๑۩۞۩๑ Ramazan Ayı Özel Dünyası ๑۩۞۩๑ => Ramazan Ayı Makaleleri => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 13 Ağustos 2010, 14:38:14



Konu Başlığı: Ramazanın çekim alanına girerken
Gönderen: Sümeyye üzerinde 13 Ağustos 2010, 14:38:14
Ramazanın çekim alanına girerken


Üç aylara Girerken


 
"Her hasenenin sevabı başka vakitte on ise, Receb-i Şerifte yüzden geçer, Şâban-ı Muazzamda üç yüzden ziyade ve Ramazan-ı Mübarekte bine çıkar ve Cuma gecelerinde binlere ve Leyle-i Kadirde otuz bine çıkar Bu pekçok uhrevî faydaları kazandıran ticaret-i uhreviyenin bir kudsî pazarı ve ehl-i hakikat ve ibadet için mümtaz bir meşheri ve üç ayda seksen sene bir ömrü ehl-i imana temin eden şuhûr-u selâsenizi (üç aylarınızı) tebrik ediyoruz"
 Dinî anlatımda "Şühûr-ü selâse", yani üç aylar olarak bilinen bu mevsimin girmesiyle birlikte Müslüman ruhları bambaşka bir hava kaplar Çünkü bu aylar İlâhî rahmetin coştuğu aylardır Diğer vakitlerde iyilik ve ibadetlere on sevap veriliyorsa, Receb, Şaban ve Ramazan aylarında gittikçe yükselen bir oranda kat kat fazla sevap verilir
Meselâ, başka zamanlarda okunan her bir Kur'ân harfi için on sevap yazılmaktadır Receb ayında bu sevap yüz olarak yazılır, Şaban'da üç yüzü aşar, Ramazan'da bine çıkar Cuma gecelerinde binleri bulur Kadir Gecesinde de otuz bine ulaştığını düşünürsek, üç aylardaki mübarek vakitlerin âhiret ticareti bakımından ne kadar kıymetli bir fırsat olduğunu anlayabiliriz
Bu bakımdan üç aylar “pek çok uhrevî faydaları kazandıran ticaret-i uhreviyenin (âhiret ticaretinin) bir kudsî pazarı ve ehl-i hakikat ve ibadet için mümtaz bir meşheri (sergisi)” olarak vasıflandırılmıştır Bilindiği gibi, pazarlar ve fuarlar mühim ticaret yerleri arasında yer alırlar Haftanın belli bir gününde belli bir yerde kurulan pazarda, insanlar her türlü ihtiyaçlarını karşılarlar O gün sabahtan akşama kadar pazarın ucuzluğundan istifade etmek mümkündür Ama o gün pazara gidemeyen bir insan, aynı şartlar altında alışveriş yapabilmek için bir hafta beklemek zorundadır Çünkü pazar bir günlüktür
Aynı şekilde, üç aylar da yılda bir defa kurulan ve ahiret ticaretinin yapıldığı pazarlardır İstifade etmesini bilenler, bu pazardan büyük kazançlar sağlarlarAhirete yönelik amellerini diğer vakitlere oranla arttırırlar Daha fazla Kur'ân okurlar, ilme daha fazla yönelirler, uykularından kısarak ilim ve tefekküre, ibadet ve İslâmî hizmetlere daha fazla vakit ayırırlar Hayırlı işlerde birbirleriyle yarış içine girerler Böylece, “bu çok sevaplı ibadet ayları”ndan tam bir istifade ile çıkarlar Bir mânâda, bu mübarek vakitlerde yapılan manevî hizmetler, insanın ebedî hayatı için yapılmış en kârlı “yatırım” olur
Buna karşılık, üç ayların fazilet ve kıymetinden haberdar olmayıp da değerlendiremeyenler, herkesin istifadesine açık tutulan çok kârlı bir ticaret imkânından mahrum kalmışlar demektir Bu kimseler, aynı imkânı tekrar ele geçirebilmek için bir yıl daha beklemek zorunda kalacaklardır
İşte üç ayların ve bu aylardaki mübarek gecelerin büyük bir coşkunlukla ihya edilmesi bu bakımdan da önem kazanıyor Çünkü bunlar şeâirdendir, İslâmın sembolü ve alâmetlerindedir
Bu açıdan şeâirin duyurulmasında hem İslâmın izzet ve şerefinin gösterilmesi, hem de İslâmın mânâsından uzak yaşayan insanlara örnek olunması gibi büyük hikmetler vardır
Namazlarda, bilhassa Cumalarda ve Kandil gecelerinde camilerin mü'minlerle dolup taşması, radyo ve televizyonda Kur'ân ve mevlidlerin okunması, camilerin mahyalarla (iki minare arasının ışıklı güzel yazılarla) süslenmesi, hattâ kandil simitlerinin dağıtılması, bu İslâm sembolünü ilân eden huzur verici hadiselerdir
Böylece bütün mü'minler âhiret kazancına yöneliyor Herkes Allah'ın rızası yolunda sonsuz bir yarışa giriyor Ve oluşan manevî hava, bütün bir topluma huzur veriyor Bu huzur havasından herkes derecesine göre istifade ediyor Yapılan ibadetler, okunan Kur'ânlar, Arş'a yükselen ihlâslı dualar, bitip tükenmek bilmeyen bir şevkle devam ettirilen İslâmî hizmetler, İlâhî rahmetin celbine vesile oluyor Ayrıca sırf Allah rızası için ve ihlâsla yapılan bu hizmetler, günahların, sefahetlerin ve zulümlerin kirlettiği manevî havamızı temizliyor
Şu halde, her yıl bizlere ikram edilen bu bulunmaz fırsattan istifade etmeliyiz Bunun için, mü'min kardeşlerimizle daha sık bir araya gelip sohbetlerde bulunabiliriz Aramızda Kur'ân'ı paylaşıp imkân nisbetinde günlük ve haftalık hatimler yapmaya başlayabiliriz Makbul dua ve zikirleri daha çok okuyabilirizİslâmî eserlere daha fazla vakit ayırabiliriz İslâmın hakikatlerini yayma ve anlatma hususunda daha fazla gayret gösterebiliriz Bu yolda göstereceğimiz en küçük bir gayret, en azından bire yüz netice verecektir
Bu arada, üç ayların ve kandil gecelerinin evlerimizde ve aile fertleri arasında ayrı bir mânâ içinde yaşanması gerektiğini de unutmamalıyız Çocuklarımız
o manevî havayı soluya soluya büyümelidirler Bunun için, mübarek gecelerde onları hediyelerle sevindirip, camilere alıştırmakta büyük faydalar vardır
Ayrıca, sabaha karşı seher vakitlerinde uyanık bulunmaya çalışarak İslâm âlemi için ve mü'min kardeşlerimiz için dualar etmenin fazilet ve kıymeti sonsuzdurO feyizli vakitte yapılan duaların kabul ihtimali çok kuvvetlidir
Bu bakımdan gerek kendimizin, gerekse diğer mü'minlerin dünya ve âhiret imtihanlarında başarılı çıkmaları için Cenab-ı Hakka niyazda bulunmak ve Ondan yardım istemek suretiyle, hem sıkıntı ve musibetlere karşı sarsılmaz bir dayanak noktası bulmuş, hem de tükenmez bir teselli kaynağına kavuşmuş oluruz
(1) Şuâlar, s416
(2) Emirdağ Lâhikası, 1:40
(3) Kastamonu Lâhikası, s935 Mektubat, 281-285


Mehmet Paksu, Mübarek Aylar, Günler ve Geceler