๑۩۞۩๑ Fotoğraf & Resim Paylaşım Dunyası ๑۩۞۩๑ => Resimli Konular => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 14 Aralık 2010, 15:38:19



Konu Başlığı: En güzel nida
Gönderen: Sümeyye üzerinde 14 Aralık 2010, 15:38:19
En Güzel Nida

(http://www.islamdinimiz.com/wp-content/uploads/camiler-haftasi-9.jpg)

Ezanla alakali Kur’an-i Kerim’de sarih olarak bir delil yoktur. Ancak fukaha-i kiram ve müfessirin-i izam, “Insanlari hakka davet eden sözden, sesten daha güzel, daha tatli bir ses ve söz var midir?“ (Fusilet, 41/33) ayet-i kerimesindeki „Hakka davet“ ifadesini ezan manasinda anlamislardir.

Evet, Allahu Ekber ile insanlari camiye davet eden ses, en kudsi bir sestir. Ayni zamanda, „Siz namaza cagirdiginiz onlar o cagriyi eglence ve alya konusu yapiyorlardi.“ (Mâide, 5/58) ve „ Ey müminler! Cuma günü namaz icin cagrildiginiz zaman hemen Allah’in zikrine kosun.“ (Cuma, 62/9) ayet-i kerimelerinde gecen „cagrildiginiz zaman“ ifadelerindeki „nidâ“ kelimesiylede isâri olarak ezanin kasd edildigi ifade edilmistir.

Hadis-i Seriflere gelince, Buhari, Müslim, Ebu Davud ve daha pek cok hadis kitabi ezan-i Muhammedi’den bahseder.


Müslümanalar, Medine’ye hicretin birinci yilinda birbirlerini „es Salâ es-Salâ“ veya „es Salâtü câmiatün“ seklinde namaza davet ederlerdi. Ancak bu sekildeki bir cagri cok defa yeterli olmuyor ve uzakta oturanlar bu sesi duymadikalri icin namaza yetisemiyorlardi; dolayisiylada mü’minlerin bir araya gelmesi saglanamiyordu.

Peygamber Efendimiz(sallalâhu aleyhi ve sellem), ashabi toplayarak namaza cagirmak icin nasil bir yöntem kullanmak gerektigini onlarla istisare etti. Bu konuda sahabiler farkli teklif getirdiler. Bazilari can calalim, bazilari boru calalim, bazilari da ates yakalim teklifinde bulundular. Ancak bunlarin hic biri ma’kul bulunmadi ve kabul edilmedi. Bazi sahabiler tarafindan teklif edilen bayrak dikme meseleside uygun görülmeyince o gün icin ortak bir karara varilamadi ve toplanti sona erdi.

Abdulla b. Zeyd de diger sahabiler gibi üzüntüyle evine dönmüs ve yatmisti ki rüyasinda bir zâtin kendisine bilinen ezani talim ettigini gördü. Gördügü rüyayi sabahleyin Efendimiz’e anlatti. Aslinda ayni gece onunla birlikte baskalarida ayni rüyayi görmüslerdi ki bu rüyalarda ögretilen ezanda degisiklik yoktu. Hz. Ömer de ayni rüyayi görenler arasindaydi.

Allah Resulü her birini dinledikten sonra Hz. Zeyd’e dönerek,


„ Gödügünü Bilal’e ögret. Ezani Bilal okusun. Onun sesi seninkinden gürdür.“ Buyurdu.

Namaz vakti gelince Hz. Bilal Medine’nin en yüksek yerine cikarak gür sesi ile ilk ezani okudu.

 O gün-bugün okunan ezani… Allah(cc) kiyamete kadar o ezanin sesini kismasin…

Böylece bir bakima rüya ile bir bakimada Resul-i Ekrem’in tasvip buyurmasiyla ezan, mevcut sekliyle sübut buldu. Efendimiz (s.a.v) devrinde hep böyle devam etti ve etmeliydi de…

Zira „mevrid-i nasta ictihda mesag yoktur.“ Fehvasinca kimse bu mevzuda ictihad edemezdi ve yeni bir hüküm veremezdi. Cünkü bunun altinda Resûlullah’in tasdiki vardi…


(Fasildan Fasila M.F.Gülen 27.06.2008 Zaman)