> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > Reşahat > Hoca Hz.'lerinin Evladı ve Yakın Akrabası
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hoca Hz.'lerinin Evladı ve Yakın Akrabası  (Okunma Sayısı 992 defa)
11 Ocak 2010, 18:51:55
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 11 Ocak 2010, 18:51:55 »



HOCA HAZRETLERİNİN EVLADI VE YAKIN AKRABASINDAN

Hoca hazretlerinin ilk oğullan Mehmed bin Abdullah... Bâ­tın ve zahir ilimlerinde derin; ve naklî ve aklî meselelerde kemâl derecesinde... Kur´ân, sünnet ve siyerde en ince meseleleri çöze­bilecek ihtisasa sahip... Böyleyken bâtın ilimlerinde de hoca haz­retlerinden pay sahibi... Hoca hazretleri, oğullarına âdeta hürmet derecesinde bir sevgi ile bağlıydılar. Bir gün meclislerinde giyim ve kuşamdan yana tekellüfsüz otururlarken oğullarının gelmekte olduğu haberi verildi. Hemen harem tarafına geçip tekellüflü şe­kilde giyindiler ve oğullarım karşılamak üzere dışarı çıktılar. Son­ra onu baş köşeye, kendi yanlarına oturttular. Etraflarında Se-merkant´ın en ileri âlimleri, mahdumlarına Beyzâvî tefsirinden bir parça okuttular ve şerhini istediler. «Hazret-i Hâcegân» lâ­kaplı mahdumları öyle hikmetler bildirdi ki, hayran olmayan kal­madı. Giderken de mahdumlarını kapıya kadar uğurladılar ve sonra yerlerine geçip önceki tekellüfsüz kılıklarına büründüler.

«Reşahat» sahibi:

— Bir gün hoca hazretleri mahdumlarını görmek arzusu ile bulundukları köye doğru yola çıktılar. Ben de, tek başıma, ardlarından gittim. Meğer Hâcegân hazretleri, fakirin ismini daha ev­vel biliyorlarmış. Pederimin bazı eserlerini okumuşlar. Bana iltifatlar ettiler ve buyurdular : «Pederinizin vaazlarını ve nefesle­rinden aşağı yukarı herkesi faydalandırdıklarını işitmiştim. Tefsir inceliklerinde de misilsizmişler...» Bir aralık söz :

يَانَارُكُونِى بَرْدًاوَسَلاَمًاعَلَىاِبْرَاهِيمَ

Yâ Nâru kûni berden ve selâmen âlâ İbrahim

âyetine intikal etti. Hakimlerin, nâr (ateş) kelimesini Nemrud´un gazap ateşi; ve berd (soğukluk) kelimesini de o gazabın söndürülmesiyle tefsir edişlerini kabul etmediler. Âyetteki ateşi maddî, soğukluğu da o maddeye müesser bir vakıa olarak ifade ettiler ve bu hususta öyle deliller gösterdiler ki, kaleme alınsa bir kitapçık olurdu. Hikmetleri ise en yüksek idrak seviyesine göreydi. Bu fa­kiri üç gün, üç gece alakoydular ve uyku zamanı dışında hiç yal­nız bırakmadılar. İkimiz yalnız kaldıkça hoca hazretlerinden ba­his açtılar ve onlara bağlılık usullerinden ve sohbetlerinden fay­dalanma ölçülerinden nice nükteler söylediler. Üç gün sonra bu fakire gitme müsaadesi verdiler ve bir de at inayet edip rahat se­yahat imkânını sağladılar. Baht Hanın zuhurunda ve Özbek taife­sinin Semerkant´ı istilâsında Endican taraflarına kaçıp oradan be­ka âlemine göçtüler. Mübarek kabirleri oradadır.

Mahdumları anlatıyor :

— Hoca hazretleri Taşkend´deyken akrabamızdan bize kom­şu bir kimse, hasta yatıyordu. Halam onu ziyaret etmek istedi. Hoca hazretleri «Ziyaret gerekmezi» diye ona engel oldular ve o sırada Firket tarafına gittiler. Halam, hoca hazretlerinin gidişini fırsat bilerek, hazır kendileri yokken bir ziyaret yapayım diye ev­den dışarı çıktı. Evden sokağa adımını atar atmaz, at üzerinde ho­ca hazretleri :

«Hastayı ziyarete mi gidiyorsun? Sana da hastalık geçer di­ye korkmuyor musun?. O zaman da seni ziyaret etmek lâzım ge­leceğini düşünmüyor musun? Hemen geri dön!» Halam hemen geri dönmüş ve dönmesiyle beraber ateşi yükselerek yatağa düş­müş... Nice zaman sonra Hoca hazretleri Firket´ten dönmüşler ve halama demişler ki : «Sana gitme dediğim hâlde hasta ziyaretine gidip hasta olmak nene gerekti?» Benim halam irfan sahibi kadın­lardandı. Hoca hazretlerinin iltifatiyle Allah ehlinin yüksek de­recelerine ermişlerdi.

Mahdumları anlatıyor :

— Hoca hazretleri hâllerinin başındayken kendilerine sık sık kabz (bunalma ve daralma) arız olurdu. Her kabza tutuluşlarında sokağa çıkıp tekrar gelirler ve her defasında başka şekillerde (hal´-ü-leks) görünürlerdi. Fareza on defa gidip gelseler, her bi­rinde ayrı adam olarak göze çarparlardı. Öyle zaman olurdu ki, haremdeki kadınlar «evde bir yabancı erkek var!» diye çığlığı ba­sarlardı. Hoca hazretleri de tebessüm edip yine kendi aslî şekille­rine dönerlerdi. Bu yüzden neşelenerek kabzları da kalkardı.

Büyüklerin şekil değiştirme kudretlerine ait bu nakiller, Mevlânâ Cami hazretlerinin Nefahat´lerinde yazdıkları gibi, hoca Nasırüddin Ubeydullah hazretleri tarafından Mevlânâ Yakup Çerhî hazretlerinde müşahede bir tecelli ile de sabittir. Hoca Nasırüd­din Ubeydullah hazretleri Mevlânâ Yakup Çerhî´nin yüzünde ha­fif bir leke görüyor ve bundan içine soğukluk düşüyor. Sert ve ha­şin bir muamelede gördüğü içinde bâtını ondan dönüyor ve alâ­kası kaybolacak hale geliyor. İkinci ziyaretinde ise hem şekil, hem de ülfetini o kadar değişmiş, güzelleşmiş, tatlılaşmış buluyor ki, «Bu kadar güzellik, incelik ve cana yakınlığı o zamana kadar kim­sede görmemiştim!» diyor.

Mevlânâ Câmi hazretleri :

— Hoca hazretleri şekil değiştirmeğe (hal´-ü-leks) ait bu bahsi anlatırken, benim fevkalâde sevdiğim ve bağlı olduğum bir azizin şekline hüründüler. Vefatından beri de hayli zaman geç­mişti. Ondan sonra o şekil değiştirip (hal´edip) yine kendi öz heyet­lerinde göründüler. Bir aralık bu tecelli benim hayalim üzerin­de bir tesir midir, gördüğüm kendi vehmim midir diye düşün­düm. Fakat sonradan öğrendim ki, hoca hazretleri başkalarına da o şekilde görünmüşler. Benim kanaatime göre bu iktidar hoca hazretlerinde iradî, yani emir ve arzularına bağlı bir keyfiyetti. Ve Mevlânâ Yakup Çerhî vakasının ispatı için belirtilmiş bir ma­rifet...

«Reşahat» sahibi:

— Mevlânâ Hacı Mirza ve Hafız İsmail isimli, Sadeddin Kaşgarî hazretlerine bağlı iki mürid, hoca hazretlerinin, kendile­rine, üstadları Mevlânâ Sadeddin şeklinde göründüğünü söylemiş­ler ve hâdisenin zaman ve mekânım sıhhatle tayin etmişlerdir. Fi­lân zamanda, falan yerde, bir ağacın dibinde ve bir dere kenarın­da...

Mahdumları anlatıyor :

— Hoca hazretleri, Mirza Ebu Said´in ricasiyle Taşkend´ten göçüp henüz Semerkant´a gelmemişlerdi ki, hizmetkârlarından bi­rine Semerkant´a giderek kendilerine birkaç kutu sâf bal alması­nı emrettiler. Adam gitti, balı aldı, teneke ve tahta kutulara yer­leştirdi, kutuları da sahtiyanla gayet sağlam şekilde bağlayıp dön­meğe hazırlandı. Tam o anda gözü, tanıdığı bir dükkân sahibine ilişti. Dükkâna uğrayıp sahibiyle biraz dertleşmek istedi. Kutula­rı önüne koyup bir kenara ilişti. O sırada dükkâna gayet güzel bir kadın geldi ve eskiden beri tanıdığı dükkâncı ile konuşmaya baş­ladı. Hoca hazretlerinin hizmetkârı kadına birkaç kere şehvetle nazar etmekten kendini alamadı. Nihayet yola düzüldü, yerine vardı ve kutuları hoca hazretlerinin önüne koydu. Hoca hazretle­ri gazapla kaşlarını çattılar ve bağırdılar: «Ey saadet yoksunu adam, ben sana bal ısmarlamıştım, sen bana şarap mı getiriyorsun?» «Aman efendim, ben size emriniz gereğince saf bal getir­dim!» Kutuları açtılar ve şarapla dopdolu olduğunu gördüler.

«Reşahat» sahibi:

— Hoca hazretlerinin mahdumları, Seyyid Takiyüddin Mehmed Kermanî hazretlerinin damadı idiler. Seyyid hazretlerinin kerimelerinden üç oğulları ve iki kızları olmuştu. İlk oğlu, hoca Nizameddin Abdülhadi, ikincisi, Hâvend Mahmud, üçüncüsü hoca Abdülhak... Zevcelerinin vefatı üzerine nikahladıkları ikinci ha­remlerinden de yine üçü erkek ve ikisi kız, beş çocukları oldu. Bi­rincisi hoca Abdül´alîm, ikincisi hoca Abdülşehid, üçüncüsü hoca Abdülfeyz... Bir Türk cariyesinden de hoca Mehmed Yusuf isimli yedinci erkek evlâd...

Hoca hazretlerinin ilk oğullan Mehmed bin Abdullah «Hazret-i Hâcegân» dan sonra ikinci oğulları, hoca Mehmed Yahya´­dır. Babalan tarafından son derece sevilen ve makbul tutulan ev­lât... Hoca hazretleri, ömürlerinin sonuna doğru Mehmet Yahya´­yı vekilleri tayin ettiler ve kabirlerinin mütevelliliğini ona verdi­ler. Hoca hazretlerinin meclislerine her gelişinde en ince bir ir­fan lisaniyle konuşur ve muazzez pederini muhatap tutardı. Şu şekilde ki, mecliste daima ilim ve fazla ehli hazır bulunur ve ken­disini dinlerdi. Mevlânâ Câmi hazretleri, Mehmet Yahya´yı gayet muhterem tutar ve ona itimat ve itikadını daima muhafaza eder­di. Derdi ki : «Hoca Mehmet Yahya hazretlerinin «Hâcegân» silsilesiyle manevî münasebeti tamdır. Zira ağabeyi Hâcegân hazret­lerine ilmî nisbet galip olmuşken kendilerine cezbe nisbeti hâkim olmuştur.»

«Reşahat» sahibi :

— Bir gün hoca Mehmet Yahya hazretleri bu fakire dediler ki : «Gel, seninle Mevlânâ Muhammed Rûsî hazretlerini görmeğe gidelim!» Fakir, bu emir üzerine kendilerine refakat ettim. Mev­lânâ, camie bitişik evlerinde bizi kabul etti. Takındığı edeb ve ta´zim tavrı büyüktü. Buluşmamız, başından sonuna kadar sükût içinde geçti. Ertesi gün Mevlânâ Rûsî hazretlerine gittim. Dedi ki: «Hoca Mehmet Yahya hazretlerinde bu ne letafet ve istidattır ki, dün kendileriyle karşılaştığım zaman nisbetlerine duyduğum incizap yüzünden, az kaldı, haykıracak ve üstümü başımı paralayacaktım. Bu sözü Hoca Mehmet Yahya hazretlerine naklettim. Bu­yurdular : «Mevlânâ ile karşılaştığımız zaman ben kendimi nefye-dip onu ispat ettim. Bende fazilet adına ne gördülerse kendilerini gördüler.»

«Reşahat» sahibi:

— Hoca Mehmet Yahya hazretleri, pederleri hoca Ubeydullah hazretlerinin vefatından sonra kendilerini büsbütün «Hâcegân» nisbetlerine verdiler. Yıllarca, gecelerini, hoca Ubeydullah hazretlerinin kabirleri karşısında geçirirler, sabaha kadar vakitle­rini, dizleri üzerinde ve murakabeye tahsis ederler ve teheccüt namazından başka bir vesileyle yerlerinden kalkmazlardı.

Horasan ahalisinden biri hoca hazretlerinin vefatlarından son...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hoca Hz.'lerinin Evladı ve Yakın Akrabası
« Posted on: 28 Mart 2024, 11:51:27 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hoca Hz.'lerinin Evladı ve Yakın Akrabası rüya tabiri,Hoca Hz.'lerinin Evladı ve Yakın Akrabası mekke canlı, Hoca Hz.'lerinin Evladı ve Yakın Akrabası kabe canlı yayın, Hoca Hz.'lerinin Evladı ve Yakın Akrabası Üç boyutlu kuran oku Hoca Hz.'lerinin Evladı ve Yakın Akrabası kuran ı kerim, Hoca Hz.'lerinin Evladı ve Yakın Akrabası peygamber kıssaları,Hoca Hz.'lerinin Evladı ve Yakın Akrabası ilitam ders soruları, Hoca Hz.'lerinin Evladı ve Yakın Akrabası önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes