๑۩۞۩๑ Fotoğraf & Resim Paylaşım Dunyası ๑۩۞۩๑ => Resimli Konular => Konuyu başlatan: Eflaki üzerinde 04 Kasım 2010, 08:10:25



Konu Başlığı: Emaneti terk etmeyin
Gönderen: Eflaki üzerinde 04 Kasım 2010, 08:10:25
(http://umuthuzmeleri.files.wordpress.com/2010/11/nytimes-gaza-boy.jpg?w=580&h=386)

Dr. Emin Şimşek Bey’in Kamerun ile ilgili hatıralarını aktarmaya devam ediyorum:

Onbir sene önce Kamerun’a gelen öğretmen arkadaşlarımız, binbir zahmet ve sıkıntı sonrası Kamerun’da Türk okulu açmaya muvaffak olmuşlardı. Aslında bu eğitime adanmış ruhlar biz doktorlar için bir öncü kuvvet olmuşlardı. Afrika’ya giderken onlar, biz doktorlar gibi 15 günlüğüne değil, dönmemek üzere gidiyorlardı. Kamerun’a gelen doktorları da bağırlarına basmışlar, son güne kadar hastanede birlikte olmuşlardı. Doktorların dönme vakti gelmiş, son gece evlerinde ağırlama yarışına gitmişlerdi. Bir grubumuz Kamerun’daki okulların birinde idarecilik yapan Süleyman Hoca’nın evine misafir olduk. Evinde kendisine şu soruyu sorduk: “Hocam, yurtdışına çıkış hikâyeniz nasıl oldu? Biz doktor camiamıza örnek olması açısından anlatır mısınız?” Israrlarımız sonrası hikâyesini şöyle anlattı:

“Türkiye’den ilk defa Afganistan’a oradan sırasıyla Pakistan, Nijerya ve Kamerun’a geldim. Afganistan’a gitmemiz istendiğinde iç savaşın şiddetli olması hasebiyle önce İran’daki Afganistan Büyükelçiliği’ne gittik. Savaşta yaralanan, eli ayağı kopmuş insanlar getiriliyordu. Biz Afganistan’a vize istediğimizi söylediğimizde, Afgan büyükelçi, “Siz aklınızı yitirdiniz herhalde, burada sakat ve ölenleri görmüyor musunuz? Savaşan bir ülkede ne yapacaksınız?” diyerek bizleri azarladı. ‘Herhalde nasip değil’ düşüncesiyle Türkiye’ye geri döndük. Bir yandan acaba tekrar gidip Afganistan’a gitmeyi denesek mi diyor, diğer yandan savaş olması hasebiyle inşALLAH engelden dolayı mazur olduğumuz için gidemedik diye teselli buluyorduk. Bir gün düz yolda giderken aniden ayağım kayarak yere düştüm. Anladım ki; manevi bir uyarı aldım ve vazife mahallim olan Afganistan’a gitmem gerekiyordu. Tekrar Afganistan Büyükelçiliği’ne giderek zor da olsa vizemi aldım. Afganistan’a gittiğimiz o yıllarda, kurşun izi olmayan bir tane bina yoktu. İç savaşa rağmen ALLAH’ın lütfuyla okulumuzu açmıştık ve eğitime savaşa rağmen devam ediyorduk. Bir gün Taliban askerleri, bizi Müslüman kabul etmediklerinden okulumuza füze atar ile saldırdılar, füze okul duvarına değdi ama patlamadı, tekrar attılar, yine patlamadı. Bu kızgınlıkla okulu bastılar, bütün öğretmen ve öğrencileri tek hizaya sokup adeta bizi esir aldılar. Başlarındaki komutan okuldaki bütün bilgisayar ve teknolojik cihazları kırdırıyor, diğer yandan elindeki telsizden sanki bir haber bekliyordu. Sonra öğreneceğim üzere, bizi öldürmek emrini merkezden almayı beklerken telsizin arızalanması dolayısıyla bu haberin ulaşmadığını kendisi bizi tanıdıktan altı ay sonra okulumuzu ziyaretinde dile getirdi…”

Doktor arkadaşlar, “Hocam, peki bu savaş ortamında bir süreliğine Türkiye’ye dönsek, ortam müsaitleştiğinde geri gelsek şeklinde mülahazaya kapıldığınız oldu mu?” diye sorduk. Süleyman Hocamız şu şekilde cevap verdi: “İçimizde bu şekilde bir düşüncenin oluştuğu bir sırada, bir arkadaşımız rüyasında Efendimiz’in (sas) yanında iki mühim zat ile birlikte: “Emaneti terk etmeyin…” uyarısını bize aktardı ve şunları söyledi: “Ellerinde iki sayfa kâğıt vardı. Birinci sayfada isimlerinin baş harfleri yazılı olanlar inşALLAH ALLAH’ın rızasını kazandılar!.. Onlara müjdeler olsun! İkinci sayfadakiler hizmetlerine ve namazlarına biraz daha dikkat ederlerse inşALLAH onlar da kazanacaklar!” dediler.

 
Abdullah Aymaz