> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > Reşahat > Mevlana Sadeddin Kaşgari
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Mevlana Sadeddin Kaşgari  (Okunma Sayısı 912 defa)
07 Ocak 2010, 16:06:17
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 07 Ocak 2010, 16:06:17 »



MEVLANA SADEDDİN KAŞGARİ

Başlangıçta ilim tahsiline düşmüşler ve ellerdeki bütün kitapları okumuşlar. Muhitleri kalabalık ve kendileri zengin... Tasavvuf yoluna girmeği murat edinince her şeyi bırakmış ve tam bir tecride düşüp Mevlânâ Nizameddin Hazretlerine kapılan­mışlar...

Büyük oğulları anlatıyor :

- Babam yedi yaşındayken babası onu alır ve beraberinde sefere çıkarırdı. Büyük babam ticaretle uğraştığı için sık sık se­yahat eder ve uzun zaman bir yerde kaldığı görülmezmiş... Bir gün, katıldığı bir seferde, babam, kendisiyle yaşıt, fevkalâde gü­zel bir çocuk görüyor ve ona büyük bir sevgiyle bağlanıyor, bir gece indikleri kervansarayın bir odasında birbirlerinin yanında uykuya dalıyorlar. Mumlar sönüp herkes uyumaya başlayınca ba­bama, muhabbet bağladığı çocuğun elini, yüzüne ve gözüne sürmek arzusu geliyor. İçinde bu arzu, tam elini uzatacağı zaman görüyor ki, odanın bir köşesi yarılmış, oradan heybetli bir kimse çıkmış, elinde şamdan ilerliyorlar, babama doğru bir nazar atıyor ve tek kelime söylemeden karşı tarafa geçiyor, orası da yarılarak geçip gidiyor ve oda tekrar karanlığa boğuluyor, babam bu tecel­liden öyle sarsılıyor ki, bir an evvelki arzudan içinde hiç bir eser kalmıyor ve haşyetle dolarak uyumaya çalışıyor.

Mevlânâ Sadeddin Kaşgarî Hazretleri 12 yaşındalar ve yine babalariyle birlikte seferdeler. Bir gün kervansaray kapısında otururken görüyorlar ki, bir alay bezirgan orada birbiriyle hesap görmekte ve çekişmekte... Çekişmeleri öyle uzamış, dallanmış, budaklanmış ki, çocuk Mevlânâ Hazretlerine birdenbire bir göz­yaşı hücum etmiş ve yüksek sesle ağlamaya başlamışlar. Bezir­ganlar bu yüksek sesle ağlayıştan hayrette... Çocuk Mevlânâ´ya sormuşlar :

- Sana ne oldu ki, böyle, durup dururken, hiç sebep ol­maksızın hüngür hüngür ağlamaya başladın?

- Sizin yüzünüzden, demiş Mevlânâ Sadeddin Kaşgari "Hazretleri; sabahtan beri buradayım,-aranızda hırs yüzünden çe­kişme ve dalaşmadan başka bir şey görmedim. Bir an için olsun Allah´ı düşünmediniz ve anmadınız! Size acıdığım için ağlıyo­rum!

Mevlânâ Sadeddin Kaşgarî Hazretleri kendilerini bir müd­det ilme verdikten sonra büyük marifet cazibesine kapılırlar ve Mevlânâ Nizameddin Hazretlerinin hizmet ve sohbetlerinde yıl­larca pişiyor, gelişiyorlar.

Arada, şeyhlerinin müsaadesiyle Hicaz seferine çıkmışlar... Horasan´a geliyorlar ve Herat´ta asrın şeyhlerinden Seyyid Kaasım Tebrizî Hazretlerine, Mevlânâ Ebu Yezid Pûrânî Hazretleri­ne, Şeyh Zeynüddin Hâfî Hazretlerine, Şeyh Bahaeddin Ömer Hazretlerine rastlıyorlar.

Seyyid Kaasım Hazretleri hakkında fikirleri :

- Âlemdeki yüksekliklerin ve bütün evliya hakikatlerinin toplayıcısı...

Mevlânâ Ebu Yezid Pûrânî hakkında

- Allah´tan başka hiç bir şeyle işleri yoktur; ve nazarların­da, vâki olan her şey Allah´ın kârıdır.

Şeyh Bahaeddin Ömer hakkında :

- Aynaları Allah´a karşıdır ve zattan başka hiç bir şey na­zarlarına değmez.

Şeyh Zeynüddin Hazretlerini de şeriat anlayışlarındaki derinliğiyle överlermiş.

Buyuruyorlar :

- Hâlimin başlangıcında Herat´a gelmiştim. Bir gece rü­yamda beni yüksek bir toplantıya götürdüklerini gördüm. Orada Herat´ın bütün evliyası hazırdı. Beni o toplantıda iki kişi müstes­na, herkesin üstüne geçirip oturttular. O iki kişinin biri Abdullah Tâki, öbürü de Hoca Abdullah Ensârî idi. O rüyadan uyanınca kendimde mağrur bir soğukluk hissi duydum. Gece yarısı kalk­tım ve o soğukluğu gidermek için bir çare aramak üzere dört do­laşmaya başladım. Birdenbire ayağımda müthiş bir sızı duydum. Bir akrep ayağımı sokmuştu. Sabaha kadar feryat ettim ve o aci ve zahmet yüzünden acze düşüp gurur soğukluğundan kurtul­dum.

Buyuruyorlar :

- Bir nice yıl Mevlânâ Nizameddin Hazretlerinin sohbetin­de bulunduktan sonra içime hac ziyareti arzusu düştü. Mevlânâ´dan izin istedim. Dediler ki : «Israrla nazar ettiğim halde seni bu yıl hacıların kafilesinde göremiyorum!»

Evvelce gördüğüm rüyalardan bir takım işaretler almıştım. Mevlânâ Hazretleri hâlimi görüp buyurdular : «Korkma! Elbet­te gidersin!» ve ilâve ettiler : «Gördüğün rüyaları Şeyh Zeynüd­din Hazretlerine anlat ki, şeriat anlayışında merd ve sünnet cad­desinde sabittir. Şeyh Zeynüddin´den muratları Zeynüddin Hâfî idi ki, o asırda Horasan´da irşâd makamında bulunuyorlardı. Horasan´a gelince, Mevlânâ Hazretlerinin buyurdukları gibi, 0 yıl hacce gidemeyeceğim belli oldu. Ondan nice yıl sonra hac müyes ser oldu.

Mevlânâ Abdülgaffur Lârî :

- Mevlânâ Sadeddin Hazretlerinin rüyaları son derece na zikti. Mürşidi Mevlânâ Nizameddin´i öyle görmüştü ki, bu görü­şe şeriatin zahiri tahammül edemezdi. O sebepledir ki, Mevlânâ Nizameddin Hazretleri ona «korkma!» diye teselli verip kendisi­ni şeriat bağlılığında emsalsiz olan bir ferde gönderdiler ve rü­yasını ona anlatmasını emrettiler. Şeyh Zeynüddin Hazretleri gi­bi bir şeriat bağlısından alacağı hükümle, Mevlânâ Sadeddin Haz­retlerinin kalbinde itminan ve teselli doğacağım düşündüler, is­tediler ki, bu yolda akıl almaz çok şey bulunduğunu Mevlânâ Sa­deddin Hazretleri öğrensin.

Gerçekten bu tarikatte akıl erişmez noktalar çoktur. Sada­katli talihlere gereken odur ki, pîr hizmetine eriştikten sonra ka­fa ve sebep arama derdini bir tarafa bırakıp şeyhine teslim olma­yı bilsin...

Şeyh Feridüddin Attâr Hazretleri, «Mantık-üt-tayr» isimli kitabında, sülük erbabının hâlini kuşlar dilinden hikâye eder. Bü­tün kuşlar sülük makamını canlandıran Hüdhüd isimli kuşun ar kası.na düşüp gaye noktasına giderken yolun korkunçluğunu gö rür ve geriye dönmek isterler. O zaman Hüdhüdün onlara hitab bu yolun çile ve cilvelerini göstermek bakımından son derece mâ nalıdır.

Evet, bu yol, rahatına düşkünler yolu değil, âşıklar, canla riyle oynayanlar yoludur. Aşksız bu yol alınmaz ve korkak bezir gân bu yolda bir şey kazanamaz. Derdi olmayana bu şifahanede derman bulunmaz.

Buyuruyorlar :

- Mürşidimin emriyle Şeyh Zeynüddin´e o rüyaları anlat tim. Dedi ki: «Bana biy´at et ve irademe bağlan!» dedim ki: «Be­nim biy´at ettiğim ve iradesine bağlı olduğum zat hayattadır. Siz emin bir insan olduğunuza göre söyleyiniz : Bir kimsenin mürşi di sağken başka birine biy´at etmesi ve iradesine bağlanması caizse ben de öyle yapayım.» dediler : «istihare et!» dedim ; «Be­nim istihareme itimadım yoktur!» dediler : «Sen istihare et, biz de ederiz.» Gece olunca istihare ettim. Rüyada gördüm ki, Hâcegân tabakasından geçen azizler Herat´a ziyaret için gelmişler... Şeyh Zeynüddin de orada... O yerin ağaçlarını kesiyor ve duvar­larını yıkıyorlar, öyle bir kahr ve gazap içindeler ki tarifi müm­kün değil. Gördüm ki bu rüya başka tarikata girmekten beni alakoymaya işarettir. Rüyadan sonra içimdeki tereddüt ve dağdağa silinip gitti. Ayağımı uzatıp rahat rahat uyudum. Sabah olunca Şeyhin huzuruna çıktım. Ben daha rüyamı anlatmadan kendileri söze giriştiler : «Tarikat birdir; hep aynı noktaya çıkar. Sen yine eski yolunda meşgul ol! Eğer bir müşkülün olursa bize bildir! Eli­mizden geldiği kadar medet edelim!.»

Şeyh Hazretleri de o gece istiharelerinde gayet büyük ve heybetli bir ağaç görüyorlar. Sayısız dallan var. Şeyh Hazretleri o dallardan birini koparmak istiyorlarsa da bir türlü başaramıyorlar. Bunun üzerine bildiğimiz mukabelede bulunuyorlar.

Buyuruyorlar :

- Mevlânâ Nizameddin Hazretlerinden Hicaz seferine izin istediğim vakit dediler ki: «Badiyede kafileyi gördüm : içlerinde sen yoktun!» Sükût ettim. Birkaç günden sonra tekrar izin iste­dim. Verdiler ve dediler : «Var git; lâkin bizden bir öğüt kabul et! Sakın sana öğüt verip işlememeni istediğim işi yapayım deme! Zira biz işledik ve pişman olduk. Bu pişmanlığın bağlı olduğu hacaleti kıyamete dek çeksek yeridir!» Ve öğütlerini verdiler: «Sende Allah´ın kahrı tecelli ettiği zaman sakın onu kullanayım deme! Nitekim Hoca Üsameddin hakkında ve bazı inkarcılar üze­rinde ben kullanmıştım.» (Hoca Üsameddin, Mevlânâ Hazretlerinin hastalıktan kurtardıktan sonra yakışıksız hareketlerini gö­rüp bâtınlarından çıkardıkları ve hemen düşüp öldüğünü haber aldıkları insan). Ben kendilerinden bu nasihati kabul ettim. Bir­kaç zaman sonra bana öyle bir hâl oldu ki, gözlerim kime dokunsa kendinden geçer, kendini kaybeder oldu. Eğer yanıma gelse­ler belki helak olurlardı. Ve ben o hâlin ilk zuhurunda evin bir köşesinde kapanıp gizlenmek zorunda kaldım. Böylece on dört gün, gece ve gündüz dışarıya çıkmadım. Uzaktan bana yakınlık gösterip benimle görüşmek isteyenlere de elimle işaret verip mâ­ni olmağa çalışıyordum. Bu vaziyet, o hâl benden gidinceye ka­dar devam etti.

Mevlânâ´nın üstün bağlılarından biri, şeyhin hikmetlerin bir risale halinde toplamıştır, o risaleden birkaç damla veriyoruz :

Buyurdular :

- Allah ile meşgul olmak âlemde her şeyden kolaydır. Zi­ra insanlar, mevcutlar arasında bir şey bulmak istediler mi, ev­velâ onu isterler, sonra da bulurlar. Allah´ı ise evvelâ bulurlar, sonra isterler. Eğer bulmasalardı nasıl isteyebilirlerdi.

Buyurdular :

- İnsan birini sevince ister ki, herkes de onu sevsin... Mu­habbet gayreti, sevdiğini gizli tutmayı isterken, muhabbetin ke­mâli de kimsenin onu inkâr etmemesini ister. Hattâ bütün âle­min ona bağlı ve istekli olması için ne yapacağını bilemez. Bu yüzden, sevdiğinde mevcut kemâl vasıflarını nasıl anlatmak ka­bilse öyle anlatır ki, insanlar ona tutkun olsun.

Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Mevlana Sadeddin Kaşgari
« Posted on: 27 Nisan 2024, 03:57:59 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Mevlana Sadeddin Kaşgari rüya tabiri,Mevlana Sadeddin Kaşgari mekke canlı, Mevlana Sadeddin Kaşgari kabe canlı yayın, Mevlana Sadeddin Kaşgari Üç boyutlu kuran oku Mevlana Sadeddin Kaşgari kuran ı kerim, Mevlana Sadeddin Kaşgari peygamber kıssaları,Mevlana Sadeddin Kaşgari ilitam ders soruları, Mevlana Sadeddin Kaşgari önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes