Konu Başlığı: Toplumlarla İlgili Sünnetullah Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 25 Ocak 2012, 12:41:01 TOPLUMLARLA İLGİLİ SÜNNETULLAH Genel Kaide İnsan ve toplum arasında bazı benzerlikler bulunmaktadır. Doğmak, yetişmek, gelişmek, ihtiyarlamak ve ölmek bir insan için nasıl geçerli ise toplumlar ve ümmetler için de geçerlidir. Sosyolojiye ilgi duyan kimseler, insan ve toplum için geçerli olan bu yasayı bilmektedirler. Osmanlı devletini, bu aşamaları yaşamış bir devlet olarak kabul edebiliriz. Tabi ki her devletin veya her ümmetin bu aşamaları mutlaka yaşaması söz konusu değildir. Bu konuyla ilgili ayet-i kerimede şöyle buyurulmaktadır. Her ümmetin belli bir eceli vardır. Ecelleri gelince ne bir an geri kalabilirler, ne de bir an ileri gidebilirler. A'raf 34 Ayet-i kerimede her ümmete verilen bir süre, takdir edilmiş bir ecel olduğu beyan edilmektedir. Ancak ecelin ne zaman geleceği ve hangi saat vuku bulacağı bizler için meçhuldür. Bir insanın gençlik çağında ölmesi mümkün olduğu gibi, bir devletin de en güçlü zamanında yıkılması mümkündür. Prusya veya Çin imparatorlukları ihtiyarlık ve çöküntü aşamalarını yaşamasına rağmen zamanımızdaki Çin veya Rusya bu aşamaları yaşamadan da yıkılabilir. Birçok batılı sosyolog bu görüşe karşı çıkmayacaklar "İhtiyarlık ve çöküntü aşamalarını yaşamadan, iç veya dış müdahalelerle yıkılmaları ihtimal dahilindedir" diyeceklerdir. "Genç ve güçlü bir devletin, ihtiyarlık ve çöküntü aşamalarını yaşamadan, iç ve diş müdahalelerle yıkılmaları ihtimal dahilindedir" diyen bu sosyologların, ihtimal dahiline almadıkları bir husus vardır. Genç ve güçlü bir devletin, beşeri müdahalelerle değil, bizzat ALLAH' (cc.) tarafından helak edilmesi! Hiç olur mu? Bu soruyu soranlar, tarihten bihaber olan kimselerdir. Firavun ve ordusunun Kızıldeniz'de helak olması, hiçbir nesil tarafından yalanlanmadan günümüze ulaşan mütevatir bir olaydır. Nuh tufanı, Ad, Semud ve Lut kavminin başına gelenler, yine mütevatir olarak günümüze ulaşmaktadır. Tarihçiler ve arkeologlar bu " gerçekleri bilmelerine rağmen, yine de bu olayları geçmişe özgü olaylar olarak değerlendirmektedirler. Geçmişte bu gibi olayların meydana geldiğini bilmekteler fakat bir daha tekrarlanmayacağım zannetmektedirler. Tabi ki bu yaklaşım, hiçbir delile dayanmayan batıl bir yaklaşımdır. Çünkü geçmiş tarihte meydana gelen bu helaklar yine meydana gelebilecektir. Firavun ve orduları nasıl helak edilmişse, zamanımızdaki firavunlar ve orduları da helak edilebilecektir. Bu bir kehanet mi? Elbetteki degil! Çünkü müslümanlar kehanete inanmadıkları gibi kehanette bulunmaktan da ALLAH'a sığınırlar. O halde zamanımızdaki firavunların ve ordularının da helak olabileceklerini neye istinaden söylüyoruz? Yoksa Hz. Musa (a.s.) tekrar gelecek mi? Tabi ki bunu da söyleyemeyiz ve söylemiyoruz. Hem Hz. Musa (a.s.)' ın tekrar gelmesine ne gerek var? Firavun ve ordularını.Hz Musa (as) helak etmedi ki, zamanımızdaki firavun ve ordularının helak edilmesi İçin Hz. Musa (a.s.)'a gerek duyulsun. Güçlü bir devlet olan Firavun'u ordularıyla birlikte helak eden alemlerin Rabbi ALLAH (c.c.)'dır. Firavun ve ordularını helak eden ALLAH (cc.) zamanımızdaki Firavunları ve bu firavunlara bağlı orduları da helak edebileçektir. Tabi ki bu helak olayı, gelişi güzel bir olay değildir. Şanı yüce Rabbimiz hiçbir ülkeyi sebebsiz olarak helak etmez ve etmemiştir. Bu helak olayı, Sünnetullah gereği meydana gelen bir "olaydır. Geçmişteki kavimler, toplumların helakıyla ilgili bu Sünnetullah ile karşılaşıp, bu Sünnetullah ile uyarılıp ikaz edilmelerine rağmen inkarlarında devam ettikleri için bu Sünnetullahın gereği olan helakla karşılaşmışlardır. Zamanımızdaki Firavunlar da bu Sünnetullah'ta uyarılıp-ikaz edilmelerine rağmen inkarlarında devam ederlerse, aynı Sünnetullahın gereği olan helakla karşılaşacaklardır. Her peygambere bu Sünnetullah gerçeği bildirilmiş ve kavimlerini bu Sünnetullahın gereği olan helakla uyarıp-ikaz etmeleri emredilmiştir. Yaşadığımız çağa yeni bir peygamber göndermeyecek olan Rabbimiz, bu peygamber görevini günümüzdeki dünya müslümanlarına yanı ümmet-i Muhammed'e yüklemektedir. Zamanımızdaki dünya firavunlarını bu Sünnetullah ile karşılaştıracak ve bu Sünnetullah ile uyârıp-ikaz edecek olan müslümanlar, bu kutlu müslümanlardır. Peki bu Sünnetullah nedir? Hiçbir toplumu haketmedikleri bir helakla karşılaştırmayan Rabbimiz, herhangi bir toplumu ne gibi davranışlarından dolayı ve hangi sünneti ile helak etmektedir. İşte alemlerin Rabbi olan ALLAH (c.c.)'(n bu konuda kesin, değişmeyen, devamlı tekrarlanmış ve yine tekrarlanacak olan genel bir kanunu, bir adeti, bir sünneti vardır. Her toplumu, her ülkeyi, her devleti içine alan bu genel kanunu şu ayet-i kerimelerle idrak edebiliriz. Biz refah içinde şımarıp azgınlaşan nice ülkeleri helak ettik, işte meskenleri ki, kendilerinden sonra bunların pek azında oturulabilir idi. Varis olanlar biziz. Senin Rabbin, ana merkezlerine ayetlerimizi okuyan bir resul göndermedikçe ülkeleri yıkıma uğratıcı degildir. Biz ancak halkı zulmetmekte olan ülkeleri helak ederiz. Kasas 58.59 Biz, bir ülkeyi yıkıma uğratmak istediğimiz zaman, oranın nimet ve refahtan şımarmış elebaşlarına emirlerimizi bildiririz. Onlar ise onda (emirlerimizde) bozgunculuk yaparlar. Artık onun üzerinde hüküm hak olur ve o ülkeyi kökünden helak ederiz. İsra 16 Biz hangi ülkeyi helak ettikse, muhakak onların halkını uyaranlar olmuştur. Onlara öğüt verilmiştir. Biz zulmetmiş değiliz. Şuara 208.209 Zikrettiğimiz ayet-i kerimelerde beyan edildiği gibi, helak edilen ülkelerdeki insanlar, helak emri gelmezden önce uyarılıp-ikaz edilmişlerdir. Bu uyarıp-ikaz etme olayını, sadece İlahi hükümlere davet olarak anlamamalıyız. Uyarıp-ikaz etme olayını sadece davet olarak anlarsak, bazı davetlerle karşılaşıp bu davetleri reddeden müstekbirlerin neden helak olmadıklarını anlayamayız. Bu müstekbirlerin söz konusu toplu helakla karşılaşmama nedeni, ülkeleri helak eden bu Sünnetullah'dan bihaber oldukları içindir. Oysa ki bütün peygamberler kavimlerini İlahi hükme davet etmişler ve bu daveti kabul etmedikleri zaman Rabbimizin sünneti ile topluca helak edileceklerini açıkça bildirmişlerdir. Helak edilen bütün kavimler, uyarılıp-ikaz edildikleri ve kendilerine bildirilen bir helakla karşılaşmışlardır. Bu kavimlere geçmiş kavimlerden örnekler verilmiş ve İlahi daveti kabul etmedikleri zaman, aynı Sünnetullah ile kendilerinin de helak edilecekleri beyan edilmiştir. Çünkü bu Sünnetullahın değişmesi veya ertelenmesi mümkün değildir. Artık onlar öncekilere uygulanan sünnetten başka bir şey mi bekliyorlar? Sen, ALLAH'ın sünnetinde kesinlikle bir değişiklik bulamazsın ve ALLAH'ın sünnetinde kesinlikle bir dönüşüm de bulamazsın. Fatir 43 Toplumların ve ülkelerin helakıyla ilgili genel kaideyi kısaca şu şekilde ifade edebiliriz: Herhangi bir ülke apaçık belgelerle ALLAH'ın hükümlerine davet edilir ve bu İlahi daveti kabul etmedikleri zaman Rabbimizin kesin ve değişmeyen sünnetiyle helak edilecekleri kendilerine bildirilirse, bu ülkedeki insanlar söz konusu Sünnetullahın hükmü çerçevesine girmektedirler. Ya kabul ederek kurtuluş bulurlar ya da reddederek helak olurlar. Ancak belirttiğimiz gibi apaçık belgelerle tebliğ ve Sünnetullah ile uyarının gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Konu Başlığı: Ynt: Toplumlarla İlgili Sünnetullah Gönderen: Ceren üzerinde 18 Şubat 2018, 15:58:11 Esselamu aleykum.Rabbim razi olsun bilgilerden kardesimm. ...
Konu Başlığı: Ynt: Toplumlarla İlgili Sünnetullah Gönderen: Mehmed. üzerinde 19 Şubat 2018, 15:02:08 Ve aleykümüsselam Rabbim toplumumuzun hayrını artırsın Rabbim paylaşım için razı olsun
Konu Başlığı: Ynt: Toplumlarla İlgili Sünnetullah Gönderen: Sevgi. üzerinde 31 Mart 2018, 03:15:45 Aleyküm Selam. Rabbim toplum olarak bizleri hayırlara ulaştırsın inşaAllah
Konu Başlığı: Ynt: Toplumlarla İlgili Sünnetullah Gönderen: Ceren üzerinde 31 Mart 2018, 14:21:51 Aleykumselam.rabbim bizleri peygamber efendimizin yolunda giden ve müslüman kardeşleri ile birlikte islamin izin veridigi ve istedigi olcude birlik beraberlik içinde yaşayan kullardan eylesin inşallah. ..
|