Konu Başlığı: Ramazanlarımız sıradanlaşmasın Gönderen: Sümeyye üzerinde 13 Ağustos 2010, 14:59:26 Ramazanlarımız Sıradanlaşmasın Evlerimizin bir aylık misafiri Ramazan, güzelliğiyle beraber akıp gidiyor Bizim bu nazlı ve cömert misafirimiz, vereceği her şeyi vermeye çalışıyor İçimize sindire sindire, kendini bize sevdire sevdire Yarın gideceğini bildiğimiz için de bir taraftan tatlı bir hüzünle bulunuyor aramızda Her gün ayrılık vakti biraz daha yaklaşıyor İnsan olduğumuzdan mıdır nedir, çabuk alışıyoruz ve çabuk ülfete giriyoruz Bu ülfet, alışma ve ısınma manasında güzeldir ama bir de işin olumsuz tarafı var: Sıradanlaşma Evet, Ramazan gibi her tarafından rahmet, mağfiret, güzellik, orijinallik, tazelik dökülen bir ay bile, insanoğlunun yapısındaki o zamana bağlı sıradanlaşmaya kurban gidebiliyor Ne kadar cazip de olsa, ilk haftadan sonra bu mübarek aya ait ibadet ve güzellikler, diğer zamanlarda yaşadığımız birer adetmiş gibi orijinalliğini kaybedebiliyor Televizyonların iftar sahur programları, gazetelerin Ramazan ekleri, belediyelerin iftar çadırları elbette bu taptaze ayın güzelliğini yansıtan şeyler ve bize kazandırdığı yenilikler mutlaka vardır Fakat, ibadetlerimiz! Mesela her akşam kıldığımız teravihlerimiz, her gün okuduğumuz Kur'an satırları, her gece kalktığımız sahur ve yine her gün yaptığımız iftarlarımız… Acaba ilk günkü tazeliğini koruyor mu? Hadisi şerifte "inanarak ve sevabını Allah'tan umarak" diye tarif edilen o oruca ait keyfiyet, acaba her zaman korunabiliyor mu? Kimseyi kritik etme peşinde değilim Hele hele birilerini itham etme kastım da yok fakat bir insan olarak yaşadığım halet-i ruhiyeyi paylaşmak istiyorum insanız ve en göz alıcı güzellikler karşısında bile bıkma, usanma, durgunlaşma, durağanlaşma, sıradan görme gibi özelliklerimiz var Belki cennetteki orijinalliklerden biri de, insandaki bu "ülfet edip sıradan görme" duygusunun alınması olacak Gerçi orada her şey her an tazeleniyor Her hafta cemâlullahı seyretmekle etrafımızdaki bütün varlık bir başka güzelleşiyor Fakat dediğimiz gibi, insandaki o eritici sıradanlaşma/sıradanlaştırma duygusu karşısında, belki cennetin muhteşem renkleri bile matlaşacaktı Dolayısıyla cennet tadında bir ramazanın bu duygularımıza kurban gitmemesi için gayret etmemiz gerekiyor Bu gayretlerin başında okumak başta gelir kanaatindeyim Ramazan ayının faziletine, orucun hikmet ve sevaplarına, teravihin bütün geceyi manalandıran iksirine, her güzel amele karşılık hesapsız verilen sevaba dair yazılanları okumak Sonra bunlar üzerinde düşünmek, kendimizi sık sık sorgulamak, "nasıl gidiyor Ramazan'ın" demek Bütün amel ve ameliyelerimizi gözden geçirmek Sonra da amellerimizi daha bir duyarak eda etmeye çalışmak Yukarıda bahsettiğimiz, hadisi şerifteki "inanarak ve sevabını Allah'tan umarak oruç tutmak" kaydı çok önemli Çünkü, insanoğlu gayrete gelir ve çok güzel ameller işler Sonra da bunu sağda solda anlatır Anlatması belki Allah'ın lütuflarını anmak ve insanları gayrete sevk etmek içindir Ancak çok hilekâr olan şeytan ve onun içimizdeki maşası nefis, böyle masum duygulara bile bir şeyler karıştırabilir İnsan farkına varmadan kendini anlatma yoluna girebilir Onun için de, sürekli bu hadisi hatırlamak icab eder Sadece Sen'in için Ya Rabbi deyip oruca başlamak, bir tek Senin rızan için Allahım deyip iftar etmek Teravihe O'nun için koşmak Rükûda sübhane rabbiyel azim'i ilk günkü gibi duya duya okumak "İnanarak" kelimesi, hadiste "İmanen" şeklinde geçiyor ve bu kelimeyi Hocaefendi şu şekilde açıyor: "İnanılması gerekli olan her şeye ve oruçla alakalı dinî hükümlere kalpten inanmak; orucun farz olduğuna, karşılığında büyük mükâfat bulunduğuna ve her şeyden öte rıza-yı ilahiye bir vesile teşkil ettiğine hiç tereddüde düşmeksizin iman etmek" Ardından gelen "ihtisaben" kelimesini ise şöyle izah ediyor: "Sevabın Allah'tan beklenmesi manasına gelmektedir; dünyevî beklentilere girmeme, sadece Allah'ın hoşnutluğunu gözetme ve mükâfâtı O'nun rahmetinden umma demektir"[1] Evet, son on güne girdik İnanarak ve sevabını Allah'tan umarak bir daha bismillah diyelim Doya doya duya duya bir Ramazan daha yaşamaya çalışalım Sîrû alâ beraketillah = Koşun Allah'ın bereket deryasına doğru Rasim Haner |