๑۩۞۩๑ Ramazan Ayı Özel Dünyası ๑۩۞۩๑ => Ramazan Ayı Tavsiyeleri => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 12 Ağustos 2010, 22:09:38



Konu Başlığı: Oruç bir ruh terbiyesidir
Gönderen: Sümeyye üzerinde 12 Ağustos 2010, 22:09:38
Oruç bir ruh terbiyesidir


Oruç tutmayan, sabretmesini bilmez, nefsini normal şekilde kullanma yollarını gözetmez. Hele refah içinde yaşayanlar, hiç oruç tutmazlarsa, bütün hürriyetlerini şehevi arzularına kaptırırlar. Şunun bunun hukukuna ve malına tecavüzden kendilerini alamazlar, haram helal seçmezler. Hatta vicdanları da istemeye istemeye rezaletlere atılırlar. Nihayet nefislerine de zulmederler, kendilerini akıl ve vicdanın, din ve imanın aksine telef ederler. Böyle şehvet esiri olanlar, o kadar sabırsız ve o kadar açgözlü olurlar ki, bir gün aç kalmakla hemen ölüvereceğiz zannederler. Bu zanla da orucu zararlıymış gibi kabul ederler. Halbuki oruç, gerek fert ve gerekse toplum açısından büyük bir ruh terbiyesini içerdiği gibi, aynı zamanda midenin ve bedenin dinlenmesiyle sıhhî ve tıbbî açılardan vücuda ait birtakım faydaları bulunan bir beden eğitimini de içine almaktadır.

Ali Budak




Oruç kadar sevaplı bir ibadet yoktur


Orucun sevabına işaretle, Peygamberimiz bir hadislerinde şöyle buyurmuşlardır: “Allah katında oruç kadar sevaplı bir ibadet yoktur.” (Nesâi, Siyam, 43)

Başka bir hadislerinde de: “Oruç, nefsinin çektiği yiyecek ve içeceklerden kimi alıkoyarsa, Cenab-ı Hak onu cennet meyvelerinden yedirip, cennet ırmaklarından içirir.” (el-Hündi, Kenzü’l-Ummal, 3/328);

“Cennette Reyyan denilen bir kapı vardır ki oradan sadece oruç tutanlar girebilir.” (İbn Mace, Siyam, 1);

“Oruç tutan helâlinden rızkını temin ettiği zaman ahirette hesaba çekilmez.” (el-Hündî, Kenzü’l-Ummal, 3/328);

“Oruç tutanın uykusu ibadet, susması ise tesbih sayılır. İyilik ve ibadetlerine kat kat ecir verilir. Duası Allah tarafından kabul edilip günahları affedilir.” (el-Hündî, Kenzü’l-Ummal, 3/327)

Oruç, kıyamet günü oruçlu için şefaat edecek, Cenab-ı Hakk’a niyazda bulunup, “Ya Rabbi! Ben onu gündüzleri yiyip içmekten ve zevklerinden alıkoydum. Bunun için onun hakkındaki şefaatimi kabul buyur.” diyecektir. Cenab-ı Hak da orucun bu isteğini kabul edip, oruçluya şefaat etme izni verecektir.” (el-Münziri, et-Tergib, 2/84)

Ali Budak




Oruç günahlara perdedir


"Oruç perdedir. Biriniz birgün oruç tutacak olursa kötü söz sarfetmesin, bağırıp çağırmasın. Birisi kendisine yakışıksız laf edecek veya kavga edecek olursa "ben oruçluyum!'' desin (ve ona bulaşmasın).'' (Kaynak: Buhari, Savm bölümü)

Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) rivayet ediyor:
“Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Ademoğlunun her ameli katlanır. (Zira Cenab-ı Hakk'ın bu husustaki sünneti şudur:) Hayır ameller en az on misliyle yazılır, bu yediyüz misline kadar çıkar. Allah Teâla Hazretleri (bir hadis-i kudside) şöyle buyurmuştur: “Oruç bu kaideden hariçtir. Çünkü o sırf benim içindir, ben de onu (dilediğim gibi) mükâfaatlandıracağım. Kulum benim için şehvetini, yiyeceğini terketti.”



Oruç, emaneti korumayı öğretir


Oruç, gizli ve açık her zaman emanete riayet edilmesini öğretir. Zira Allah'ın helal kıldığı nimetleri yiyip-içmekten kaçınmayı sağlayacak Allah'tan başka bir gözetici yoktur. Oruçlu, sabahtan akşama kadar Allah'ın çizdiği sınırlara riayet eder. Onca orucu bozma imkânlarına ve hiç kimsenin görmemesine rağmen mümin, fevkalâde bir ciddiyetle orucunu sürdürür. Ve akşama kadar emaneti muhafaza hissiyle dolar taşar. Oruca karşı gösterilen bu tavır, Müslüman’ın bütün hayatına akseder. Dolayısıyla oruç tutan insan, bütün hayatı boyunca kendisine emanet olarak verilen şeylere karşı da son derece dikkatli davranmayı öğrenir.

Ali Budak



Orucun dengi yoktur


Allah uğrunda yapılan her işin mutlaka bir sevabı vardır. Onun karşılıksız kalması düşünülemez. Ama oruca gelince onun sevap yönüyle dengi yoktur. Ebu Umame (ra) şöyle diyor: “Rasûlullah’a yapmam gerekli bir amel söylemesini istedim. O da “Oruç tut. Zira onun dengi yoktur” dedi. ben yine tekrar ederek aynı şeyi sordum. O, “Oruç tut, zira onun dengi yoktur.” Şeklinde cevap verdi, Ben üçüncü kez yine sordum. O aynen, “Oruç tut, zira onun dengi yoktur” (Nesâi, Sıyam, 43) buyurdular.

Ali Budak




Oruç Allah’a kavuşmayı hatırlatır


Oruçlunun her saati, her saniyesi ve her âşiresi Allah’ı, Allah'ın nimetlerini ve netice itibariyle de en büyük nimet olan Allah'a lika (kavuşma) nimetini hatırlatması itibariyle çok kıymetlidir. Oruç bu fonksiyonunu iki yolla yerine getirir. Bunu, lezzetlerin zevâliyle, zevâl bulmayacak nimetlere iştiyak; ve yine elemlerin zevâliyle gelen lezzet şeklinde özetleyebiliriz. Sabahtan akşama kadar aç ve susuz olan insan, zâhiren sıkıntı çekse de, oruç ibadetinin getireceği uhrevî semere (yani Allah’a kavuşma), ona bütün elemleri unutturabilir. Oruçlu, bütün gün şehvetini, yemesini, içmesini unutur ve sürekli Rabb’iyle buluşmayı düşünür. Bu düşünce sayesinde hayatî bütün faaliyetleri, istikamet dâiresinde cereyan eder.

Ali Budak




Oruç sabrın yarısıdır


Allah’ın yüklediği ibadet mükellefiyetini sırtında taşımaya sabretme, O’ndan gelen şeyler karşısında sarsılmama, O’nun kapısından ayrılmama, günah fırtınaları ve günah tufanı karşısında kendini koruyup dişini sıkma vs. bunlar dinin yarısını teşkil etmektedir. “Oruç ise sabrın yarısıdır.” Zira sabrın diğer yarısı başka şeylere dağılmıştır.
Oruçta bir yönüyle şehevât-ı nefsâniyeyi gemleme oldugu için, günahlara karşı sabır, diğer bir yönüyle aç-susuz durma gibi (hususiyle sıcak günlerde) bir işin altına girmekle ibadete karşı sabır vardır. Böylece oruç, dinin dörtte birini teşkil etmiş oluyor. Dolayısıyla o, dört büyük ve mühim esas olan namaz, oruç, zekât ve hac ibadetlerinden biridir. Ve hem de yukarıda da belirttiğimiz gibi oruçta, hem ibadet taate, hem beşerî arzu ve isteklere, hem şehevânî duygulara ve hem de kaprislere bir set çekme ve mani olma hâli vardır.

Ali Budak

Oruç, tasarruf ve kanaati öğretir


Oruç, insanlara tasarrufu öğreten önemli bir disiplindir. İstediği şeyi ve aklına geldiği zaman, hiçbir sınırlama getirmeden yapmaya alışık bir insan, oruçlu olduğu zaman mecburen onu yapamayacaktır. Meselâ, her aklına estiği zaman yemek yiyen, maddî olarak vücûdunun arzularına boyun eğen insan, oruçlu olduğunda mecburen akşamın olmasını bekleyecek, dolayısıyla da bu bekleyiş sayesinde, tasarrufu öğrenecek ve sorumsuzca yaşamaktan uzaklaşmış olacaktır.

Ali Budak




Orucun mânâsı


Oruç ile alakalı âyetlerden ve Peygamber’imizin öğrettiklerinden anlaşıldığına göre orucun dindeki mânâsı; nefsin en büyük istekleri olan yeme, içme ve şehevî arzular gibi bilinen zaruri ihtiyaçlardan, niyet ederek bütün gün kendini tutmaktır. Tam anlamıyla tarif etmek gerekirse diyebiliriz ki: Ehliyetli bir insanın sabahın başlangıcından güneşin batışına kadar karın hükmünü taşıyan, içine herhangi bir şeyi sokmaktan ve cinsî ilişkiden, ibadet niyetiyle nefsini alıkoyması yani kendini tutmasıdır.

Ali Budak



Oruç tutmak neden çok önemli?


Oruç kendisini Hakk’a vermiş ve Allah için aç kalacak kimselerin yapacakları vazifenin belli bir zaman içinde formüle edilmiş şeklidir. Siz riyâzat yapacaksınız. Cesediniz rağmına rûhunuzu geliştireceksiniz. Letâifinize fer vereceksiniz, kuvvet kazandıracaksınız. Bunu yogiler gibi, mistikler gibi, kendi bildiğiniz gibi yapmayacaksınız. Rabb’in formüle ettiği, şekillendirdiği gibi yapacaksınız.
Binaenaleyh ne mücerret aç durmak bir meziyet ve fazilettir, ne de önüne gelen her şeyi abur-cubur yemek insanlıktır, fazilettir, meziyettir. Yerinde riyazat yapacaksın fakat yaptığın şeyi Rabb’in emirleri dairesi içinde yapacaksın. Onun içindir ki bir yogi sittin sene aç dursa altı ay ağzına bir şey koymasa Allah indinde fazilet ve meziyet adına bir adım ileriye atmaz.
Mümin akşam yer, sahurda yer. Allah’ın emri dairesi içinde orucu yaptığından dolayı sevap kazanır, meziyet kazanırda Allah -celle celâlühû- “Bu işi benim için yaptı, mükafatını da ben vereceğim.” der.
Mümin cesedinin rağmına rûhunu terbiye edecek. Cesedine, tenine fazla düşkün olan insanların, kamil rûha sahip olmaları düşünülemez. Ancak Allah’ın vardığı ölçüler içinde, Resûl-ü Ekrem -aleyhi’s-salâtü ve’s-selâm-’ın pratikte yaşadığı ölçüler içinde, siz cesedinize kısmen perhiz yaptırtıp, riyazat çektirdiğiniz nispette, rûhunuzda yücelik duymaya başlayacaksınız. Ve bu bakımdan da Resûl-ü Ekrem -aleyhi’s-salâtü ve’s-selâm-, oruç tutmayı bu istikamette eli-ağzı, kulağı-dili, dudağı bağlamaya sabrın yarısı demiş. Ve sabra da dinin yarısı demiş. Böylece orucu ağzını bağlamayı Allah için dinin çeyreği saymıştır. Allah için oruç tutan bir insan dininin çeyreğini yaşıyor demektir. Geriye kalan ibadet-ü taatıyla, akidesiyle vesâiresiyle diğer üç çeyreğini de yaşayacak kamil, mükemmel mümin ve Müslim haline gelecektir.

Ali Budak




Orucun sayılamayacak kadar faydası vardır; ama...


Devamlı çalışan bir makinenin belli bir süre durdurulup dinlendirilmesi, ondan daha iyi verim almaya ve onu daha uzun zaman kullanmaya vesile olacağı gibi, senenin 11 ayı yoğun bir şekilde çalışan midemizin de bir ay dinlenmesi ve yoğun yemek baskısından kurtulması onun daha sağlıklı olmasını sağlayacaktır.
Rabbimiz’in bizden istediği bütün ibadet ve davranışların hem bedenimize hem de ruhumuza -bildiğimiz, bilemediğimiz- pek çok yararı vardır. Ancak Müslümanlar olarak biz, bu ibadetleri faydalarından dolayı değil, Allah emrettiği için yaparız. Oruç tutan sağlıklı olur Efendimiz (sas), Ahmed ibn Hanbel’in Ebu Hureyre’den rivayet ettiği bir hadis-i şerifte “Oruç tutun ki, sağlıklı olasınız.” buyuruyorlar. Bu, hastaların oruç tutup iyileşmesi manasına değildir. Çünkü orucun anlatıldığı ayette ve dinin uygulamalarında hasta olanların oruç tutmayacakları ve hastalığının şekline göre bazen tutmamaları gerektiği anlatılıyor. Efendimiz’in (sas) bu sözü günümüzde daha iyi anlaşılmakta ve orucun insan vücuduna faydası daha iyi görülmektedir. Bazı gazeteler ve doktorlar Ramazan ayı gelince, daha ziyade kimlerin oruç tutmaması gerektiğini anlatıyorlar. Halbuki dine karşı önyargısı olmayan bir uzmana sorulsa o, şunu söyleyecektir: “Normalde rahatsızlığı olmayan bir insana orucun hiçbir zararı yoktur. Aksine orucun insan vücûduna değişik faydaları vardır. Devamlı çalışan mide, karaciğer ve diğer sindirim organlarının dinlenmesi ve kendi kendilerini toparlaması insana büyük bir fayda getirir.” Çünkü oruç bir perhizdir. Vücutta depolanan zararlı yağların erimesine katkıda bulunur. Oruçlu insan belli bir düzen içinde yaşar. Tabi bir de orucun hakkı verilerek tutulur, iftarda birkaç günlük yemek yenmezse, bu, insanın biraz kilo vermesine; damar sertliği, yüksek tansiyon, kalp gibi hastalıkların kendisinde bulunmamasına yardımcı olur. Sinir sistemine faydası vardır Orucun bedene faydasının yanında ruha ve sinir sistemine de faydaları vardır. Çünkü oruçlu bir insanda ibadeti yerine getirmenin verdiği iç huzuru vardır. Memleketimizde daha ziyade öğleden sonra görülen gerginlikler oruçtan ziyade hayatın kargaşasından kaynaklanmaktadır. Aslında orucu Efendimiz’in (sas) anlattığı gibi tutanlarda bu hiç görülmez. Toplumsal dayanışma ve yardımlaşmayı artırır İnsan oruç tutup aç kalınca fakirlerin çektiğini daha iyi anlar ve bu konuda içinden fakirlere daha fazla yardım yapma duygusu gelir. “Tok açın halinden ne anlar?” şeklinde bir atasözümüz vardır. Biz de aç hale gelerek açın halinden anlama seviyesini yakalarız oruçta. Oruç insan iradesini güçlendirir Oruçlu bilir ki, kendisini devamlı gören ve gözeten bir Rabbi vardır. O yüzden insanların arasında bir şey yemediği gibi gizli olarak da yemez. Önündeki yemekleri elini uzatsa alabilecek bir ortamdadır. Yanında başka kimse de yoktur; ama o iradenin hakkını verir ve vakit gelmeden tek bir lokma bile yemez. Dini hassasiyetlerimiz oruçla pekişir Allah Rasulü (sas) insanları aldatmayı ve yalan söylemeyi bırakmadıkça Allah’ın bizim oruçlarımıza değer vermeyeceğini anlatır. Esasen dini hayat bir bütündür. O yüzden bedenimiz oruç tutarken, gözümüz ve dilimiz de oruçtan nasibini almalıdır. Müslüman’ın oruç tutmasının sebebi nedir? Orucun insana pek çok faydası vardır ki, bunlar sadece şu an için bildiklerimiz. Belki ileride orucun başka faydaları da ortaya çıkacak ve bu, şükrümüzü artıracaktır. Biz orucu hiçbir zaman bu faydaları elde etmek için tutmayız. Çünkü dinde Allah’ın emretmesi ve yasaklaması önemlidir; hikmetler değil. Müslümanlar olarak biz sadece “Rabbimiz emrettiği için” oruç tutarız ki, buna dini literatürde “taabbüdîlik” denir. “Bırakın, artık oruç tutmanıza gerek yok!” dediği zaman da “Bayram” ederiz.

A. ELİF KARYAĞDI





Oruç, ihtiyaç sahibini görmemizi sağlayan bir gözlüktür


İçtimai yapımızda insanın arasıra kendisini meşru şeylerden alıkoymasının insanın kendisi için çok büyük tesiri vardır. Nice kimseler vardır ki fakr-u zaruret ve ihtiyaç içinde yüzerler. Ve bunların yanı başında niceleri de vardır ki, onlar da nimetler içinde yüzerler. Ama bu nimet içinde yüzenlerin onlardan haberi yoktur. Bu haberi olmama durumu ise alt tabaka ile üst tabaka arasında ciddi müsademe meydana getirecektir. Bir topluluk içinde zengininde hiss-i semahat yoksa, fakirinde alt tabaka da da şayet, kanaat hissi yoksa, istiğnâ hissi yoksa, fazilet hissi yoksa, Allah’a tevekkül hissi yoksa, o içtimâi yapı içinde müsademe durmayacak, çarpışma durmayacaktır ve bu korkunç vuruşmanın önünü hiçbir silahla alamayacaksınız.
Binaenaleyh faziletli bir topluluk, “Medine-i Fazıla” ile anlatılan ve ütopya içerisinde kendisine yer verilen faziletli topluluk, -pratikte- zengini hiss-i semahatla meşbû’ bulunan bir topluluktur. Fakiri de hiss-i tevekkül, kanaat ve istiğnâ hissiyle meşbû’ bulunan bir topluluktur. Binaenaleyh Ramazan-ı Şerif bu mevzuda da bizim his ve heyecanlarımızı tahrik eder. Biz bizim gibi olmayanları görme imkanı buluruz. Fakirleri görme imkanını buluruz. Aleyhissalatü vesselamın sözünü hatırlarız. “Kendisi tokken komşusu aç ise o bizden değildir.” tehdidini hatırlarız. Yani “O topluluk Hazreti Muhammed’in cemaati değildir.” tehdidini hatırlarız.
Oruç tutmakla açlığın ne demek olduğunu, susuzluğun ne demek olduğunu, gündüz akşama kadar çalıştıktan sonra yiyecek, içecek bir şey bulamamanın, tenâvül edecek bir şey bulamamanın ne demek olduğunu o sürette hatırlarız.


Ali Budak
 


Konu Başlığı: Ynt: Oruç bir ruh terbiyesidir
Gönderen: Hafsa Nur 6.D üzerinde 30 Aralık 2014, 21:06:14
orucun insana o kadar çok yararı var ki hem bu dünyada hemde ahirette..
bu dünyada olanlara örnek olarak;

oruç ibadeti her şeyden önce insana sabır ve zorluklarla mücadeleyi öğretir. Oruç, açlığa, susuzluğa ve benzeri isteklere karşı koymayı alıştırarak, sabırlı olmayı  öğretir.

Oruç tutan bir kimse yeme içime gibi bedensel istek ve alışkanlıklarından uzak durur. Bu durum onun iradesini güçlendirir, disiplinli bir hayat yaşamayı, davranış  ve arzularını kontrol altına almayı öğretir.

Oruç bizlere nimetin değer ve kıymetini öğretir. Normal zamanlarda kıymetini ve değerini bilmediğimiz nimetlerin bizim için ne kadar önemeli olduğunu öğretir. Bu da bizi şükre sevk eder.

Yılın 365 günü yorulan midemiz ve diğer sindirim sistemimiz bu ayda dinlenir. Bu da bizi sağlıklı kılar

 Oruç yardımlaşma ve dayanışma duygusunu geliştiren bir ibadettir. Oruç tutan varlıklı bir kimse, yoksulluğun ne olduğunu aç ve susuz kalarak daha iyi öğrenir. Bu sayede yoksulluğun sıkıntısını bizzat yaşar. Yoksulların yaşadığı güçlüklerin farkına varır. Yoksullara daha çok yardım yapmayı arzular.

Yapılan bu yardımlar insanlar arasında şefkat ve merhamet duygularını geliştirerek sevgi ve saygı bağlarını kuvvetlendirir. Bunun sonucu olarak da toplumun huzur ve mutluluğuna katkıda bulunur.

Oruç, gönül dünyamızı zenginleştirir ve toplumsal bütünlüğümüzü pekiştirir. Ramazan ayında kurulan iftar ve sahur sofraları, kılınan teravih namazları ve mukabele gibi dinî uygulamalar toplumdaki bireyleri birbirine yakınlaştırır .
ahirette olanlara örnek olarak;

Oruç tutmak bir anlamda gün boyu ibadet hâlinde olmak demektir. Bu da sorumluluk duygusunu geliştirir. Bu bilinçte oruç tutan bir kimse; söz ve davranışlarına  dikkat eder. İyiliklere, güzelliklere yönelir. Kötü söz ve davranışlardan uzak durmaya özen gösterir. Böylece güzel ahlak sahibi olur.
oruç bir ruh terbiyesidir. oruç tutamayan sabredemeyen kişilere sabretmeyi öğretir.
Oruç kadar sevaplı bir ibadet yoktur Orucun sevabıyla ilgili, Peygamberimiz bir hadislerinde şöyle buyurmuşdur: “Allah katında oruç kadar sevaplı bir ibadet yoktur.” (Nesâi, Siyam, 43)
oruç günahlara perdedir.oruç ayında eğer güzel ahlaklı bir biçimde orucumuzu tutarsak 2 katı sevap alırız ancak oruçluyuz ama dıştan hiç oruçlu gibi görünmüyosak mesela küfür ediyoruz kötü şeylere bakıyoruz. ibadet edeceğimiz yerde aylak aylak geziyoruz vs. bunlar gibi hareketler yaparsak, 2 katı kadar günah işlemiş oluruz.



Konu Başlığı: Ynt: Oruç bir ruh terbiyesidir
Gönderen: Ceren üzerinde 20 Haziran 2015, 18:53:28
Esselaçu aleykum.Rabbim razı olsun paylaşımdan Sümeyye abla.Oruç tutan sabırlı olur,kendi nesine hakim olur,günahdan kaçınır,ruhunu temizler,ruhunu besler.Rabbim hakkıyla tutan kullarından eylesin bizleri inşallah...