> Forum > ๑۩۞۩๑ Fotoğraf & Resim Paylaşım Dunyası ๑۩۞۩๑ > Resimler > Resimli Konular > Eman ver, kalplerin Rabbi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Eman ver, kalplerin Rabbi  (Okunma Sayısı 503 defa)
26 Eylül 2010, 10:54:58
Eflaki
Gökte oturan melek
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.997


« : 26 Eylül 2010, 10:54:58 »



Eman ver, kalplerin Rabbi!



Gün ışıyor, ama içimde ışıyan en ufak bir zerre yokken alıp başımı gitmek geliyor bu dünyadan… O sırada, en yüce kelâmın şu âyeti karşıma çıkıyor:

“Biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi? Belini büken yükü hafifletmedik mi?” (el-İnşirah, 1-3)

“Elbette zorlukla beraber bir kolaylık vardır. Muhakkak ki, zorlukla beraber bir kolaylık vardır.” (el-İnşirah, 5-6)

Sevdiklerimden yediğim tokat, işittiğim acı sözler peşi sıra geliyor… Sonra, tebessüm eden bir çift mübarek göz geçiyor hayalimden… Kötülükleri iyilikle savmayı öğretiyor, En Yüce İnsan… Mesajını bu tebessümle bırakıyor. İnsanlığıma dair bir mesaj geliyor ötelerden…

“Rahman’ın has kulları onlardır ki, yeryüzünde tevâzu ile yürürler ve câhiller onlara laf attığında (incitmeksizin) “Selam!” derler, geçerler.” (Furkan, 63)

Kocaman tebessümler doğuyor, diğer yüzlerde ve benim içimde… İşte İslâm, kocaman bir tebessüm koyabilmektir yüzlere.

Sıkıntı yaşıyorum; otobüs çok gecikti, trafik çok sıkışık… Bu tıkanıklığı açmaya gücüm yetmiyor… Bunalıyorum… Dur, dur da bir bak! Bunlar senin elinde mi? Güç yetirebiliyor musun? Bütün işler kimin elinde?!

“el-Mütevekkil”…

Her başladığım işin neticesini, Sen’den bilirim Rabbim. Gayretime karşılık veren Sen’sin. Ellerim boş gibi görünse de, nice şerleri def edersin. İsteklerim gerçekleşmemiş olsa da Sen, umut çiçeklerini koyarsın avuçlarıma, sabrımızı denersin… Yılmayan kararlılığı çok seversin… Boş çevirmezsin Allah’ım. Sen el-Mütevekkil’sin! Her şeyi boş vermek mi bu yönelişim… Aslâ! Yapmam gereken, yaşananlar karşısında en güzel cevabı verebilmek… Cevap anahtarım, kalbime indirilen âyetler…

Etrafımda yaşanan olaylar ve insanlar… Çalışıyorum olmuyor. Anlıyorum ki, bunaldığım nokta; kontrol edemeyeceğim şeyleri, kontrol altına almaya çalışmamda imiş.

Ne yersiz üzüntü! Neyi kontrol edebilirsen ona bak…

Yine insanların en güzeli, başkalarını değil, kendini görmeye dair söylenebilecek en güzel sözleri söylüyor: “En hayırlı olanların, başkasının kusurunu değil de kendi kusurlarını görenler olduğunu” söylüyor.

Âlemlerin Efendisi mübarek gözlerinden süzülen tebessümle bakıyor, insanlığımıza… İnsanlığımız şenleniyor. Pedagojinin, psikolojinin gelip dayandığı nokta:
“Nefsini Muhâsebe: (İç görü)”… Aynadaki yüzüm beliriyor; içimin aynasında beliren yüzüm. Meğer ne çıbanlar, ne dikenler varmış… Eyvah! Parmaklarımı ısırıyorum. Başkalarının dikeni batarken, şimdi kendi dikenim batıyor… Umursuz olma! Kendi kusurunu görmekten korkma!.. Başkalarının aynasında kendi kusurlarını seyret. Şimdiye kadar başkalarının kusurlarını kendime dert edinmişim. Çok işim var kendimle…

Okuduğum paragrafta şunlar yazılı:

“Stressiz bir hayat tehlikeli!”

“Sıkıntısız geçen hayat, motivasyonu yok ediyor. Vurdum-duymazlığa sebep oluyor. Zorluklar, insanı daha iyi olmaya zorluyor; sorumluluk duygusunun artmasını sağlıyor.”

Ve şöyle bir ibare:

“Bakış açınızı değiştirin! Olumlu düşünün!”

“Optimist ol!” Yani iyimser ol! Ötelerden açılan sayfalarda şunlar yazılı:

“…Sizin için daha hayırlı olduğu hâlde, bir şeyi sevmemeniz mümkündür. Sizin için daha kötü olduğu hâlde bir şeyi sevmemeniz mümkündür. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” (el-Bakara, 216)

Evet! Şimdiye kadar, her şeyi, bu iki kapılı dar koridor içinde mi düşündüm acaba? Bu bakış açısı kimseyi mutlu etmez, edemez. Her şeyi doğumla ölüm arasındaki dar koridorda mı düşündüm acaba? Meğer etrafımdaki hadiselere dair düşüncelerim, çember çember içine almış beni… Şimdi daralan hâleler açılıyor, açılıyor.

Demek, kötü duygular bırakan her hayat tecrübesi, gelişimime katkıda bulunan bir güzellik unsuru… Ateşe elimi yaklaştırıyorum. Sıcaklığı, yakıcılığını haber veriyor. Yanmaktan koruyan bir kalkan gibi… Bazı acı hayat tecrübeleri de daha kötü olmaktan koruyor. Şeker gibi Amasya elmasına bakıyorum. Ham hâlindeki acılığını, düşünüyorum… Acı çekirdeklerin etrafında hâlelenen şekerpare kayısı ve şeftali gibi… Demek, tatlılığın şartı, acılık… İşte acıları tatlandıran bir âyet daha açılıyor önümde, en mübarek kelâmdan:

“Andolsun ki, sizi biraz korku ve açlık, mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma (fakirlik) ile deneriz. Sabredenleri müjdele!” (el-Bakara, 155)

Acı ve sıkıntıya dair bütün kelimelerin içi boşken, bir anda, içi büyük anlamla doluyor. Üç boyutlu dünyamızda 5. 6. 10. … boyutlardan nice güzellikler sıralanıyor kalbimize… Bu acıların üzerinden, cennete uzanan köprüler kuruluyor kalbimize… Bastığımız yerlerde, ayaklarımız kanasa da, etimiz tırnağımızdan ayrılsa da, başımızı karşı kıyıya çevirdiğimizde her şey unutuluyor. Bu acılar olmadan köprüler kurulmuyor… O âyeti tekrar tekrar okuyorum:

“Her zorluktan sonra bir kolaylık vardır, muhakkak ki, her zorluktan sonra bir kolaylık vardır.”

Yumuşacık bir şefkat eli dolaşıyor, terk edilmiş, yalnızlığı en soğuğundan yaşayan yüreklerin üzerinde…

“Muhakkak ki her zorluktan sonra bir kolaylık vardır.”

Önemli olan da, bakışımızı karşı kıyıya çevirebilmek! Yine Âlemlerin Efendisi, gülüyor insanlığımıza, hastalıklı bir köpeğe yanındakiler başlarını çevirdikleri zaman:

“Dişleri de ne güzelmiş!” diyen tebessümüyle. İslâm’ın en büyük muallimi, her şeyi güzel gören gözleriyle, ışık veriyor insanlığımıza…

İçimde bir burukluk hissettiğim, sıkıldığım zaman, «el-Mü’min» diyorum. Allah’ın en güzel isimlerinden, “el-Mü’min”… Güven veren huzur veren…

“…Mü’minlerin kalplerine güven indiren O’dur…” (el-Fetih, 4)

Dünyanın tüm servetini döksem, yine de bu huzuru satın alamam. Bu duyguyu hiçbir şeyle değişmem.

İşte inanmak, bir pirinç tanesinin içinde saadeti yakalamaktır. Pirincin Rabbi, her şeyden haberdar… Huzuru verecek olan tonlarca pirinç ya da çuvallarca para değil ki, huzur aramakla bulunsun ya da satın alınsın.

Yüreklere hükmeden, huzurun kaynağı da O; el-Mü’min… Eman veren…

Eman ver, kalplerin Rabbi!

Bunalan gönüllere eman ver… Eminliğine muhtacız. Huzur ikliminin ince rahmet yağmurları düşüyor kalp toprağına… Eminlik duygusu sarıveriyor ruhumu. Milyonlarca mutlu balon uçuşuyor gökyüzünde… Acılığı yüzüme giydiren, şimdi tatlı bir ifade koyuyor… İçimin göklerinde milyonlarca mutlu balon uçuşuyor…

 
Ayşegül Zobi

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Eman ver, kalplerin Rabbi
« Posted on: 29 Mart 2024, 07:58:19 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Eman ver, kalplerin Rabbi rüya tabiri,Eman ver, kalplerin Rabbi mekke canlı, Eman ver, kalplerin Rabbi kabe canlı yayın, Eman ver, kalplerin Rabbi Üç boyutlu kuran oku Eman ver, kalplerin Rabbi kuran ı kerim, Eman ver, kalplerin Rabbi peygamber kıssaları,Eman ver, kalplerin Rabbi ilitam ders soruları, Eman ver, kalplerin Rabbiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes