> Forum > ๑۩۞۩๑ Ramazan Ayı Özel Dünyası ๑۩۞۩๑ > İlim Dünyası İle Ramazan Ayı > Ramazan Ayı Faziletleri > İşte geldi Ramazan
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İşte geldi Ramazan  (Okunma Sayısı 1042 defa)
12 Ağustos 2010, 19:43:10
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 12 Ağustos 2010, 19:43:10 »



İşte geldi Ramazan!



Mübarek Ramazan bu yıl da bütün ihtişamıyla başladı Recep ve Şaban kardeşler yerlerini bin kardeşlerinden daha hayırlı büyük ağabeyleri Ramazan-ı Şerif’e bıraktılar O da bütün bereketi ve şevketiyle ruh dünyamızı doldururken bünyelerimiz de onun sükûnetiyle şimdiden huzur buldu Efendimiz, “Receb ayı Allah’ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır” buyurmuştur Bundan anlıyoruz ki, evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu da ateşten azad olan Ramazan-ı Şerif her Müslüman’ın kendi manevi dünyasını nurlandırma derdine düştüğü ve günahlarından kurtulma gayreti yaşadığı, yaşaması gereken bir aydır Habib-i Ekrem (sas) “Oruçlu için iki sevinç vardır: Biri, orucu açtığı zamanki sevincidir; diğeri de Rabb’ine kavuştuğu zamanki sevincidir Oruçlunun ağzından çıkan koku, Allah indinde misk kokusundan daha hoştur” buyuruyor Bu sevinçler içinde, tatlı telaşlar içinde geçen Ramazan günlerinde birbirinden ayrı his ve heyecan dalgaları yaşanıyorKimileri kısmetiyle “Kadir Gecesi”nde doğuyor, kimileri Ramazan’ı görüp Bayram’ı göremeden bu fânî dünyadan ayrılıveriyor Ramazan moduna girmek kolay değil Hayatı bildik ritmi içinde yaşayıp dururken birden Ramazan “mod”una girmek herkes için kolay değil “İlk gün orucunun” keyifli unutkanlıklarını Ercüment E Talû merhum bakın nasıl anlatıyor: Birinci gün intibakı zordur “Ramazan’ın birinci günü daima halkta bir acemilik olur Orucun kendine mahsus tiryakiliği, neşesi, sekri ile henüz ülfet etmeyen vücutlar, dimağlar biraz zahmet çeker Sabahleyin eyyam-ı adiyede böyle âdet edindiği için erkenden yataktan fırlayıp, tam başı ucundaki tütün paketine sarılırken: “Efendi ne yapıyorsun, Ramazan unuttun mu?” ikazıyla kendine gelenler, tramvayda sigarayı ağızlığa takıp tam kibriti çaktığı sırada yanında oturan efendinin dik dik bakışından mütenebbih olanlar, mendilini ararken cebinde bulduğu eskiden kalmış bir tek kebap fındığını ağzında çiğneyip yutacağı esnada simitçinin: “Ramazaniyelik, sıcak, sıcak!” avazıyla oruçlu olduğunu hatırlayanlar, hep bu mübarek ilk günde sık tesadüf olunur şahsiyetlerdir” (İkdam, 2 Ramazan 1339/11 Mayıs 1921) Eski Ramazanlar diye bir şey yoktur! “Eski Ramazanlar” diye bir şey yok İnanmayın ‘Şimdiki Ramazan’dan başka bir Ramazan yok Giden gitmiş Eldekinin kıymetini bilmekte fayda var Teravihe gidebiliyor, cami çıkışında ya da bir dost sohbetinde bu güzel ayın mânâ ve ehemmiyetine dair kıymetli zatlardan iki satır hayırlı bir söz işitiyor, güzel muhabbetlere şahit olabiliyorsanız işte olay bu! Ramazan’ın mübarek ikliminde mübarek hilalin gölgesi üzerinizdeyken bir fukara kapısına çaktırmadan iki poşet bir şey bırakabiliyor, halinize şükredip “Ümmet-i Muhammed’in hâl-i pürmelâline dua etmek” için alnınızı secdelere koyabiliyorsanız, “eski” Ramazanlarla avunmanıza gerek yok Yoksa, Ramazan neş’esi sönmüş bazı amcaların, ‘nerede o eski Ramazanlar’ avuntularına kanmamak gerekiyor O Ramazanlar hemen yanımızda Eski Ramazanlar nostaljisini tetikleyen ise akılda kalan küçüklüğümüze ait heyecan dolu geniş katılımlı davetleri canlandıran iftar masası manzaraları Hani şu neredeyse birçoğu artık hayatta olmayan yakınlarımızla dolu olan sofralarRamazan “yeme” ayı mı? Ramazanlarda oruç mahmurluğunun verdiği tazyik sebebiyle olsa gerek yemek ve meşrubat muhabbetleri ayrı bir yer tutar Halbu ki, Ramazan “yeme” değil “yememe”, nefse hakim olup bir yıl boyu yiyemeyenlerin hallerini anlama ayıdır Bu ay içindeki eğlence için ise zekat ve sadakalarla şenlenen fukara hanelerinin neşesi herhalde yeter de artar bile Ramazan, açlık ve susuzluktan lezzet almanın, bu tarifi “mümkünsüz” güzel halin devamıyla kul oluşun eşsiz lezzetini tatmanın ayıdır “Terafi” değil teravih! Teravih ibadeti, televizyonlardaki “entelektüellerin” “aslında 8 rekat mıydı, yoksa 28 rekat mıydı!” diye al takke ver külah tartıştığı süre içinde bitiveren, adı üstünde “maddi manevi rahatlama” sağlayan İlahi bir ikramdır Makbulü aheste aheste, her dört rekatta bir salât-ı ümmiyeyi şöyle keyifli keyifli okuyarak kılmaktır; ancak bazı gençler kendilerince haklı olarak kronometre mikyasınca derecelendirmeye tabi tuttukları hocaefendiler arasından “en jet” olanını yine seçmeye çalışacaklardır Ancak işin sonunda, hiç teravihe gitmemiş bir adamcağızın şeytanın bacağını kırıp afacan yavrusuyla caminin yolunu tutup da hatimli teravihe denk düşmesiyle, ha şimdi biter ha şimdi biter derken uzadıkça uzayan namazın arasında çocuğu eve yollayıp, “Söyle anana, iş inada bindi!” dedirtmesi durumuna düşmemek lazım Merhaba Ey Şehr-i Gufran Özellikle payitaht şehri olmuş yerlerde eskilerden kalma güzel âdetlerden biri de teravihin son sünneti kılındıktan sonra okunan “Merhaba ey Şehr-i Ramazan, merhaba” diye başlayıp 15 gün devam eden kasidelerdir Onun bir de son 15 gün okunan “Elveda Ey Şehr-i Ramazan, elveda” kısmı vardır ki, ehlinin lisanıyla söylenirse dinlemeye yürek dayanmaz Trendy oruçlar Sebepleri saymakla bitmez, görülen o ki son yıllarda “clubber” denen “pub” gençliği arasında da oruç tutmak giderek yaygınlaşıyor Magazin ilavelerine göre oruçlarını alkolsüzcene açıp sonra “sabbaha kadar” o bar onun, bu bar onun dolaşan gençler de peydah olmuş Ne diyelim Allah kabul etsin Hurma, zeytin, su ve tuz Ramazanlar için iftarda oruç açarken kullandığımız “anasır-ı erbaa/dört unsur” “hurma, zeytin, su ve tuz”dur Hurmasız bir iftariyelik düşünmek mümkün değil Bal gibi lezzetiyle tüm günün halsizliğini birden gideriverir Daha Ramazan gelmeden, seyyar satıcı tezgahlarını, kuruyemişçi dükkanlarını renk renk, çeşit çeşit hurmalar süsler Ve tabii ki Ramazan pidesini de unutuyor değiliz Özellikle Anadolu’nun birçok yerinde çocukların ellerinde kâfî sayıda yumurta ile içi susam dolu takvim yaprağından mamul fişeklerle fırınlarda bekleşmeleri gözlerimizde canlanıyor Oruç kontrolleri Çocukken orucun kritik raddelerinde “Aç bakiim ağzını” denip, yaşdengi afacanların dilleri peynir gibi beyaz olmuş mu olmamış mı kontrol edilirdi Beyaz değilse, “Kesin orucu yedin Babana diycem!” ikazları muzipçe devam ederdi Ancak son zamanlarda bu kontrol daha değişik oluyor Bazı kurum ve kuruluşlarda personelin oruç tutup tutmadığı daha incelikli olarak kontrol edilebiliyor Mesela sahur vakti evde ışık yanıyor mu? Yanıyorsa eyvah! Oruç tutması pek muhtemel bu kabil personel her nedense mübarek Ramazan boyunca amirleri tarafından pek bir izzet ü ikrama mazhar olabiliyor Ani sigara, çikolata, meşrubat vs ikramları gibi Bu kaçıncı orucunuz? İlkokul çağlarında bu soruya verilecek cevap genelde şöyle olurdu: “Geçen yıl hasta oldum 4 tane tuttum, bu sene ise şimdiden 6 oldu!” Artık, cevabımız “Ya bu son orucum olursa!” şeklinde olmalı Evet, ya bu son Ramazanımsa, binlerce insan gibi bir dahaki Ramazan’ı bırak, ya Kadir Gecesi’ne yetişemezsem, hadi onu da bırak ya yarın iftarda bizim helvamız yenirse!” diye düşünmek ve o duygu ve teslimiyetle oruca niyet etmek gerekiyor Çünkü o kadar tanıdığımız var ki, geçen sene iftar davetine icabet etmiştik, bu sene ise onlar “sofra duası”nda yâd ediliyorlar Kaybedenler için büyükanneleri, dedeleri ve yakın akrabalarıyla bir iftar sofrasında buluşabilmek öyle büyük bir nimet ki! Bu hüznü henüz kaybetmemiş olduklarımızla neş’eye çevirmekse bizim elimizde İftar sohbetleri ne güzeldir İftar davetleri köyler, kasabalar, kentler ve gurbet ellerde başka başka heyecanlar içinde idrak edilir Sadece bir “akşam yemeği” değildir bu Başı Besmeleli, sonu dualı, herkesin aynı ciddiyet ve şuur içinde birleştiği İlahi zaman dilimleridir Sahurda teheccüd fırsatı Genç ihtiyar, çoluk çocuk herkes için Ramazan ayrı bir bereket kaynağı Gecenin sabaha yakın bir vaktinde sahur yemeği için kalkanlar için aynı vakitler teheccüd, kaza namazı kılma, secdeye kapanıp samimane dua etme vakitleridir Müminler bu mübarek zaman dilimlerinde melek gibi halleri ve nurlu yüzleriyle kainatın ritmine ayak uydurur ve karanlıklar içinden “uyanmış” ve küfürler içinde “inanmış” olmanın neşesini yüzlerine nakşeder Kadir’i kaçırma korkusu Kadir Gecesi için “Son 10 gün tek geceler içinde arayın” denmiş ya, o zaman ne olacak? Hemen eş dost birlikte “Kadir’i Arama Bulma ve İhya Etme Cemiyeti/KABİEC” şeklinde cep telefonlarıyla bir grup oluşturulacak! Hadislerde işaret edildiği gibi ferah fahur, yıldızların kaynadığı gökyüzü gözlenecek, ya da hak ehlinden işaret beklenecek; hele “Bu gece Kadir olsa gerek!” dendi mi, hemen mesajlar mesajları kovalayacak şirket-i maneviye çalışmaya başlayacak İtikafa “birileri” mi girer? Mahalle camisinde hep “birilerinin”, “bazı amcaların” Ramazan’ın son 10 günü içinde yaptığını bildiğimiz güzel bir ibadet Aslında, siz de itikafa girebilirsiniz? Nasıl mı? İtikaf, cuma kılınan bir mescidde ibadet kasdıyla belli bir süre bulunmak demek Sünnet olanı bildiğimiz gibi Müstehab olanı ise bir camide itikaf niyetiyle en az “3 kere Sübhanallah” diyecek kadar bulunmaktır Yeter ki, “neveytü’l i’tikaf” (İtikafa niyet ettim) diyelim Tekne oruçları İftarın öğle ezanıyla açıldığı, “jünyör” oruç adayları için özel olarak hazırlanmış iki aşamalı bir nefis terbiye sınavı İkinci aşama ise eğer ikindi civarı bir problem yaşanmamışsa normal olarak akşam vakti bitebiliyor Mukabeleler 1400 küsûr yıldır süren, Rabbimiz’in şifalı kelamını hoca hanımlar ya da efendilerle birlikte karşılıklı zikrederek, sevapla kucaklaşma fırsatı Çadırda iftar zamanı Bizim “kanıksadığımız” ancak özellikle turistlerin havsalalarının alamadığı bu pratik ve zekice yardımlaşma ritüeline artık çok tanınmış firmalar ve sanatçılar da sponsor oluyor Tavuk-pilav, tulumba tatlısı ve ayran ise vazgeçilmez 4’lü Davul operetleri Şimdilerde daracık sokaklara sıkışmış büyük şehir insanı, gecenin bir vakti gelen davul sesinden bîzar durumda Çünkü o saatte sokak sokak dolaşan görevli, gerçekten uyandırabilmek için var gücüyle asılıyor tokmağa Halbuki, normal ahengi içinde çalıp, bir iki de mani söyleyebilseler ne hoş olur değil mi? Hadi onlar yapamıyor, peki ya siz ev ahalisi...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İşte geldi Ramazan
« Posted on: 19 Nisan 2024, 12:29:07 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İşte geldi Ramazan rüya tabiri,İşte geldi Ramazan mekke canlı, İşte geldi Ramazan kabe canlı yayın, İşte geldi Ramazan Üç boyutlu kuran oku İşte geldi Ramazan kuran ı kerim, İşte geldi Ramazan peygamber kıssaları,İşte geldi Ramazan ilitam ders soruları, İşte geldi Ramazanönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes