Konu Başlığı: Apaçık Belgelerle Tebliğ Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 25 Ocak 2012, 12:37:41 Apaçık Belgelerle Tebliğ Kur'an'ı Kerim'de zikredilen peygamber kıssalarında beyan edildiği gibi, bütün peygamberlerin gönderiliş gayesi; cahiliyeyi bilerek veya bilmeyerek benimseyen insanların, sadece ve sadece alemlerin Rabbi olan Allah(c.c.)'a kulluğa davet edilmeleridir. Peygamberlerin bu davetinde 'Lailaheillallah' gerçeği tebliğin özünü ifade etmekte, firavunluk ve firavunlara kulluk açık bir dille inkar edilmektedir. Bu açık tebliği gündeme getirecek olan dünya müslümanlarının önemle dikkat etmeleri gereken husus, tebliğe muhatap olan insanların Allah'ın ayetleri ile karşı karşıya getirilmeleridir. Samimi niyetlerle de yapılsa, tebliğe muhtaç olan insanların kişisel fikirlere veya kanaatlere davet edilmesi, Rabbani bir davet değildir. Böylesi davetlerde bulunan kimseler, Resulullah (s.a.v.)'in peygamberlik dönemi öncesindeki suskunluğunun nedenini idrak edemeyen kimselerdir. Mekke'deki putlardan nefretle ictinap eden Resulullah (s.a.v.), insanların bu iğrenç sapıklıklarını görmesine rağmen Allah adını kullanarak neden bir davette bulunmamıştır? Bunun nedeni açıktır! Çünkü Allah adını kullanarak yapılacak olan davetin, sadece ve sadece Allah'a olması gereklidir. Allah'a davet ise elbetteki Allah'ın beyan ettiği hükümlerle gerçekleşebilir. Alemlerin Rabbi olan Allah'ın insanlar için neyi helal, neyi haram kıldığını ve neleri emredip, nelerden sakındırdığını bilmeden Allah'a davet ise elbetteki mümkün değildir! Nitekim Kur'an'ı Kerim'in önemli bir indiriliş gayesi, bizleri bu konuda aydınlatmak ve bu önemli boşluğu doldurmak içindir. O, sadece bir öğüt ve apaçık olan bir Kur'an'dır. Diri olanları uyarıp-korkutmak ve küfre sapanların üzerine sözün hak olması için (indirilmiştir). Yasin 69.70 Kur'an ile uyarılacak, Kur'an ile korkutulacak ve yine Kur'an ile apaçık tebliğ yapılacaktır. Karşı çıkanlar hangi hükme karşı çıktıklarını, yalanlayanlar kimin hükmünü yalanladıklarını bileceklerdir. Bu daveti, bu uyarıyı reddeden kimse, mübelliğin kişisel görüşünü değil, Allah'ın hükmünü reddetmiş olacaktır. Çünkü toplumların ve ülkelerin helakıyla ilgili Sünnetullah, beşeri görüşlerin değil, İlahi hükümlerin yalanlanması üzerine gerçekleşmektedir. Firavunlar ve firavunların destekçileri Allah'ın hükümlerine davet edilecekler ve Allah'ın hükümleri ile karşı karşıya getirileceklerdir. Alay edip yalanladıkları zaman mübelliğin kişisel görüşünü değil, Allah'ın hükmünü yalanlamış olacaklardır. Nitekim bu dehşet verici yalanlama, onların helakına neden olmaktadır. Ayrıca bu Sünnetullah'ın, peygamberlerin yalanlanması üzerine gerçekleştiğini de düşünemeyiz. Çünkü böyle olsaydı, Resulullah (s.a.v.)'in vefatıyla birlikte bu Sünnetullah'ın yürürlükten kalkması gerekirdi. Oysaki bu Sünnetullah günümüzde de yürürlüktedir ve daha sonra temas edeceğimiz gibi, kıyamet bu Sünnetullah'ın bir tecellisi olarak kopacaktır. Çünkü toplumların he-lakıyla ilgili bu Sünnetullah, peygamberlerin, yalanlanması üzerine değil, Allah'ın hükümlerinin yalanlanması üzerine gerçekleşmektedir. Onlar yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı? Böylece kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görsünler. Onlar kendilerinden daha güçlüydüler. Toprağı işlemişler ve onu kendilerinden daha fazla imar etmişlerdi. Peygamberleri de, onlara açık belgelerle gelmişlerdi. Şu halde Allah onlara zulmetmiyordu. Fakat onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı. Sonra da kötülük yapanların uğradıkları son, Allah'ın ayetlerini yalanlamaları ve onlan alay konusu edinmeleri dolayısıyla çok kötü oldu. Rum 9.10 Zikredilen ayet-i kerimede, helak edilen kavimlerin, Allah'ın ayetlerini yalanladıkları için helak edildikleri açıklanmaktadır, İlahi ayetler peygamber veya müslümanlar tarafından kendilerine iletildiğinde, bu ayetleri yalanlayanlar, peygamberleri veya müslümanları değil, Allah'ın ayetlerini yalanlamış olmaktadırlar. Ey Muhammed! Onların söylediklerinin seni üzeceğini elbette biliyoruz. Onlar aslında seni yalanlamıyorlar, fakat o zalimler Allah'ın ayetlerini inkar ediyorlar. En'am 33 Müslümanlara düşen görev, Rabbani mesajı İlahi ölçülere uygun olarak gündeme getirmektir. İnsanlar Allah'ın ayetleri ile karşı karşıya getirildiği zaman, şanı yüce Rabbimiz bu ayetlerin hak olduğunu onların kalplerine nüfuz ettirecektir. Böylece Kur'an'ı mücrimlerin kalblerine sokarız, lama ona yine de inanmazlar. Oysa evvelkilere uygulanan sünnet (uğradıkları akibet) meydandadır. Hicr 12.13 Biz,ayetlerimizi hem âfakta (dış alemde ), hem de kendi nefislerinde onlara göstereceğiz ki; onun hak olduğu açıkça belli olacak. Rabbinin her şeye şahit olması yetmez mi? Fussilet 53 Helak edilen bütün kavimler ve bütün firavunlar, helak olmazdan önce ayetlerin hak olduğunu anlamışlardır. Bunu anlamalarına rağmen sosyal konumlarını veya kişisel menfaatlerini terketmemek için yalanlamakta ısrar etmektedirler. Rabbimiz elbetteki bu inkarcıların durumuna vakıftır. Ayetlerin hak olduğunu görmelerine rağmen nefsi marazlarla bu ayetleri inkar ettiklerini bilmektedir. Nitekim ayet-i kerimenin sonunda "Rabbinin her şeye şahit olması yetmez mi?" buyrulmaktadır. Ayetleri inkar eden bu zelil yaratıklar, hesaba çekilecekleri zaman "Ya Rabbi biz ayetlerin hak olduğunu bilmiyorduk. Bu nedenle inkar etmiştik." diyemeyeceklerdir. Çünkü onlara ayetlerin hak olduğu gösterilmiş ve bu durumlarına şanı yüce Rabbimiz şahit olmuştur. Durmak bilmeden ilerleyen zaman, dünya insanlarını korkunç bir akibete yaklaştırmaktadır. Bu akibet mücerret olan devletleri değil, müşahhas olan insanları tehdit etmektedir. Cehennem azabına meclis duvarları veya makam koltukları değil, bu koltuklarda oturan ve bu yapıda bulunan insanlar düçar olacaklardır. Bu nedenle öncelikle insanların kurtarılması ve kurtuluşa davet edilmesi gerekmektedir. Daha önce de belirttiğimiz gibi Rabbani tebliğin gerçekleşebilmesi için insanlar sadece ve sadece Allah'a davet edilecekler ve Allah'ın hükümleriyle karşı karşıya getirileceklerdir. Çünkü Sünnetullah'ın gerektirdiği tebliğ, bu şekilde yapılması zorunlu olan apaçık bir tebliğdir. Allah'ın ayetleri ile Alllah'a davet edilmelerine rağmen bu daveti reddeden toplumlar, toplumların helakıyla ilgili Sünnetullahın hükmü çerçevesine girmekteler ve Rabbimizin bu sünneti ile helak olmaktadırlar. Bir kavmi, bir milleti, bir ülkeyi topyekün helak eden Sünnetullah'ın, Allah'ın ayetlerinin yalanlanması ve bu ayetlere karşı çıkılması neticesinde meydana gelmesi, belki de birçok insan tarafından anlaşılmayacak ve bu insanlar "Bir ülkenin helak edilmesi gibi müthiş bir olay, sadece Allah'ın ayetleri yalanlanması üzerine mi gerçekleşiyor?" diyerek, istifhamlarını dile getirebileceklerdir. Çünkü bu .insanlara şeytani telkinlerle, her şeyi hoş gören ve her şeyi affeden bir Allah telakkisi verilmiştir. Bu insanlar ne yaparlarsa yapsınlar, İlahi bir azapla karşılaşmayacakları zannındadırlar. Bu insanlara alemlerin Rabbi olân Allah (cc.) yanlış ve eksik tanıtıldığı için; bu yanılgıya düşen insanlar Allah'ın yalanlanmasını, kendilerinin yalanlanması gibi kabul etmekteler ve dolayısıyle olayın dehşetini idrak edememektedirler. Oysa bir insan diğer bir insanı yalanlayabilir. Yalanlanan insan doğru söylüyor da olabilir. Bu olayda yalanlayan da yalanlanan da bir insandır, bir beşerdir, bir yaratıktır. Böyle bir durumda yalanlayan kimse Allah (c.c.)'a karşı "Ya Rabbi benim yalanladığım söz, bir insanın sözüdür. Ben onun yanılabileceğini düşünerek yalanladım." diyebilirdi. Ancak, yalanlayan insanın yalanladığı söz, Allah kelamı ise! İnsan denilen mahluk, Allah'ın hükmünü inkar ediyor, bu hükme karşı sıkıyor ve bu hükmü alay konusu ediniyorsa! Nedir bu? Küçümsenecek bir olay, atfedilebilecek bir yanılgı mı? Alemlerin Rabbi olan Allah (cc), ayetlerini yalanlayan bu insanları hoş mu görecek? Oysa ki şanı yüce Rabbimiz, ayetlerini inkar eden ve ayetlerini alay konusu yapan kimseleri affetmeyeceğini açıkça bildirmektedir. Sonra da kötülük yapanların uğradıkları son, Allah'ın ayetlerini yalanlamaları ve onları alay konusu edinmeleri dolayısıyla çok kötü oldu. Rum 10 İşte, toplumların helakıyla ilgili Sünnetullah, temiz akıl sahibi kimseleri dehşete düşürecek bu yalanlama üzerine gerçekleşmektedir. Yalanlanan, karşı çıkılan ve alay konusu edilen hüküm, Yaratıcının hükmü; yalanlayan, karşı çıkan, alay eden ise bir insan, bir mahluktur. Konu Başlığı: Ynt: Apaçık Belgelerle Tebliğ Gönderen: Ceren üzerinde 18 Şubat 2018, 15:46:50 Esselamu aleykum.rabbim bizleri ona inanan tevekkul eden iman edip onun emirlerine uyan ve kur ani kerimi okuyan anlayan onun rehberliğinde yasayip rahmete erişen kullardan eylesin inşallah. ..
Konu Başlığı: Ynt: Apaçık Belgelerle Tebliğ Gönderen: Mehmed. üzerinde 26 Kasım 2018, 13:07:18 Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri doğru yoldan ayırmasın Rabbim paylaşım için razı olsun
Konu Başlığı: Ynt: Apaçık Belgelerle Tebliğ Gönderen: Ceren üzerinde 26 Kasım 2018, 16:02:08 Esselamu aleyküm.Allaha sonsuz tevekkül içinde inanan kur anın rehberliğinde islamı hakkıyla yaşayan kullardan olalım inşallah...
Konu Başlığı: Ynt: Apaçık Belgelerle Tebliğ Gönderen: Sevgi. üzerinde 27 Kasım 2018, 00:27:05 Aleyküm Selâm. Rabbim bizleri herdaim emir ve yasaklarına uyabilen güzel kullarından olabilmeyi nasip etsin inşaAllah. Amin Ecmăin
Bilgiler için Allah Razı olsun Konu Başlığı: Ynt: Apaçık Belgelerle Tebliğ Gönderen: ilim dünyası dergisi üzerinde 27 Kasım 2018, 03:26:29 Ey Allah'ım seninle aramızdaki yegane mesafe ilimdir. ilim eğer mesafeyi ortadan kaldıracaksa and olsun ki isteğim ilimdir . Rabbim razı olsun...
|