> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > Rabıta ve Nakşibendilik > Nakşibendîlerin Râbıtaya İlişkin Delilleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Nakşibendîlerin Râbıtaya İlişkin Delilleri  (Okunma Sayısı 1351 defa)
25 Haziran 2010, 17:14:29
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 25 Haziran 2010, 17:14:29 »



Nakşibendîlerin Râbıtaya İlişkin Delilleri

 

Halid Bağdâdî, "Risâle’tun Fi Tahqıyq'ır-Râbıta" adı altında sırf râbıta ko­nusunda yazdığı bir kitapçıkta şöyle demektedir:

«Ulularımızdan kimisi, tasavvuf terbiyesini gerek kendine, gerekse baş­kasına uygularken sadece râbıta ile yetinirdi. Çünkü bu, Allah'da fânî olma­nın (Allah'da eriyip yok olmanın) [1] hazırlık aşaması olan şeyhde eri­mek için en yakın yoldur. Onlardan, râbıtayı Allah'ın şu sözlerine da­yandıran da vardır:

"Ey iman edenler! Allah'(a itaatsızlık) tan sakının ve doğru­larla beraber olun." (Kurân-ı Kerîm 9/119) [2]

 Tarîkat silsilesiyle Halid Bağdâdî'ye bağlı olan Muhammed Emîn el-Kurdî de râbıtayı kanıtlamaya çalışırken önce şu ifadeyi kullanmaktadır:

«Bu konuda gerek âyet, gerekse hadis olarak mevcut bulunan deliller ise bilinemeyecek gizlilikte değildirler. Nitekim Allah Teâlâ şöyle buyurmakta­dır:»

«Ey iman edenler! Allah'(a itaatsızlık) tan sakınınız ve O'na, (sizden hoş­nut­ olacak) vesîleler arayınız.» (K. Kerim 5/35) [3]

 Bu âyet-i kerîmeyi, daha önce anlatılan merasim çerçevesi içindeki uy­gu­lanışıyla râbıtaya delil gösteren, yalnızca bu şahıs değildir. Bilindiği kada­rıyla bütün Nakşibendîler -her nasıl ikna olabiliyorlarsa!- bu görüşü paylaş­makta­dırlar.

Muhammed Emîn el-Kurdî'nin, râbıtaya delil olarak gösterdiği bir diğer âyet ise, aynen Halid Bağdâdî'nin yukarıda adı geçen risâlesinde naklettiği Tevbe Sûresi'nin 119'uncu âyet-i kerîmesidir. Bu konuyu özellikle işlemiş bulunan Nakşibendî rûhanîlerinin hemen tümü, bu iki âyeti, (yani Mâide Sûresi'nin 35'inci ve Tevbe Sûresi'nin 119'uncu âyet-i kerîmelerini) râbı­taya delil ola­rak göstermişlerdir.

El-Kurdî'nin, kanıt olarak ileri sürdüğü bir de şu meâldeki hadis-i şerif vardır:

«Kişi sevdiği ile beraberdir.»

Nakşibendîler, râbıtanın  Kur'ân'a ve sünnete dayandığını büyük bir ıs­rarla ileri sürmektedirler. Bunlardan Mustafa Fevzi  şunları söylüyor:

«Var bu yolda çok ehâdîs-i Nebi,

Râbıta makbûl-i Hak'dır gün gibi.» [4]

 Şair, yukarıdaki beyitte, râbıtayı kanıtlayan -sözde- Hz. Peygamber (s)'in bir­çok hadisleri bulunduğunu hiç çekinmeden ileri sürüyor ve buna delil ola­rak da şu meâldeki hadisi gösteriyor:

«Beni, çocuğundan, babasından, (bir diğer hadisde de kendi canından)  ve tüm insanlardan daha çok sevmedikçe hiç biriniz gerçek anlamda iman et­miş olamazsınız.»

Mustafa Fevzi'ye göre bu ve daha birçok hadis, mürîdin, şeyhine râbıta yapmasını kesin olarak emrediyor (?)

Râbıtayı kitap ve sünnetle kanıtlamaya çalışanlardan biri de Hüseyn ed-Dewserî'dir. Sırf râbıta konusunda, «Er-Rahme'tul-Hâbıta Fi Tahqıyq'ır-Râbıta» adlı bir kitap yazmıştır.

Hüseyn ed-Dewserî,  yazdığı bu risâlenin önsözünde: Kitabı, H.1237 yı­lında -özel bir sebepten dolayı- müstear bir isim kullanarak yazdığını, daha sonra amacının yerine geldiğini, bu kez kitabı kendi adıyla yayınladığını ifade etmektedir.

Hüseyn ed-Dewserî'nin bu risâlesi, sırf râbıta konusunda kaleme alın­mış hemen hemen en kapsamlı bir kitaptır. Yazar, kendince râbıtayı uzak­tan ya­kından ilgilendiren birçok ayrıntılara dokunmuş, kanâat ve yargısını açıkça dile getirmiştir. Yazarın en ilginç ifadeleri ise râbıtayı inkâr edenlere yönelt­tiği suçlamalar ve ağır hakaretlerdir.

Hüseyn ed-Dewserî de diğerleri gibi, râbıtanın meşruluğu konusunda ka­nıt olarak Mâide Sûresi'nin 35'inci âyeti-i kerîmesini göstermektedir. [5]

 Yazar: «Tecrübeyle öğrenmiş bulunuyoruz ki, râbıtayla meşgul bulunduğumuz zaman amellerimiz gaflet şâibesinden temiz kalmış olur. Gafletle yapılan amel ise makbul değildir. » diyor.[6]

Râbıtayı, kendi üslûbuyla ve kanâati doğrultusunda genişçe anlat­maya çalışan Hüseyn ed-Dewserî, kendisine itiraz eden biri varmış gibi ha­yâlî mu­hatabını işaret ederek şunları söylüyor:

«Eğer inkârcı kardeşimiz -Allah taksirâtını affetsin !- derse ki: »

«– Söylediğin bu sözleri anladık, râbıta, kalbi irtıbatlandırmak, (yani bir mürşide bağlanmaktır.) Ancak bu -söylediğin- laf bizzat ona engel oluştur­maktadır. Hiç bir çıkar beklemeden sırf Allah rızası için sevmek vâcip, güzel ahlâk ve gidişata sahip insanlara karşı sempati beslemenin gerekliliği de de­lillerle sabittir. Bütün bunları anladık, fakat zihinde bir adamın şeklini can­landırmakla şu sayıp döktüğünüz şeylerin gerçekleşmesi de nasıl olurmuş ?!»

«Ona, birkaç alternatifle cevabımız şudur:»

«...Farkında değil misin ki, ihram tekbirini alıp namaza durduğun za­man, sana zekâtını verecek tüccarı, işini görecek devlet sorumlusunu, ve­ziri, ya da malını ve aile halkını zihninde canlandırıp onlarla meşgul olu­yorsun. Hatta bunların bütün hepsini bir rekatın, ya da bir secdenin içine bile sığdırıyor ve hiç utanmadan karşısında durmuş bulunduğun Rabb'ini unutuveriyorsun. Ondan sonra da ne söylediğinin farkında olmadan na­mazdan çıkıyorsun. Yoksa bunu inkâr mı ediyorsun ? Fakat inkâr edeceğini hiç sanmıyorum !»[7]

 Anlaşıldığı üzere namazda duran bir kimse, yazara göre tüccarı, devlet adamını, malını ve çoluk çocuğunu aklına getireceğine şeyhini zihninde canlandırmalı, yani ona râbıta yapmalıdır! Râbıtacı yazar, Allah'ın huzu­runda duran bir Müslüman’ın, ancak böyle davrandığı tak­dirde gafletten kurtulabileceği ve ibâdetinin makbul olabileceği kanâatindedir.

 

***

 

Zaman zaman önemini kaybeder gibi olan bu râbıta olayı, son birkaç yıl­dır yeniden gündeme getirilmiş bulunmaktadır. Özellikle tefsir çalışması olarak RUHU'L-FURKAN adı altında kaleme alınan bir kitapta râbıtaya çok geniş bir yer verilmiştir. Merkezleri İstanbul-Çarşamba'da bulunan gele­nekçi bir Nakşî cemaatinin lideri ve bir grup yandaşı tarafından yazılan bu kitapta râbıtanın bir Allah ve Peygamber emri olduğunu kanıtlamak için dokuzu âyet, on dördü ise hadis olmak üzere toplam yirmi üç delil ileri sür­müşler­dir.

 Noktalamaya varıncaya kadar, üslûp, anlatım ve yorumlarıyla tama­men onlara ait olan bu deliller sırayla şöyledir:

1. «O, sizin aranıza sevgi ve acıma koydu. (Rum Sûresi: 21)»[8]

 2. «Enes (r.a.) den rivâyet edilmiştir ki: Halk yağmursuz kalıp kıtlığa uğ­radıkları zaman Ömer İbnul Hattab, (Peygamber'in amcası) Abbas İbni Abdilmuttalib'i vesîle edinerek yağmur duası yapar  ve duada "Ya Allah ! bizler, peygamberimizi vesîle edinerek sana niyaz ettiğimizde bize yağmur ihsan ederdin. (şimdi de) Peygamberimizin amcasını vesîle edinerek senden niyaz ediyoruz. (yine) yağmur ihsan eyle (Buhari, İstiska:3)»[9]

 3. «İmanın en üst derecesi, Allah için (Allah dostlarını) sevmen, Allah için (Allah düşmanlarına) buğz etmen ve dilini Allah'ın zikrinde çalıştır­mandır. (Ali el-mütteki, kenzü'l-Ummal: 1/37-38 H. No:6773)»[10]

 4. «Yusuf (a.s.) kasıtsız olarak, elinden gelmeyerek, ona, (Züleyha'ya) meyletti. Rabbisinin burhanını (delilini) görmeseydi, (o meyline göre hare­ket edebilirdi.) (Yusuf Sûresi: 24)»[11]

 5. «Ebu Malik El-Eşcai'nin babasından rivâyet ettiği:»

«Rüyada beni gören hakikatta beni görmüştür. (Ali el-mütteki, Kenzü'l-Ummal: 15/382 H.No: 31477)»[12]

 6. «Sadıklarla beraber olunuz. (Tevbe suresi: 24)»[13]

 7. «İbni Abbas (ra) dan rivâyet edildiğine göre, bir kere Resulullah (s.a.v.) Efendimize: »

«Meclis arkadaşlarımızın en hayırlısı hangisidir ? diye sorulduğunda, Efendimiz (s.a.v.): »

«"Kimi görmek size Allah'ı hatırlatıyor, kimin konuşması sizin ilmi­nizi artırıyor, kimin de ameli size ahireti hatırlatıyorsa işte onlar en hayırlı ar­kadaşlarınızdır." buyurdu. (Askalani, el- metalibul Aliye: 3/193) [14]

 8. «Allah-u Teâlâ'nın

«–Onlar meclis arkadaşlarımdır." (Buhari, Deavât: 66) hadisi kutsisi ge­reğince de onlarla oturmak, zikredilen Mevla Teâlâ ile beraberliği kazandı­rır." buyurdu.»[15]

 9. «Ebu Hureyre'den rivâyet edildiğine göre Resulullah (s.a):

"– Nerede olursanız bana salat (-u selam) edin. Çünkü sizin salatınız, bana ulaşır, buyurmuştur.»[16]

 10. «Meşayihi kiram,

"O. (Cebrail (a.s.) Onun (Meryem validemiz) için, bütün azası yerinde tam bir insana benzerdi. (Meryem Sûresi: 17) âyetinde bu meseleyi zihinlere yaklaştırdılar." »[17]

 11. «Yine onlardan Alim-i Allame es-Sefiri el-Halebi eş-Şafii, Buhariye yaptığı şerhte:»

«"Sonra, Efendimiz (s.a.v) e tenha (da ibâdet) sevdirildi. (Buhari, Babül Vahy: 3 ) "»[18]

 12.  «Yine onlardan Allame Fasi, Delaili Hayrat şerhinin birkaç yerinde meseleyi açıklamıştır.»

«Birisi de:

«Abdullah İbni Mesut[19] (r.a.) dan rivâyete göre, Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdu:»

« Kıyamet gününde insanların bana en yakını (şefaatıma en layık olanı) bana en çok salat (-u selam) getirendir. (Tirmizi, Salat:325, 2/3554)»[20]

  13. «Nitekim Allah-u Teâlâ

«Her kim Allah ve Resulüne itaat ederse, işte onlar, Allah (-u Teâlân) ın, kendilerine inam (iyilik) ettiği nebiler, Sıddıklar, şehitler ve salihlerle be­ra­berdir. Ve bunlar en güzel refik (arkadaş) tırlar buyuruyor.  Nisa suresi: 69»[21]

  14. «...Aişe (r.a.) Validemizden rivâyete göre: »

«Resulullah (s.a.v.):

«– Ruhlar toplu ordulardır. Onlardan (ezelde Allah yolunda) birbiriyle tanışanlar i'tilaf eder (anlaşır, Allah uğrunda) tanışmayanlar ise ihtilaf eder. (dünyada zıtlaşır) lar. buyurdu. (Buhari, enbiya : 2,4/104, Müslim: 8/41, Ebu Davud: 46359, Müsnedi Ahmed: 2/295 )»

  15. «Bütün bu imamlar ve bütün mahlukatı yaratan Allah-u Teâla bu­yurdu ki: »

«– O'na (sizi kavuşturacak) vesîle arayın. (Mâide Sûresi: 35) »[22]

 16. «İsmail, Elyasa ve zülkifl (a.s.v.) i hatırla, hepsi en hayırlı kullardan­dır. (Sad suresi, Ayet 0 48)» ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Nakşibendîlerin Râbıtaya İlişkin Delilleri
« Posted on: 29 Mart 2024, 15:45:47 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Nakşibendîlerin Râbıtaya İlişkin Delilleri rüya tabiri,Nakşibendîlerin Râbıtaya İlişkin Delilleri mekke canlı, Nakşibendîlerin Râbıtaya İlişkin Delilleri kabe canlı yayın, Nakşibendîlerin Râbıtaya İlişkin Delilleri Üç boyutlu kuran oku Nakşibendîlerin Râbıtaya İlişkin Delilleri kuran ı kerim, Nakşibendîlerin Râbıtaya İlişkin Delilleri peygamber kıssaları,Nakşibendîlerin Râbıtaya İlişkin Delilleri ilitam ders soruları, Nakşibendîlerin Râbıtaya İlişkin Delilleriönlisans arapça,
Logged
21 Aralık 2013, 03:53:15
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 21 Aralık 2013, 03:53:15 »

Bilgiler için Allah razı olsun.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes