ORUCU, UYKUYA TUTTURMAK!Bir Siirtlinin, yine Siirtli memur bir arkadaş varmış. Yıllık iznini, hep Ramazan ayında kullanırmış. Böylece, sabah saatlerinde mesaiye gitmek külfetinden kurtulur, Ramazan geceleri, teravih namazını kıldıktan sonra, gece geç saatlere kadar çayhanelerde, arkadaş sohbetlerine takılır, sahur vakit evine gider, sahurunu yaptıktan ve sabah namazını da kıldıktan sonra, saatini ikindi namazından bir saat öncesine ayarlayarak kurar, başını yastığa koyar ve uykuya dalarmış.

İkindiye 1 saatlik süre kalıp da çalar saat alarm verince, uykudan kalkar, abdestini alır, öğle namazını kılar. Sonra ikindi namazı için camiye gider. Cami çıkışı, evin ihtiyaçları için bir süre alışverişe takılır. Bir de bakar ki, iftar saati gelmiş.

Sonra, oruçtan söz açılınca:

-Vallahi, Ramazan çok güzel geçiyor!

Dermiş. Ramazan ayı ile ilgili tutumunu bilen bir arkadaşı, yine bir sohbet esnasında:

-Vallahi, Ramazan çok güzel geçiyor!

Deyince, dayanamamış ve söylenmiş:

-Senin için elbette Ramazan iyi geçecek. Biz de senin gibi ORUCU, UYKUYA TUTTURABİLSEK, bizim için de iyi geçecek ya, maalesef o imkânımız yok!

Elbette, bu arkadaşın orucu geçerli amma, unutulmaması gereken bir husus var. Ecir, çekilen külfete göredir.

Emeğine sağlık çok hoş bi paylaşım olmuş... Rabbim razı olsun.....bu sıcak daa çalışanlarr gerçekten orucun gerçek külfetini çekiyolar....