 
Birbiyle konuşsalar bile , işitme duvarlarını aşıp kalbe inemez telaffuz edilen kelimeler...
Kalp gıdaları aynı değildir çünkü...
Ulvi damlalarla mutmain olmayı arzulayan bir kalp 
ve siyah damlacığa iştiyakla kapılarını aralamış bir kalp nasıl  hemhal olabilirki...?
Ruhlar..yalnız kalmış ruhlar...
Ruhlarıyla müsemma bir yaşam sürmeyen ,
Sadece hantal bir ceset elbisesine bürünmüş, 
Ve ruhunu hapsedip nefislerini azade eden ,
Daima onu besleyen cesetle yığılı yeryüzü...
Ne hazin...Ne acı....
R.ÇELİK
[
Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın